Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs sorunuyla ilgili, “Ortaya koyduğunuz vizyon, bugünün gerçekliğiyle bağdaşmıyor. Kavramları çarpıtmayın” saptaması yaptı. Erhürman, Cumhuriyet Meclisi’nde bugünkü konuşmasında, tarihin kavram kargaşasıyla okunduğunun altını çizdi ve “Toplumun önünü tıkıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

“Gerçeğin sadece bir tarafına bakmak, gerçeğe bakmama sonucunu doğurur”
2004 referandumlarının 20’nci yıl dönümünde olunduğunu anımsatan Erhürman, söz konusu dönemde nelerin olduğunun yoğun konuşulduğu bir dönemden geçildiğini vurguladı. Erhürman, “Tarihi doğru bilmezsek, doğru okumazsak, geleceği doğru şekillendirmemiz de mümkün olmaz” diye konuştu. 24 Nisan referandumlarıyla ilgili doğru değerlendirmeler yapılması gerektiğine vurgulayan Erhürman, “24 Nisan referandumlarına giden süreç, hepimiz açısından önemli” dedi. 1999 Helsinki Zirvesi’nin dönüm noktası olduğuna da işaret eden Erhürman, Kıbrıs sorunun çözümünün gerçekleşmemesinin, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyeliği önünde bir engel olmayacağı kararının metne girdiğini anımsattı. Söz konusu kararın, 2004’e giderken, Kopenhag ve Lahey ile birlikte Kıbrıs Rum toplumu açısından “evet” denmesi ortamını da ortadan kaldırdığına vurgu yapan Erhürman, söz konusu durumun, referandum sonuçlarının üstünde etkisi olduğunun altını çizdi. “Gerçeğin sadece bir tarafına bakmak, gerçeğe bakmama sonucunu doğurur” diyen Erhürman, 24 Nisan referandumunda, Kıbrıslı Rumların yüzde 76’sının hayır demiş olmasının, tarihe kaydedildiğini belirtti. 

“Kıbrıslı Türklerin yüzde 65’inin evet iradesi de tarihe kaydedildi”
Kıbrıslı Türklerin yüzde 65’inin evet iradesinin de tarihe kaydedildiğinin altını çizen Erhürman, bu zeminin Kıbrıs Türk halkı için önemli olduğuna dikkat çekti. İki ayrı referandumun bir tanesinde KKTC vatandaşlarının oy kullanmış olmasının önemine işaret eden Erhürman, Birleşmiş Milletler (BM) denetiminde yapılmış referandumlarda, her vatandaşın oy kullandığını ve bunun sonucunda iradenin ortaya çıktığını belirtti. “Federasyonda egemenlik Kıbrıslı Rumlarda olur, Kıbrıslı Türkler de azınlık statüsünü kazanır” iddiasının zaten referandumların yanlışladığı bir iddia olduğuna vurgu yapan Erhürman, KKTC vatandaşı olan herkesin oy kullandığını yineledi. “Biz yüzde 65 evet dedik, bu iş bitti demek, tarihsel olarak yanlıştır. Biz, evet iradesini ortaya koyduk ama ardından gelen süreçlerin tümünde iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyon görüşüldü” diyen Erhürman, 2004’te bu işin bitti denilmesini eleştirdi. BM Güvenlik Konseyi düzeyinde görüşmelerin devam ettiğini hatırlatan Erhürman, Annan Planı raporuna işaret etti ve “Kıbrıs Türk toplumu üzerindeki izolasyonlarda meşru gerekçe kalmamıştır” denildiğini anımsattı. 

“Taşınmaz Mal Komisyonu kurulurken de engel olmaya çalışıldı” 
Söz konusu dönemde, bu referandumların yapılmasının engellenmesi için yoğun çalışma içine giren siyasi geleneğin, şu an referandumlardan örnekler verdiğine dikkat çeken Erhürman, 2005’te aynı zihniyetin, Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) kurulurken de engel olmaya çalıştığını vurguladı. “Şimdi aynı zihniyet, TMK üzerinden dünyalar kurmaya çalışıyor” diyen Erhürman, ya tarih bilinmediğini ya da tarihin, bugünden geriye doğru çarpıtmaya çalışıldığını ifade etti. 1960’ta Kıbrıs Türk halkı adına bir imza atıldığını söyleyen Erhürman, referandumla ortaya çıkan iradenin bulunmadığını dile getirdi. En önemli dayanağın, 2004’te Kıbrıs Türk halkı adına bütün KKTC vatandaşlarının oy kullanması olduğuna işaret etti ve “Evet iradesinin tarihsel olarak kaydedildiğine vurgu yapmak lazım” dedi. 2004’te Kıbrıslı Türklerin yüzde 65 evet demesine karşın çok önemli kazanımlar elde ettiğini dile getiren Erhürman, “Kıbrıslı Türkleri, azınlıklarla aynı hukuki statüde göremeyeceklerinin, bundan sonra da asla göremeyeceklerinin en önemli hukuksal dayanağı Annan Planı referandumudur” dedi. 48:01

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs sorunuyla ilgili, “Ortaya koyduğunuz vizyon, bugünün gerçekliğiyle bağdaşmıyor. Kavramları çarpıtmayın” saptaması yaptı. Erhürman, Cumhuriyet Meclisi’nde bugünkü konuşmasında, tarihin kavram kargaşasıyla okunduğunun altını çizdi ve “Toplumun önünü tıkıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

“Gerçeğin sadece bir tarafına bakmak, gerçeğe bakmama sonucunu doğurur”
2004 referandumlarının 20’nci yıl dönümünde olunduğunu anımsatan Erhürman, söz konusu dönemde nelerin olduğunun yoğun konuşulduğu bir dönemden geçildiğini vurguladı. Erhürman, “Tarihi doğru bilmezsek, doğru okumazsak, geleceği doğru şekillendirmemiz de mümkün olmaz” diye konuştu. 24 Nisan referandumlarıyla ilgili doğru değerlendirmeler yapılması gerektiğine vurgulayan Erhürman, “24 Nisan referandumlarına giden süreç, hepimiz açısından önemli” dedi. 1999 Helsinki Zirvesi’nin dönüm noktası olduğuna da işaret eden Erhürman, Kıbrıs sorunun çözümünün gerçekleşmemesinin, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyeliği önünde bir engel olmayacağı kararının metne girdiğini anımsattı. Söz konusu kararın, 2004’e giderken, Kopenhag ve Lahey ile birlikte Kıbrıs Rum toplumu açısından “evet” denmesi ortamını da ortadan kaldırdığına vurgu yapan Erhürman, söz konusu durumun, referandum sonuçlarının üstünde etkisi olduğunun altını çizdi. “Gerçeğin sadece bir tarafına bakmak, gerçeğe bakmama sonucunu doğurur” diyen Erhürman, 24 Nisan referandumunda, Kıbrıslı Rumların yüzde 76’sının hayır demiş olmasının, tarihe kaydedildiğini belirtti.

“Kıbrıslı Türklerin yüzde 65’inin evet iradesi de tarihe kaydedildi”
Kıbrıslı Türklerin yüzde 65’inin evet iradesinin de tarihe kaydedildiğinin altını çizen Erhürman, bu zeminin Kıbrıs Türk halkı için önemli olduğuna dikkat çekti. İki ayrı referandumun bir tanesinde KKTC vatandaşlarının oy kullanmış olmasının önemine işaret eden Erhürman, Birleşmiş Milletler (BM) denetiminde yapılmış referandumlarda, her vatandaşın oy kullandığını ve bunun sonucunda iradenin ortaya çıktığını belirtti. “Federasyonda egemenlik Kıbrıslı Rumlarda olur, Kıbrıslı Türkler de azınlık statüsünü kazanır” iddiasının zaten referandumların yanlışladığı bir iddia olduğuna vurgu yapan Erhürman, KKTC vatandaşı olan herkesin oy kullandığını yineledi. “Biz yüzde 65 evet dedik, bu iş bitti demek, tarihsel olarak yanlıştır. Biz, evet iradesini ortaya koyduk ama ardından gelen süreçlerin tümünde iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyon görüşüldü” diyen Erhürman, 2004’te bu işin bitti denilmesini eleştirdi. BM Güvenlik Konseyi düzeyinde görüşmelerin devam ettiğini hatırlatan Erhürman, Annan Planı raporuna işaret etti ve “Kıbrıs Türk toplumu üzerindeki izolasyonlarda meşru gerekçe kalmamıştır” denildiğini anımsattı.

“Taşınmaz Mal Komisyonu kurulurken de engel olmaya çalışıldı”
Söz konusu dönemde, bu referandumların yapılmasının engellenmesi için yoğun çalışma içine giren siyasi geleneğin, şu an referandumlardan örnekler verdiğine dikkat çeken Erhürman, 2005’te aynı zihniyetin, Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) kurulurken de engel olmaya çalıştığını vurguladı. “Şimdi aynı zihniyet, TMK üzerinden dünyalar kurmaya çalışıyor” diyen Erhürman, ya tarih bilinmediğini ya da tarihin, bugünden geriye doğru çarpıtmaya çalışıldığını ifade etti. 1960’ta Kıbrıs Türk halkı adına bir imza atıldığını söyleyen Erhürman, referandumla ortaya çıkan iradenin bulunmadığını dile getirdi. En önemli dayanağın, 2004’te Kıbrıs Türk halkı adına bütün KKTC vatandaşlarının oy kullanması olduğuna işaret etti ve “Evet iradesinin tarihsel olarak kaydedildiğine vurgu yapmak lazım” dedi. 2004’te Kıbrıslı Türklerin yüzde 65 evet demesine karşın çok önemli kazanımlar elde ettiğini dile getiren Erhürman, “Kıbrıslı Türkleri, azınlıklarla aynı hukuki statüde göremeyeceklerinin, bundan sonra da asla göremeyeceklerinin en önemli hukuksal dayanağı Annan Planı referandumudur” dedi.

1 0

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLmltdC02dWxIS25F
Cumhuriyetçi Türk Partisi 636

Erhürman: Ortaya koyduğunuz vizyon, bugünün gerçekliğiyle bağdaşmıyor

22 Nisan 2024 14:46

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs sorunuyla ilgili, “Ortaya koyduğunuz vizyon, bugünün gerçekliğiyle bağdaşmıyor. Kavramları çarpıtmayın” saptaması yaptı. Erhürman, Cumhuriyet Meclisi’nde bugünkü konuşmasında, tarihin kavram kargaşasıyla okunduğunun altını çizdi ve “Toplumun önünü tıkıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

“Gerçeğin sadece bir tarafına bakmak, gerçeğe bakmama sonucunu doğurur”
2004 referandumlarının 20’nci yıl dönümünde olunduğunu anımsatan Erhürman, söz konusu dönemde nelerin olduğunun yoğun konuşulduğu bir dönemden geçildiğini vurguladı. Erhürman, “Tarihi doğru bilmezsek, doğru okumazsak, geleceği doğru şekillendirmemiz de mümkün olmaz” diye konuştu. 24 Nisan referandumlarıyla ilgili doğru değerlendirmeler yapılması gerektiğine vurgulayan Erhürman, “24 Nisan referandumlarına giden süreç, hepimiz açısından önemli” dedi. 1999 Helsinki Zirvesi’nin dönüm noktası olduğuna da işaret eden Erhürman, Kıbrıs sorunun çözümünün gerçekleşmemesinin, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyeliği önünde bir engel olmayacağı kararının metne girdiğini anımsattı. Söz konusu kararın, 2004’e giderken, Kopenhag ve Lahey ile birlikte Kıbrıs Rum toplumu açısından “evet” denmesi ortamını da ortadan kaldırdığına vurgu yapan Erhürman, söz konusu durumun, referandum sonuçlarının üstünde etkisi olduğunun altını çizdi. “Gerçeğin sadece bir tarafına bakmak, gerçeğe bakmama sonucunu doğurur” diyen Erhürman, 24 Nisan referandumunda, Kıbrıslı Rumların yüzde 76’sının hayır demiş olmasının, tarihe kaydedildiğini belirtti. 

“Kıbrıslı Türklerin yüzde 65’inin evet iradesi de tarihe kaydedildi”
Kıbrıslı Türklerin yüzde 65’inin evet iradesinin de tarihe kaydedildiğinin altını çizen Erhürman, bu zeminin Kıbrıs Türk halkı için önemli olduğuna dikkat çekti. İki ayrı referandumun bir tanesinde KKTC vatandaşlarının oy kullanmış olmasının önemine işaret eden Erhürman, Birleşmiş Milletler (BM) denetiminde yapılmış referandumlarda, her vatandaşın oy kullandığını ve bunun sonucunda iradenin ortaya çıktığını belirtti. “Federasyonda egemenlik Kıbrıslı Rumlarda olur, Kıbrıslı Türkler de azınlık statüsünü kazanır” iddiasının zaten referandumların yanlışladığı bir iddia olduğuna vurgu yapan Erhürman, KKTC vatandaşı olan herkesin oy kullandığını yineledi. “Biz yüzde 65 evet dedik, bu iş bitti demek, tarihsel olarak yanlıştır. Biz, evet iradesini ortaya koyduk ama ardından gelen süreçlerin tümünde iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyon görüşüldü” diyen Erhürman, 2004’te bu işin bitti denilmesini eleştirdi. BM Güvenlik Konseyi düzeyinde görüşmelerin devam ettiğini hatırlatan Erhürman, Annan Planı raporuna işaret etti ve “Kıbrıs Türk toplumu üzerindeki izolasyonlarda meşru gerekçe kalmamıştır” denildiğini anımsattı. 

“Taşınmaz Mal Komisyonu kurulurken de engel olmaya çalışıldı” 
Söz konusu dönemde, bu referandumların yapılmasının engellenmesi için yoğun çalışma içine giren siyasi geleneğin, şu an referandumlardan örnekler verdiğine dikkat çeken Erhürman, 2005’te aynı zihniyetin, Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) kurulurken de engel olmaya çalıştığını vurguladı. “Şimdi aynı zihniyet, TMK üzerinden dünyalar kurmaya çalışıyor” diyen Erhürman, ya tarih bilinmediğini ya da tarihin, bugünden geriye doğru çarpıtmaya çalışıldığını ifade etti. 1960’ta Kıbrıs Türk halkı adına bir imza atıldığını söyleyen Erhürman, referandumla ortaya çıkan iradenin bulunmadığını dile getirdi. En önemli dayanağın, 2004’te Kıbrıs Türk halkı adına bütün KKTC vatandaşlarının oy kullanması olduğuna işaret etti ve “Evet iradesinin tarihsel olarak kaydedildiğine vurgu yapmak lazım” dedi. 2004’te Kıbrıslı Türklerin yüzde 65 evet demesine karşın çok önemli kazanımlar elde ettiğini dile getiren Erhürman, “Kıbrıslı Türkleri, azınlıklarla aynı hukuki statüde göremeyeceklerinin, bundan sonra da asla göremeyeceklerinin en önemli hukuksal dayanağı Annan Planı referandumudur” dedi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Kıbrıs sorunuyla ilgili, “Ortaya koyduğunuz vizyon, bugünün gerçekliğiyle bağdaşmıyor. Kavramları çarpıtmayın” saptaması yaptı. Erhürman, Cumhuriyet Meclisi’nde bugünkü konuşmasında, tarihin kavram kargaşasıyla okunduğunun altını çizdi ve “Toplumun önünü tıkıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

“Gerçeğin sadece bir tarafına bakmak, gerçeğe bakmama sonucunu doğurur”
2004 referandumlarının 20’nci yıl dönümünde olunduğunu anımsatan Erhürman, söz konusu dönemde nelerin olduğunun yoğun konuşulduğu bir dönemden geçildiğini vurguladı. Erhürman, “Tarihi doğru bilmezsek, doğru okumazsak, geleceği doğru şekillendirmemiz de mümkün olmaz” diye konuştu. 24 Nisan referandumlarıyla ilgili doğru değerlendirmeler yapılması gerektiğine vurgulayan Erhürman, “24 Nisan referandumlarına giden süreç, hepimiz açısından önemli” dedi. 1999 Helsinki Zirvesi’nin dönüm noktası olduğuna da işaret eden Erhürman, Kıbrıs sorunun çözümünün gerçekleşmemesinin, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyeliği önünde bir engel olmayacağı kararının metne girdiğini anımsattı. Söz konusu kararın, 2004’e giderken, Kopenhag ve Lahey ile birlikte Kıbrıs Rum toplumu açısından “evet” denmesi ortamını da ortadan kaldırdığına vurgu yapan Erhürman, söz konusu durumun, referandum sonuçlarının üstünde etkisi olduğunun altını çizdi. “Gerçeğin sadece bir tarafına bakmak, gerçeğe bakmama sonucunu doğurur” diyen Erhürman, 24 Nisan referandumunda, Kıbrıslı Rumların yüzde 76’sının hayır demiş olmasının, tarihe kaydedildiğini belirtti.

“Kıbrıslı Türklerin yüzde 65’inin evet iradesi de tarihe kaydedildi”
Kıbrıslı Türklerin yüzde 65’inin evet iradesinin de tarihe kaydedildiğinin altını çizen Erhürman, bu zeminin Kıbrıs Türk halkı için önemli olduğuna dikkat çekti. İki ayrı referandumun bir tanesinde KKTC vatandaşlarının oy kullanmış olmasının önemine işaret eden Erhürman, Birleşmiş Milletler (BM) denetiminde yapılmış referandumlarda, her vatandaşın oy kullandığını ve bunun sonucunda iradenin ortaya çıktığını belirtti. “Federasyonda egemenlik Kıbrıslı Rumlarda olur, Kıbrıslı Türkler de azınlık statüsünü kazanır” iddiasının zaten referandumların yanlışladığı bir iddia olduğuna vurgu yapan Erhürman, KKTC vatandaşı olan herkesin oy kullandığını yineledi. “Biz yüzde 65 evet dedik, bu iş bitti demek, tarihsel olarak yanlıştır. Biz, evet iradesini ortaya koyduk ama ardından gelen süreçlerin tümünde iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyon görüşüldü” diyen Erhürman, 2004’te bu işin bitti denilmesini eleştirdi. BM Güvenlik Konseyi düzeyinde görüşmelerin devam ettiğini hatırlatan Erhürman, Annan Planı raporuna işaret etti ve “Kıbrıs Türk toplumu üzerindeki izolasyonlarda meşru gerekçe kalmamıştır” denildiğini anımsattı.

“Taşınmaz Mal Komisyonu kurulurken de engel olmaya çalışıldı”
Söz konusu dönemde, bu referandumların yapılmasının engellenmesi için yoğun çalışma içine giren siyasi geleneğin, şu an referandumlardan örnekler verdiğine dikkat çeken Erhürman, 2005’te aynı zihniyetin, Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) kurulurken de engel olmaya çalıştığını vurguladı. “Şimdi aynı zihniyet, TMK üzerinden dünyalar kurmaya çalışıyor” diyen Erhürman, ya tarih bilinmediğini ya da tarihin, bugünden geriye doğru çarpıtmaya çalışıldığını ifade etti. 1960’ta Kıbrıs Türk halkı adına bir imza atıldığını söyleyen Erhürman, referandumla ortaya çıkan iradenin bulunmadığını dile getirdi. En önemli dayanağın, 2004’te Kıbrıs Türk halkı adına bütün KKTC vatandaşlarının oy kullanması olduğuna işaret etti ve “Evet iradesinin tarihsel olarak kaydedildiğine vurgu yapmak lazım” dedi. 2004’te Kıbrıslı Türklerin yüzde 65 evet demesine karşın çok önemli kazanımlar elde ettiğini dile getiren Erhürman, “Kıbrıslı Türkleri, azınlıklarla aynı hukuki statüde göremeyeceklerinin, bundan sonra da asla göremeyeceklerinin en önemli hukuksal dayanağı Annan Planı referandumudur” dedi.

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLmltdC02dWxIS25F

Erhürman: Ortaya koyduğunuz vizyon, bugünün gerçekliğiyle bağdaşmıyor

Cumhuriyetçi Türk Partisi 22 Nisan 2024 14:46

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Girne Milletvekili Fazilet Özdenefe, “Turizm” konulu güncel konuşmasında, ciddi şekilde derinleşen ekonomik krizi Meclis’te konuştuklarını, bunun halkın da birinci gündemi olduğunu söyledi. “Aslında hiçbir iş yapılmıyor” diyen Özdenefe, “Pastayı büyütmemiz gerekirken, şu anda hükümettekiler 'küçük olsun, benim olsun, elimi yurttaşın cebine koyayım' diye strateji belirlemiş” şeklinde konuştu. Turizmin ülkenin lokomotif sektörü olduğunu ifade eden Fazilet Özdenefe, 2024’le ilgili fuara gitmek dışında pazarlama yapılmadığını kaydetti. İngiltere ve Türkiye’nin en önemli pazarlar olduğuna işaret eden Özdenefe, özellikle pandemiden sonraki süreçte geriye gidildiğini ifade etti. Uçak bileti fiyatlarının ne olduğunu soran Özdenefe, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı’na eleştirilerde bulunarak, Bakan Arıklı’nın, kurultay hesaplarıyla ilgilendiğini söyledi. Hükümetteki partilerin kalıcı olmadığının altını çizen Özdenefe, “Kuyruğunu yiyen yılan gibi başladılar birbirlerini yemeye” dedi. Turizm sezonuna doğru gidildiğini vurgulayan Özdenefe, Avrupa pazarının kaybedilmemesi gerektiğini belirtti. Üç yıldızlı otellerin lojman veya yurt olduğunu, dört yıldızlı otel kalmadığını ifade eden Özdenefe, teşvik sisteminin gözden geçirilmesi, pazarlama ve ulaşımın da desteklenmesi gerektiğini kaydetti. Girne Antik Limanı’nın restorasyon çalışmasının bittiğine işaret eden Özdenefe, güvenlikle ilgili önlemlerin alınmadığını söyledi. Özdenefe, “Yapamıyorsanız Antik Liman’dan çıkın Girne Belediyesi’ne devredin” dedi. Girne Belediyesi’ne hakkı olan katkının verilmediğini de ifade eden Özdenefe, “Hakkını verin, biz Doğu Çevre Yolunu da yapacağız” diye konuştu. Girne’nin meslek lisesine ihtiyacı olduğunu dile getiren Özdenefe, mevcut lisede kapasitenin yeterli olmadığını belirtti. Özdenefe, Rusya’da reklam yapıldığına dair sadece kendisinin değil sektörün haberi olmadığını belirterek, reklam yapılan ülkelerden kaç turist geldiğinin açıklanmasını istedi. “Turizm polisi göreve başlayacak” denildiğini ve bunun yapılmadığını vurgulayan Özdenefe, Antik Liman’da hala yer tespiti yapılmadığı için esnafın tartışma içerisinde olduğuna dikkat çekti. Fazilet Özdenefe, “Yaptım dedikleri de yapılmadı” dedi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Girne Milletvekili Fazilet Özdenefe, “Turizm” konulu güncel konuşmasında, ciddi şekilde derinleşen ekonomik krizi Meclis’te konuştuklarını, bunun halkın da birinci gündemi olduğunu söyledi. “Aslında hiçbir iş yapılmıyor” diyen Özdenefe, “Pastayı büyütmemiz gerekirken, şu anda hükümettekiler 'küçük olsun, benim olsun, elimi yurttaşın cebine koyayım' diye strateji belirlemiş” şeklinde konuştu. Turizmin ülkenin lokomotif sektörü olduğunu ifade eden Fazilet Özdenefe, 2024’le ilgili fuara gitmek dışında pazarlama yapılmadığını kaydetti. İngiltere ve Türkiye’nin en önemli pazarlar olduğuna işaret eden Özdenefe, özellikle pandemiden sonraki süreçte geriye gidildiğini ifade etti. Uçak bileti fiyatlarının ne olduğunu soran Özdenefe, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı’na eleştirilerde bulunarak, Bakan Arıklı’nın, kurultay hesaplarıyla ilgilendiğini söyledi. Hükümetteki partilerin kalıcı olmadığının altını çizen Özdenefe, “Kuyruğunu yiyen yılan gibi başladılar birbirlerini yemeye” dedi. Turizm sezonuna doğru gidildiğini vurgulayan Özdenefe, Avrupa pazarının kaybedilmemesi gerektiğini belirtti. Üç yıldızlı otellerin lojman veya yurt olduğunu, dört yıldızlı otel kalmadığını ifade eden Özdenefe, teşvik sisteminin gözden geçirilmesi, pazarlama ve ulaşımın da desteklenmesi gerektiğini kaydetti. Girne Antik Limanı’nın restorasyon çalışmasının bittiğine işaret eden Özdenefe, güvenlikle ilgili önlemlerin alınmadığını söyledi. Özdenefe, “Yapamıyorsanız Antik Liman’dan çıkın Girne Belediyesi’ne devredin” dedi. Girne Belediyesi’ne hakkı olan katkının verilmediğini de ifade eden Özdenefe, “Hakkını verin, biz Doğu Çevre Yolunu da yapacağız” diye konuştu. Girne’nin meslek lisesine ihtiyacı olduğunu dile getiren Özdenefe, mevcut lisede kapasitenin yeterli olmadığını belirtti. Özdenefe, Rusya’da reklam yapıldığına dair sadece kendisinin değil sektörün haberi olmadığını belirterek, reklam yapılan ülkelerden kaç turist geldiğinin açıklanmasını istedi. “Turizm polisi göreve başlayacak” denildiğini ve bunun yapılmadığını vurgulayan Özdenefe, Antik Liman’da hala yer tespiti yapılmadığı için esnafın tartışma içerisinde olduğuna dikkat çekti. Fazilet Özdenefe, “Yaptım dedikleri de yapılmadı” dedi.

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLmtKWks1a1Q0dl80

Özdenefe: “Hükümetteki” partiler, kuyruğunu, yiyen yılan gibi birbirlerini yemeye başladılar

Cumhuriyetçi Türk Partisi 17 Nisan 2024 12:30

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar İncirli, “Sahi Geçersiz Diploma Soruşturmasına Ne Oldu?” konulu güncel konuşmasında ilk olarak, Dünya Sanat Günü’nün tarihçesine ilişkin bilgi verdi. “Diploma soruşturması başladığından itibaren hükümetin deve kuşu misali başını kuma gömdüğünü” belirten İncirli, “Sin da gülle geçsin” deyimine de atıfta bulundu. Bu şekilde bu sorunun üstesinden gelinemeyeceğini kaydeden İncirli, yükseköğretimin bu süreçte büyük zarar gördüğünü belirtti. Memleketin çok büyük bir sınavdan geçtiğini dile getiren İncirli, “Bu sınavı vermek zorundayız” dedi. 9 günlük bayram tatilinin maksadını sorgulayan İncirli, “Bu tatil neye yaradı?” diye sordu. İncirli, “9 günlük tatilin diploma soruşturma meselesi unutulsun” diye verildiği algısı olduğunu ifade etti. YÖDAK’ın giderek büyüyen yükseköğretimdeki hacmi denetleyemediğini ifade eden İncirli, YÖK’ün veri tabanı içerisinde YÖDAK’ın kayıtlarının tutulacağına dikkat çekerek, “Kurumlarımızın yetkilerini süresiz olarak devredemeyiz” dedi. “Doğru olan kendi veri tabanımızı yönetmeyi başarmamızdır” diye konuşan İncirli, ülkenin insanlarının küçümsenmemesi gerektiğini belirtti. İki aylık süreçte iptal edilen diploma olmadığını ifade eden İncirli, “Geçersiz diplomaların tespit edilip, iptal edilmesi gerektiğini kaydederek, “Neyi bekliyorsunuz?” diye sordu. Ülkede 23 aktif üniversiteye karşılık aktif öğrenci sayısında muğlaklık olduğunu vurgulayan Sıla Usar İncirli, yatay geçişle ilgili tüzük hazırlanması gerektiğini de belirtti. 13 tane de açma öz izni alan üniversite olduğunu dile getiren İncirli, bu izinlerin neden iptal edilmediğini sordu. 1979 yılında ülkede DAÜ ile yükseköğretimin başladığını kaydeden İncirli, 2012 yılından sonra üniversite açma konusunun hız kazandığını belirterek, izinlerin iki tane UBP’li bakan döneminde yoğunlaştığına işaret etti. 39 tane eğitim kurumu olduğunu belirten İncirli, son iki yılda 19 tane kuruma eski mevzuata göre izin verildiğini söyleyerek, bir gecede eğitim kurumlarıyla ilgili  tüzüğün değiştirildiğini ve “insanların allak, bullak” edildiğini ifade etti. İncirli, Polis Genel Müdürlüğü ve YÖDAK’ın soruşturmalarla ilgili kamuoyuna bilgi vermesi gerektiğini söyledi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili Sıla Usar İncirli, “Sahi Geçersiz Diploma Soruşturmasına Ne Oldu?” konulu güncel konuşmasında ilk olarak, Dünya Sanat Günü’nün tarihçesine ilişkin bilgi verdi. “Diploma soruşturması başladığından itibaren hükümetin deve kuşu misali başını kuma gömdüğünü” belirten İncirli, “Sin da gülle geçsin” deyimine de atıfta bulundu. Bu şekilde bu sorunun üstesinden gelinemeyeceğini kaydeden İncirli, yükseköğretimin bu süreçte büyük zarar gördüğünü belirtti. Memleketin çok büyük bir sınavdan geçtiğini dile getiren İncirli, “Bu sınavı vermek zorundayız” dedi. 9 günlük bayram tatilinin maksadını sorgulayan İncirli, “Bu tatil neye yaradı?” diye sordu. İncirli, “9 günlük tatilin diploma soruşturma meselesi unutulsun” diye verildiği algısı olduğunu ifade etti. YÖDAK’ın giderek büyüyen yükseköğretimdeki hacmi denetleyemediğini ifade eden İncirli, YÖK’ün veri tabanı içerisinde YÖDAK’ın kayıtlarının tutulacağına dikkat çekerek, “Kurumlarımızın yetkilerini süresiz olarak devredemeyiz” dedi. “Doğru olan kendi veri tabanımızı yönetmeyi başarmamızdır” diye konuşan İncirli, ülkenin insanlarının küçümsenmemesi gerektiğini belirtti. İki aylık süreçte iptal edilen diploma olmadığını ifade eden İncirli, “Geçersiz diplomaların tespit edilip, iptal edilmesi gerektiğini kaydederek, “Neyi bekliyorsunuz?” diye sordu. Ülkede 23 aktif üniversiteye karşılık aktif öğrenci sayısında muğlaklık olduğunu vurgulayan Sıla Usar İncirli, yatay geçişle ilgili tüzük hazırlanması gerektiğini de belirtti. 13 tane de açma öz izni alan üniversite olduğunu dile getiren İncirli, bu izinlerin neden iptal edilmediğini sordu. 1979 yılında ülkede DAÜ ile yükseköğretimin başladığını kaydeden İncirli, 2012 yılından sonra üniversite açma konusunun hız kazandığını belirterek, izinlerin iki tane UBP’li bakan döneminde yoğunlaştığına işaret etti. 39 tane eğitim kurumu olduğunu belirten İncirli, son iki yılda 19 tane kuruma eski mevzuata göre izin verildiğini söyleyerek, bir gecede eğitim kurumlarıyla ilgili tüzüğün değiştirildiğini ve “insanların allak, bullak” edildiğini ifade etti. İncirli, Polis Genel Müdürlüğü ve YÖDAK’ın soruşturmalarla ilgili kamuoyuna bilgi vermesi gerektiğini söyledi.

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLlVvTjIySTZaeXNR

İncirli: Diploma soruşturması başladığından itibaren “hükümet” deve kuşu misali başını kuma gömdü

Cumhuriyetçi Türk Partisi 17 Nisan 2024 09:24

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili Ürün Solyalı, Genel Kurul’da, “2023 Kuzey Kıbrıs Yolsuzluk Algısı Raporu” konulu konuşma yaptı. “Yolsuzluk” başlığının uzun süredir gündemde olduğunun altını çizen Solyalı, bu başlığı ekonomi ve demokrasiden ayrı düşünmenin mümkün olmadığını söyledi. 2021 ve 2022 yılı raporlarını hatırlatan Solyalı, bu yılki raporda “kanca” resminin kullanıldığına dikkat çekti. Yolsuzluğun ülkede yaygın bir inanış halini aldığını dile getiren Solyalı, ekonominin ise, ülkede her bireyin birinci gündemi olduğunu kaydetti. Adalet duygusunun yerle bir olduğu hissiyatının toplumun geniş kesiminde var olduğunu ifade eden Ürün Solyalı, yolsuzluğun, mal ve fiyatları, istihdamı etkilediğini belirtti. Toplumsal fayda ve ekonominin yolsuzluktan etkilendiğini kaydeden Solyalı, gerekeni yapma noktasında adım atılmadığına dikkat çekti. Rapora değinen CTP Milletvekili Solyalı, araştırmanın dikkate alınması gerektiğini ifade ederek, raporun 2024 Ocak ayına kadarki süreyi kapsadığını belirtti. Kuzey Kıbrıs’ın yüz üzerinden hesaplanan puanının 27 olduğunu, dünya sıralamasında ise 140’ıncı sırada yer aldığını belirten Solyalı, yolsuzluğun yaygın ve ciddi bir sorun olduğuna inanan insanların sayısının yüzde 97 olarak eşitlendiğini kaydetti. Kamu kaynakları, kamu ihaleleri, tapu işlemlerinde yolsuzluk algısına işaret eden Solyalı, kabine üyeleri ve üst düzey bürokratlar arasında yolsuzluğa dair inancın yüzde 90 olduğunu belirtti. “Bu konuda Afrika liginin önemli oyuncularından biri konumuna getirdiğiniz memleket halindeyiz” diyen Solyalı, diğer kurumlarla ilgili güven oranlarına dikkat çekerek, alarm halinde olunması gerektiğini söyledi. Önerilerini sıralayan Ürün Solyalı, yolsuzlukla ilgili vekillerin yazılı ve sözlü sorularına da yanıt verilmediğini kaydetti.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Lefkoşa Milletvekili Ürün Solyalı, Genel Kurul’da, “2023 Kuzey Kıbrıs Yolsuzluk Algısı Raporu” konulu konuşma yaptı. “Yolsuzluk” başlığının uzun süredir gündemde olduğunun altını çizen Solyalı, bu başlığı ekonomi ve demokrasiden ayrı düşünmenin mümkün olmadığını söyledi. 2021 ve 2022 yılı raporlarını hatırlatan Solyalı, bu yılki raporda “kanca” resminin kullanıldığına dikkat çekti. Yolsuzluğun ülkede yaygın bir inanış halini aldığını dile getiren Solyalı, ekonominin ise, ülkede her bireyin birinci gündemi olduğunu kaydetti. Adalet duygusunun yerle bir olduğu hissiyatının toplumun geniş kesiminde var olduğunu ifade eden Ürün Solyalı, yolsuzluğun, mal ve fiyatları, istihdamı etkilediğini belirtti. Toplumsal fayda ve ekonominin yolsuzluktan etkilendiğini kaydeden Solyalı, gerekeni yapma noktasında adım atılmadığına dikkat çekti. Rapora değinen CTP Milletvekili Solyalı, araştırmanın dikkate alınması gerektiğini ifade ederek, raporun 2024 Ocak ayına kadarki süreyi kapsadığını belirtti. Kuzey Kıbrıs’ın yüz üzerinden hesaplanan puanının 27 olduğunu, dünya sıralamasında ise 140’ıncı sırada yer aldığını belirten Solyalı, yolsuzluğun yaygın ve ciddi bir sorun olduğuna inanan insanların sayısının yüzde 97 olarak eşitlendiğini kaydetti. Kamu kaynakları, kamu ihaleleri, tapu işlemlerinde yolsuzluk algısına işaret eden Solyalı, kabine üyeleri ve üst düzey bürokratlar arasında yolsuzluğa dair inancın yüzde 90 olduğunu belirtti. “Bu konuda Afrika liginin önemli oyuncularından biri konumuna getirdiğiniz memleket halindeyiz” diyen Solyalı, diğer kurumlarla ilgili güven oranlarına dikkat çekerek, alarm halinde olunması gerektiğini söyledi. Önerilerini sıralayan Ürün Solyalı, yolsuzlukla ilgili vekillerin yazılı ve sözlü sorularına da yanıt verilmediğini kaydetti.

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLjJCUUQzc1h4OTNn

Solyalı: Yolsuzluk başlığını ekonomi ve demokrasiden ayrı düşünmek mümkün değil

Cumhuriyetçi Türk Partisi 17 Nisan 2024 09:20

“Siyasi Gelişmeler” konulu güncel konuşma istemiyle söz alan Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Sami Özuslu, Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi’nin yaptığı ve yayımlanan ankete değindi. Özuslu, sözlerine Başbakan ve bakanların muhalefetin sorularına yanıt vermediği eleştirisinde bulunarak başladı, Hükümeti “Ankara’nın arkasına saklanmaktan vazgeçmeye” ve erken seçime çağırdı. Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi’nin anketine katılanların, ülkenin en önemli sorunlarını “ekonomik sorunlar, enflasyon, yeteneksiz siyasi liderler, Kıbrıs sorunu, düşük maaşlar, yüksek yaşam maliyetleri ve yolsuzluk” olarak sıralandığını aktaran Özuslu, katılımcıların yüzde 62’sinin 2 yıl içinde ekonominin daha kötüye gideceğine inanç belirttiğini de kaydetti. Özuslu, ankete göre, en az güven duyulan kurumların ise “Cumhurbaşkanı, Hükümet ve Meclis” olduğunu da belirtti ve “Ne kadar övünseniz azdır” dedi. Ankete göre halkın en başarısız bulduğu alanın sağlık olduğunu da ekleyen Özuslu, “Bir ülkede sağlık ve eğitim yerlerde sürünüyorsa bu ‘dükkanı kapatın’ mesajıdır” dedi. Kuzu etinin bir ay süreyle denetimli mal kapsamına alınarak fiyatının 550 TL olarak sınırlandırılması kararına da değinen Özuslu, “550 TL’ye kuzu eti satılmıyor, piyasadan çekildi veya kara borsaya düştü.” Dedi ve “Amacınız neydi?” diye sordu. Etin önemli bir kısmının Güney'den kaçak olarak geldiğini söyleyen Özuslu, ithal et meselesini gündem yapmak yerine kaçak etin nasıl legal hale getirileceğinin gündeme alınması gerektiğini vurguladı. Sami Özuslu, hükümetin kurulduğu günden beri pandemi ve savaşın arkasına saklandığını belirtti, “Artık pandeminin ve savaşın arkasına saklanmayın” çağrısı yaptı. Dünya Gıda Örgütü’nün raporuna göre, dünya çapında 2023’te gıda ürünlerinin yüzde 10 ucuzladığını anlatan Özuslu, “Dünyada en azından gıda ucuzluyor bizde her gün etiketler yükselmeye devam ediyor” dedi. Et ile ilgili protokolün  hayata geçmediğini vurgulayan Özuslu, Güney'de etin 10 euro olduğunu aktardı ve protokol hayata geçseydi de etin ucuz olmayacağını kaydetti.

“Siyasi Gelişmeler” konulu güncel konuşma istemiyle söz alan Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Sami Özuslu, Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi’nin yaptığı ve yayımlanan ankete değindi. Özuslu, sözlerine Başbakan ve bakanların muhalefetin sorularına yanıt vermediği eleştirisinde bulunarak başladı, Hükümeti “Ankara’nın arkasına saklanmaktan vazgeçmeye” ve erken seçime çağırdı. Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi’nin anketine katılanların, ülkenin en önemli sorunlarını “ekonomik sorunlar, enflasyon, yeteneksiz siyasi liderler, Kıbrıs sorunu, düşük maaşlar, yüksek yaşam maliyetleri ve yolsuzluk” olarak sıralandığını aktaran Özuslu, katılımcıların yüzde 62’sinin 2 yıl içinde ekonominin daha kötüye gideceğine inanç belirttiğini de kaydetti. Özuslu, ankete göre, en az güven duyulan kurumların ise “Cumhurbaşkanı, Hükümet ve Meclis” olduğunu da belirtti ve “Ne kadar övünseniz azdır” dedi. Ankete göre halkın en başarısız bulduğu alanın sağlık olduğunu da ekleyen Özuslu, “Bir ülkede sağlık ve eğitim yerlerde sürünüyorsa bu ‘dükkanı kapatın’ mesajıdır” dedi. Kuzu etinin bir ay süreyle denetimli mal kapsamına alınarak fiyatının 550 TL olarak sınırlandırılması kararına da değinen Özuslu, “550 TL’ye kuzu eti satılmıyor, piyasadan çekildi veya kara borsaya düştü.” Dedi ve “Amacınız neydi?” diye sordu. Etin önemli bir kısmının Güney'den kaçak olarak geldiğini söyleyen Özuslu, ithal et meselesini gündem yapmak yerine kaçak etin nasıl legal hale getirileceğinin gündeme alınması gerektiğini vurguladı. Sami Özuslu, hükümetin kurulduğu günden beri pandemi ve savaşın arkasına saklandığını belirtti, “Artık pandeminin ve savaşın arkasına saklanmayın” çağrısı yaptı. Dünya Gıda Örgütü’nün raporuna göre, dünya çapında 2023’te gıda ürünlerinin yüzde 10 ucuzladığını anlatan Özuslu, “Dünyada en azından gıda ucuzluyor bizde her gün etiketler yükselmeye devam ediyor” dedi. Et ile ilgili protokolün hayata geçmediğini vurgulayan Özuslu, Güney'de etin 10 euro olduğunu aktardı ve protokol hayata geçseydi de etin ucuz olmayacağını kaydetti.

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLm5qcWE0WHFmYWNv

Özuslu: Ankara'nın arkasına saklanmaktan vazgeçin

Cumhuriyetçi Türk Partisi 17 Nisan 2024 09:18

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Erkut Şahali, Meclis’te yaptığı konuşmada Türkiye’ye girişine izin verilmeyen KKTC yurttaşlarına ilişkin izahat istedi. Sonrasında Şahali, “Türkiye’ye Girişine İzin Verilmeyen Yurttaşlarımız ve Hükümetin Durumu” konulu güncel konuşma yaptı. Geçtiğimiz günkü Meclis oturumunda da Türkiye’ye girişine izin verilmeyen KKTC yurttaşları konusunun gündeme geldiğini ve İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’un konuyu Türkiye’ye sorduklarını ve cevap bekledikleri söylediğini anımsatan Şahali, 2020 yılının Ekim ayından beridir TC’ye G82 koduyla 7 ve N82 koduyla 8 kişi olmak üzere toplam 15 kişinin girişinin yasaklandığını belirtti. Bu insanların nasıl “milli güvenlik aleyhine faaliyette bulunduğu kanaatine varıldığı ve başka kimlerin yasaklı olduğu” konusunda Hükümetin kamuoyunu bilgilendirmek zorunda olduğunu vurgulayan Şahali, bu konuda izahat istedi. “Kıbrıs Türk halkı demokrasiyi içselleştirmiştir” diyen Şahali, bugüne kadar bahse konu kodlarla “yaftalananların” hiçbirinin “sakıncalı” olmadığı kanaatini dile getirdi ve 15 kişinin arasında eski bir milletvekili olduğunu da hatırlattı. Hükümetin TC’ye konuyla ilgili yazı yazdığına inanmadığını söyleyen Şahali, İçişleri Bakanı’nın bugünkü Meclis oturumunda olmamasını eleştirdi. Meclis’te bulunan Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu’ndan bu konuda yanıt beklemediğinin altını çizen Şahali, “Bu konu artık ertelenebilir bir konu değildir.” diyerek, Başbakan Ünal Üstel’in pazartesi günü yapılacak ilk Meclis oturumunda kürsüye çıkıp açıklama yapmasını istedi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Erkut Şahali, Meclis’te yaptığı konuşmada Türkiye’ye girişine izin verilmeyen KKTC yurttaşlarına ilişkin izahat istedi. Sonrasında Şahali, “Türkiye’ye Girişine İzin Verilmeyen Yurttaşlarımız ve Hükümetin Durumu” konulu güncel konuşma yaptı. Geçtiğimiz günkü Meclis oturumunda da Türkiye’ye girişine izin verilmeyen KKTC yurttaşları konusunun gündeme geldiğini ve İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’un konuyu Türkiye’ye sorduklarını ve cevap bekledikleri söylediğini anımsatan Şahali, 2020 yılının Ekim ayından beridir TC’ye G82 koduyla 7 ve N82 koduyla 8 kişi olmak üzere toplam 15 kişinin girişinin yasaklandığını belirtti. Bu insanların nasıl “milli güvenlik aleyhine faaliyette bulunduğu kanaatine varıldığı ve başka kimlerin yasaklı olduğu” konusunda Hükümetin kamuoyunu bilgilendirmek zorunda olduğunu vurgulayan Şahali, bu konuda izahat istedi. “Kıbrıs Türk halkı demokrasiyi içselleştirmiştir” diyen Şahali, bugüne kadar bahse konu kodlarla “yaftalananların” hiçbirinin “sakıncalı” olmadığı kanaatini dile getirdi ve 15 kişinin arasında eski bir milletvekili olduğunu da hatırlattı. Hükümetin TC’ye konuyla ilgili yazı yazdığına inanmadığını söyleyen Şahali, İçişleri Bakanı’nın bugünkü Meclis oturumunda olmamasını eleştirdi. Meclis’te bulunan Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu’ndan bu konuda yanıt beklemediğinin altını çizen Şahali, “Bu konu artık ertelenebilir bir konu değildir.” diyerek, Başbakan Ünal Üstel’in pazartesi günü yapılacak ilk Meclis oturumunda kürsüye çıkıp açıklama yapmasını istedi.

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLjYxam1vZzZHZmJv

Şahali: Kıbrıs Türk halkı demokrasiyi içselleştirmiştir

Cumhuriyetçi Türk Partisi 17 Nisan 2024 09:17

Barçın: CTP iktidarında meslek kodlarına göre asgari yatırım basamakları olacak

Cumhuriyetçi Türk Partisi 17 Nisan 2024 09:11

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) milletvekili Erkut Şahali, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde (DAÜ) çalışanların haklarına yük gözüyle bakıldığını vurgulayarak bunun “aymazlık” olduğunun altını çizdi. Şahali, DAÜ’nün sürekli büyüyen mali sorunla baş başa bırakıldığını belirtti. Erkut Şahali, “DAÜ hem devlet dairesi hem de yük muamelesi görüyor. Bu kabul edilebilir değil. DAÜ’yü yönetenler başarısızlığın faturasını ödemedi. Yaşananlarda çalışanların zerre suçu yok” dedi. DAÜ’nün akademik kadrosunun üzerine düşeni yaptığını belirten Şahali, üniversitenin dünyadaki saygınlığının arttığını ancak gereğini yapamayan DAÜ yöneticileri nedeniyle öğrenci sayısının 20 binlerden 15 binlere gerildiğini söyledi. Erkut Şahali, DAÜ rektörlüğünün sabahki komite toplantısında olmadığını, Maliye Bakanlığı’nın da yetkisi olmayan bir kamu çalışanıyla temsil edildiğini de belirterek, bunu eleştirdi. CTP milletvekili Erkut Şahali, DAÜ ile ilgili bazı rakamları paylaştı. Şahali, “Sizin DAÜ’ye verdiğiniz para kimin parasıdır? Partinizin parası mı? Halkın parasıdır. Buna sorumlu olanlar nerededir? Makamlarındadır. Sizinki çöküş hikayesinden kaçma çabasıdır” diyerek Berova’yı eleştirdi. Erkut Şahali, UBP- HP hükümeti döneminde DAÜ’de kıdem tazminatına karşılık 32 milyon dolarlık mevduat olup olmadığını sordu.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) milletvekili Erkut Şahali, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde (DAÜ) çalışanların haklarına yük gözüyle bakıldığını vurgulayarak bunun “aymazlık” olduğunun altını çizdi. Şahali, DAÜ’nün sürekli büyüyen mali sorunla baş başa bırakıldığını belirtti. Erkut Şahali, “DAÜ hem devlet dairesi hem de yük muamelesi görüyor. Bu kabul edilebilir değil. DAÜ’yü yönetenler başarısızlığın faturasını ödemedi. Yaşananlarda çalışanların zerre suçu yok” dedi. DAÜ’nün akademik kadrosunun üzerine düşeni yaptığını belirten Şahali, üniversitenin dünyadaki saygınlığının arttığını ancak gereğini yapamayan DAÜ yöneticileri nedeniyle öğrenci sayısının 20 binlerden 15 binlere gerildiğini söyledi. Erkut Şahali, DAÜ rektörlüğünün sabahki komite toplantısında olmadığını, Maliye Bakanlığı’nın da yetkisi olmayan bir kamu çalışanıyla temsil edildiğini de belirterek, bunu eleştirdi. CTP milletvekili Erkut Şahali, DAÜ ile ilgili bazı rakamları paylaştı. Şahali, “Sizin DAÜ’ye verdiğiniz para kimin parasıdır? Partinizin parası mı? Halkın parasıdır. Buna sorumlu olanlar nerededir? Makamlarındadır. Sizinki çöküş hikayesinden kaçma çabasıdır” diyerek Berova’yı eleştirdi. Erkut Şahali, UBP- HP hükümeti döneminde DAÜ’de kıdem tazminatına karşılık 32 milyon dolarlık mevduat olup olmadığını sordu.

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLl9jTHpFMVVDOGFF

Şahali: DAÜ'yü yönetenler başarısızlığın faturasını ödemedi

Cumhuriyetçi Türk Partisi 16 Nisan 2024 09:30