2009 yılında hükümete geldiği günden beridir Ulusal Birlik Partisi, Kıbrıs Türk Halkı olarak ülkemizde yarattığımız bütün değerlerimize karşı sistemli bir yıkım hareketi içindedir.

. Kültürel değerlerimizi, yurttaşlarımız arasındaki fırsat eşitliğini, uluslararası itibarımızı ve ekonomik alandaki varlıklarımızı yok etme gayreti içinde bulunan bu kadrolar bugün bütün olumsuzluklara ve uluslararası kuşatılmışlığımıza karşın gurur kaynağımız olan demokrasimizi de katletme girişiminde bulunmaktadır.
Demokratik hukuk devleti, Anayasa ve yasalara bağlı olarak yönetilir. Hiçbir kişi ya da zümreye ayrıcalık, koruma veya çıkar sağlanmaz. Bu düzende halkoyu ile seçilenler atanmışlardan emir veya icazet almazlar. Seçilmişlerin atanmışlar tarafından baskı altına alınması, tehdit edilmesi veya yargısız infazı söz konusu olamaz.
Çok uzun zamandır büyüyerek devam eden Lefkoşa Türk Belediyesi sorunu bugün artık kontrolden çıkmıştır. Uluslararası tanınmışlığı en katıksız ve su götürmez kurumumuz olan Lefkoşa Türk Belediyesi, UBP tarafından göz göre göre batırılmıştır. Cemal Bulutoğluları’nın iş bilmez ve yasalardan habersiz yönetim biçimi, Ulusal Birlik Partisi’nin her ne pahasına olursa olsun hükümette kalma hırsıyla birleşince tam bir felaket yaratılmıştır.
Lefkoşa Türk Belediyesinin batışı Ulusal Birlik Partisi Hükümetlerinin bilerek ve isteyerek gerçekleştirdiği bir operasyondur. Bunun izahı son derece kolaydır:
1-      Cemal Bulutoğluları Lefkoşa Türk Belediyesi’ni Ulusal Birlik Partisi’ne çıkar sağlamak için tepe tepe kullanmıştır. Parti ileri gelenleriyle çok yakın bağı bulunanlar başta olmak üzere, ihtiyacın ve ödeme gücünün çok üstünde istihdam yapmıştır.
2-      Ulusal Birlik Partisi, kendi çıkarları uğruna, Lefkoşa Türk Belediyesi’nde gerçekleştirilen aşırı istihdamları yasallaştırmak için CTP-BG tarafından yapılan Belediye Personel Yasası’nı değiştirmiştir. Bu da, önce Başkent belediyesinin, ardından da kendilerine bağlı diğer popülist başkanların yönettiği belediyelerin birer birer batağa sürüklenmesinin önünü açmıştır.
3-      Cemal Bulutoğluları’nın çalışma barışını gözetmeyen, başta Belediyeler Yasası olmak üzere, ülkemizdeki genel yasal düzenin ihlaline yol açan her türlü pervasızlığı ve yasa tanımazlığı UBP tarafından sineye çekilmiştir. Bunun iki nedeni olabilir: Ya Bulutoğluları’nın tavırları parti kararıdır, ya da hem dönemin Başbakanı Derviş Eroğlu’nun, hem de İrsen Küçük’ün Cemal Bulutoğluları’na müdahale etmekten korktuğu bazı karanlık ilişkileri vardır. Bizim inancımız bunların her ikisinin de geçerli olduğu yönündedir. Nitekim yasadışı borçlanılan 10 Milyon sterlinin önemli bir kısmının nerede olduğunu izah edebilen çıkmadığı gibi, bu paranın cumhurbaşkanlığı seçiminde Eroğlu’nun kampanyasında kullanılmış olabileceğine dair güçlü göstergeler ve beyanlar kuşkularımızı desteklemektedir.
4-      Lefkoşa Türk Belediyesi’nin 2009 yılından beridir bütçelerinin gerçekleşme yüzdesi son derece düşüktür. Öngörülen gelirlerin ancak yarısına ulaşıldığı halde, bütçede öngörülen giderlere göre harcamalar ve borçlanmalar yapılmıştır. UBP hükümetleri bu hayali bütçeleri hiç sorgulamadan onaylayarak ve hatta talep edilen borçlanmalara devlet kefaleti de vererek iflası sürekli derinleştirmiştir.
 
Elbirliği ile yarattıkları bu enkazın baş sorumluları Derviş Eroğlu ve İrsen Küçük başkanlığındaki UBP hükümetleri, Cemal Bulutoğluları ve ona destek olan belediye meclis üyeleridir. Lefkoşa Türk Belediyesi’ni iş göremez ve borçları bir yana, çalışanlarını dahi ödeyemez duruma getirdikten sonra tek suçlu olarak Cemal Bulutoğluları gösterilmiş ve “izne çıkması” talep edilmiştir. Bu talep karşılık bulmayınca, ülkemizde ilk kez yaşadığımız bir darbe girişimiyle hükümet, Anayasa’yı, yasalarımızı ve demokrasimizi çiğneme cüreti göstererek sözde “yasa gücünde kararname” çıkarıp sorunun çözümünü devlet memurlarına ve muhtarlara havale etmiştir. İşte bu son yaşanan fiyasko, UBP’nin devleti yok saydığının ve halk iradesine zerre kadar saygı duymadığının en somut göstergesi olmuştur.
Başbakan İrsen Küçük kendi partisini dahi yönetmekten acizken, bugün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne başbakanlık yaptığını sanmaktadır. Kendi partisine mensup bir belediye başkanına söz geçiremeyen İrsen Bey, bazı sorulara yanıt vermek zorundadır.
1-      Cemal Bulutoğluları Sayıştay’ın tespitlerine göre suçludur. İzne çıkıp makamını boşaltmasını uygun gördüğünüze göre, Lefkoşa Türk Belediyesi’nin başında bulunması size göre de sakıncalıdır. Eğer onu istifaya ikna edemiyorsanız, o zaman neden en azından partinizden ihraç etmiyorsunuz?
2-      Partinizle ve sizinle ilgili sayısız şaibe söylentisinin var olduğu bir ortamda, bunlara açıklık getirecek cesaretiniz var mı?
3-      Sayıştay raporu ile işlenen suçlar teker teker sıralanmıştır. Polisin ve başsavcılığın gerekli soruşturmayı yaparak tamamlaması ve konuyu mahkemelere havale etmesi için herhangi bir girişiminiz var mı?
4-      Görev ve yetkisini önce halkımızdan, sonra da yasalardan alan seçilmişlerin yerine, hiçbir yasal yetki ve sorumluluğu olmayan devlet memurlarını Lefkoşa Türk Belediyesi’nde görevlendirdiniz. Başta Kaymakam Deniz Dana olmak üzere, Lefkoşa Türk Belediyesi’nde gayrı yasal yetki kullanmaya kalkanların suç işleyeceğini ve mutlaka mahkum olacağını bilmiyor musunuz?
5-      Bunları azmettirmekten ötürü sizin de aynı biçimde mahkumiyetinizin gündeme geleceğinin farkında mısınız?
6-      Tek çare olarak Anayasa’yı çiğnemeyi uygun gördüğünüze göre, Cemal Bulutoğluları’ndan korktuğunuz anlaşılıyor. Korkunun ecele faydası var mıdır?
 
İrsen Küçük Hükümeti ve UBP bugün ne yaptığını bilmez durumdadır. El attıkları her alanda kaos yaratmaktan başka bir icraat ortaya koyamayan bu zihniyetin Kıbrıs Türk Halkının önünden bir an önce çekilmesi şarttır. Lefkoşa Türk Belediyesi’nin bugünkü acı verici durumu, aslında 2009 yılından beridir ülkemizde yaşanmakta olan gerçekliğin en çarpıcı göstergesidir. Bize göre UBP için en akılcı karar, daha büyük suçlar işlemek zorunda kalmadan, bir an önce istifa ederek erken seçim sürecini başlatmaktır. Aksi halde suçlarıyla birlikte muhtemel cezaları da katlanarak artacaktır.
Lefkoşa Türk Belediyesi’nin kurtarılması çok güç olacaktır. Çok büyük bir çabaya ve uzunca bir zamana gereksinim duyulacağı açıktır. Ama bu yapılabilir. Bunu halka güven veren, belediyecilik deneyimi yüksek ve geçmişi bu konuda parlak başarılarla dolu kadrolarımızla biz başarabiliriz. Ancak yine de bugün için acil olarak yapılması gerekenler vardır:
1-      Hükümet, “yasa gücünde kararname” olduğunu sandığı saçmalığı derhal çöpe atmalıdır.
2-      Cemal Bulutoğluları derhal istifa ettirilmelidir.
3-      Sayıştay Raporu baz alınarak, polis ve savcılık soruşturması hızla tamamlanmalı, suçluların yargılanmasına başlanmalıdır.
4-      Çare demokrasidedir. Lefkoşa Türk Belediyesi’nin yönetimi, olası en kısa sürede erken seçim hedefiyle, halkımızın iradesiyle şekillenen Belediye Meclisi’ne bırakılmalıdır.
5-      Belediye içinde egemenlik kuran karanlık odaklar derhal temizlenmelidir.
6-      Rastgele işten duırudurulan ve bu işçilerin işden atılması halinde hizmetlerin aksaması kesin olan 123 kişinin işden durudulmasını kabul etmiyoruz.
7-      Lefkoşa Türk Belediyesi’nde çalışır görünüp sadece maaş alanların olduğu iddaları vardır. Bu araştırılmalı ve doğruluğunun tespiti halinde ise bunların işne son verilmelidir.
8-      Devlet katkısı, belediyelerin çağın gerektirdiği kapsam ve kalitede hizmet sunabilmesi için mutlaka artırılmalıdır. Devlet katkısı oranı %8,5’ten %10’a çıkarılmalıdır. Bu durumda mevcut nüfusu nedeniyle aslan payını zaten Lefkoşa alacaktır.
9-      Belediyeler için uygulanan indirimli KDV tarifesini kaldıran UBP, tüm belediyeleri mali sıkıntıya sokmuştur. Belediyelerin yatırım giderlerine uygulanan KDV oranı %16’dan yeniden %5’e çekilmeli ve Lefkoşa Türk Belediyesi’nin de gider kalemlerinde tasarruf sağlanmalıdır.
10- Maliye Bakanlığı’nın belediyelere ödemesi gereken KDV alacakları ya ödenmeli, ya da devletin alacaklarına karşılık sayılarak temizlenmelidir.
 
Tüm bunların yapılması ve aklı başında bir yönetim anlayışının yerleşmesiyle Lefkoşa Türk Belediyesi’nin düzlüğe yaklaşması mümkündür.
 
Bizler parti olarak yerel yönetimlerde engin bir deneyime sahibiz. Bugün ülkemizde bulunan 28 belediyeden sadece partimize mensup başkanlar tarafından yönetilenlerde gerek mali, gerekse idari hiç bir sorunun yaşanmamaktadır. Bu bir rastlantı değildir. Gazimağusa, Girne, Değirmenlik, Gönyeli, Yeniboğaziçi, Dikmen, Alayköy ve Akıncılar Belediyeleri eski yönetimlerden borçla devralınmıştır. Bu belediyelerde şimdi akılcı ve adil bir yönetim iş başındadır. Bu nedenle, çalışanların bütün yatırımları yapılmakta ve maaşları tam zamanında ödenmektedir.
Bugün ülkemizin ikinci büyük belediyesi olan Gazimağusa Belediyesi’ni bizler, 1994 yılında mali ve idari bakımdan bugünkü Lefkoşa Türk Belediyesi’nin durumunda devralmıştık. Kentteki dükkanların camlarına karşılığı olmadığı için “Gazimağusa Belediyesinin çekleri kabul edilmez” şeklinde ilanlar asılmaktaydı. Halbuki bugün Gazimağusa Belediyesi “en güçlü belediye olarak” kamuoyunda genel kabul görmektedir. UBP’li başkanlardan devraldığımız diğer belediyeler de de durum çok farklı olmadı. Popülist tavırlarla UBP’li başkanların bataklığa sürüklediği belediyeleri CTP-Birleşik Güçler’e mensup belediye başkanları yeniden düzlüğe çıkarıp halka kaliteli hizmet sağlamaktadır.
Bütün bu gerçekler ışığında yinelemek gerekir ki, İrsen Küçük ve takım arkadaşları, ülkedeki sorunları çözecek yeteneğe de basirete de sahip değildir. El attıkları her konuda duvara çarpıp geri dönmektedirler. Yarattıkları yıkım, halkımızın sabrını giderek tüketmektedir. Bizler Kıbrıs Türk Halkı’nın demokrasiye bağlılığını ve demokratik geleneğini çok iyi bilerek, siyasi mücadelemizi sürdürmekteyiz. Bugün yaşadığımız düzenin halkımızın hak etmediği bir düzen olduğu gerçeğini bir an bile aklımızdan çıkarmadan, İrsen Küçük ve takım arkadaşları, Cemal Bulutoğluları ile birlikte, istifa edinceye ve halkımıza yaraşır yeni bir dönem başlayıncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.