CTP-BG Genel Sekreteri Asım Akansoy, gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kanal SİM’de yayınlanan ‘Günün Getirdikleri’ isimli programda Aysu Basri Akter’in sorularını yanıtlayan Akansoy, “CTP’nin şuan tartıştığı tek konu Lefkoşa’dır. Heyecanı da seçimleri almaktır” dedi.

Lefkoşa Türk Belediyesi’nde krizin çıktığı dönemden itibaren yapılan değerlendirmelerde, ‘Lefkoşa’yı seçim temizler’ dediklerini hatırlatan Akansoy, sürecin sonuna gelinmesi için atılması gereken yasal adımların bir an önce hayata geçmesi gerektiğini belirtti.

UBP’nin hala daha istifa etmemiş 8 belediye meclis üyesi olduğunu kaydeden Akansoy, “Lefkoşa’yı bu hale getirenler hala daha yanlışlarını görmüş değiller ki istifa etmeyerek süreci yönlendirmeye çalışmaktadırlar. Bu oyuna artık bir son verilmeli, UBP kendilerinden beklenen bu istifaları artık sunmalıdır” diyerek hükümeti, muhalefeti ve Lefkoşa halkını taşın altına elini koymaya davet etti.

ÖRGÜTLERİMİZ KENDİ ADAYIMIZI ÇIKARMAMIZI İSTİYOR

Lefkoşa Türk Belediyesi konusunda muhalefet partilerinin ortak aday arayışıyla ilgili soruyu yanıtlayan Akansoy, “Güç birliği, işbirliği politikası şartlara göre bu politikayı yürüten pozisyona ve ihtiyaçlara göre değişen bir şeydir. İttifak her hal ve şartta ortak aday demek değildir. Ortak aday olabilir ancak farklı bölgelerde siyasi partilerin karşılıklı desteği de olabilir. Bizim örgütlerden kendi adayımızı çıkarmamız konusunda müthiş bir baskı ve heyecan vardır” dedi. Lefkoşa üzerinde iddia sahibi olduklarını belirten Genel Sekreter Akansoy sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tüm örgütler kendi adayımızı belirlememiz yönünde ısrar içinde, heyecan içinde. Dolayısıyla henüz bu kararı netleştirmedik. Bunu netleştirip yolumuza devam etmeliyiz çünkü zaman çok azaldı. Başkan adayı belirleme sürecini en kısa sürede başlatacağız. Bizimle ittifak kurmak isteyenleri de başka bölgelerde desteklemek mümkündür ve bunu yapmaya da her zaman hazırız. Çünkü konu sadece seçimi kazanmak değildir, seçimden sonra Lefkoşa Türk Belediye’sini ayağa kaldıracak proje ve programları üretecek niteliğe sahip olmak, Lefkoşa halkını kucaklamak, tüm toplum kesimleri ile verimli ilişkiler kurmak ve çağdaş bir kent yaratmaktır. Bu denli zor bir görev için saptanacak aday çok önemlidir. Bizim Lefkoşalıya başarılı bir aday gösterme ve sonuna kadar arkasında durma, başarılı olma konusunda borcumuz var” dedi.

Her şeyden önce CTP’nin adayının bu seçimi kazanacağından kuşku duymadığını belirten Akansoy, bunun için kazanabilecek nitelikte bir adayın olması gerektiğini, belirlenecek kişinin hangi vasıflara sahip olduğunun çok önemli olduğunu kaydetti. Akansoy ideal başkan adayı için, “Lefkoşalıyla iyi anlaşan, Lefkoşalı olan, geçmişte yaptıklarıyla güven duyulan, yönetici vasıflarına sahip, otoritesi yanında çalışanla barışık olan, huzurlu çalışma ortamı yaratacak bir kişi olması ve en önemlisi kendi örgütünün sonuna dek ona sahip çıkması gerekiyor” dedi.

 

 

İKİ SEÇİMİN BİRLEŞTİRİLMESİ İÇİN MECLİS’TE GİRİŞİM

Belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeleri seçimlerinin birleştirilmesi konusunda Meclis’te muhalefet partileri ile birlikte girişimleri olduğunu kaydeden Akansoy, “Bu zorluğu aşmamız gerekiyor, UBP’li 8 meclis üyesi görevde. Ortada bir Lefkoşa sorunu var, insanlık sorunu var. Bu üyelerin acilen istifası etmesi gerekir. Bu UBP’nin sorunudur ve çözmesi gerekir” dedi.

ATALAY’IN AÇIKLAMALARI GERÇEKLERLE UYUŞMUYOR

Türkiye’nin Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın dün bir gazete yer alan, UBP Hükümeti’nin yarattığı siyasi krize ve ülke ekonomisine dair açıklamaları konusundaki değerlendirmeleri istenen Akansoy, bir siyasetçi olarak Atalay’ın görüşünü yorumlamayı tercih etmediğini ancak ülke ekonomisiyle ilgili bazı saptamalar yapıldığını ve bunların gerçeği yansıtmadığını belirtti. Hiçbir şeyin yolunda gitmediğini vurgulayan Akansoy, “Ekonomi çökmüş durumda, birinci paket başarılı oldu deniliyor, aksine ülkede fakirlik arttı, yatırım yok, özel sektör ayakta değil. Bunları neye göre değerlendiriyorlar anlamış değiliz” dedi.

Beşir Atalay’ın, ‘UBP içindeki kavga bir şekilde uzlaşı ile çözülmezse KKTC çöker’ sözlerinin doğru olmadığını belirten Akansoy, KKTC’yi UBP’nin iç hesaplaşmalarıyla kıyaslamanın doğru olmadığını vurguladı. Akansoy, “Şuan ki durum kaosun ötesinde bir durumdur. Yolsuzluk, ilkesizlik ve beceriksizlik içeriyor. Tüm bunları görmezden gelerek nasihatlerde bulunulması gerçeklerin ötesinde bir durum tespitidir. Bu açıklamalar içimizi açmıyor tabii ki” dedi.

TÜRKİYE İLE NASIL BİR İLİŞKİ?

Program yapımcısının sorusu üzerine Türkiye ile ilişkilerin nasıl olması gerektiği konusuna da değinen Genel Sekreter Akansoy, “İyi ilişkiler olması gerektiği konusundaki görüş sanırım bu ülkedeki herkes tarafından paylaşılıyor, buradaki asıl mesele kendi kendimizi yönetecek düzenin tesisidir. Kıbrıs Türklerinin kendi kendini yönetmesi için ekonomik, sosyal ve siyasal olarak yeniden yapılandırılması gerekiyor. Bu süreçte Türkiye buna destek olacaksa buna kimsenin bir itirazı olmaz. Bu anlamda bizim programımız da bu unsurlar üzerine kuruludur. Ekonomik ve teknik bağlamda, proje bazlı yardım almamızda da hiçbir sorun olamaz” dedi.

Hükümeti hedefleyen bir partinin Türkiye ile ilişkilerini mutlaka yapıcı kılmak zorunda olduğunu belirten Akansoy, “Tek kapımız Türkiye, bu da bir realitedir. Ama bu ülkede biz yaşıyoruz, biz yöneteceğiz” dedi. AK Parti’li yöneticilerin bu konuda olumsuz bir tavır içinde olmadığını söyleyen Akansoy, “Onlar da kendi programımızı yapma taraftarı ve bu konuda desteğe hazır olduklarını söylüyorlar. Tek hassasiyetleri buraya gönderilen kaynakların doğru kullanımı ki zaten bizler bu kaynakların sadece projeler çerçevesinde kullanılması gerektiğini savunuyoruz” dedi.

 

 

NÜFUSU BİLMEDEN PLANLAMA YAPILAMAZ

UBP’nin her alanda usulsüz kararlar verdiğini vurgulayan Genel Sekreter Asım Akansoy, yaşanan sıkıntılara bazı örnekler vererek kirlenen siyasetin tek suçlusu olarak UBP’yi gösterdi. Yeşil Barış Hareketi Başkanı’nın, UBP tarafından izin verilen petrol dolum tesisinin arkasında çok büyük rüşvet olayları olduğu konusundaki iddialarını sürdürdüğünü belirten Akansoy, bu çok ciddi iddiaları araştırması için başsavcıyı devreye girmeye çağırdı.

Vatandaşlık ve istihdam UBP Hükümeti tarafından kurultay uğruna bu denli artmışken, etkin bir ekonomik programdan nasıl bahsedilebileceğini de soran Akansoy, “Daha bu ülkede kaç kişi yaşadığını bilmeden nasıl planlama yapacaksınız ki? Sağlığı, eğitimi nasıl düzenleyeceksiniz? İşte tam da bundan dolayı toplu bir restorasyondan bahsediyorum, bu ülkeyi yeniden yapılandırmalıyız” dedi.

Vatandaşlık konusunda CTP’nin siyasi tezlerinde de yer alan düzenlemelerin ve kriterlerin açık olduğunu belirten Akansoy, “Nüfus artışının taşınamaz bir yüke dönüşmesi üstelik siyasi müdahaleye dönüşmesi kabul edilebilir değildir. Dolayısıyla bu konudaki duruşumuz çok nettir. 2004 referandumunda oy kullananlar ve evlilik yoluyla yapılan vatandaşlıklar dışında yeni vatandaşlık yapılmasını kesinlikle kabul etmiyoruz. Yapılan her vatandaşı müdahale olarak değerlendiriyoruz” dedi.

“GENÇLER MAÇ YAPMAK İSTİYOR, SİYASİLER ÇÖZÜM ÜRETMEK ZORUNDA”

KOP ve KTFF arasında yeniden başlayan görüşmeleri değerlendiren Genel Sekreter Asım Akansoy, bu sürecin 2007 yılında Niyazi Okutan’ın Federasyon Başkanı olduğu dönemde başladığını, o zaman da heyecan yaşandığını hatırlattı. Kıbrıs Türk gençlerinin dünya takımlarıyla maç yapması için formüller arandığını ancak FIFA’nın temel kuralları ve tüzüğünün net olduğunu, bunların da BM’nin öngördüğü tanınmış devletler statüsü üzerinden şekillendirildiğini belirten Akansoy şunları aktardı:  

“Sayın Mehmet Ali Talat’ın o günkü pozisyonu, uğraşı, amacı ile Sayın Eroğlu’nun bugünkü hedefleri arasında dağlar kadar fark olduğu kesin. Talat o dönemde elbette 2008 sonu çözüm olmasını öngörüyor, bunun için ciddiyetle çalışıyordu ve siyasi eşitliğe dayalı tezlerimize zarar vereceği konusunda bu girişimin zamanlamasını doğru bulmuyordu. Evet, bu konuda Cumhurbaşkanı Sözcüsü Hasan Erçakıca’nın da açıklamaları olmuştu. Talat sürecin bulandırılmasını istemediği için karşıydı çünkü yılsonunda çözümü hedefliyordu. Barış adamı Talat’ın, Kıbrıslı Türklerin uluslararası camiada yer almasına karşı çıkması söz konusu değildir. Şimdi Hasan Sertoğlu bir girişim başlattı, gençlerin sporla ilerlemesini istiyorsak bu girişim desteklenmesi gereken bir girişimdir. Bunu engellemek ne Sayın Eroğlu’nun ne de sözcüsünün elindedir. Bir sürü sıkıntıyla karşı karşıyayken herhangi bir formül bulunmuşsa bunu sadece alkışlayabiliriz. Bu girişim sonuçlandırılmalıdır. Cumhurbaşkanı Sayın Eroğlu gençlere sorsun öncelikle,  gidip konuşsun, dünya bizi tanıyınca sorunlar çözülecek demekle bir arpa boyu yol alınamaz. Aktif olmak lazım. Hayat geçip gidiyor, gençler bu kapalı ortamdan dolayı göç ediyor. Cumhurbaşkanının ‘benim gibi siz de görüşün ama çözmeyin’ demesi aslında kendini deşifre etmesinin de bir göstergesidir. Sayın Eroğlu, KOP ile görüşmeleri doğru bulmuyorsa, AEL-Fenerbahçe maçını da dikkate alarak derhal formül üretmelidir. Biz CTP-BG olarak bu sürecin başarılı olması için politize edilmesini kesinlikle istemiyoruz.”