Belediyeleri her gün biraz daha geriye götürmek için canla başla uğraşan UBP Hükümeti, hem yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyerek suç işlemekte, hem de yurttaşlarımızın yerel hizmetlerden yararlanma hakkına engel olmaktadır. 2011 yılı sonunda genel nüfus sayımı yapılmış olmasına karşın, hükümetin belediyelere devlet katkısını hala 2006 sayım sonuçlarına göre ödeme konusundaki ısrarı kabul edilemez.
Belediyeleri her gün biraz daha geriye götürmek için canla başla uğraşan UBP Hükümeti, hem yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyerek suç işlemekte, hem de yurttaşlarımızın yerel hizmetlerden yararlanma hakkına engel olmaktadır. 2011 yılı sonunda genel nüfus sayımı yapılmış olmasına karşın, hükümetin belediyelere devlet katkısını hala 2006 sayım sonuçlarına göre ödeme konusundaki ısrarı kabul edilemez. Diğer bir kabul edilemez konu da UBP hükümetinin yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyerek belediyelerimizin 2012 bütçelerini onaylamamasıdır. Bu bir suçtur ve bedeli ülkemizde yaşayan herkese ödettirilmektedir.
Belediyelerin devletten aldıkları katkı miktarı, sınırları içindeki nüfusa göre belirlenir. Yürürlükteki mevzuata göre devlet, yerel gelirlerinin %8,5 kadarını belediyelere “Devlet Katkısı” olarak vermektedir. Bu katkı, belediyelerin yürüttükleri hizmetlerin devamlılığı için çok önemlidir. Özellikle, tüm yerleşim birimleri belediye sınırlarına katıldıktan sonra, bu katkı gerçekte, belediyelerin devlet adına yürüttüğü çok önemli yerel hizmetlerin karşılığıdır. Belediyeler, yerel hizmetler üretirken, ne yurttaş olan veya olmayan, ne de sürekli ikamet eden veya etmeyen ayrımı yapamaz. Belediyeler, yılın her günü ve günün her saati görev yürüten ve halka en yakın noktadan hizmet üreten yönetim birimleridirler.
2006 yılında yapılan genel nüfus sayımında, KKTC nüfusu 265,100 olarak saptanmış ve bugüne kadar, devlet katkısı buna göre dağıtılmıştır. Ancak, 4 Aralık 2011 tarihinde yapılan ve ilk sonuçları 11 Aralık 2011 tarihinde açıklanan yeni nüfus sayımına göre, KKTC nüfusu 294,906 olarak belirlenmiştir. Elde edilen yeni nüfus sayısının ilk anlamı, belediyelerin hizmet götürmekle yükümlü oldukları toplam nüfusun yaklaşık olarak %10 arttığıdır.
Anlaşılan odur ki, UBP hükümeti bir yandan 2006 sonuçlarına göre devlet katkısı ödemeye devam ederek yerel yönetimlerin tümüne haksızlık yaparken, diğer yandan da özellikle CTP’li Belediye Başkanları tarafından yönetilen yerel yönetimlerin nüfusları ile oynayarak, almaları gereken gerçek paylardan kesinti yapmaya çalışmaktadır. UBP’nin bu yaklaşımı boşunadır. Çünkü her belediye, kendi sınırlarındaki nüfusun ne kadar olduğunu, çok küçük hata payları ile zaten bilmektedir.
Bu noktada, yapılması şart olan ilk şey 2011 sayım sonuçları derhal açıklanarak, 2012 yılı Devlet katkısının yeni nüfusa göre yeniden belirlenmesidir. Nitekim belediyelerin 2012 yılı bütçelerinin, gayrı yasal biçimde,halen bakanlar kurulunca onaylanmamış olması, bu durumun çok daha kolay gerçekleştirilebilmesini sağlar. Diğer bir öncelikli ele alınması gereken konu, Devlet Planlama Örgütü’nün zaman yitirmeden belediyelerin nüfuslarını net olarak açıklamasıdır. Bu açıklamanın geciktiği her gün nüfustan kaynaklanacak şaibe kuşkusu daha da artacaktır.
Devlet katkısı, belediyelerin halka çağın gerektirdiği kapsam ve kalitede hizmet sunabilmesi için elzemdir.2012 Mali Yılı Bütçesinde devletin yerel gelirlerinde bir önceki yıla göre sadece %5’lik bir artış öngörmesi, belediyelerin içinde bulunduğumuz yılda çok daha büyük mali sıkıntılarla karşı karşıya olduğunun açık göstergesidir. Mal ve hizmet alımlarında yaşanan fiyat artışları ve enflasyon nedeniyle, bugün maliyetleri yaklaşık %25 dolayında artan belediyelerin, devletten aldıkları katkının sadece %5’ artırılması, çok ciddi bir mali kriz sebebidir. Bunu kısmen telafi edebilecek yöntem, devletin yerel gelirlerinin %10’unu devlet katkısı olarak belediyelere aktarmasıdır. Özellikle ülke genelinde kırsal alanlardan kentlere yönelen nüfus hareketleriyle büyük belediyelerin sağladığı avantajla küçük belediyeler arasında bir denge kurulması şarttır. Bu nedenle devlet katkısı %10’a çıkarılarak, bunun %1’i kırsal belediyeler arasında yine nüfuslarına orantılanarak paylaştırılmalıdır.
Hükümetin yasaları çiğnediği bir diğer olay ise, belediyelerin bütçelerini hala onaylamamasıdır. 51/95 Sayılı Belediyeler yasasının 116.maddesine göre:
a- İçişleri Bakanı, bakanlığa gelen yerel yönetim bütçesini 7 gün içinde Bakanlar Kuruluna sunar,
b- Bakanlar Kurulu en geç 15 gün içerisinde bütçeyi onaylar veya itirazı varsa geri gönderir.
Mart ayının sonuna gelinmiş olduğu halde, bütçelerini 2011 yılında ve yasal süresi içinde İçişleri Bakanlığına sunmuş belediyelerin hiçbirine henüz onay verilmemiştir. Belediyelerimizin bütçelerinin ne kabul edildiği açıklanmış, ne de itiraz bildirilmiştir. Bu durum yasaların açıkça çiğnenmesidir. İlgili bakanlık olan İçişleri Bakanlığı bu konuda yasalar ve anayasa önünde açıkça suç işlemektedir. Sırf bu konu dahi, UBP hükümetinin belediyelere bakışını açığa çıkarmakta ve yaşanan yığınla sorunun önemli bir kaynağını gözler önüne sermektedir.
Yinelemek gerekirse, devlet, gerekli yasal düzenlemeyi süratle yaparak belediyelerin devletten aldıkları katkı oranını %8,5’ten %10’a çıkarmalıdır. 2011 yıl nüfus sayım sonuçları derhal açıklanmalı ve devlet katkısı miktarları yeni nüfus sayım sonuçlarına göre güncellenmelidir. Hiç zaman kaybetmeden, yapılacak bu değişikliklerle birlikte, belediyelerin 2012 yılı bütçeleri bakanlar kurulundan süratle onaylanarak yürürlük kazanmalıdır. Bunların yapılmaması durumunda belediyelerle ilgili yaşanacak her türlü sıkıntının sorumluluğu hükümettedir.
Özkan Yorgancıoğlu