UBP Hükümeti, bugün yaptığı Bakanlar Kurulu toplantısında yeni bir akıl dışılığa daha imza atmıştır. Yürürlükteki yasalardan ve en önemlisi Anayasa’dan zerre kadar anlamadığını belli eden hükümet, Lefkoşa Türk Belediyesi’nde kendi yarattığı krizi çözme hevesiyle, mevcut yasalarla yapılamayacak hiçbir uygulamanın, yasa gücünde kararnamelerle de yapılamayacağını bilmediğini ortaya koymuştur.
Demokratik hukuk devletinin temel ilkelerini çiğneyen UBP hükümeti, aldığı kararla Sayıştay’ın belirlediği suç ve suçluları aklamaya, yasadışı uygulamaları örtmeye çalışmaktadır. Bu, faturanın çalışanlarla birlikte Lefkoşa halkına yüklenmesinin bir yoludur. Öncelikle Anayasa, daha sonra da yürürlükteki yasaları çiğneyen hükümetin bu kararı bize göre kabulü olanaksız antidemokratik bir girişimdir ve “yok hükmündedir”. Bu karara imza atan hükümetin derhal istifa etmesi ve daha büyük zararların önlenmesi şarttır.
Lefkoşa Türk Belediyesi’nin iflas etmesi, iş göremez hale gelmesi ve maaşların ödenememesi UBP’li belediye meclis üyelerinin desteklediği Cemal Bulutoğluları’nın eseridir. Bu eserin yaratılmasında hem Derviş Eroğlu, hem de İrsen Küçük hükümetlerinin sorumluluğu vardır. Bu ağır yükü halkımızın sırtına yükleyen UBP hükümeti ve Cemal Bulutoğluları derhal istifa etmelidir. Sayıştay, hazırladığı raporla suç unsurlarını ve sorumlularını ortaya koymuştur. Hukuk dairesi, söz konusu suçların araştırılması için mali polisi görevlendirmiştir. Dolayısıyla UBP hükümeti, polisin işlemlerini hızla tamamlamasını, hukuksal sürecin çalışmasını ve suç işleyenlerin yargı kararıyla mahkum edilmesini sağlamak zorundadır. Bunun olması halinde, 51/95 sayılı Belediyeler Yasasına göre suç işleyip mahkum olan belediye başkanının başkanlığı derhal düşmektedir.
UBP hükümeti bunu yapacak yerde, işlenen suçları ve yasadışılıkları örtmek için Anayasa’ya aykırı ve hiçbir yasal zemini olmayanı bir karar üretmiştir. Demokratik seçimlerle göreve gelen ve 51/95 sayılı yasa ile görev yapan belediye başkanı ile meclis üyelerinin tamamını “zorunlu olarak 90 gün izne çıkaran” UBP Hükümeti, hiçbir yetki ve sorumluluğu bulunmayan bir heyet oluşturarak Lefkoşa Türk Belediyesi’nin idaresini devrettiğini açıkladı. Bu antidemokratik uygulama çağdışıdır ve kabul edilemez. Hükümetin kararın gerekçelerini açıklarken işaret ettiği “Belediye Meclis Üyelerinin toplantılara katılmaması” son derece haklı gerekçelere dayanmaktadır. Bu üyeler toplantılara katılmayarak iflası daha da derinleştirecek, belediyedeki mafya ilişkilerini daha da geliştirecek kararların alınmasını engellemişlerdir. Hükümetin siyasal bir darbe niteliğindeki kararı, seçilmişlerin haklarına açık bir müdahaledir. Belediyede suç işlenmiştir ve bu adli bir konudur. Bu konu hakkında karar yetkisi bulunan makam mahkemelerdir. Bizler, gerek parti olarak, gerekse partili belediye meclis üyelerimiz aracılığıyla, bu suçlara ilişkin olarak polis ve Başsavcılık nezdinde girişimde bulunduk. Hükümet, öncelikle mali polisin görevini hızla tamamlayarak yargı sürecinin başlamasını sağlamalıdır. Bunu yapacak yerde hükümetin, yargı sürecini hızlandırmak için çaba sarf eden CTP-BG’ye mensup meclis üyeleri ile suçlara ortak olanları aynı kefeye koyması asla kabul edilemez.
Hükümetin ekonomik konular dışında yasa gücünde kararname çıkarma yetkisi yoktur. Kaldı ki bu yetki de meclis onayına tabidir ve bu durum Anayasa’da net olarak 112. maddede izah edilmektedir. Bugün Lefkoşa Türk Belediyesi’nde Sayıştay raporunda da tanımlanmış pek çok suçtan ötürü adli işlem yürütülen bir süreç yaşanmaktadır. Eğer hükümet bu girişimini Lefkoşa’da “olağanüstü hal” olduğu varsayımı ile yapıyorsa, bunun koşulları da yine Anayasa’da 128. maddede mevcuttur. Anayasa olağanüstü hal ilanının cumhurbaşkanının başkanlık edeceği bir bakanlar kurulu kararının meclis tarafından onaylanmasını zorunlu kılmaktadır. Kaldı ki hangi koşulda olursa olsun, yasa gücündeki kararnamelerin hiçbir biçimde kişisel ve siyasal hak ve özgürlükleri kısıtlayamayacağı da yine Anayasa’nın 112. maddesinin 4. fıkrasında açıkça belirtilmektedir.
Kaymakam başkanlığında atandığı duyurulan yönetim, sadece seçilmişlerin yetkisindeki kararları almak zorunda kalabilecektir ki bu da antidemokratik bir darbe anlamına gelmektedir. Lefkoşa Türk Belediyesi’nde görev ve yetkilerin başkan Cemal Bulutoğluları tarafından çok ciddi biçimde kötüye kullanıldığı ve bunların her birinin ayrı ayrı suç olduğu Sayıştay tarafından resmen belgelenmiştir. Bu suçların önemli bir kısmına Eroğlu ve Küçük hükümetlerinin de onay vererek ortak olduğu da yine bu raporda açıkça yazılmıştır. Lefkoşa Türk Belediyesi’nin şişirilmiş ve suç işlemede birer araç olarak kullanılmış olduğu anlaşılan geçmiş yıllara ait bütçeleri de bu hükümetler tarafından onaylanmışken, bize göre hükümetin Cemal Bulutoğluları ve meclis üyelerini suçlu olarak ilan etmesi ve yasal zemini olmadığı halde mahkum etmeye çalışması yangından mal kaçırmadan öteye gitmez.
Hükümetin bizzat ortak olduğu suçların sorumluluğundan kurtulabilmek için Anayasa ve yasalar hilafına aldığı bu karar, yaşanan sorunu çözmek yerine bir o kadar daha derinleştirir. Esas yapılması gereken, hem Cemal Bulutoğluları’nın hem de hükümetin istifa ederek, ülkede halkımıza güven verecek yeni bir yapının oluşmasının önünü açmaktır. Lefkoşa Türk Belediyesi hakkında yaptığımız hiçbir uyarıyı dikkate almayanların, bugün kendini kurtarmak için demokrasimizi de, yasalarımızı da ayaklar altına almasına izin vermeyeceğiz.
CTP-BG MERKEZ YÖNETİM KURULU