CTP-BG Genel Sekreteri Kutlay Erk, bakanlarının sendikalrla yaptığı anlaşmayı …

 CTP-BG Genel Sekreteri Kutlay Erk, bakanlarının sendikalrla yaptığı anlaşmayı kabul etmeyen Başbakan Derviş Eroğlu’nun onları sadece törensel işler yapan birer “yetkisiz yetkili” haline soktuğunu vurguladı. CTP-BG Genel Sekreteri konuyla ilgili değerlendirmelerini şu ifadelerle ortaya koydu:

 
Ekonomik sosyal sorunları çözeceği ve formülün cebinde olduğu iddiası ile seçimleri kazanan Derviş Eroğlu, şimdi ne yapacağını bilmemenin şaşkınlığını yaşıyor.
Seçimlerde gerçek dışı vaatler vererek seçilen, sonra da vaatlerinin tam tersini yapmaya çalışan Derviş Eroğlu, şimdi de tüm demokratik teamüllerin dışında davranmaya başladı.
 
Ek mesailerle ilgili olarak aldığı kanun gücünde kararnamelerle ortaya koyduğu dayatmacı tavrı ve insanların mesleki onurları ile oynayarak sorunu çözme yöntemi yüzünden gerginliği artırdı.
 
Bu şekli ile sorun çözme yerine, sorun üretme merkezi haline döndü.
İlk önce gümrük çalışanlarının sendikası Güç-Sen ile ilgili Maliye Bakanının görüşüp bir antlaşmaya vardıkları haberi kamuoyunun bilgisine geldi.
Hatta Güç-Sen, eylemlerini askıya aldığını ve Maliye Bakanı ile yaptığı uzlaşmanın Çarşamba günkü Bakanlar Kurulu toplantısında onaylanacağını ve eylemini kaldıracağını açıkladı.
 
Ardından Tıp-İş, Sağlık Bakanı ile görüştü.  Güç-Sen’in Maliye Bakanlığı ile yaptığı anlaşmayı tarafların kabul ettiğini ve Bakanla bu temelde anlaştığını açıkladı.
Bütün bunlar bir haftadır yaşanır,  anlaşmaların Çarşamba günkü Bakanlar Kurulunda onaylanıp yürürlüğe gireceği haberleri basında yer alırken, Başbakan Eroğlu her hangi bir tepki vermedi.
 
Sonunda ansızın Çarşamba günkü Bakanlar Kurulu girişinde, Eroğlu açıklama yaparak, bakanların böyle anlaşmalar yapmaya yetkili olmadığını açıkladı.
 
 Bunun Hükümetin prestij meselesi olduğunu söyledi. Böyle bir tavır olamaz.
 Önce Maliye Bakanı, sonra da Sağlık Bakanı’nın sendikalarla görüştüğü ve anlaştıkları konular da basında yazılırken niye sustu? Bir haftadır nerede idi?
Eğer kendi Başbakanlığı altında Bakanlar, yalnız törenlerle ilgiliyse, prestij, esas bu noktada sarsılmıştır. Kendi bakanları günlerdir ilgili sendikalar ile görüşürken, “ne yapıyorsunuz, durum nedir” diye sormamışsa, o zaman Başbakan olarak kendi sorumluluğu nedir?
 
 Kendi Bakanlarının yaptıkları eğer hata ise, hatanın sonuçlanmasını beklemek; sonra da onları kamuoyu önünde “güç bende” gösterisi için ateşe atmak, demokratik ve etik hiçbir değere sığmaz.
 
Kendi Başbakanlığı dâhil olmak üzere tüm Bakanların ve Bakanlar Kurulunun prestijini ayaklar altına almış bulunmaktadır. Artık “eylemler kışkırtılıyor” demek hakkı yoktur, çünkü sorun üreten bizzat kendisidir. Başbakan olarak kendi Bakanlarını, törensel iş yapan, “yetkisiz, yetkili” haline döndüren bir Başbakan sorun çözülmesine katkı sağlayamaz. 
 
Bu yüzden ne onun, ne de bu bakanların hükümette olmasının bir anlamı yoktur. İstifa da bir erdemdir.