Cumhuriyetçi Türk Partisi, Tarım Bakanlığı tarafından hazırlanan ve görüş talebi ile tarafımıza gönderilen Tarım Master Plan taslağı hakkındaki görüşlerini açıkladı:

Tarım, insanlar ve devletler için stratejik ve yaşamsal değeri olan ekonomik bir faaliyettir. Devletlerin tarımsal araştırma ve üretimin gelişmesi için ciddi ve küresel ölçekte politikaları hayata geçirmesi beklenir. Dolayısıyla ortaya konulan politikaların uygulanabilmesi ve hedeflere ulaşılabilmesi için, ilgili bütün kesimlerin paylaştıkları bir vizyon üzerine inşa edilmesi zorunludur.

“KKTC de mevcut kaynakların etkin kullanımı ile ekonomik, sosyal, çevresel, uluslararası gelişmeleri ve kırsal kalkınmayı dikkate alan, gıda güvenliğini önemseyen, örgütlü, rekabet edebilen, sürdürülebilir bir tarım sektörü yaratmak” şeklinde ifadesini bulan vizyona uygun bir belge olması beklenen Tarım Master Plan taslağı, mevcut şekliyle daha ziyade bir DURUM RAPORU olarak kabul edilmelidir.

540 sayfa olarak tarafımıza iletilen taslağın, 533 sayfası mevcut durumu anlatan istatistiki ve yer yer de tahmini bilgiden oluşmaktadır. Kalan 7 sayfalık kısımda ise, somut uygulama esaslarına değinilmeksizin, genel ifadelerle hedefler işaret edilmektedir. Bununla birlikte, Tarım Master Planı henüz taslak olarak dahi hazır değilken yayınlanan Tarım Strateji Belgesi ile taslak birbirinden farklı vizyonları işaret etmektedir. Hal böyleyken, tüm paydaşların bu plana sahip çıkması ve onu “ülke tarımına yön verecek” bir belge olarak kabul etmesi beklenemez.

Tarım Master Plan taslağı, TC ve KKTC hükümetleri arasında imzalanan İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolünün bir gereğini usulen yerine getirmek için hazırlandığı izlenimi vermektedir. Ancak yine de, Tarım Master Plan taslağına katkı koyan ve sınırlı bir zaman içinde özveriyle çalışan bakanlık personeline teşekkür eder, kendilerini kutlarız. Üzerinde daha çok emek harcanması gereken bu çalışmanın, devlet politikası olmaktan öte bir toplumsal proje haline getirilmesi için, talep edilmesi halinde, katkı koymaya her zaman hazır olduğumuzun altını çizeriz.

Master planlar, sadece mevcut durumu değil, teşvikleri, yasakları, somut biçimde ifade edilmiş hedefleri ve bunlara ulaşmak için gerçekleştirilecek eylemleri içermek durumundadır. Bununla birlikte, ulaşılacak sosyoekonomik hedefler, bu hedeflere ulaşmak için gereken öncelikli faaliyet konuları ve stratejik alanları içeren bütünlüklü bir anlayışla hareket etme kararlılığı esastır.

Saptanan vizyonla kırsal kalkınmayı dikkate aldığını ve gıda güvenliğini önemsediğini belirten taslak planın bu konularda somut bir programı, yeni destekleme modeline ilişkin faaliyetleri, eylem planlarını ve mevzuata ilişkin çalışmaları da içermesi gerekmektedir. Bitki sağlığı, hayvan sağlığı ve refahı, gıda ve yem güvenliği, kırsal kalkınma ve altyapılarla kurumsal kapasiteye ilişkin somut, ölçülebilir ve denetlenebilir bir öngörü taslak planda mevcut değildir. Taslağın sadece bitkisel ve hayvansal üretim alanları ile kısıtlanmış stratejik hedefleri ve bunlara ilişkin değinilmiş eylem planları ise yine son derece soyut ve yönlendirmeden uzaktır. Taslakta, düzenlenen çalıştaylara da çok önemli bir yer ayrılmış ve bunların sonuçlarının temel alındığı belirtilmiştir. Oysa bu çalıştaylardaki SWOT analizlere dayalı veriler ve sonuç raporları da yine doğruluğu kuşkulu verilerdir. Bu çalıştayların bazılarına üretici birliklerinin yeterince ilgi göstermediği ya da doğrudan protesto edip katılmadığı akılda tutulursa elde edilen sonuçların temsil yeteneği de katılımla sınırlı olacaktır.

Uluslararası gelişmeleri dikkate almayı vizyonunda dile getirmesine karşın, AB Ortak Tarım Politikaları ve müktesebata uyum, çözüm sonrası sürece ilişkin AB, Dünya Bankası, TEPAV ile Ticaret ve Sanayi odalarına ait raporları dikkate almaması ve tarımın uluslararası alandaki durumunun ulusal tarım politikalarına etkilerine ilişkin analizleri içermemesi, hükümetin AB ve çözüm sürecine bakışının plana yansıması olarak değerlendirilmektedir.

Tarım Master Plan taslağının tamamına yakınını oluşturan istatistiki bilgilerin güvenirliğinin düşük olduğu kesindir ve zaten içerikteki detaylardan da anlaşılabilmektedir. Örneğin, buna en belirgin göstergelerden biri, tarımdaki istihdam oranının % 3.6 olduğu iddiasıdır. Tarımsal faaliyetin ikinci iş veya ek iş olarak yapılıyor olduğu yaygın gerçeğinin göz ardı edildiği, bu anılan oranla açıkça ortaya çıkmaktadır. DPÖ verilerine göre tarımda çalışan nüfus 4262 iken, Genel Tarım Sigortası verilerine göre mevcut işletme sayısı 13459 olarak verilmektedir. Yine, TÜK’ün bazı yıllarda alımını yapmış olduğu ve stoklarına giren toplam patates ürününden daha fazla bir miktar ürünü sattığının gösterilmesi, ya da aynı verilerin iki yıl üst üste tamamıyle aynı olarak yazılması, hayvan varlıkları, kesilen hayvan ve deri ihracatı sayılarındaki tutarsızlıklar, istatistiki bilgilerin denetlenmeden taslağa aktarıldığını ortaya koymaktadır.

Bakanlığın ve bağlı kurumlarının (TÜK, SÜTEK ve CYPFRUVEX) yeniden yapılandırılarak kapasitesinin artırılması ertelenemez bir ihtiyaçtır. AB Ortak Tarım ve Ortak Balıkçılık Politikalarına ve AB müktesebatına uyum ve uygulama yanında, tarım sektörünün değişen ve gelişen taleplerine hızlı yanıt verebilecek, politika üretecek, sektör bileşenleri ile kesintisiz bir iletişim ve işbirliği içinde olunacak organizasyon sağlanmadan, en önemlisi de güvenilir ve güncel halde bir entegre kayıt sistemine sahip olunmadan, mevcut ve olası kaynaklardan azami şekilde faydalanmak mümkün değildir. Master Plan taslağında, kurumsal kapasitenin artırılmasının öncelikli olarak ele alınacağına dair bir kararlılık ifadesine yer verilmemiştir. Dolayısıyla, bu plan mevcut haliyle uygulamaya konulsa dahi, belirlenen stratejik hedeflere ulaşılması mümkün olmayacaktır.

• Tarım sektöründe yıllar itibariyle yüzde kaç büyüme hedeflendiği, istihdam payının ne olacağı, balıkçılık ve su ürünleri yetiştiriciliğinde, arıcılık ve arıcılık ürünlerinde nereye ulaşılmasının öngörüldüğü, ülkede hayvan hastalıklarının eradike edilmesi ve ülkeye ari statüsü kazandırılması gibi spesifik hedefleri olmayan,
• Süt ve et ürünleri gibi temel ürünlerde çok yıllık talep tahminlerine dayalı bir sektör yapısı hedeflemeyen,
• TC’den gelen suyun tarımda kullanılmasına ilişkin somut hiçbir öngörüde bulunmayan, bu suyla uluslararası piyasaların talep ettiği kalite ve özelliklerde tarım ürünleri üretimine ve ihracatına dair hiçbir hedefe ve somut ifadeye yer vermeyen,
• “KKTC Su Temini Projesi ile su rezervlerimizin kalite ve miktar olarak iyileştirilmesi hedeflenmektedir” denmesine karşın, bu konuda ne yapılmak istendiğinden hiç bahsetmeyen,
• Optimum işletme büyüklüklerini saptayıp sektörü buna göre yönlendirmeyen,
• Kimyasal ilaç kullanımının azaltılmasından ve buna karşılık organik ve iyi tarım uygulamalarında nasıl bir yol izleneceğinden somut biçimde bahsetmeyen,
• Küçük ve Ota Ölçekli işletmeler (KOBİ) ile tarımsal sanayi konularını çok yüzeysel geçen,
• Yükseköğrenime ilişkin üniversitelerin tarım, zootekni ve veterinerlik fakülteleri ile tarım meslek liselerinin mevcut durum analizlerini yapmayan ve nitelikli ara eleman ihtiyacını karşılayacak kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri olmayan,
• “Kuzey Kıbrıs Süt Sektörü Hellim Ticareti Stratejisi Ve Eylem Planı”ndan hiç söz etmeyen,
• İhracat hedefleri olmayan ve bu nedenle tarımsal ürünler bazında öncelikli olanlara ilişkin bir planı bulunmayan,
• AB destekleri ile başlatılan Hayvan Hastalıkları İle Mücadele Programına ve mezbahaların mevcut durumuna ilişkin bir analizi ve plan döneminde neyi hedeflediği belli olmayan,
• Hayvansal atıkların bertarafına ilişkin içeriğinde hiçbir şey bulunmayan,
• Ülke genelinde 180 dolayındaki organize hayvancılık bölgesinden, 350’ye yakın kendi yemini yapan işletmeden ve bunlarla ilgili hiçbir stratejik hedeften söz etmeyen,
• Değindiği konularla ilgili hiçbir somut proje ve bütçe öngörüsü olmayan bu taslağın “Master Plan”olarak nitelendirilebilmesi mevcut haliyle mümkün değildir.

Tüm bu değerlendirmeler ışığında, bu belge, öngörüldüğü gibi “rekabet edebilen, sürdürülebilir bir tarım sektörü yaratma” vizyonundan çok uzaktır. Dahası durum raporu demiş olmamıza karşın, içerdiği veriler güvenilirlik bakımından teyide muhtaçtır. Dolayısıyla bu çalışmanın gerçek bir Master Plana dönüştürülebilmesi için, katılımcılığa açık, bilimselliğe dayalı yeni bir çalışma düzeninin oluşturulması ve öylece sonuca gidilmesi gerekmektedir.

CTP Tarım Komitesi