İçişleri Bakanı İlkay Kamil’in vatandaşlıklarla ilgili açıklamasını değerlendiren CTP-BG CTP-BG İçişleri ve Yerel…
İçişleri Bakanı İlkay Kamil’in vatandaşlıklarla ilgili açıklamasını değerlendiren CTP-BG CTP-BG İçişleri ve Yerel Yönetimler Komitesi, Eroğlu Başkanlığındaki UBP hükümeti bildik tavrıyla bulanık suda balık avlamaya ve maksadı belli gerçek dışı beyanlarla halkı yanıltmaya çalıştığını vurguladı.
Komitenin açıklamasında şunlar vurgulandı:
“Eroğlu Başkanlığındaki UBP hükümeti bildik tavrıyla bulanık suda balık avlamaya ve maksadı belli gerçek dışı beyanlarla halkı yanıltmaya çalışmaktadır.
Eroğlu hükümetinin İçişleri Bakanı İlkay Kamil, Cumhuriyet Meclisi’nin dünkü oturumunda 494 kişiye vatandaşlık verdiklerini 2004 yılından buyana KKTC vatandaşı olanların sayısın ise 5 bin 894 olduğunu söyleyerek bu rakamı “CTP tarafından dağıtılan vatandaşlıklar” gibi göstermeye çalıştı.
UBP’nin yayın organı ise “oyun gereği” bu açıklamayı “Yalancılara Yanıt” başlığıyla manşete çekerek, “Kamil CTP hükümetinin 5 bin 894 vatandaşlık verdiğini açıkladı” ifadelerini kullandı.
Tüm bunlar UBP’nin beceriksizce oynamaya çalıştığı oyunun bir parçasıdır. Derviş Eroğlu başkanlığındaki UBP hükümetinin verdiği 494 vatandaşlık dışında 2004 yılından bu yana CTP-BG iktidarında devlet iradesiyle –yani bakanlık onayı ve/veya Bakanlar Kurulu onayıyla- verilen vatandaşlık sayısı daha önce de defalarca açıklandığı gibi 68’dir. Bunun dışındakiler ise, gerek evlilik yoluyla gerekse daha önce UBP hükümetleri tarafından vatandaş yapılan kişilerin eş ve 18 yaş altı çocuklarının ilgili yasanın amir hükmü gereğince kazandıkları hakkın teslimidir ve “vatandaşlık vermekle” uzaktan yakından ilişkisi yoktur.
İlkay Kamil’in vatandaşlık verdiklerini açıkladıkları 494 kişi ise CTP-BG döneminde durumları araştırılan ve Şubat 2009’da seçim yasaklarının başlamasıyla işlemleri askıya alınan 700 kişilik gruptandır.
CTP-BG, küçük bir ülke olan Kuzey Kıbrıs’ta son derece hassas bir konu olan nüfus politikasında son derece hassas ve sorumlulukla davranarak akılcı yaklaşımlar sergilemiş, ancak asla ırkçı bir politika gütmemiş ve yasaların emrettiği hakları gasp etme yoluna gitmemiştir.
CTP-BG, Kıbrıs Türk halkın toplumsal kimliği ve varlığı konusunda son derece hassas olduğundan her zaman için nüfus, muhaceret, kaçak işçilik ve kayıt altına alma konusunda insana önem veren ve halkımızın varlığını koruyan kararlı tutumlar ve politikalar sergilemiştir. Ancak CTP-BG’nin bu hassasiyetini, yıllar boyu Türkiye kökenli insanlara dönük olarak demagojik bir üslupla, yalanla bulayarak çarpıtmaya çalışan UBP’nin; hem Kıbrıs Türk halkı, hem de Türkiye’den gelip bu memleketi vatan bilen bütün insanlara dönük sürdürdüğü demagoji politikası bu açıklamayla iflas etmiştir.
CTP-BG, bu toprakları demokratik hukuk devleti, girenin çıkanın belli olduğu normal bir Avrupa ülkesi ve dünyayla bütünleşmiş bir çözüm ve barışın adası yapmaya devam edecektir. UBP’nin bu ayak oyunları ve karalama çabaları her zaman için gerçeğin duvarına vurarak parçalanacaktır. Bu son örnek bunun en belirgin göstergesidir.
Şimdi önemli olan Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan ve doğduğu yer neresi olursa olsun, Kıbrıs sorununun federal ilkedeki çözümünde ve BM çözüm planına da girip dünyanın kabul ettiği “yerleşikler” diye tanımlanan ve bizimle kader birliği yapan insanların konumunu, doğduğu yer Kıbrıs olan insanlarımızla birlikte Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın sürdürdüğü görüşme sürecinde; 24 Nisan 2004’teki irademizle bir an evvel çöz kavuşturulmasıdır. Eroğlu başkanlığındaki UBP hükümetinin bunu yıkmak için atacağı her yanlış adım bilinsin ki, Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’nin uluslararası arenada sürdürdüğü politikaya darbe vuracak, aynı zamanda bu topraklarda yıllarını geçiren insanların kazanılmış uluslararası sempatilerine de zarar verecektir. UBP liderliğinin bunu yapmaya hakkı yoktur