Covid 19 salgınının sağlık ve ekonomik etkilerinin yanı sıra psikososyal sorunlar için de riskli bir durum oluşmuştur. Avrupa ülkelerinde evden çıkmanın sınırlandırılması ile ev içi şiddet oranının bu süreçte %30’dan fazla artış gösterdiğine dair bilgiler gelmektedir. Keza Güney Kıbrıs’ta evden çıkmama kararı alındıktan sonra ev içi şiddet olaylarında %30 artış olduğu bildirilmiştir. İçinde bulunduğumuz koşullar ve başka ülkelerde yaşanan tecrübeler bize ülkemizde de kadınlar ve çocuklara yönelik ev içi şiddetin ve istismarın artmış olabileceğini kuvvetli bir şekilde düşündürmektedir. Buna karşın Polis Genel Müdürlüğü’nden bugün yapılan açıklamada Kadına Karşı Şiddete Müdahale Şubesi’ne gelen çağrılarda %12’lik bir düşüşün olduğu bilgisi ev içi şiddettin azaldığına değil, kadınların yardıma ulaşamadıklarına işaret etmektedir. Başka ülkelerdekinin aksine bizim ülkemizde Covid salgını döneminde ev içi şiddette azalma olduğuna dair bir değerlendirme doğruyu yansıtmamaktadır.
Sokağa çıkma sınırlandığı için kadınların ve çocukların yardıma ulaşma kanalları da kapanmış durumdadır. Yardıma ulaşamadıkları için şiddet ve istismara uğramaya devam etmektedirler. Ülkemizde hali hazırda ev içi şiddet ve istismarın önlenmesi ile ilgili yeterli düzenleme olmadığı bilinen bir gerçektir. Covid 19 salgın günlerinde sorunların daha da artış göstermiş olabileceğini tahmin etmek güç değildir.
Kadınların yardım isteyebilecekleri kanallardan bir tanesi 155 veya 0548811383 numaralı telefonlardan ulaşılabilen Polis Teşkilatı bünyesindeki Kadına Karşı Şiddete Müdahale Şubesi’dir. Sokağa çıkmanın sınırlandırılması öncesinde aylık 90- 100 civarında başvuru olurken sokağa çıkmanın sınırlandırıldığı Mart ayında 76 çağrı olması kadınların yardım isteme kanallarının kapanmış olduğu yönünde bir endişe oluşturmuştur. Yardım istenebilecek diğer kanal Sosyal Hizmetler Dairesi’ne bağlı 183 hattıdır. Bu hatta da şiddetten ziyade gıda ve para talebi şeklinde yardım talepleri geldiğine dair bilgiler vardır.
Sokağa çıkmanın sınırlandırıldığı içinde bulunduğumuz günlerde okula devam etmeyen çocuklar, işe veya yakınlarına gidemeyen kadınlar çok daha korumasız ve tehlike altındadır. Sosyal Hizmetler Dairesi’nin bu süreçte çok daha etkin çalışması, şiddet ve istismara uğrayan kadınlarımızın ve çocuklarımızın yanında olması beklenirken bu hizmetlerin daha da zayıflaması, azaltılması kabul edilemez. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi (TOCED) Teşkilat Yasası’nın 25. maddesi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Danışma ve İzleme Konseyi’nin görevlerini düzenlemektedir. Konsey TOCED yanısıra toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi veren sivil toplum örgütleri, siyasi parti temsilcileri, üniversitelerin toplumsal cinsiyet ve/veya kadın araştırmaları bölümleri ve yerel yönetimleri içerir. Covid 19 salgın mücadelesinde şiddet ve istismara karşı önlem alabilmek için tüm paydaşların bulunacağı bir çalışma yürütülmelidir. Aynı zamanda Polis Teşkilatı’nın Eğitim ve Sağlık Bakanlıklarının da sürecin içinde olacağı bir kriz merkezinin sosyal sorunlarla ilgili faaliyetleri organize ve örgün bir şekilde yapılmalıdır. Önceden takipte olan, riskli ortamda bulunan kadınların ve çocukların izlenmesi, desteklenmesi gerekmektedir.
Devlet yıllar içinde tam da bu günler için oluşturduğu tüm kurumlarını bütün kapasitesi ve kaynakları ile kullanmalıdır. Çalışmalar çağımızda sosyal izolasyon önlemleri çiğnenmeden telefon ve internet imkanları kullanılarak pek tabi ki yapılabilir. Yeter ki niyet olsun. Yeter ki sessiz çığlıkların sesini duyabilelim. Onlara “evdesiniz ama uzakta değilsiniz” diyebilelim.
CTP Kadın Örgütü olarak bu süreçte yapılacak bütün çalışmalara katkı vermeye hazır olduğumuzu bir kez daha ifade ederiz.
Cumhuriyetçi Türk Partisi
Kadın Örgütü