CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, KTMMOB’nin, Dünya Su Günü dolayısıyla birlik lokalinde bu sabah düzenlediği Su Sempozyumu’na katıldı. Buradaki konuşmasında Erhüman, Birliğin ülkede zihniyet dönüşümünü gerçekleştirdiğine dair örnek vererek, ‘biz yapamayız’ diyenlere inat, Türkiye’den gelen suyun sürekli sevkini sağladığını belirtti. Birliğin, Dünya Su Günü’nde böyle bilimsel bir toplantı düzenlemiş olmasının da kendisini heyecanlandırdığını söyleyen Erhürman, suyun elbette sonsuz, sınırsız bir kaynak olmadığını ancak bu ülkede yıllardan beri ortadan kaldırmayı başaramadıkları zihniyetin bu alanda da etkisini gördüklerini vurguladı. Türkiye’den gelen suyun denize aktığını belirten Erhürman, “kuyu açma izinlerinin plansız, hesapsız kitapsız dağıtımı devam ediyor, atık su arıtma tesislerinin yapılması gündeme bile gelmiyor, dahası birçok ülke için ekonomide girdi olan atık su bizim ülkemizde insan sağlığını tehdit ediyor” diye konuştu.
KTMMOB ZİHNİYET DÖNÜŞÜMÜ BAŞLATTI
Kaynağın sınırsız olmadığını bilmenin başka bir şey, bu bilginin gereğini yerine getirebileceğinize inanmanın ve yerine getirmenin başka şey olduğunu söyleyen Erhürman, KTMMOB’nin bu zihniyeti aşmak konusundaki önemli bir adımı iki yıl önce attığını belirtti. Erhürman sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu zihniyetin temsilcileri bize ‘biz yapamayız’ telkininde bulunur ve neden yapamayacağımızı anlatıp dururken, KTMMOB önce ‘biz yaparız’ dedi, ardından da nasıl yapabileceğimizi ortaya koydu. Üstelik bunu söylemekle yetinmedi, yaptı ve 15 kişilik bir teknik ekibi kendisi belirleyerek, bu ekip aracılığıyla Çamlıbel İçme Suyu Arıtma Tesisi’nde, Güzelyalı ve Geçitköy Pompa İstasyonu’da su sevkinin sürekliliğini sağladı. Burada altı çizilmesi gerekir ki KTMMOB’nin bu tavrı bir zihniyet dönüşümünün nüvelerini içinde barındırmaktadır. ‘Biz yapamayız… Bak sana neden yapamayacağımızı anlatayım’dan ‘Biz yaparız… Bak sana nasıl yapabileceğimizi anlatayım’a giden yoldur bu ve yalnızca su alanında değil, üretimde, ekonomide, turizmde, sağlıkta ve eğitimde de nasıl bir zihniyet dönüşümü gerçekleştirmemiz gerektiğini göstermektedir.”
TÜRKİYE’DEN GELEN SU DENİZE AKIYOR
Yıllarca hakim olan bu zihniyeti bir çırpıda dönüştürmenin mümkün olmadığına vurgu yapan Erhürman, bu zihniyetin temsilcilerinin şu anda Türkiye’den gelen suyun denize akmasına göz yumduğunu, kuyu açma izinlerini plansız, hesapsız kitapsız dağıttığını, atık su arıtma tesislerinin yapılmasını gündeme dahi almadığını dahası birçok ülke için ekonomide girdi olan atık suyun bizde insan sağlığını tehdit eder durumda olduğunu kaydetti. Erhürman, “Bilmeliyiz ki bu zihniyeti dönüştürme çabamızdan vazgeçersek yenileceğiz. Yenileceğiz ve yenildiğimizde yalnızca biz değil, Kıbrıslı Türkler olarak çok sevdiğimizi hep söylediğimiz, kendimizden daha fazla değer atfettiğimiz çocuklarımız, torunlarımız, gelecek kuşaklar kaybedecek. O nedenle, kendimiz için değilse bile onlar için kaldığımız yerden devam etmek zorundayız” dedi.
ÜLKESEL SU POLİTİKAMIZI OLUŞTURMALIYIZ
Bir an önce ülkesel su politikasının oluşturulması gerektiğine değinen Erhüman, yağmur sularının değerlendirilmesini, arıtma tesislerinin yapılmasını ve tarımsal üretimin su potansiyelinin dikkate alarak yeniden düzenlemesi gerektiği üzerinde durdu. Erhürman sözlerini şöyle tamamladı:
“Ben, bu toplantıyı bu konuda atılmış bir adım olarak değerlendiriyor ve heyecanla selamlıyorum. Artık bize neden yapamayacağımızı değil, nasıl yapabileceğimizi anlatanları dinleyeceğiz. Bilmenizi isterim ki aklımız da kulağımız da sizde”.