CTP-BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” temel prensibine aykırı olarak çözümsüzlüğü …

 CTP-BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” temel prensibine aykırı olarak çözümsüzlüğü savunanların, şimdi de Atatürk’ün değerleri arkasına saklanarak siyasi istismarda bulunduklarını vurguladı…

 
“Ulusal değerleri siyasi istismar malzemesi yapmaktan vazgeçin”
 
 
Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, ulusal değerleri siyasi amaçları için istismar edenlerin demokrasi düşmanlığı yaptıklarını vurguladı.
CTP-BG Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, 24 Temmuz Cuma gün gerçekleştirilen Kermiya çemberindeki Atatürk anıtının açılışı sırasında verilen mesajların olayın gerçek anlamında uzaklaştırılıp, Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” prensibine aykırı bir siyasi istismarcılık örneği sergilediğini kaydetti. Soyer, konuyla ilgili açıklamasında şu görüşleri vurguladı:
 
“Toplumumuz içersinde şehircilik açısından çeşitli tartışmalara yol açan Kermiya bölgesindeki Atatürk anıtının açılışında olay, anlamında uzaklaştırılarak tamamen siyasal bir istismarcılığa dönüşmüştür.
 
Açılış törenindeki konuşmalarda verilen mesajlar, her şeyden evvel şehircilik açısından çeşitli eleştirilerde bulunan toplum kesimlerini suçlamaya ve ulusal değerleri istismar ederek baskı altına almaya yönelik içerik taşımaktaydı. Ancak aynı zamanda da Atatürk’ün “Yurtta sulh cihanda sulh” temel prensibine aykırı olarak yıllarca Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünü savunan güçlerin Atatürk’ün değerlerinin arkasına saklanarak ulusal değerleri kendi siyasal amaçları için istismarları da söz konusuydu.
 
Atatürk heykelinin açılışında Kıbrıs sorunun çözümsüzlüğüne endekslenen devlet ve hükümet yetkilileri, bu tavırlarıyla Kıbrıslı Türklerin Avrupa Birliği’nden de dışlanmasına yol açmışlardır.
 
Hele çeşitli ele
 
ştiriler yapan insanlara “beğenmezseniz gidin Güney’e” diyerek Atatürk değerleri dışında bir tavırla Atatürk’ün arkasına saklanarak konuşmak, demokrasi dışılığın dik alasıdır ve kabul edilemez.
 
Kıbrıs müzakerelerinin sürdüğü bir dönemde çözümsüzlüğü savunmanın ne Türkiye, ne Kıbrıslı Türklere ne de barışa faydası vardır. Ulusal değerleri ve Bülent Ecevit gibi siyasi önderleri, bir yıl sonra gerçekleşecek olan seçimleri de dikkate alarak istismar ederek yapılan her hareket, Kıbrıs Türk halkına karşı yapılmış bir hakarettir.
Nasıl ki laiklik ilkesi dini siyasete müdahaleden men ediyorsa, demokrasinin temel ilkesi de ulusal değerlerin siyasal amaçlarla istismar edilmesini men eder. Bu bağlamda, ulusal değerlerin istismarına dönük her girişimin karşısında olacağız.
“Yurtta sulh cihanda sulh” temel şiarımızdır ve bu böyle olmaya devam edecektir.”