CTP-BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün …

 CTP-BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a Ankara ziyaretinde eşlik etmeyeceğini açıklamasının siyasi bir skandal olduğunu vurguladı…

 
Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın Ankara ziyaretine katılmama kararının bugüne kadar görülen en büyük siyasi şantaj ve hakaret olduğunu vurguladı. Soyer, konuyla ilgili açıklamasında kabul edilmez olarak nitelediği ve küçük hesaplar sonucu ortaya çıkan bu tavrın esas sorumlusunun ise Başbakan Dr. Derviş Eroğlu olduğunu kaydetti.
 
CTP-BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:
“Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın Ankara’ya gerçekleştireceği ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genel Kurmay Başkanı ile görüşeceği ziyarete Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün katılmayacağını üzülerek öğrenmiş bulunuyorum. 
 
Kıbrıs sorununun en temel noktalarından biri olarak gördüğümüz barış görüşmeleri sürecinde Dışişleri Bakanı’nın, Cumhurbaşkanı’na katılmama kararı tam bir skandaldır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanıyan tek ülkenin Türkiye Cumhuriyeti olması nedeniyle uluslar arası teamüllere göre Cumhurbaşkanı’nın bu ülkeye ziyaretinde kendisine Dışişleri Bakanı’nın eşlik etmesi bir gelenektir. Bu tavır, sadece KKTC Cumhurbaşkanı’na değil, Türkiye Cumhuriyetine karşı da yapılmış bir hakarettir ve skandaldır. Hele Kıbrıs sorununun geldiği süreçte Cumhurbaşkanı’nı müzakerelerde desteklediğini söyleyen hükümetin bu tutumu, Türkiye Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türk tarafının görüşme sürecindeki gücüne atılmış bir dinamittir.
 
Bu arada sorup öğrendiğimiz kadarı ile Sayın Özgürgün, gitmeme gerekçesi olarak Cumhurbaşkanı’nın ziyaret edeceği makamlarla kendisinin daha önce görüşmüş olmasını öne sürmektedir. Bu, süreci büyük ölçüde dinamitlerken Dışişleri bakanı Hüseyin Özgürgün’ün Cumhurbaşkanı’na eşlik etmemesinin ardında 2 küçük hesabın olduğu noktasına dikkat çekmekte yarar görmekteyim.
 
Bunlardan biri, Pazartesi (yarın) günü Meclis’te, Başbakanlık Denetleme Kurulu gibi antidemokratik bir yasanın görüşülecek olması ve bu görüşme zemininin sağlam olması için de 26 sayısını koruma titizliğidir. Ancak iç siyasetteki bu basit ve küçük hesaplar temelsizdir çünkü Cumhurbaşkanı Türkiye’ye ziyarete giderken kendisine Meclis Başkanı vekâlet edecek; meclis çalışmalarına milletvekili olarak yer alamayacak, yani 26 sayısı korunamayacaktır.
 
İkinci küçük hesaba gelince, belli olmuştur ki Başbakan Dr. Derviş Eroğlu liderliğindeki hükümet, ekonomik sıkıntıları aşabilmek için Türkiye Cumhuriyeti’nden büyük miktarda para yardımı istemiştir. Bu yardımı alabilmek için Kıbrıs sorununun bu kritik aşamasında Cumhurbaşkanı ve Türkiye Cumhuriyeti ile suni gerginlik yaratarak şantaja başvurarak hareket etmeye çalışmaktadır.
 
Türkiye Cumhuriyetinin AB sürecinde Güney Kıbrıs’ın taviz koparmak adına Türkiye Cumhuriyeti ve Kıbrıs Türk halkına yönelik şantaj politikalarına katkı koyan bu davranış kabul edilemez. Bugün Güzey Kıbrıs’ın çözüm olmadan AB’ne üye olması ve Kıbrıs sorununun hem Kıbrıs Türk halkı hem de Türkiye Cumhuriyeti önünde engel olarak durmasının baş sorumlusu Ulusal Birlik Partisi ve liderliğidir.
 
Bu yeni süreçte çözümün önünü tıkayan ve sorumluluğu n Kıbrıs Türk halkı ile Türkiye Cumhuriyeti’ne yıkılmasını sağlayan siyasi çalışmalara asla fırsat vermeyeceğiz.
Kıbrıs Türk halkı bu bağnaz ve dar görüşlü siyaset nedeniyle geçmişte çok çekmiştir ve artık daha fazla tahammülü yoktur.
 
Dışişleri Bakanı Sayın Hüseyin Özgürgün’ün bu ziyarete katılmamasının baş sorumlusu Başbakan Dr. Derviş Eroğlu’dur ve bu, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne karşı yapılmış en büyük siyasi gaf ve hakarettir.”