CTP, ülkemizi etkisi altına COVID-19 salgınıyla hükümete yaptığı önerileri hatırlatan bir açıklama yaptı. Açıklama şu şekilde:

İnsanlık tarihine baktığımızda salgınların medeniyetleri ortadan kaldırdığını biliyoruz. Yaşanılan tecrübeler bize Covid-19 salgınını hafife almanın ölümcül bir hata olduğunu gösteriyor. Virüsün sağlık üzerinde yarattığı tehlikelerin ötesinde pandeminin sosyal, siyasi ve ekonomik sonuçlarıyla da karşı karşıyayız.
Kriz sırasında Cumhuriyetçi Türk Partisi olarak yaptığımız uyarılar dikkate alınmadı. Mart ayında gerçekleşen, yaklaşık 2 ay süren kapanma ile ekonomi derin bir komaya sokulurken hükümet salgının devam edeceği, kış aylarının daha kötü geçeceği öngörüsünde bulunamadı. İlk dalgada elde edilen “başarı” sarhoşluğunda sağlık başta olmak üzere, ekonomi, sosyal yaşam, eğitimle ilgili yaklaşan sorunların hiçbirine yanıt verilemedi. İnsanlarımız işsiz, çocuklar eğitimsiz, hastalar hastanesiz kaldı, sağlık ekiplerimiz yoruldu, eksildi. Bin bir şatafat ile kurdelesi kesilen Acil Durum Hastanesi’ni açmaktan bile aciz bir hükümetle karşı karşıyayız.
Dünyada her gün on binlerce insan Covid-19 nedeniyle hayatını kaybediyor. Ülkemizde hasta sayısı her geçen gün artıyor. Hükümet ise her şey normalmiş gibi ülkeyi siyasi bile olmaktan uzak kısır tartışmaların içine sokuyor.
Toplumumuzu korumak için sürecin başından beri yaptığımız gibi uyarı ve önerilerimizi tekrar etmekte fayda görüyoruz:

1- Aşıların tedariki
Etkinliği ve güvenirliği gösterilmiş aşıların kullanıma girmeye başlaması ile salgın sürecinde yeni bir dönem başladı. Ülkeler yoğun bir şekilde aşılama stratejileri geliştiriyor, aşı dağıtım planları yapıyor. CTP olarak aşının tedariki konusunda yapılan girişimleri yetersiz buluyoruz. Cumhurbaşkanlığı, Sağlık ve Dışişleri Bakanlıkları birinci önceliği etkinliği ve güvenliği kanıtlanmış Covid aşılarının ülkemize acilen getirilmesi için yapılacak çalışmalara vermelidir. Aşılamanın bir gün bile gecikmeden derhal başlaması gerekmektedir. Aşıya bugün ihtiyaç vardır, yarın geç olabilir.

2- Acil Durum Hastanesi’nin kullanıma açılması
Covid-19 hasta sayısının yükselmesi ile servis ve yoğun bakım yatağı ihtiyacı da artmıştır. Sağlık çalışanları hem Covid dışı hem de Covid hastalarına yetişmeye çalışmakta aynı zamanda hastalanarak veya izolasyona girmek zorunda kalarak eksilmektedir. Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’ndeki yoğunluktan ve fiziki koşullarının yetersizliğinden dolayı hastane içi bulaş korkutucu bir hal almıştır. İnşaatı tamamlanmış olan Acil Durum Hastanesi’nin 2 aya yakın bir süredir kullanıma açılamamış olması kabul edilemez. Yeni hastanede çalışacak hekim, hemşire ve diğer personelin hazırlanmamış olması çok büyük bir ihmaldir. Pandeminin başlangıcından bu yana geçen 10 ay içinde sağlık kadroları oluşturulmuş ve Kamu Hizmeti Komisyonu eliyle atamaları yapılarak göreve başlatılmış olmalıydı. Hükümet derhal yeni sağlık çalışanlarının takviyesi ile Acil Durum Hastanesi’ni halkın kullanımına açmalıdır. Acil Durum Hastanesi’ne bugün ihtiyaç vardır, yarın geç olabilir.

3- Testlerin yaygınlaştırılması
Korona virüs bulaşının yavaşlatılmasında testler belirleyicidir. CTP olarak “mermisi olmadığı için” test yapmakta isteksiz olan UBP-HP hükümetine sürecin en başından beri sert uyarılar yapmış, sonucunda da PCR laboratuvar, laboratuvar çalışanı, test sayılarında artışlar gerçekleşmiştir. Yerel bulaşın arttığı bir dönemde PCR incelemeleri yanında test yapma stratejilerinin geliştirilmesi kaçınılmazdır. Avrupa Komisyonu Ekim ayından itibaren üye ülkelerin kullanımı için hızlı antijen testlerine 100 milyon Euro ayırdığını anons etti. Bu kapsamda Kıbrıs Rum Yönetimi Aralık ayı sonundan itibaren 5 şehirde yaygın, kitlesel tarama başlattı. Bizim de kitlesel Covid-19 taramalarına acilen ihtiyacımız vardır. Cumhurbaşkanlığı, Sağlık ve Dışişleri Bakanlıkları, Avrupa Komisyonu’nun kullanıma sunduğu hızlı antijen testlerinin ülkemize gelmesi için yoğun çaba harcamalıdır. Kitlesel taramalara bugün ihtiyacımız var, yarın çok geç olabilir.

4- Aşı kampanyaları ve aşılama stratejileri
Covid-19 aşılarının hızlı, güvenli ve etkili bir şekilde yapılabilmesi için bir program gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün önerilerinin yanı sıra her ülke kendi özgül koşullarına göre aşılama politikalarını geliştirmelidir. Birçok ülkede öncelik insan yaşamının korunması hedefiyle 65 yaş üzeri kişilere, ön cephede savaşan sağlık çalışanlarına ve kronik hastalığı olanlara verilmiştir. Yapılması gereken öncelik verilen kişilere çok hızlı ulaşmak, aşıyı uygulamaktır. Ülkemizde salgın sürecinin yönetimindeki eksiklikler ve hatalar özellikle ekonomik kriz ve ekonomik kayıplar açısından oldukça derin yarıklar oluşturmuştur. Küçük bir toplum olmamızın avantajını tam da bugünlerde kullanmalı, aşılama çalışmalarını hızlandırmalı, kayıp yaşayan iş alanlarına da aşılama programında öncelik verilmelidir. Aşılama programlarına bugün ihtiyacımız var, yarın çok geç olabilir.

5- Devletin denetim görevini eksiksiz ve adil yerine getirmesi:
Sürecin başından beri hem UBP-HP hem de UBP-DP-YDP hükümetleri bulaşı önlemeye yönelik alınan tedbirlerin denetimlerini, karantina uygulamalarını “insanına göre” yaptı, halk sağlığına ciddi zararlar verdi. Denetimler eksiksiz ve adil bir şekilde yapılmalıdır.
Kapandık, yeniden açıldık, şimdi yeniden kapanmanın konuşulduğu bu günlerde hükümetin anladığı şekilde “kapanma”yla her şeyin düzeleceğini sanmak büyük bir yanılgıdır. Hükümeti derhal aşılama, yeni hastanenin kullanıma açılması, kitlesel test, denetim konularında göreve çağırırız. Halkımızı da salgının yayılmasının önlenmesi için yapılan tüm uyarılara eksiksiz uymaya davet ederiz. Salgını bir tek gün bile kısaltmak önemlidir, hükümeti hedefleri olan eylem planlarını uygulamaya davet ederiz.
Unutmayalım, herkes güvende olana kadar kimse güvende değildir.

Cumhuriyetçi Türk Partisi
07.01.2021