UBP Genel Başkanı Başbakan Derviş Eroğlu ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün Kıbrıs sorununa…

 UBP Genel Başkanı Başbakan Derviş Eroğlu ve Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün Kıbrıs sorununa ilişkin açıklamalarını değerlendiren CTP-BG Genel Sekreteri Kutlay Erk, UBP’nin statükonun devamı için oynadığını kaydetti. 

 
Erk açıklamasında şunları söyledi:
 
” Başbakan Dr. Derviş Eroğlu, bugünkü basında çıkan demecinde, “Bir müzakere masası vardır ve bu yıllardan beri kurulur, bir anlaşmaya varılamaz ve kaldırılır” şeklinde konuşarak, bugüne kadar iki lider arasında sürdürülen müzakereler sonucu gelinen noktada uzlaşmadan uzak olunduğunu belirtirken, Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün ise bir TV’deki söyleşisinde, UBP’nin öngördüğü ‘çözüm’ şeklinin konfederasyon olduğunu ifade etmiş ve Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la aralarında ciddi anlaşmalıklar bulunduğunu açıklamıştır. Gerek Eroğlu, gerekse Özgürgün bu açıklamalarıyla UBP’nin statükonun devamını istediğini bir kez daha açığa vurmuşlardır. Çünkü UBP’yi besleyen politik ve ekonomik yapı, Kıbrıslı Türklerin dünyadan izole edilmesi ile oluşturuldu ve ancak bu şekilde sürdürülebilir.
 
UBP’nin ‘çözüm önerisi’ adı altında sunduğu öneri, asla gerçekleşmeyecek bir öneridir. Gerçekleşemeyeceği ise onlarca yıl sürdürülen ve bir sonuç üretmeyen görüşmelerle de kanıtlanmıştır. Dolayısıyla UBP asıl amaçları olan statükonun devamı için çözümsüzlüğe oynarken, Kıbrıslı Türklerin büyük bir çoğunluğunun çözümden yana olduğu gerçeği karşısında sözde çözüm istediklerini işleri sürerken, gerçekleşemeyeceği kanıtlanmış tezlerinde hala ısrar ediyorlar. UBP’nin stratejisi, ‘isteyim de olmasın’ kavramına oturtulmuştur.
 
UBP’nin konfedersayon tezi onlarca yıl gizli-açık şekilde görüşme masasına hâkim oldu ve bu nedenle de, Derviş Eroğlu’nun dediği gibi, ‘yıllarca müzakere masası kuruldu ve kaldırıldı’.
Gelinen aşamada sürecin, statükoyu değiştirecek bir sonuca doğru ilerlediğini gören Derviş Eroğlu, endişeye kapılarak, bulunacak çözümün sürdürülebilir olmayacağı kehanetini yapıyor ve her zamanki gibi, Kıbrıs Türk toplumunu yanıltıp korkutarak, kendi arzuları olan statükoyu korumaya çalışıyorlar.
 
Dış İşleri Bakanı Özgürgün de çözüm konusunda aynı Genel Başkanı gibi bir kehanet yapıp, Güzelyut’tan bir referandumda “evet” çıkma ihtimalininin sıfır olduğunu söylüyor.  Ancak aynı söyleşinin bir yerinde “toprak ve harita konuşmaya cesaret etmem”  diyen Özgürgün başka bir bölümünde ise “ben hiçbir şeyden korkmam” şeklindeki ifadesiyle kendi içinde çelişkiye düşüyor.
 
Neyi nasıl yapacağını bilmeyen; özgüveni olmayan Bakan Özgürgün, elbette ki Kıbrıs’ta değişimi değil, statükonun devamını istiyor, bu nedenle de çözümün önemli unsurlarından olan toprak konusunu konuşmak istemiyor, cesaret edemiyor.
Ancak, korkunun ecele faydası yok. Kıbrıs sorununu çözmek için toprak dâhil her konu Kıbrıslı Rumlarla görüşülecek, konuşulacaktır. Sorunların çözümü için cesaret, cesur insanlar, liderler gerekir. Özgürgün gibi cesaretsizlerle Kıbrıs sorunu çözülemez.
 
Kendilerine hakim olan korku hissi ve korkutma stratejisi ile UBP,  Kıbrıs Türk halkını Kıbrıs’ta sürdürülebilir mutlu bir yaşama ve geleceğe taşıyamaz, dünyayla kaynaştıramaz.
Kıbrıs sorunun çözümü için toprak konusunu müzakere etmeye korkan bir parti. 
 
İşte Cumhurbaşkanlığına aday gösterecek UBP’nin durumu bu…”