CTP-BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Harnup Festivali açılışında konuşan Eroğlu’nun “altımızdan toprağı, …
CTP-BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Harnup Festivali açılışında konuşan Eroğlu’nun “altımızdan toprağı, başımızdan da bayrağı almak isteyenler var… herkes devlete sahip çıkmalıdır” şeklindeki sözlerini eleştirerek, Eroğlu’nun geçmişte eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da New York’ta Kıbrıs’la ilgili görüşmeler gerçekleştirirken yaptığı adressiz bir kampanya olan “tek karış toprak verilmez” kampanyası gibi bir kampanya başlattığını vurguladı. Eroğlu’nun bugün “İntikam Meleği” tavırları ile ve siyasete ilkel, “töre cinayeti, ya da kan davası” benzeri metotları sokarak UBP’li olmayan herkesi devletteki işten attığına işaret eden Soyer, bu tür yöntemleri uygulayan birinin ne iç barışın oluşması; ne de devlete herkesin sahip çıkmasını sağlayabileceğini kaydetti. Soyar’in konuyla ilgili açıklaması şöyle:
“Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, gerek BM gerekse diğer ülkelerin yetkilileri ile Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak bu önemli aşamada T.C Başbakanı Recep Tayip Erdoğan’la aynı dönemde ABD’de bulunuyor. Bu aşamada Başbakan Derviş Eroğlu yine eski yanlışını tekrarladı.
Geçmişte de New York’ta Kıbrıs sorunu ile ilgili bizzat kendinin de bildiği konularda, dönemin Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş orada görüşmeler yaparken; sırf çözümsüzlük devam etsin diye ve iç siyaset adına bu gün yaptığının aynısını yapmış, dönemin Cumhurbaşkanının arkasından; “tek karış toprak verilemez” kampanyaları gerçekleştirmiş, bu adressiz kampanya ile ülkeye gerginlik taşımıştı.
Şimdi de Cumhurbaşkanımız Mehmet Ali Talat ile T.C Başbakanı Recep Tayip Erdoğan ABD de iken ve neyi görüşeceklerini bildiği halde, yine o zaman yaptığının aynısını gerçekleştirdi.
Derviş bey verdiği demeçte; “altımızdan toprağı, başımızdan da bayrağı almak isteyenler olduğunu” ileri sürerek “herkesin devlete sahip çıkmasını” istedi. Yine adressiz, genellemeci. Ama ABD de kimin olduğu belli…
Kim alacak toprağı altımızdan? Kim alacak bayrağı başımızdan?
Derviş Bey’e soruyoruz. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat mı? Yoksa T.C Başbakanı Recep Tayip Erdoğan mı?
Ayrıca Derviş Bey, mesnetsiz, toprağın ve bayrağın gideceği korkutmacasından sonra; “devlete herkesin sahip çıkmasını” da istedi. Ona bu tezinde de samimi olmadığını açık açık söylemek gerekir.
Devlete sahip çıkmak demek, her şeyden evvel Kıbrıs Türk halkının toprağını, bayrağını, hukuk düzenini, demokrasisini, ekonomik ve siyasi kurumlaşmasını bir an evvel karşılıklı kabul edilebilir bir antlaşma ile uluslararası hukukun ve siyasi ilişkilerin tarafı haline getirmektir.
Bu da, Kıbrıs Türk halkını, kendi Kurucu devletinin eşitliğinde ve federal ilkelerde Ortak ve Birleşik Federal Kıbrıs’ın siyasi eşiti olarak hem AB’de, hem de BM de söz sahibi taraf yapmaktan geçer. Yani antlaşmadan. Yani çözümden.
Ayrıca, başkanı olduğu hükümetin Maliye Bakanı, Sağlık Bakanı, Çalışma Bakanı ve diğer bakanları açık açık 2003’ ten sonra devlete işe başlayan herkesi işten atıp da yerlerine, “UBP tabanının istediğini” yani UBP’lileri almaktan söz ettiğini Derviş bey bilmiyor mu? Kendisi aynı temelde konuşuyor.
50 tane geçici öğretmenlik için sınavı ve demokratik güveni ayaklar altına alıp insanlarımızın öğretmen olmasını yalnızca UBP İlçe Başkanlarının ve örgütlerinin kararına bırakan ve UBP’liler dâhil herkesin vicdanını yaralayan bu anlayış mı devlete sahiplik duygusunu geliştirecek?
Böyle “İntikam Meleği” tavırları ile ve siyasete de ilkel, “töre cinayeti, ya da kan davası” benzeri metotları sokan biri; ne iç barışın oluşmasına; ne de devlete herkesin sahip çıkmasını sağlayabilir.”