Dış İşleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun son dönemlerde art arda gelen icraat ve açıklamaları kamuoyunun gündemindedir. Söz konusu olan, gerginlikten medet uman, Kıbrıs Türk halkının itibarını uluslararası toplum nezdinde her gün biraz daha yıpratmaya yönelen ve temsil ettiği zihniyetin geleneğini sürdürerek kendi aklından geçenleri Kıbrıs Türk halkının ortak görüşü gibi yansıtmakta herhangi bir sakınca görmeyen bir yaklaşımdır.
Ertuğruloğlu, Meclis’te veya Kıbrıs Türk halkını temsil etme yeteneğine sahip başka herhangi bir ortamda bir kez bile tartışılmamış olan “Monaco modeli” ve benzeri suni gündemleri dilediği zaman dilediği yerde yaratma hak ve yetkisine sahip değildir. “Devletin de, ülkenin de, halkın da sahibi benim” zihniyetinin açık bir yansıması olan bu yaklaşım asla kabul edilemez. Bilinmelidir ki aynı şahsın, Dış İşleri Bakanı sıfatıyla da olsa, savaş çığırtkanlığı yaparak, “gerekirse vururuz” gibi bir açıklamayı büyük bir ciddiyetsizlikle yapması da Kıbrıs Türk halkını hiçbir biçimde bağlamamaktadır.
Ertuğruloğlu’nun ortaya koyduğu dil ve akıl Kıbrıs Türk halkının dili ve aklı değildir. Kuzeyde yaşayan birkaç yüz Rum ve Maronit’e erzak yardımıyla ilgili tutum bu kopuşu icraat düzeyinde de göstermiş ve halkımızın geniş kesimlerinde ciddi bir tepkiyle karşılanmıştır. Son olarak bugün Birleşmiş Milletler tarafından taşınan erzaktan yalnızca ilaçların kuzeye geçişinin sağlanabilmiş olması,Ertuğruloğlu’nun Kıbrıs Türk halkının itibarını yerle bir etme çabasının vardığı noktayı en açık biçimde ortaya koymaktadır.
Ertuğruloğlu’nun dili, düşüncesi, gerginlikten medet uman tutumu, davranış ve icraatları halkımızın dili ve düşüncesiyle uyum içerisinde değildir. Kendisi de, temsil ettiği zihniyet de “devlet de, ülke de, halk da benim, bunların hepsi benimdir” yaklaşımından bir an önce vazgeçmelidir. Bu şartlar altında Kıbrıs Türk halkını temsil niteliğini tamamen yitirmiş olan bu şahsın halkımızın dış dünyaya açılan yüzü konumundan bir an önce uzaklaşması gerekir. Halkımızın da bizim de bu halkın itibarını yerle bir etmekten başka bir gündemi olmayan bu zihniyete tahammülümüz kalmamıştır. CTP, halkımızın itibarını zedeleyen bu girişimlerin ve onların faillerinin karşısında durmaya devam edecektir.
Cumhuriyetçi Türk Partisi