UBP’nin tartışmadan gündeme getirdiği Kamu Görevlileri ile ilgili yasal düzenleme karşısında geçtiğimiz Çarşamba günü Meclis önündeki protesto gösterilerini gerçekleştiren eylemcilere karşı soruşturma açılmasını değerlendiren CTP-BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, bunun her şeyden önce demokratik hukuk devletine aykırı olduğunu söyleyerek açıklamalarını şöyle sürdürdü:

 

 “Ülkemizin yasalarına göre gösteri yapma hakkını sınırlayan, herhangi bir bölgede gösteri yapılamayacağını ifade eden bir yasa yoktur. Gösteri hakkı, ülkenin her yerinde kullanılabilir. Hal böyle iken ‘Meclis önünde gösteri yapılamaz’ diye bir yasaklama getirmek mümkün değildir.

 

Hükümet ve bir kısım makamlar, yasanın ve Anayasanın kendisine vermediği yetkileri keyfi bir şekilde hukuk dışı kullanmıştır. Hukuk dışına çıkan, hukukta ortaya yeni sınırlamalar getiren bir idareye karşı yasal haklarını savunan insanlar nasıl suçlu ilan edilebilir?

 

Şu ana kadar meclis önünde gösterilerin yapılamayacağı kararının kimin tarafından verildiği açıklanmazken, Başbakan Eroğlu ise açık bir şekilde “bu karardan haberim yok” demiştir. Sayın Eroğlu’nun ‘haberim yok’ dediği bir kararın nasıl alınabileceği; bu hakların kısıtlanamayacağı bilinirken nasıl uygulamaya konduğu bir bilinmezliktir. Bu yapılanlar asla kabul edilemez ve demokratik hakların budanmasına yönelik bu durumu şiddetle protesto ederiz.

 

Bu uygulamalar bize 2003 öncesi UBP iktidarları ve başbakanlığı döneminde Eroğlu’nun yine ‘haberim yok’ derken, gazetecilerin askeri mahkemelerde yargılandığı, sendikacıların tutuklandığı, başta CTP Merkez Yönetim Kurulu üyeleri olmak üzere pek çok siyasinin “devleti yıkıyorlar” iddiaları ile mahkemeye verildikleri, Nilgün öğretmenin işinden atıldığı sayılamayacak kadar çok antidemokratik uygulamaları hatırlatmaktadır.

 

Meclis önünü gösterilere kapatmak anayasaya aykırıdır. Aslen suçu, yasal haklarını kullanmak isteyen göstericileri polisle karşı karşıya getiren, Eroğlu başkanlığındaki UBP hükümeti v UBP milletvekilleri işlemiştir. Gerçek suç, onların yaptığıdır. Bu nedenle yasalara, demokratik hukuk ilkelerine aykırı, keyfi padişahlık rejimini aratmayan bu idare ve yöntemden derhal vazgeçilmelidir.

Kıbrıs Türk halkının Pinochet taslaklarına hiç ihtiyacı yoktur.”