Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesine mektup göndererek, Akdeniz’de petrol aranmasıyla baş gösteren gerginlikten duyulan kaygıyı iletti.
Kıbrıs açıklarında petrol ve gaz bulunma olasılığının ortaya çıkması ile her iki tarafın liderliğinin bir çatışma yoluna girdiğinin açıkça görüldüğünü kaydeden Yorgancıoğlu, kaçınılmaz görünen bu çatışma ortamından çıkmanın tek yolu BM Güvenlik Konseyi’nin taraflara kapsamlı çözüm öncesi kuyu açma faaliyetlerini durdurmaları, her iki tarafı müzakerelere takvime bağlamaları ve bu takvim sonunda uzlaştırılamayan konuları BM hakemliğine bırakmaları çağrısında bulunması ile mümkün olabileceğini vurguladı.
CTP-BG Genel Başkanı’nın 29 Eylül tarihinde Güvenlik Konseyinin beş daimi üyesine gönderdiği mektupta şöyle dendi:
“Ekselansları,
Kıbrıs etrafında petrol ve gaz araştırmaları ile ortaya çıkan son gelişmeler Kıbrıs Türk ve Rum tarafları arasında önemli bir gerginlik yaratmıştır. Kıbrıs Rum Liderliğince tek taraflı atılan bu adım nihai belirleyici olması beklenen Ekim ayında yapılacak Zirveye ve hale hazırda kırılgan bir durumda olan müzakerelere önemli zarar vermiştir.
CTP-BG, uluslararası toplumun ve özellikle BM Güvenlik Konseyi Daimi Üyelerinin BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonu çerçevesinde devam eden toplumlararası müzakerelerin geleceğini güvence altına almak için sorumluluklarını gecikmeden üstlenmeleri gerektiğine inanmaktadır.
Kıbrıs açıklarında petrol ve gaz bulunma olasılığının ortaya çıkması ile her iki tarafın Liderliğinin bir çatışma yoluna girdiği açık şekilde görülmektedir. Kaçınılmaz görünen bu çatışma ortamından çıkmanın tek yolu BM Güvenlik Konseyi’nin taraflara kapsamlı çözüm öncesi kuyu açma faaliyetlerini durdurmaları, her iki tarafı müzakerelere takvime bağlamaları ve bu takvim sonunda uzlaştırılamayan konuları BM hakemliğine bırakmaları çağrısında bulunması ile mümkündür.
BM Güvenlik Konseyi tarafından adadaki her iki tarafa da Kıbrıs ve civarında bulunan doğal kaynakların her iki topluma fayda getirmesi gerektiği ve dolayısı ile bunlardan elde edilecek gelirlerin ancak BM Güvenlik Konseyi Kararları’nda da ifade edildiği şekilde oluşturulacak Federal Hükümet’e verilebileceği açıkça ifade edilmelidir.
Böyle bir adım müzakerelerde varılan Kıbrıs’ın doğal kaynaklarının Federal yetki altında olacağına dair mutabakat ile de uyumlu olacaktır. Kıbrıslı Türk ve Rum siyasi partilerin 21 Eylül 2011’de Ledra Palas’da yaptıkları toplantı sonrası yayınladıkları ortak deklarasyon da doğal kaynakların tüm Kıbrıslılara ait olduğunu, bunların Kıbrıs sorununun çözümü için kullanılması gerektiğini ve her iki tarafın hak ve çıkarlarına saygı duyulması gerektiğini vurgulamaktadır.
Biz Kıbrıs civarında bulunan doğal kaynaklardan gelecek gelirin Federal Hükümet’e ayrılması yönünde çıkacak bir BMGK kararı ile müzakerelere takvim ve hakemliğin Kabul edilmesinin her iki tarafın kapsamlı çözüme odaklanması için doğru teşviki yaratacağına ve bu sayede referandumlardan iki “Evet”” oyu çıkmasını teminat altına alacağına inanıyoruz
Ekselans,
BM Güvenlik Konseyi üyelerinin yardımı olmadan Kıbrıs kıyıları açıklarında bulunan kaynaklar çıkarılamaz. Dolayısıyla olayların yakın gelecekte nasıl şekilleneceğine dair doğrudan sorumluluk taşıdığınıza inanıyoruz. Bu gücü mensubu olduğunuz kurumun gözetimi altında devam eden Kıbrıs sorununun çözümü müzakerelerinin başarı ile sonuçlanması yönünde kullanmanızı talep ediyoruz.
Sadece tarafların hukuki argümanları üzerine inşa edilen ve ana hedef olan Kıbrıs sorununun çözümü hedefinden uzaklaşan yaklaşımlar sadece Kıbrıs için değil bölge için de son derece olumsuz etkiler doğuracaktır. Sizi bu konunun yarattığı çatışma potansiyelini Kıbrıs’ta barış ve uzlaşı fırsatına dönüştürmek için gecikmeden kararlı davranmaya davet ediyoruz.
Özkan Yorgancıoğlu
CTP-BG Genel Başkanı