Greentree zirvesinden sonra, Kıbrıs konusunda yürütülen görüşmelerin giderek çıkmaza girmesi Liderlerin daha büyük sorumluluk yüklenerek çözümü zorlamalarını gerektirirken, Liderlerin davranışları her iki tarafta da sorunu karmaşıklaştırmak isteyen çevrelere yeni fırsatlar yaratmaktadır.

İkincisi tekrarlanan Greentree zirvesinden sonra, Kıbrıs konusunda yürütülen görüşmelerin giderek çıkmaza girmesi Liderlerin daha büyük sorumluluk yüklenerek çözümü zorlamalarını gerektirirken, Liderlerin davranışları her iki tarafta da  sorunu karmaşıklaştırmak isteyen çevrelere yeni fırsatlar yaratmaktadır.

Rum tarafında, görüşmeler sürecinde varılan mutabakatları içerdiği iddiası ile belgeler yayınlanmakta ve görüşmelerin güvenirliliği tartışılmakta böylelikle Türk ve Rum tarafında anlaşmaya karşı olanların varılan mutabakatları istismar etmesi sağlanmaktadır.

Türk taraında ise Sayın Eroğlu, ‘Sayın Talat’ın bıraktığı yerden devam edeceğim’ demiş olmasına rağmen yaptığı karmaşık, uygulanması ve kabul edilmesi zor öneriler ile adeta görüşmeleri kilitlemeyi hedeflemektedir.

Görüşmelere başlandığı günden bu güne, bütün projelerini çözümsüzlük sonrası üzerine kuran, bugün de ‘görüşmeler Temmuz ayında sonlandırılmalıdır’ diyen Eroğlu’nun görüşmelerin çökecek olmasından ne gibi beklentileri vardır?

Görüşmelerin çökmesi halinde BM’nin ve diğer ülkelerin, şimdiki tavrımız nedeni ile Türk tarafını haklı bulmaları beklentisi varsa, bu boşuna bir beklentidir. KKTC’nin tanınması beklentisi varsa bu da pek mümkün değildir.

BM’nin tesbiti, görüşmelerin Türk Tarafı nedeni ile çıkmaza girdiği üzerine olacaksa -ki yaptığımız temaslardan oluşan kanaatimiz budur- Kıbrıslı Türkleri bugünkünden de daha kötü günler beklemektedir. Bu nedenle Sayın Eroğlunun, görüşmelerin Haziran ayında sonlandırılması konusunda bu kadar rahat olmaya hakkı yoktur ama görüşmelerde yapıcı ve yaratıcı davranarak çözümü zorlamak veya çözüm ertelenecekse de Kıbrıslı Türkleri yeniden suçlu sandalyesine oturtmamak gibi bir görevi vardır.

Rum tarafında, başta DİSİ olmak üzere bazı çevreler görüşmelerin Liderler dışında temsilciler aracılığı ile gerektiği iddiasını ortaya atarken, Türk tarafında da sanki bunu teyit etmek için çaba ortaya koyan bir yaklaşım sergilenmektedir.

Cumhurbaşkanı temsilcisi Dayın Özersay’ın görüşmeci gibi davranması, basına Sayın Eroğlu’ndan fazla çıkıp görüşmeler konusunda konuşur olması, hatta görüşmeler esnasında da görüşmeci gibi davranması ve buna müsaade edilmesi Rum tarafındaki bazı çevrelerin bu yaklaşımına davetiye çıkarır niteliktedir. Kıbrıs sorununda liderlerin ana ekseni oluşturması kaydı ve temsilcilerin de yardımı ile çözüme ulaşmak mümkünken, yalnızca temsilciler düzeyindeki görüşmelerle çözüme ulaşmaya çalışmak, aslında Kıbrıs sorununu önemsizleştirmekten başka bir şey değildir.

Böylesi bir yaklaşım, yetkili olmayan görüşmeciler eli ile Kıbrıs sorununun tamamen kilitlenmesine neden olur. Bu nedenle partimizin, son günlerde kamunun gündemine bilerek atılan ‘görüşmelerin temsilciler düzeyinde sürdürülmesi’ anlayışını kabullenmesi mümkün değildir.

 

Özkan Yorgancıoğlu

 

CTP-BG Genel Başkanı