CTP-BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Başbakan Eroğlu’nun gerek UBP oylarıyla meclisten geçirdiği …

 CTP-BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Başbakan Eroğlu’nun gerek UBP oylarıyla meclisten geççirdiği mkamu görevlilerinin maaş ve ücretlerini düzenleyen yasa, gerkse yasaya karşı çıkan örgütlerin Pazartesi gün gerçekleştirdikleri eylemlerle ilgili  açıklamalarını değerlendirdi. 

 
Soyer, “Eroğlu, şimdi yaptığı işe sahip çıkacağına, buna başkasını gerekçe göstererek sorumluluktan sıyrılmaya çalışmaktadır. Bu şark kurnazlığını yıllarca yapmanın alışkanlığıyla hareket etmektedir” dedi. Soyer açıklamasında şunları söyledi:
 
“Bugünlerde siyasal yaşamda görüşü, fikri siyasi programı olmayanların ne kadar çıkmaz içerisinde oldukları net olarak gözükmektedir.  
 
Başbakan Dr. Derviş Eroğlu, tüm iyi niyetli çabalarımıza, Meclis’teki dört muhalefet partisinin kendisine kamuda yeniden yapılanma ve verimliliği ele alma gibi temelli bir öneriyi sunmalarına karşın, buna kulaklarını tıkadı ve ısrarla söz konusu yasayı 26 oyuna dayanarak meclisten geçirdi. Şimdi yaptığı işe sahip çıkacağına, buna başkasını gerekçe göstererek sorumluluktan sıyrılmaya çalışmaktadır. Bu şark kurnazlığını yıllarca yapmanın alışkanlığıyla hareket etmektedir.
 
Söz konusu yasa UBP’nin meclise sevk ettiği yasadır ve bu yasa UBP’nin oylarıyla geçmiştir. Birinci nokta burasıdır. İkinci noktaya gelince, dönemimizde, Meclis’te tartışılması için sunulan ve sunulduğu anda da erken seçim kararı meclise sevk edilen olayı hala demagojik olarak kullanmaktadır.
 
Ancak Eroğlu bu konuda attığı birinci imzayı unutturmaya çalışmaktadır. Bu imza, sendikalara verdiği imzadır. Bu yasa tasarısına karşı olduğunu açıklıkla ileri sürdüğü imzadır. Buna dayanarak oy almıştır; popülizm yapmış, siyasi ilkesizlik sergilemiştir. Halka söz verdiği bu değildi. Ancak ş
Şimdi bunu yaptı ve gizleyemez. Diğer başka bir nokta, ne kadar ilkesiz davrandığının açık bir delilidir. 
 
Başbakan Eroğlu,- konuyla ilgili açıklamalarında bu yasanın özel sektörün önünü açacağından söz etmiştir. 
 
Ama aynı Başbakan, tepkiler üzerine insanlara şunu söylemekten çekinmemiştir:  “Yarın “ekonomik durum iyileştiği zaman bu yasa tasarısını değiştireceğiz”. Bu, altı üstü birbirini tutmayan bir açıklamadır; bu, yine boş vaat ve gerçek dışı popülizme dayanan bir açıklamadır, tüm söylediklerini kendi eliyle inkârdır. 
 
Hani bu yasayla özel sektör ve kamu arasındaki ücret dengesizliğini düzenleyeceğini iddia ediyordu. Eğer gerekçesi buysa yarına dair aldatmacacı tavır ve açıklamalar nedir? Bu açıklama, temelinde yasaya yanlış bir yaklaşımla destek veren tüm kesimlerin de -ki kamu yönetiminin bu hale gelmesinin baş müsebbibi Eroğlu’nun kendisidir- onun ne kadar ilkesiz davrandığını görmelerini dilerim. Bu arada bu yasa tasarısını ayrıca gelecekte değiştirilebileceği kamuflajını yaparken, iyileştirdiği iddiasını da öne sürmektedir. 
 
Bu iddiası,  bu yasa tasarısının ‘ Made in UBP” olduğunu açıkça göstermektedir. Onun ‘düzeltme yaptık’ dediği nokta, bu yasa tasarısında tam da Anayasa’ya aykırılığı getiren düzenlemelerdir. Birinci nokta, çok ilginçtir. Savcılık Sayıştay ve Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı , ‘ayrı yasaları var’ gerekçesiyle bu yasanın kapsamı dışında bırakılmıştır. Oysa öğretmenlerin d doktorların ve daha birçok kesimin de özel yasaları bulunmaktadır. Herkesi çocuk mu zannediyor. İkinci olar çok büyük bir aldatmaca yaptı ve geçici memurları bu yasanın kapsamı dışına çıkardığını iddia etti.
 
Bu Anayasa’ya, akla ve adalete ters bir durumdur. Geçicileri kandırarak tepkileri azaltmak için söylediği gerçek dışı başka bir noktadır çünkü bu yasa yürürlüğe girdikten sonra Amme Hizmeti Komisyonu’nun açacağı münhale dayalı sınavla 2 gencin başarılı olduğunu düşünelim. Biri şu anda kamuda geçici olarak çalışandır. Öteki ise kamuda çalışmayan bir kişidir. 
 
Ne olacak? Aynı yer için sınava giren biri geçici biri dıştan 2 gençten biri; geçici olanı şimdiki maaşla dıştan olanı bu yasanın öngördüğü düşük maaşla mı işe başlayacak?  Bu mümkün mü? Bu, eşit işe eşit ücret ve aynı münhale eşit şartlarda başvuran 2 gencin eşitsizliğini getirecektir. İlan edilecek münhal, barem ve maaşı ile ilan edilecek ve maaşı da bugün meclisten geçen yasanın düzenlediği barem tablosu ve maaş düzenlemesi olacaktır. Allah aşkına devlet yönetmek bu mudur? Halka saygı bu mudur? ‘Düzelteceğim’ derken daha da bozan bir anlayış hangi kamu düzenimize yeniden yapılanma ve verimlilik getirebilir?
 
Bu arada meclis önünde olan biteni herkes gördü. ‘Gazoz kutusu atılmış diye açıklama yapan bir başbakan olamaz. İnsanların durduğu yerde korkudan bayıldığını ifade eden Başbakan, eğer söyledikleri doğruysa, insanların durduğu yerde bayılmalarını gerektirecek bir korku ve endişe içerisinde olduklarını kendi ağzıyla itiraf etmiyor mu? Daha fazlasını söylemeye gerek yok. Kendi iktidarı için polis ile vatandaşı birbiri ile karşı karşıya getiren, özel ve kamu sektörü çalışanlarını bir birine düşüren, narenciyeciyle kuru ziraatçıyı birbirine sokan, kasapla hayvan üreticisini birbirine düşüren,  KKTC üniversiteleri ile diğer bütün kesimleri karşı karşıya getiren bu anlayış, bu yasa tasarısı ile de açıkça yukarıda da izah ettiğim gibi aynı işte çalışacak, aynı sınavı geçerek aynı işe girecek iki gencin arasında da eşitsizlik yaratacaktır. 
 
Sırf iktidar uğruna bunlar yapılamaz. Onun için bu yasa tasarısı herhangi soruna çöz getirmeyen ama mevcut durumu daha da karmaşıklaştıran bir uygulamadır, kendi hükümetinin, UBP’nin anlayışıdır. “