TC’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça’nın geçtiğimiz günlerde yaptığı, ekonominin iyi gittiği yönündeki açıklamaları eleştiren Akansoy, elçinin açıklamalarını doğru bulmadığını belirtti

Akça’nın açıklamalarını ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Ricciardone’nin Türkiye’nin iç meseleleriyle ilgili yaptığı açıklamalara benzeten Akansoy, “Kimsenin Kıbrıslı Türklerle, Türkiye halkalarının arasındaki ilişkiyi germeye hakkı yoktur. Sayın Akça, her şeyden önce diplomatik görevi gereği pozisyonunu yeniden gözden geçirmelidir” dedi. CTP-BG Genel Sekreteri Asım Akansoy bu sabah BRT’de gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Akansoy, Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün, “Çözümün olacağına inanmak hayalperestliktir” açıklamasını da eleştirerek, “Yapılması gereken bu tarz açıklamalar değil, çözümden başka bir şansı olmayan Kıbrıs için bir şeyler yapmaktır” dedi. Herhangi bir siyasi aktörün, ‘Ben Kıbrıs sorunun çözüleceğini düşünmüyorum çözülmeyecektir’ dediğinde bugünkü durumun nasıl devam edeceğini de açıklaması gerektiğini belirten Akansoy, “Kıbrıslıların hak ettiği bu mudur? Dayatılanların kurbanı mı olacaktır? 2004’te dünya Kıbrıslı Türkler diye bir toplumun var olduğunu görmüştür. Özgürgün’ün açıklaması heyecan verici, umut verici değildir” dedi.
TÜRKİYE’NİN ÇABALARIYLA AMBARGOLAR KALKMAZ!
Bu ülkenin Dışişleri Bakanı’nın çözüme nasıl ulaşabileceği, ambargoları nasıl kırılabileceği sorusuna cevap araması gerektiğini belirten Akansoy, “Özgürgün çözümü beklemek hayalcilik olur demekte. ‘Türkiye’nin etkin çalışmaları sayesinde izolasyonları yakalayacağımıza inanıyoruz’ şeklinde ifadeler kullanmakta. Bunlar denenmiş, başarısız olunmuş konulardır. Uluslararası sorununun olduğu bir bölgede sadece Türkiye’nin çabalarıyla ambargolar kalkmaz. ‘Masadayız, her türlü girişimde bulunacağız, dünyaya bağlanma hakkımızdır, Kıbrıslı Türkler aktör olarak bölgede dünyada yerini alacaktır. Kuzey Kıbrıs toprakları da AB toprağıdır’ şeklinde geleceği yapılandırıcı açıklamalar yapmalıdır. Bilindik bu tekrarlar sık sık ortaya konulmakta ancak moral bozmaktan hiçbir işe yaramamaktadır” dedi. Aslında gerek hükümet partisinin gerekse diğer partilerin Kıbrıs’ta çözümün gerekliliğini kabul ettiğini belirten Genel Sekreter, “İçinde bulunduğumuz durum sürdürülebilir değildir. Ekonomik, sosyal kuşatılmışlıklar, aynı zamanda Güney’in de içinde bulunduğu durum sürdürülebilir değildir. Kıbrıs, aynı zamanda bölgesel bir sorun haline gelmiş bir konudur ve bu sorun çözülmek zorundadır” dedi.
GÜNEY’DE SEÇİME DOĞRU…
Rum tarafında Şubat ayında yapılacak olan başkanlık seçimleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Akansoy, seçimlerle birlikte yeni bir ruhun oluşma ihtimalinin yüksek olduğunu kaydetti. Hristofyas’ın artık aday olmayacağını ve partisinin çıkardığı yeni aday ile rakip parti DİSİ’nin adayı Anastasiadis’in yarışacağını belirten Akansoy, “Güney’de belirlenecek yeni siyasi liderliğe yönelik alternatif çalışmalar yapma sorumluluğumuz vardır” dedi.
 
 
 
BİZ CTP OLARAK NE YAPIYORUZ?
CTP-BG’nin son bir yıldır çok aktif şekilde dış politika çalışmaları sürdürdüğünü ve bu konuda kurulan komisyonun Güney’deki ve bölgedeki gelişmeleri günü gününe değerlendirip raporlar hazırladığını belirten Akansoy, “Önümüzdeki hafta Sosyalist Enternasyonal’in dört yılda bir yapılan kongresine katılmak üzere Genel Başkan ve Dış İlişkiler heyetimiz Cape Town’da olacaktır. Kıbrıs sorunu gündem yapılacak ve gelişmeler Kongre’ye aktarılacaktır. Sonbaharda Avrupa temaslarımız artacaktır. Brüksel’e yönelik temaslarımız söz konusudur. İleriye dönük olası senaryoları değerlendiriyoruz. Rum yönetiminin AB Dönem Başkanlığı’nı devredeceği 31 Aralık’tan itibaren ne tür gelişmelerle karşı karşıya kalacağımız ve Güney’deki seçim senaryoları üzerine çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Adadaki tüm diplomatlarla çok yakın temaslarımız vardır” dedi.
ÇÖZÜMÜN FORMÜLÜ BELLİ: FEDERASYON
“Çözümün nasıl olacağını herkes çok iyi biliyor olayın trajikomik olan kısmı da budur. İki toplumlu, iki bölgeli, kurucu iki devletten oluşan, siyasi eşitliğe dayalı bir sistem olacaktır. BM’nin bağlayıcı kararları dışında hareket etmek gibi bir şansımız yoktur. Dünyaya bağlanmamızın tek şartı budur” diyen Akansoy, Türkiye’nin de uluslararası hukuktan kopmayacağını bilerek bu kriterlere bağlı kalmak zorunda olduğumuzu görmek gerektiğini ifade etti.. Bunları yok sayarak başka bir alana kayılamayacağını belirten Akansoy, “Herkes aklını başına toplamalıdır. İki tarafın da kabul edeceği çözüm federasyondur. İki tarafın da gösterdiği güç savaşı doğru değildir. Kıbrıslı Türkler Türkiye’ye yaslanıp bunu yapmaya çalışıyor ama bunlar akılcı yaklaşımlar değildir. CTP çözüm için vardır ve çözümle birlikte içinde bulunduğumuz kaos ortadan kalkacaktır” dedi.
“KİMSENİN KIBRISLI TÜRKLER İLE TÜRKİYE HALKLARI ARASINDAKİ İLİŞKİYİ GERMEYE HAKKI YOKTUR”
TC’nin Lefkoşa Büyükelçisi İbrahim Akça’nın geçtiğimiz günlerde yaptığı ekonominin iyi gittiği yönündeki açıklamanın sorusuna da yanıt veren Akansoy, elçinin açıklamalarını doğru bulmadığını söyledi. Her şeyden önce KKTC ve Türkiye arasındaki ilişkilerin normal çerçeveye oturmasını istediklerini belirten Genel Sekreter, bu olmazsa iki ülke arasındaki gerilimin devam edeceğini savundu. Bunun ortadan kalması için kendimizi yönetecek siyasal, sosyal ve ekonomik yapılanmayı tesis etmenin şart olduğunu belirten Akansoy, “Taşlar yerine oturduğunda ülke meseleleriyle ilgili herhangi bir konuda yapılan açıklamalar elçiden değil konunun muhatabı bakan ve milletvekillerinden gelecektir” diyerek sözlerine şu şekilde devam etti:
“Teşbihte hata olmaz ama Amerika’nın Türkiye Büyükelçisi Ricciardone, Türkiye’deki iç gelişmelerle ilgili sınırlarını aşan açıklamalarda bulunmuştu. Başbakan Tayyip Erdoğan da elçinin bu açıklamalarını çok sert bir dille eleştirmiş, ‘sen kimsin be adam da bizim içişlerimize karışıyorsun’ demişti. Tabii ki ilişkileri bir tutamayız, aynı göremeyiz ama eğer biz Kuzey Kıbrıs’ta kendi kendini yöneten bir halk istiyorsak bunun hayat bulması için taşların yerine oturmasını sağlamak zorundayız. Siyasi aktörlerin kendi görevlerini yapması, Akça’nın da diplomatik işlerini yerine getirmesi gerekiyor.”
“EKONOMİ SADECE % 10’LUK KESİM İÇİN İYİYE GİTMİŞTİR”
Ekonominin toplumun belirli bir kısmı için geliştiğini yaptırdıkları araştırmalardan da tespit edildiğini belirten Akansoy, “Bu, toplumun sadece yüzde 10’luk olan ayrıcalıklı kısmını oluşturmaktadır. % 70 oranında halk fakirleşmiştir. Tarımcı, hayvancı, esnaf batmış durumdayken Akça’nın açıkladığı bu rakamlara inanmak mümkün değildir. Sayın Akça, her şeyden önce diplomatik görevi gereği pozisyonunu yeniden gözden geçirmelidir. İlişkilerin gerilmesinin gereği yoktur. Herkes kendi rolünü oynamalıdır” dedi.
 
 
UBP KURULTAYINDAN KİMİN ÇIKACAĞI FARK ETMEZ!
UBP’nin ülkemizin önemli siyasi partilerinden biri olduğunu ve kurultaya doğru gidilirken sergilenen yaklaşımların herkes için ibret verici bir noktada olduğunu ifade eden Akansoy, “Siyasi partilerdeki demokratik yaşamla ülkedeki yaşam paraleledir. Eğer siz kendi partinizin içinde demokrasiyi çalıştırmazsanız aynı şekilde bunu toplumunuzda da yapamazsınız. Demokrasi anlayışınız koltuk kavgasına, birbirini yemeye, kötülemeye, dışlamaya dönerse sizden toplum olarak demokratik bir beklentimiz olamaz. UBP’nin iç kavgası ülkede tahribat yaratmaktadır. Küçük de devam etse Kaşif de seçilse var olan durum değişmeyecektir. Program aynıdır, ekip aynıdır, zihniyet aynıdır. İkisi de delege avı peşindedir. Bizim açımızdan ikisinin de birbirinden farkı yoktur. Ülkede kaçınılmaz bir erken seçim vardır. Halkımız uyanmıştır. Bu durum sürdürülebilir bir durum değildir. Bayramda köy gezilerine çıktık ve halkın bu durumu kabul etmediğini bir kez daha gördük. Ülkedeki başıboşluk vatandaşı canından bezdirmiştir” dedi.
EĞİTİM CAN ÇEKİŞİYOR BAKAN DELEGE PEŞİNDE
Üniversite kontenjanlarının bu yıl da boş kalması konusunda görüşlerini belirten Akansoy, sorumlunun hükümet olduğunu yineledi. Eğitimin CTP-BG için çok önemli olduğunu belirten Akansoy, “Aklı başında olan bir yönetici turizm ve eğitime gereken önemi verir. Çalışmalarını ortaya koyar. Durumun vahameti ortadayken Sayın Dürüst’ün köy köy gezip delege kovalaması kabul edilebilir değildir. Eğitim konusunda proje üretmeyen UBP bu alanda da çuvallamıştır” dedi. CTP-BG olarak Dürüst’ün bu konuda ne tür çalışmalar, ne tür planlama ve tanıtımlar yapıldığı konusunda açıklama yapmasını beklediklerini belirten Akansoy, “Bakan Dürüst önce bunun hesabını vermeli. Belirli bir kapasiteye ulaşmış bir durumdaydık. Bu yıl üniversitelerimize daha çok öğrenci gelmesi için üniversitelerimizin sorunları çözmek için ne yapılmıştır bunu açıklamak zorundadır. İcraatın başında olan bir bakanın bu rakamlardan hoşnut olması anlaşılır değildir. Bakan kaçak cevaplar vermekten vazgeçip yapılanları kamuoyuyla paylaşmalıdır. İddia ediyorum ki hiçbir şey yapılmamıştır” dedi. UBP’nin eğitime verdiği önemin ortada olduğunu belirten Genel Sekreter, eğitim ve sağlık gibi konuların partisi için taviz verilmez konular olduğunu vurgulayarak hükümette oldukları dönemde çok çabalar verildiğinin altını çizdi. Şu anda devletin eğitime dönük herhangi bir politikası olmadığını savunan Akansoy, eğitimin tamamen özel sektöre teslim edildiğini, kimsenin çocuğunu devlet okuluna göndermek istemediğini söyledi.