CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, bugünkü Meclis Genel Kurulu’nda ikinci kez kürsüye çıkarak Meclis’te bugün onaya sunulan ‘KKTC Hükümeti ile TC Hükümeti Arasında İşgücü Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunmasına İlişkin (Onay) Yasa Tasarısı’ konusunda eleştirilerini dile getirdi. Erhürman, tasarıya olumsuz oy kullanacaklarını belirterek, “bu metin bugün buradan geçerse olacak şey açık. İşverenler gidip Çalışma Dairesi’ne başvurmaksızın ve bizim o alanda çalışabilecek işsiz insanımız olup olmadığına bakılmaksızın, doğrudan Türkiye’deki İş Kurumu’na veya İş Kurumu’nun ruhsatlandırdığı özel istihdam bürolarına başvurarak işçi getirebilecekler.” dedi. Erhürman, yurt dışından getirilecek işçiler için önce Çalışma Dairesi’nden ‘ülkede bu alanda çalışacak işçi yoktur’ kağıdı alınması gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu:
“Tüm vekillerden ricam, tarafsız bir biçimde söyleyeceklerimi dinlemeleri, yanlışım varsa söylemeleri veya bu metinde yanlışlar varsa bunun düzeltilmesine katkı koymalardır. Kurmaya çalıştığımız sistem hepimiz için gerekli. Evet bu ülkede birçok alanda yetişmiş ara eleman eksikliği var ve bu eksikliğin giderilmesi gerektiği konusunda hemfikiriz. Ama diğer yandan da ülkemizde başta Güzelyurt, Lefke ve İskele’de olmak üzere yaygın bir işsizlik de var ve bu işsiz gençlerimiz için istihdam alanları yaratmaya çalışıyoruz. Bu gençlerimizi eğitmeyi ve iş sahibi yapmayı hedefliyoruz. Temel mantık bu, hepimiz bunu söylüyoruz. Evet bu eksiklikler giderilmediği müddetçe yabancı iş gücünden yararlanacağız. Ne zamana kadar? Kendi yerli iş gücümüz o alanlarda yetişene kadar diyoruz. Bu temel mantık çerçevesinde İş Yasası’nın 59. maddesi işsizlerin uygun oldukları işlere yerleştirilmeleri ve çeşitli işler için uygun işçi bulunmasına Çalışma Dairesi aracılık eder diyor. Bu Yasa uyarınca işçi gereksinimleri Daire aracılığıyla karşılanır. İşçi ve işverenler Yasa’ya göre Çalışma Dairesi aracılığıyla buluşturulur. Oysa şimdi önümüzde duran anlaşmanın “İşçi Temini” başlıklı dördüncü maddesine göre, işverenler Türkiye’deki İş Kurumu’na veya onun ruhsatlandırdığı özel istihdam bürolarına işçi temini maksadıyla DOĞRUDAN başvurabilirler. Burada ‘doğrudan’ kelimesine dikkatinizi çekmek istiyorum. İşverenlerin işçi ihtiyacını karşılamak konusunda Çalışma Dairesi görevliyken bu maddeye göre işveren doğrudan Türkiye Cumhuriyeti’ndeki İş Kurumu’na ya da ondan izin almış özel istihdam bürolarına başvurabilecek. Demek ki bizim Çalışma Dairemiz devre dışı kalacak ve kayıtlı işsiz insanımız varsa ondan yararlanılmaksızın Türkiye’deki kurumlara doğrudan doğruya başvuru yapılabilecek ve işçi getirilebilecek.
İLGİLİ BAKANLA GÖRÜŞTÜM AMA…
“Derdim ucuz siyaset değil! Ben bu metni okuduktan sonra Çalışma Bakanı ile görüştüm. Şunu söyledim: Siz gene her zaman yaptığınız gibi yeterince çalışmadan TC ile uluslararası anlaşma imzaladınız. Meclis’te reddedilmesi ya da mahkemelere gitmesi ve oralardan dönmesi uluslararası ilişkiler, Türkiye ile ilişkiler açısından iyi bir şey değildir; burada bir hata var, siz de kabul edin hata olduğunu. Çalışma Dairesi’ne başvurulmaksızın Türkiye’deki İş Kurumu’na veya özel bürolara başvurulmasını siz de istemezsiniz. Çünkü bu mantıksız. Yabancı işçi yerli işçi yoksa getirilir. Gelin hiç olmazsa yasayı değiştirelim. 59. maddede diyelim ki doğrudan başvurudan yararlanmak için öncelikle Çalışma Dairesi’ne başvurup bu alanda çalışacak işçi yoktur diye kağıt alınması mecburidir diyelim ki olması gereken olsun. Ama maalesef sayın bakan bu teklifimi kabul etmedi.”
BUNUN ALTINDAN KİMSE KALKAMAZ!
“Yanlış yapmayın, TC ile ilişkilerimizi bir daha zedelemeyin, acelesi yoktur, doğru şekilde kanunu değiştiririz. O işi burada yapacak işçi yoktur kağıdı alırlar ve bürokrasi de ortadan kalkar. Aksi takdirde bunun altından kimse kalkamaz. Sayın Bakana da aktardım. Metnin ekinde bir de iş akdi var. TC’den gelecek ve buradan gidecek işçilerin imzalayacağı iş akdi. Emeği koruyan çok sayıda hüküm var. Bu konuda kimler çalıştıysa tebrik ederim ama iki madde var ki çok ciddi sorunlar yaratabilir. Bunlardan birincisi Sözleşme’ye ek iş akdinin dördüncü maddesi. Bu madde belirsiz süreli iş akdi imzalanabilmesi olanağı veriyor. Oysa iş akitleri belirli süreli olmalı ki bu arada bizim işsiz gençlerimizden bu işi yapabilecek insanlar yetişirse onlara istihdam alanı yaratabilelim. İkincisi ise Sözleşme’ye ek iş akdinin üçüncü maddesi. Daha geçenlerde aşçı olarak ülkeye gelen bir işçinin şoförlük yaparken sebebiyet verdiği bir kaza yaşandı. Şimdi bu maddeyle aynı olanağı yeniden veriyorsunuz.
Kısacası bu metin bugün Meclis’ten geçerse olacak şey açık. İşverenler gidip Çalışma Dairesi’ne başvurmaksızın doğrudan Türkiye’deki iş kurumuna veya oralarda ruhsat verilen özel ofislere başvurarak işçi getirebilecekler. Buradaki KKTC veya TC vatandaşları da işsiz kalmaya devam edecekler. Bu maddelerin değişmesi lazım. Bunu ısrarla yapmaya kalkarsanız bu memleketteki emek piyasasını alt üst edeceksiniz. Gelin hatanızda ısrar etmeyin, akıl yoluna dönün, size yardımcı olalım, hatanızı düzeltelim. Aksi halde ister TC kökenli, ister KKTC kökenli olsun bütün işsiz vatandaşlarımızın günahı vebali boynunuzdadır”.