Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler Genel Sekreteri Asım Akansoy, CTP-BG Heyetinin geçtiğimiz günkü Ankara ziyaretinin ardından “direktif aldılar, şikâyete gittiler” şeklindeki spekülasyonları kesin bir dille yanıtlayarak, “CTP kimseden direktif almaz” dedi. ‘izin almak’ ve ‘şikâyet etmenin’ Kıbrıs Türk siyasetine miras kalmış kavramlar olduğuna işaret eden Akansoy, CTP’de bu olamaz. CTP ne şikâyete, ne de izin almaya gider. Biz gider, görüşlerimizi ortaya koyar onlara aktarır, onların görüşlerini alırız” dedi.
Akansoy bugün Genç TV’de katıldığı Ali Kişmir’in hazırlayıp sunduğu “Kıbrıs Dosyası” programında gündemdeki konuları değerlendirdi.
CTP-BG Genel Sekreteri Asım Akansoy, CTP-BG heyetinin Ankara ziyareti üzerinde yapılan spekülasyonlara son noktayı koydu:
CTP, kimseden direktif almaz
Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler Genel Sekreteri Asım Akansoy, CTP-BG Heyetinin geçtiğimiz günkü Ankara ziyaretinin ardından “direktif aldılar, şikâyete gittiler” şeklindeki spekülasyonları kesin bir dille yanıtlayarak, “CTP kimseden direktif almaz” dedi. ‘izin almak’ ve ‘şikâyet etmenin’ Kıbrıs Türk siyasetine miras kalmış kavramlar olduğuna işaret eden Akansoy, CTP’de bu olamaz. CTP ne şikâyete, ne de izin almaya gider. Biz gider, görüşlerimizi ortaya koyar onlara aktarır, onların görüşlerini alırız” dedi.
Akansoy bugün Genç TV’de katıldığı Ali Kişmir’in hazırlayıp sunduğu “Kıbrıs Dosyası” programında gündemdeki konuları değerlendirdi.
KIBRIS’TA DA ERGENEKON SORUŞTURMASI GEREKLİ
Programın başında, eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un “internet andıcı” soruşturması kapsamında ifade verdikten sonra mahkemece tutuklanmasıyla ilgili görüşü sorulan Akansoy, Türkiye’de Ergenekon soruşturmasıyla başlayan hamlelerin demokratikleşme bağlamında çok önemli olduğunu kaydetti. Ergenekon olayının Kıbrıs’la ilgili boyutlarının olduğunu, siyasetin içinde bulunan, toplumu yöneten birçok kişinin varlığının gündeme gelmiş olduğunu hatırlatan Akansoy, Kıbrıs’ta da sivilleşme, demokratikleşme adına adımlar atılacaksa bu tür hamleler içerisine girilmesi gerektiğini vurguladı.
Akansoy, konuyla ilgili soru üzerine daha önce sivilleşme yönünde atılan adımların sonuca bağlanmadığının doğru olduğunu, sivilleşme ve demokratikleşme yönünde bir Anayasa değişikliğinin şart olduğunu vurguladığı yanıtında, isimler üzerinde durmak yerine sisteme bütün olarak bakılmasının gerekliliği üzerinde durdu.
“Eğer sivilleşme demokratikleşme istiyorsak, bu konuda ev ödevi yaparak adım atmalıyız” diyen CTP-BG Genel Sekreteri, CTP-BG’nin bu yönde hazırlıklarını yapmakta olduğunu kaydetti ve “Sivilleşmenin tam anlamda gerçekleşmesi için her adımı atmaya hazırız ve bu yönde her türlü girişimin içinde olacağız. Çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.
FAİLİ MEÇHULLER DEMOKRASİ AYIBI
Sivilleşme ve demokratikleşmeden söz edilirken ülkede hala “faili meçhul” olarak adlandırılan cinayetler, saldırı ve bombalamalar olduğu ve hesap sorulamadığı şeklindeki soruya verdiği yanıtta ise Akansoy, “faili meçhulleri” hem toplum hem de demokrasi adına büyük bir ayıp olarak nitelendirdi. Ancak bu yönde atılacak adımların sadece bir tek siyasi partinin gücüyle ileri götürülemeyeceğine de işaret eden Akansoy, “bunlar için büyük adımların atılması gerek. Daha büyük adımlar, daha büyük demokratik atılımlar için halkın gücüne, desteğine ihtiyacımız var. Biz bu konuda her türlü girişimi yapmaya hazırız. Ancak sorun sadece siyasilerden bitmiyor; toplumsal uyanışa gerek var. Toplumda bu tür hareketleri aydınların sahiplenip eleştirmesi motive etmesi gerek ki siyasiler de atılım yapabilsin” dedi.
CTP KENDİ GÜNDEMİNİ BELİRLER
Programda CTP-BG heyetinin geçtiğimiz gün Ankara’ya yaptığı ziyareti de değerlendiren CTP-BG Genel Sekreteri Akansoy, bu çerçevede ortaya atılan çeşitli iddiaları da yanıtladı. Görüşmelerin açık ve samimi bir havada geçtiğini ve her iki tarafın kendi görüşlerini ortaya koyduğunu anlatan Akansoy, iddialarla ilgili ise şöyle konuştu:
“Biz, muhalefet olarak nasıl Avrupa’da, güneyde temaslar kuruyor, görüşmeler yapıyorsak, Ankara ile de yapıyoruz. Bu, görüş ve isteklerimizin ortaya konması açısından gerekli. İzin almak ve şikâyet, Kıbrıs Türk ziyaretine miras kalmış bir kavram. Ne var ki CTP’de bu olamaz. CTP, ne şikâyete ne izin almaya gider. Gider görüş ortaya koyar düşüncelerimizi aktarırız. Biz de bunun için gittik. “Kıbrıs konusundaki görüşlerimizi aktardık ve onların görülerini aldık. Kıbrıs Türk halkının etkin bir şekilde rol üstlenebilmesi için bu tür diyalog ve temaslar şarttır”.
Görüşmenin Ankara’nın mı yoksa CTP’nin talebi üzerine yapıldığı sorusu üzerine ise Akansoy, “Gündemimizi biz kendimiz belirleriz” yanıtını verdi. Akansoy, ziyaretteki amacın, partinin bu ay içerisinde yapılacak New York zirvesiyle ilgili görüş ve hassasiyetleri konusunda görüş alış verişinde bulunmak olduğunu yineledi.
ANKARA’NIN KKTC’NİN TANINMASI POLİTİKASI YOK
Akansoy, görüşmelerde AKP ile Kıbrıs konusundaki hassasiyetleri paylaşmanın her konuda görüş birliği anlamına gelip gelmediği sorusuna ise verdiği yanıtta, gerektiğinde CTP’nin AKP ya da Ankara’yı eleştirdiğini anımsatarak, “Kıbrıs konusundaki müzakereler yoluyla çözüm hedefin paralel olması çözüm konusundaki hassasiyetlerin aynı olduğu ya da yolun aynı olduğu anlamına gelmez. Müzakerelerin devam edeceği, federasyonun konuşulacağı, müzakerelerin Talat ve Hristofias’ın bıraktığı yerden devamı konusundaki ortak düşüncedir sözünü ettiğimiz. Yoksa AKP ve CTP-BG’nin her konuda aynı olması tabi ki mümkün olamaz. Ama federal çözüm bulunması konusunda Türkiye’de de kararlılık var ve bu değişmedi” diye konuştu. Akansoy, bunun yanında Türkiye’nin “1 adım önde” siyaseti konusunda ise olumlu yanıt veremeyeceğine de işaret ederek, “Evet, Türkiye müzakerelerin devamını istiyor ama başarması için Eroğlu’nu cesaretlendirtmek adına etkin girişimi yok” dedi. Akansoy, temasları süresinde tüm ilişkilerin son derece samimi ve seviyeli bir ortamda gerçekleştiğini de sözlerine ekledi.
CTP Ankara’da temaslarını sürdürürken, Kuzey Kıbrıs’ta “Kıbrıs Türk Devleti” tartışmaları yaşandığına da işaret eden Akansoy, temaslarında Ankara’nın KKTC’nin tanınması yönünde bir politikası olmadığını gördüklerini söyledi. CTP-BG Genel Sekreteri, “Ankara, müzakerelerin yürütülmesini ancak Hristofias’ın da olumlu adım atması gerektiğini düşünüyor. Müzakerelerin Talat ve Hristofias’ın bıraktığı yerden sürdürülmesi konusundaki görüşte de herhangi bir değişiklik olmadığını gördük” dedi.
SOYER VE TALAT BİZE GÖRÜŞLERİYLE GÜÇ VERİYOR
Akansoy, programın sonunda CTP-BG’nin parti içindeki gelişmeleriyle ilgili iddiaları da yanıtladı. 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile bir önceki genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer’in parti içindeki ağırlıklarının konuşulduğu, hizipleşme ve kutuplaşma olduğu yönündeki iddiaların maksatlı olduğuna işaret eden Akansoy, “Sayın Talat ve Sayın Soyer, bizim için çok önemli iki değer. Görüşlerine değer veriyor ve sık sık başvuruyoruz. Şu anda yürütmekte olduğumuz siyasete ne Sayın Talat, ne de en ufak olumsuz etki tepki vermemişlerdir. Tam tersine bize destek olmaya çalışmakta, daha iyi siyaset yapmamız konusunda bize olanak sağlamaktadırlar.
Onlardan en ufak bir baskı hissetmiyoruz, tam tersi onların varlığını büyük bir güvence ve dayanak olarak görüyoruz. Varlıklarını hissetmek, görüşlerini almak bize güç veriyor. Her ikisi de bu patiye büyük emekler vermiş insanlar. İsimleri parti tarihine altın harflerle yazılmıştır”.
CTP Basın Bürosu