CTP-BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, görüşmelerin ikinci turunun, şoven unsurların, Ay Mamas Manastırındaki…

 CTP-BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, görüşmelerin ikinci turunun, şoven unsurların, Ay Mamas Manastırındaki ayine geçişte yaşatmak istediği sorunlar nedeni ile başlayamadığını kaydederek Türkçe ve Yunanca konuşan çözümsüzlük güçlerinin bu gayretinin kimseye faydası olmayacağını vurguladı ve dünyanın bu oyuna gelmemesi gerektiğini kaydetti. 

 
Soyer, “Bu yüzden görüşmeler zaman kaybedilmeden hemen başlamalıdır. Her iki lidere bu konuda destek olmak yurtseverliğin en önemli gereklerinden biridir” dedi.
 
Soyer konuyla ilgili açıklamasında ortaya şu görüşleri koydu:
 
 
Görüşmelerin ikinci turu, şoven unsurların, Ay Mamas Manastırındaki ayine geçişte yaşatmak istediği sorunlar nedeni ile başlayamadı. Bunun Pirgo köyünün muhtarının açıklamalarından da anlaşıldığı gibi görüşmeleri hedef alan bir oyun olduğu ortaya çıkmıştır.
 
Unutmayalım şoven gürültüleri çıkartan azınlık guruplar Kıbrıs’ın başını hep yakmıştır. Tahtakale’de 1963’te şamatayı başlatan fanatik bazı EOKA’cıların gürültüsüne boyun eğmenin acı faturasını, Kıbrıslı Türkler ve Rumlar hala ödemektedir.
 
Bu görüşmenin başlayamamasına en fazla sevinenler, yıllardır çözümsüzlük uğruna Kıbrıs’ta görüşme ve anlaşmaları zamana oynayarak geçirenler oldu.
Nitekim Başbakan Derviş Eroğlu bu sorun üzerine hemen demece başvurarak, 2. turun başlayamamasından duyduğu sevinci gizlemeye gerek görmemiştir.
 
Aynı şekilde güneyde DİKO ve EDEK liderlikleri de benzer duyguyu paylaşmaktadırlar.
 
Bu yüzden bu tarihi dönemde her iki tarafa da seslenmek ihtiyacı duyduk.
 
Kıbrıs’ın tarihi iki taraf arasında şu veya bu nedenle başlayan gerginliklerin düşürülememesi nedeniyle doğan kırılmaların yol açtığı siyasi veya askeri çatışmalar ile doludur.
 
Bu çatışmalardan da iki tarafın insanları sayısız acılar yaşamıştır. Kan, gözyaşı ve çile Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların yaşadığı gerçekler olmuştur.
 
Bu tecrübelere bağlantılı olarak çözümü, barışı istikrarı düşünen herkes doğan gerginlikleri artırarak kırılmalara yol açmayı engellemek görevini yüklenmelidir.
 
Bunun için bilinen geçiş prosedürlerini zorlayarak güneyde Hristofyas yönetimini iç siyasi hesaplarla zora sokmak isteyenlerle; bunu fırsat bilerek Cumhurbaşkanımız Mehmet Ali Talat’ın sürdürdüğü görüşme sürecini kesintiye uğratmayı amaçlayanların oyununa gelmemek gerekmektedir.
İki liderin 40 kez buluşarak sorunlara karşın ulaştıkları noktayı ilerletmek gerekmektedir.
 
Bu yüzden hangi görüşten olursa olsun, 2. turun bir an evvel başlaması için, siyasilerin, sivil toplum örgütlerinin ve basının, yapay olarak geliştirilip tırmandırılmak istenen gerilimi düşürmeye dönük gayret içinde olması gerekmektedir.
 
Şu anda doğan ve artırılmak istenen gerilimi azaltmak gerekiyor. Yaratılan bu durum İslam dünyasının önemli bir dini geleneği olan Ramazan ayının içinde, Ay Mamas manastırında gerçekleşen ayinin birbirine denk düşmesi güzelliğini örtmemelidir.
 
Bu yüzden iki liderin çok zaman geçirmeden hemen bir araya gelmesi gerekir. Bu bakımdan hem iki lidere hem de her iki tarafın siyasi partilerine sivil toplum örgütlerine ve basınına büyük görev düşmektedir.
 
Güneyde DİKO ve EDEK, kuzeyde ise UBP liderliği, çözümsüzlüğün yalnız adamıza değil, Türkiye ve AB ilişkilerine, Yunanistan’la olan ilişkilere ve dolayısı ile tüm bölgeye olumsuz olarak yansıyacağını anlamalıdır.
 Bugün bu olumsuz tavrı sergileyen güneyin ve kuzeyin bu siyasi güçlerinin, aynı zamanda her iki tarafa da 50 yıldır acılar yaşatan bu olumsuzlukların çözülememesinin esas sorumluları olduğunu vurgulamak isterim.
Bencil siyasi çıkarları ile bunu üç ülkenin halklarına yaşamaya hakları yoktur.
 
Türkiye’nin AB ilerleme raporunun yazılacağı bu günlerde olumsuza oynamak isteyen Türkçe ve Yunanca konuşan çözümsüzlük güçlerinin bu gayretinin kimseye faydası olmayacağını vurgularken, dünyanın, BM’nin ve AB’nin de bu oyuna gelmemesi gerektiğinin altını çizmek gerekmektedir.
 
Bu yüzden görüşmeler zaman kaybedilmeden hemen başlamalıdır. Her iki lidere bu konuda destek olmak yurtseverliğin en önemli gereklerinden biridir.”