CTP-BG Meclis Grubu Dış İlişkiler Sorumlusu Girne Milletvekili Salih İzbul, Dışişleri bakanı Hüseyin Özgürgün’ün Kıbrıs sorunu ile ilgili açıklamalarını eleştirdi…

  

CTP-BG Meclis Grubu Dış İlişkiler Sorumlusu Girne Milletvekili Salih İzbul, Dışişleri bakanı Hüseyin Özgürgün’ün Kıbrıs sorunu ile ilgili açıklamalarını eleştirdi…
 
Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler Meclis Grubu Dış İlişkiler Sorumlusu Girne Milletvekili Salih İzbul, Rum Hükümet Sözcüsü Stefanu’nun sürece zarar veren açıklamalara cevap yetiştirme kisvesi altında Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün açıklamalarının da doğru bir temelde olmadığını vurguladı.
Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün’ün söz konusu açıklamalarını değerlendiren İzbul, şu görüşleri dile getirdi:
 
“Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulmak amacıyla görüşmelerin sürdüğü ve önemli bir aşamaya geldiğimiz bu noktada iki tarafın sorumlu siyasilerine büyük görev düşmektedir.
Basın haberlerine göre BM Genel Sekreterinin Kıbrıs’ı ziyaret edip iki liderle görüşmesinin mümkün olduğuna dair haberlerin yer aldığı bu dönemde, her iki tarafın siyasilerine büyük bir sorumluluk düşmektedir.
 
Ancak görülmektedir ki Kıbrıs sorunundaki olumlu gelişmelerden ürken belli siyasi güçler doğan olumlu atmosferin sabote edilmesi için elden gelen gayreti göstermektedir.
Bu çerçevede Kıbrıs Rum yönetiminin sözcüsü Sayın Stefanos Stefanunun açıklamaları, gerçekte sürece yardımcı olacak bir içerik taşımamaktadır. Bu açıklamalar yıllardır süren gerginliğe yeni tartışma noktaları yaratmaktadır.
Ancak, bunu neden göstererek, KKTC Dış İşleri Bakanı Sayın Hüseyin Özgürgün’ün yaptığı açıklamalarda doğru bir temeli işaret etmemektedir.
Sayın Özgürgün hükümetinin programında Cumhurbaşkanın müzakere sürecini desteklediğini yazmaktadır.
 
Ancak KKTC Dış İşleri Bakanı olarak yaptığı hiçbir açıklamada Sayın Hüseyin Özgürgün, şu anda süren müzakerelerin temelini oluşturan ve Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile Kıbrıs Rum lider Sayın Dimitris Hristofyas arasında imzalanan 23 Mayıs ve 1 Temmuz antlaşmalarına hiç değinmemektedir.
 
Bu gerçekte Sayın Stefanu’ya cevap yetiştirme kisvesi altında, çözüm sürecine dönük soğuk ve olumsuz duruşun dilini ve tavrını göstermektedir.
 
Bilinmelidir ki çözüme en fazla ihtiyacı olan Kıbrıs Türk halkıdır. Bu günkü koşullarda çözümsüzlüğün sürmesinin en büyük mağduru Kıbrıs Türk halkı olmaktadır.
 
Sayın Hüseyin Özgürgün dün izledikleri politikalarla güneyin çözüm olmadan AB’ ye üye olmasının büyük sorumluluğunu kendisi ve siyasi partisi üzerinde taşımaktadır.
Dolayısı ile bu gün şikâyet ettiği ve Türkiye’nin AB üyelik sürecini değerlendirerek AB üyesi konumunu kullanarak Türkiye’ sıkıştırmaya dönük doğru olmayan siyaseti dillendiren Sayın Stefanu’nun bu konuşmaları yapabilme şansına ulaşmasının sorumlusu bizzat kendi siyasi partisidir.
 
 Dolayısı ile bu yaşanmışlıktan ders çıkartarak, şimdi süren görüşme sürecinde, iki bölgeli iki toplumlu siyasi eşitliğe sahip federal ilkelerde çalışacak ve iki kurucu devletin eşit statüde yer alacağı, tek uluslararası kimliği olacak ortak bir federal devletin oluşmasına engel olmaması gerekmektedir.
 
Kendisinin siyasi önyargıları, tüm halkın çıkarlarının önüne geçemez. Bu sürecin başarısızlıkla hele geçmişin bizi ciddi sıkıntılara sokan UBP bağnazlığı nedeni ile çıkmaza girmesinin sorumluluğunu kimse yüklenemez. Çünkü yaşadıklarımız bize yerince ders vermiştir.”