CTP-BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Ergenekon iddianamesinde yer alan eski Ankara Büyükelçisi Ahmet Zeki Bulunç’un kuryelik …

 CTP-BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Ergenekon iddianamesinde yer alan eski Ankara Büyükelçisi Ahmet Zeki Bulunç’un kuryelik faaliyetleri ile ilgili açıklamaları değerlendirdi. 

 
Soyer, Savcılığı daha önce CTP-BG’nin yaptığı suç duyurusunu işleme koymaya çağırırken, Dr. Derviş Eroğlu’nu da Bulunç’la olan ilişkilerini açıklamaya davet etti. oyer açıklamasında şunları söyledi:
 
Türkiye’de başlayan Ergenekon yargı süreci ile ilgili iddianameler son derece büyük önem taşımaktadır. Yargı aşamasında resmi olarak kamuoyunun bilgisine gelen iddialarda açık bir şekilde, bir kısım etkili kamu görevlilerinin de içerisinde yer aldığı, Kıbrıs Türk halkının meclisine, hükümetine yönelik darbe ve komplo planları ifade edilmektedir.
 
Sanki günlerdir kamuoyunu Kuran kursları, anıt tartışmaları ve kamu görevlileri ek mesai ücretleri ile ilgili iş emek dünyasını birbirine sokan tartışmalar yaratılan ortamda çıkartılan toz duman ile bu önemli gerçekler değerlendirmelerden ve gözlerden uzak tutulmaya çalışılmaktadır. 
 
Elbette tüm bu konular önemlidir ancak çözüm sürecine yönelik darbe odaklı komploların bu süreci sekteye uğratma amacı taşıdığı açıktır. Bu bakımdan eski Ankara Büyükelçisi Ahmet Zeki Bulunç’un Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki hükümet ve Kolordu Komutanlığını atlayarak 24 Nisan 2004 referandumunu engellemek maksadı ile oluşturulan darbeci heyet ve gruplara kuryelik yapması ve bunun açığa çıkmış olması son derece önemlidir. 
 
Ahmet Zeki Bulunç’un dün ve bugün içerisinde bulunduğu oluşumla ilişki şekilleri ve düzeyi göz önüne alındığında daha da anlam kazanmaktadır. Dolaysıyla Kıbrıs sorununa çözüm bulma sürecinin çok önemli bir aşamasında, bu süreci kesinti amacıyla yaratılan yapay toz duman ortamı, dün olduğu gibi çoğu aynı çevrelerden ve yeni hareket ve grupların tehditlerinin ifade edildiği bir ortamda daha da önem taşımaktadır. Bu nedenle açığa çıkan bu darbeci girişim, kararlılıkla ele alınmalı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başsavcılığı hükümette kimin olduğuna bakmaksızın, kendisine tarafımızdan daha önce iletilen soruşturma talebi doğrultusunda, gecikmeden harekete geçmeli, ortaya çıkan yeni veriler ışığında bir an önce bu soruşturmayı Kuzey Kıbrıs’ta ileri taşımak ve kamuoyunu bilgilendirmek zorundadır.
Hele, Ahmet Zeki Bulunç’un dün ve sonrasında Ulusal Birlik Partisi ve lider kadroları ile yakın ilişkisi nedeniyle, Kıbrıs Türk kamuoyunun, Başsavcılığın soruşturmayı geciktirmeden ileri götürmesini talep etme hakkı vardır.
 
Darbeci girişimlerle çözüm sürecini boğmak amacıyla yapılan baskı, manipülasyon ve psikolojik baskıların olaylarla ilgili bağlantılarının olup olmadığı gün ışığına çıkarılması gerekmektedir.
 
Kuzey Kıbrıs Türk halkının iradesinin darbe yanlısı oluşumlarla birlikte baskı altına alınmaya çalışılması demokrasiye ve barışa yönelik bir harekettir. Bu nedenle toplumun tüm kesimleri, sivil toplum örgütlerinin, kendi aralarındaki yapay çelişkilerin belirlediği sorunlar yerine, ortak toplum çıkarları, demokrasi ve barış adına bu konuya da diğer konulara olduğu kadar odaklanmaları gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Çünkü bu olay, Kıbrıs Türk toplumunun demokrasi, barış, AB’da eşit taraf olarak yer almakla ilgili geleceğiyle doğrudan ilgidir.
 
Bu nedenle Başsavcılık ve Dr. Derviş Eroğlu, Ahmet Zeki Bulunç ile ilişkiler konusunda topluma açıklama yapmalıdırlar.”