Cumhuriyetçi Türk Partisi, UBP-DP hükümetinin, halkın tüm itirazlarına rağmen yayınladığı Girne Emirnamesi hakkında basın açıklaması yaptı. Açıklama şöyle:
Girne II. Bölge emirnamesinde yapılmak istenilen değişiklik kişiye özel bir değişikliktir. Yapılacak olan değişikliğin kamuoyunda Zeyko Yağ Fabrikası olarak bilinen alanda, yürürlükteki mevzuata aykırı olarak inşaatı sürdürülen turistik tesisi kurtarma operasyonu olarak başladığı ve Çatalköy’de bulunan Hz. Ömer tekkesi doğusundaki arazileri de kapsayacak şekilde genişletildiği görülmektedir.
Bu değişiklik kamu yararını gözetmediği gibi Turizm sektörünün gelişmesine de hizmet etmemektedir. Dolayısıyla toplumsal gelişme ve toplumsal yararı göz ardı eden, kişiye özel bir karar ile karşı karşıyayız. İmar adaletini göz ardı eden ve kamu vicdanında reddedilen bu hamle ile hükümet, gayrı yasal kaçak bir inşaatı yasallaştırma girişiminde bulunmuştur.
Bu düzenlemenin uygulanması durumunda, her geçen gün kamuoyunda itibarını yitiren hükümet otoritesi ve bu değişikliği üstlenen planlama makamı daha da yıpranacaktır. Yıllardan beridir kişiye özel işlerin yapılması nedeniyle kamuoyu nezdinde itibarı günden güne aşınan Şehir Planlama Dairesi’nin itibarı da sıfır ile çarpılacaktır.
EMİRNAMENİN KULLANIMI EMİRNAME ENSTRÜMANININ YASADAKİ AMACINA AYKIRIDIR
55/89 sayılı İmar Yasası’nda bulunan emirnamelerin ne amaçla kullanılacağı belirlenmiştir. Bu yetki yıllardan beridir amacına ve Yasa’nın ruhuna uygun olmayan biçimde kullanılmaktadır.
55/1989 sayılı İmar Yasası emirname enstrümanının ne zaman kullanılabileceğini 11(4) maddesinde açıkça belirtmiştir. Bu maddeden de görülebileceği üzere “gelişmenin yaygın ve hızlı olduğu yerleşim birimleri ve alanlarda …. Ön İmar Sınırları çizilebilir. Ve bu yerleşme birimleri ve alanlarda emirname çıkarılabilir”. Buradan da açıkça görüleceği üzere emirnameler yaygın ve hızlı gelişmelerin olduğu alanlarda bu yaygın ve hızlı gelişmeyi kontrol altına almak amacı ile çıkarılabilir. Oysa Girne II. Bölge Emirnamesi değişikliği böylesi bir yaygın ve hızlı gelişmeyi kontrol etmek amacı ile yapılmamıştır.
Yine tüm kamuoyunun bilgisinde olduğu üzere, hükümette olduğumuz dönemde büyük bir ciddiyetle yürüttüğümüz Girne-Çatalköy İmar Planı çalışmaları şu anda devam etmektedir. Bu çalışma, Planlama Makamı ile Girne ve Çatalköy belediyeleri tarafından birlikte sürdürülmektedir. Bu çalışma takvimlendirilmiştir.
Bilimsel bir planlama çalışması yürütülürken böylesi bir değişikliğin sürdürülmekte olan bu planlama çalışmasını da sekteye uğratacağı açıktır.
Oysa ki, Girne-Çatalköy İmar Planı’nı daha kısa bir sürede de sonuçlandırmak ve olası yatırımcı taleplerini düzenlemek, planlamak mümkündür.
Ancak amaç, planlama anlayışının ve halkın katılımının terk edilmesi olduğu için Hükümet, gelişigüzel tedbirlerle günü kurtarmak hedefinden hareketle, günübirlik faaliyetlerle ülkenin geleceğini tehlikeye sokmaktan ve en güzel bölgelerimizi betonlaştırmaktan çekinmemektedir.
KOŞULLARDA NE DEĞİŞTİ?
Hükümette olduğumuz dönemde konu gündeme gelmiş ve bu yönde bir Emirname değişikliğinin sorunlar yaratacağı konusunda görüşlerimizi ilgili çevrelere ayrıntıları ile bildirmiştik. Başlatılan Girne – Çatalköy İmar Planı çalışmasına bağlı olarak konunun ileride değerlendirilebileceği ancak talebin karşılanıp karşılanmayacağına halkın karar vereceği belirtilmişti.
Genel koşullarda bugün itibarı ile ne değişti ki konu apar topar gündem yapılıp emirname değişikliğine gidildi?
Bilinmesi gerekir ki, hükümetin bu tavrı, tamamen kişiye özel, spekülatif bir değişikliktir.
EMİRNAME DEĞİŞİKLİĞİ ÜLKESEL FİZİK PLANA AYKIRIDIR
Bu emirname değişikliği, 2015 yılının Temmuz ayında Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak yürürlüğe giren Ülkesel Fizik Plan’ın (ÜFP’nin) turizm ile ilgili politikalarına da aykırıdır. Ülkenin turistik tesisleri ve yatak kapasitesinin % 70’i Girne bölgesinde yer almaktadır.
ÜFP kararlarında “kitle turizmi”nin Girne bölgesinde teşvik edilmemesini önerirken kitle turizminin artırılmasına yönelik olarak 4 tane yeni mavi bölge (kitle turizmi alanları) ilan edilmesi Ülkesel Fizik plan kararlarına aykırıdır. Gerek bölge politikalarında, gerekse de sektör politikalarında bu konu ile ilgili açık maddeler bulunmaktadır.
UBP-DP hükümeti bizi şaşırtmadı. Yine kişiye özel, yine hak ve hukuk tanımayan, yine halkı yok sayan, yine kamu vicdanını yaralayan, yine kamu yararını yok eden bir anlayışla iş yaptığını sanıyor. Ülkemizin sadece bugününü değil geleceğini de tehlikeye atan bir anlayışla karar alıyor. Sorumluluktan uzak, çevre bilincinden yoksun, planlamanın öneminden bihaber olarak.
CTP kararlılıkla mücadelesini sürdürecek, bu ve buna benzer uygulamalar konusunda hem halkı bilgilendirecek hem de gerekli tavrı sergilemekten geri durmayacaktır.
Bu yıkım, bu talan durmalıdır. Hükümet aldığı bu karardan hemen vazgeçmelidir!
Cumhuriyetçi Türk Partisi
10.09.2016