Aylardır yaptığımız, Bakanlar Kurulu tarafından verilen yurttaşlıkların gerekçelerinin Resmi Gazete’de yayımlanmasına ve kamuoyu ile paylaşılmasına yönelik çağrılara karşın Hükümet, herhangi bir gerekçe göstermeksizin, Yurttaşlık Yasası’nın 9’uncu maddesinden hareketle, keyfi biçimde, istisnai yurttaşlık dağıtmaya devam etmektedir. Yurttaşlık Yasası’nın 9’uncu maddesinin (B) bendinde, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine sanayi, ticaret, turizm, sosyal ve ekonomik alanlarda yatırım yapmış olan veya bilim, teknik, siyaset veya kültür alanlarında olağanüstü hizmeti geçmiş veya hizmet verebilecek kişiler”in, (C) bendinde de “yurttaşlığa alınması Bakanlar Kurulu’nca zorunlu görülenler”in Bakanlar Kurulu kararı ile yurttaşlığa alınabileceği belirtilmektedir. İyi İdare Yasası’nın 17’nci maddesinin (1)’inci fıkrasında ise idari işlemlerin gerekçeli olarak yazılacağı düzenlenmiştir.
Buna karşın Bakanlar Kurulu, bu kararlar aracılığıyla yurttaşlığa alınan kişilerin yurttaşlığa alınmasının hangi gerekçelerle “zorunlu görüldüğünü” veya bu kişilerin hangi gerekçelerle KKTC’ye (B) bendinde belirtilen hizmetleri verdiğini veya vereceğini, ne Resmi Gazete’deki kararlarda belirtmiş, ne de kamuoyuna açıklamıştır.
CTP, defalarca, belirli bir sürenin üzerinde çalışma izniyle ülkemizde bulunan kişilere, belirlenecek yurttaşlık politikası çerçevesinde, adalet ve eşitlik ilkelerine uygun olarak, İçişleri Bakanlığı tarafından, en fazla mühüre sahip olanlardan en az mühüre sahip olanlara doğru sırayla yurttaşlık verilmesi gerektiğini açıklamıştır. Buna karşın Hükümet, bu yolu değil, hiçbir süre gözetmeksizin, Bakanlar Kurulu kararıyla, üstelik gerekçesiz, dolayısıyla keyfi biçimde yurttaşlık dağıtmaya devam etmeyi ve yirmi yılın üzerinde çalışma izniyle ülkemizde bulunan kişilere dahi yurttaşlık vermezken, dilediği kişilere Bakanlar Kurulu kararıyla yurttaşlık dağıtmayı tercih etmiştir. Bu işlemlerle ilgili, rüşvetten çıkar ilişkilerine ve kişisel ilişkilere kadar çeşitli iddialar kamuoyunun gündemine gelmişken Hükümet, gerekçeleri açıklayıp bu iddiaları yalanlama yoluna dahi gitmemiş, adeta bu ülkede kimseyi dikkate almadığını, yurttaşlığı bir hak olarak değil, bir lütuf olarak gördüğünü ortaya koyacak biçimde, ulufe dağıtır gibi yurttaşlık dağıtmaya devam etmiştir.
Bu ülkede yurttaşlık işlemlerinin hukuka uygun biçimde yapılması, nerede doğmuş, hangi etnik kökene, hangi dine, hangi mezhebe mensup olursa olsun tüm KKTC vatandaşlarının haklarının ve iradelerinin korunmasının gereğidir. Bu hukuk dışı, keyfi, hiçbir meşruiyet kaygısı taşımayan uygulamalar seçimler yaklaştıkça artmış ve bardağı da, sabırları da taşırmıştır. Bu şartlar altında hükümete, demokrasinin ve hukukun sınırları içinde kalmak zorunda olduğunu hatırlatmak için yargı yoluna başvurmak dışında başka bir yol kalmamıştır. CTP, bu düşüncelerle çalışmalarını başlatmıştır ve en kısa süre içerisinde tamamlayacaktır. Bu ülkeyi yönettiğini zannedenlerin hukuka aykırı işlemlerinin ve yolsuzluklarının hesabı sorulacak, “yapanın yanına kar kalır” anlayışıyla, adeta ülkenin sahibiymişçesine vatandaşlığı bir hak olmaktan çıkarıp, dağıtılan bir ulufeye dönüştürenler bu hesabı, bugün de, yarın da vereceklerdir.
Cumhuriyetçi Türk Partisi