CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, Türkiye’nin AB ile ilgili beklentilerinin gerçekleşmemesi ve Güney Kıbrıs’ın tavrı nedeniyle Kıbrıs sorunu konusunda biraz daha ilgisiz davranıyor olsa da Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin ziyaretlerinde CTP’ye verilen mesajın açık ve net olduğunu vurguladı…
Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, CTP’nin en önemli konularından birinin Kıbrıs sorunu olduğunu ve kuruluşundan bu yana Kıbrıs sorunu ile ilgili değerlendirmeler yapıp kamuoyuyla paylaştığını, çözümü yönünde verdiği uğraşlarına hiç ara vermediğini vurguladı.
Yorgancıoğlu bu sabah BRT’de yayınlanan ve Osman Kurt’un hazırlayıp sunduğu Sabah haber Programında başta Kıbrıs sorunundaki gelişmeler olmak üzere iç ve dış konuları değerlendirdi.
CTP-BG parti Meclisi’nin geçtiğimiz gün Kıbrıs sorunu ile ilgili kararına UBP ve Cumhurbaşkanı Eroğlu’ndan gelen eleştirilerle ilgili soruyu yanıtlayan Yorgancıoğlu, Kıbrıs sorununun CTP’nin en kuruluşundan beri en önemli konularından biri olduğunu kaydederek kuruluşundan bu yana Kıbrıs sorununun çözülmesi için mücadele veren partinin yaşanan bu sıkıntılı süreçte Parti Meclisi kararı aracılığıyla değerlendirmelerini kamuoyuyla paylaşma gereksinimi duyduğunu kaydetti.
Kıbrıs sorununun Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun yanlış politikaları nedeniyle bugün gelinen olumsuz noktada olduğuna işaret eden CTP-BG Genel başkanı, “Oysa CTP bu duruma gelene kadar her platformda uyarılarını sürdürdü. Diplomatlarla yaptığımız görüşmelerden ortaya çıkan hissiyatımızı gidip paylaştık. Biz Kıbrıs sorununun çözümünü istiyoruz. Çözen kim olursa olsun önemli değil, önemli olan sorunu iyi niyetle çözmeye çalışmaktır. Ama ben öyle bir inanç olduğunu hala samimi olarak anlamadım. Öyle bir niyet olsa Sayın Cumhurbaşkanı her seferinde geçmişte varılacak mutabakatları bozacak öneriler yapmaz, uluslar arası konferansı bu kadar açmaza alacak sessizlikte bulunmaz, mülkiyette Talat’a bile iyi niyetin gösterilmesine karşın “ben malları dağıttım bu iş oldubitti” anlayışıyla devam etmezdi. Ben Rumlar oturdu bizi bekliyor anlamında söylemiyorum ama biz, üzerimize düşen görevi yapmalıyız” diye konuştu.
Yorgancıoğlu, diğer temasları yanında Türkiye’ye giderek oradaki yetkili kişilerle de endişelerini paylaştıklarını ve görüştükleri mercilerin kendilerini haklı bulduklarını ifade ederek, Türkiye’nin AB ile ilgili beklentilerinin gerçekleşmemesi ve güney Kıbrıs’ın tutumunun Türkiye’yi biraz ilgisiz davranmaya ittiğini kaydederek, “Bu konuda bize söylenen net. ‘Biz CTP’nin Kıbrıs sorunundaki düşünceleriyle bire bir örtüşüyoruz” diyorlar. Bu kadar net. Biz, bunu buradakilere de söylüyoruz. Zaten Eroğlu’nun 4 Ocak paketiyle başladığı noktadan geldiği noktaya baktığımızda, da bunun doğru olduğunu görebiliriz” dedi.
CTP ÇABALARINI VE UYARILARINI SÜRDÜRECEK
Yorgancıoğlu, CTP-BG’nin bu tavırlar karşısında uyarı ve çabalarını her platformda sürdüreceğini de kaydederek, şöyle konuştu:
“Biz alanda tüm eylemlerimizde Kıbrıs sorunu çözümüne dikkat çekiyoruz. Türkiye’den de randevu taleplerimiz var. Onlara da anlatacağız. Ziyaretlerimizde Rum tarafına da anlatıyoruz. Yine konuyu Meclis’te gündem yapacak, Sayın Eroğlu ile de görüşeceğiz. Parti, inandığı konuda gerekeni yapmaya devam edecek”.
CTP-BG Genel bakanı, Kıbrıs sorununda kelime oyunları da yapıldığına işaret ettiği açıklamalarında, çeşitli vesilelerle bir araya geldikleri Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun, “Ben son görüşmedir demedim, Genel Sekreterin raporu çıkana kadarki son görüşmedir demek istedim’ diye konuştuğuna işaret etti ve bu tavırların süreci olumsuz etkilediğini vurguladı.
Kıbrıs’ta federal çözüm dışında bir seçenek olmadığının da altını çizen Yorgancıoğlu, BM Güvenlik Konseyi kararlarının değişmesinin mümkün olamayacağını kaydetti. “Biz, Güvenllik Konseyi üyeleriyle de fırsat buldukça görüşüyoruz” diyen Yorgancıoğlu, federal çözüm dışında öngörüleri olmayan bu ülkelerin “çözümsüzlüğün müsebbibi Türk tarafı olursa bunun bedeli var” diye konuştuklarını da aktardı. Yorgancıoğlu, CTP-BG’nin sonuç alınıncaya kadar görüşmelerin devamında yana olduğunu kaydetti. Yorgancıoğlu, ancak bunun Rum tarafının dediği gibi süresiz ve takvimsiz bir görüşme anlamında olmadığını, süre sınırı konulması gerektiğini söyledi ve “CTP için süre yarındır” dedi.
CTP-BG Genel Başkanı, CTP PM kararında Rum tarafına eleştiri olmadığı şeklindeki değerlendirmelerin de doğru olmadığını kaydederek, Rum tarafının tek taraflı petrol aramasının, isteksizliğinin, Hristofias’ın yeterli cesareti gösterememesinin de partinin tespiti olduğunu ifade ederek, “Ama buradaki muhatabımız bizim insanımızdır. Halkın seçtiği kişi Sayın Eroğlu’dur. Rum tarafını k kayırır durumumuz yok ama önce kendi evimizi düzeltelim ki başkasına hata bulalım” diye konuştu.
Eroğlu’nun CTP PM kararının ‘Rumların istediğini verelim bu iş bitsin mantığında olduğu iddiasına yanıtında ise Yorgancıoğlu, bunun doğru olmadığını, müzakerelerde karşılıklı al-verin bulunması gerektiğini kaydederek, “bugüne kadar biz ne verdik ki?” diye sordu. Yorgancıoğlu, 2’nci Cumhurbaşkanı Talat döneminde dönüşümlü başkanlık, 7’ye 3 oranının 9’a 6’ya çıkarılması, egemenliğin 2 halktan kaynaklandığının kabulü gibi kazanımlar elde edildiğine de işaret ederek, “Sayın Eroğlu sanki bir şey verilmiş gibi konuşuyor, yok öyle bir şey. Zaten her şey çözülene kadar hiçbir şey çözükmüş sayılmaz. Biz siyasal eşitlik, ortak devletten vazgeçelim mi dedik de Sayın Eroğlu öyle konuşuyor. Bunalar ucuz hikâyeler. Eskiden ‘satacaklar’ diyorlardı, şimdi de ‘hep vererek çözülür mü?’ diyor. Bu kullanılmaması gereken ucuz siyasettir” dedi.
UBP GEÇMİŞTEKİ ALIŞKANLIKLARINI DEVAM ETTİRİYOR
Kıbrıs sorununun ardından içteki konuların ele alındığı programda CTP-BG Genel Başkanı Yorgancıoğlu, Meclis’in özellikle denetim günlerinde son derece hareketli olduğu yorumu ile ilgili değerlendirmesinde şöyle konuştu:
“UBP tek başına iktidar olmanın, ya da geçmişteki alışkanlıklarını devam ettirmesinin sonucu olarak halkın kabul etmesi mümkün olamayan yanlışlar yapıyor. Partimizin görevi muhalefet emektir. Halkımızın petrol dolum tesisi gibi, imtiyazlılar, ayrıcalıklılar gibi konulara tepkisi var. Partimiz de halkın tepkisi doğrultusunda Meclis’te görevini yapıyor. Ancak en önemişsi buna karşın UBP’nin kural yasa tanımaz davranışları ve giderek artıyor. Bunu kabul etmek mümkün değil ve parti, bu konudaki tavrını ortaya koyacak. Örneğin Dışişlerinde ilgili bir birim bulunurken Başbakanlıkta dış Türklerle ilgili birim kurulup başına bir vekil konuyor ama bu, o vekilin kendi partisinden gelirken ağzıyla rüşvet istediği “bunu yaparsanız gelirim” dediği birimdir. Bu bir siyasi etik sorunudur”
Demokratik çerçevede yapılanların değişmesi için öneri yapmalarına rağmen çok azının değiştiğine d dikkat çeken Yorgancıoğlu, “Belli ki bir yerden emir alınmış, geçecek” diye konuştu. Yorgancıoğlu, “Belki kendi çıkarları kendi insanlarına avantaj sağlamak için yapılıyor. Ama öyle bir talep var ki Beşir Atalay Meclise yasayı geçirdi diye teşekkür etti” dedi.
TOPLUMUN TÜM KESİMLERİ ŞİKÂYETÇİ
Yorgancıoğlu,günümüzde Kıbrıs sorunu dışında halkın önde gelen sorunlarının hayat pahalılığı, yasalara saygısızlık ve devletteki işlerinin olmaması olduğuna işaret ederek “birincil konu Kıbrıs sorunu olması gerektiği halde insanların 1’inci gündemi değil. Olmalı çünkü pek çok sorunun temelini oluşturuyor. İnsanlar 2 yıldır maaş artışı almıyor. TÜFE ile oynandığı için gerçek hayat pahalılığı yansımıyor. Bugün toplumun tüm kesimleri şikâyet ediyor” dedi. İnsanların her ürün ve hizmetle ilgili alım gücünün gerilediğine de işaret eden Yorgancıoğlu, Ticaret Odası’nın da rüşvet ve hükümetle siyasetine güvenilmediğini ortaya koyan raporunu da anımsattı “Bu nedenle toplumda huzursuzluk, karşı duruş var. Tüm toplumsal kesimler buna isyan ediyor” diye konuştu.
Hükümetin ekonominin geliştiğini ileri sürdüğünü ancak merkez bankası verilerinin bunu yalanladığını da ifade eden Yorgancıoğlu, Maliye Bakanının “gelişiyoruz” açıklamalarının “muhasebe oyunu” olduğunu vurguladı.
Hükümetin kaçak işçi sorunuyla ilgili tavrını da değerlendiren Yorgancıoğlu, şunları söyledi:
“Muhaceret yasasındaki değişiklik istediğimiz kadar olmasa da iyi sonuç verdi ama şimdiki mücadeleyi komik buluyoruz. Bugüne kadar kaç kişi bulundu, nereye gidildi. Bu konuyu dile getiren basın organlarına gidildi, partimize gelindi”
Yapılacağı söylenen denetimin yapılmadığını düşündüğünü ifade eden Yorgancıoğlu, “Devlet bunu denetleyecek başka mekanizma hayata geçirmeli. İşadamları beğenmeyebilir ama iş yerinde sendikalaşma denetimin ta kendisidir. Bugün 15 memurla denetlemeye çalıştığın işi her sendika kendi üyesi adına denetler. İş akdi de öyle, Herkesin iş akdi olmalı ve bir kopyası da devlette olmalı. Olmazsa işverene büyük bir ceza verilmeli.”
CTP Basın Bürosu