Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) yasası, meclisimizde İdari Kamu ve sağlık İşleri Komitesi’nin gündemindedir. Üzerinde uzun zamandır çalışılan bu yasa, ilk kez CTP’nin hükümette olduğu dönemde meclise gelmiş ve bir devlet üniversitesi olan DAÜ’nün demokratik ve özerk bir yapıya kavuşturulması hedeflenmişti.
Bu çalışma, meclisimizde temsil edilen tüm partilere mensup milletvekillerini katılımıyla oluşturulan geçici ve özel komite (Ad-Hoc) tarafından yürütülürken, hükümetin bozulmasının ardından oluşan azınlık hükümeti, yasa tasarısını revize ederek İdari Kamu ve Sağlık işleri Komitesi’ne havale etmeyi tercih etti.
Yasa tasarısının yeni şeklinde DAÜ’nün demokratik ve özerk bir yapıya kavuşmasını sağlayacak tüm düzenlemeler çıkarılmış ve adeta bir “devlet dairesi” olmasına yol açacak düzenlemelere yer verilmiştir.
Komitede devam eden çalışma süresince, tasarıda demokratik ve özerk yapıda bir üniversiteye engel oluşturan tüm düzenlemelerin ortadan kaldırılmasına ilişkin çok ciddi ve ısrarlı bir gayret ortaya koymuş olmamıza karşın, arzu edilen noktanın çok gerisinde kalındığının altı çizilmelidir. Yasama tatili öncesinde madde madde görüşülmesi tamamlanan tasarının oylamasına önceki günkü komite toplantısında bizim ret oyumuza karşın başlanmış bulunmaktadır.
DAÜ Yasası hakkında komiteye davetli olarak çağrılan DAÜ rektörlüğü ile DAÜ’de örgütlü sendikalar DAÜ-Sen ve DAÜ Bir-Sen, dile getirdikleri görüş ve taleplerinde hep özerk ve demokratik üniversite vurgusunda bulunmuşlardır. Dahası, DAÜ Senatosu, yasa tasarısında yapılması gereken değişiklikleri belirlemiş ve bu konuda çalışma yapan bir de komite oluşturmuştur. Bu komite çok ciddi bir çalışmayla önerilerini hazırlayarak Senato kararı olarak İdari Kamu ve Sağlık İşleri Komitesi’ne iletme aşamasında olduğunu bildirmiştir. Hal böyleyken, bizlerin ve DAÜ’nün gerçek sahipleri olan akademisyenlerle çalışanlarının taleplerine, hükümetin ve onu oluşturan partilere mensup milletvekillerinin kulak tıkaması kabul edilir değildir.
Ülkemizde bulunan üniversiteler arasında çok özel ve dünya üniversiteleri arasında da çok saygın bir yeri olan DAÜ’nün akademik mali ve idari bakımdan tam demokratik ve tam özerk bir yapıya kavuşması, yükseköğrenim alanındaki rekabet gücünü ve prestijini çok daha yukarılara taşıyabilecek bir fırsattır. Üstelik DAÜ’de en yetkili karar organı olan üniversite senatosunda bu konuda mutlak bir konsensüs varken bunun görmezden gelinmesi, DAÜ’ye verilebilecek zararların en büyüğü olacaktır.
Geçmişte, farklı zamanlarda ve farklı biçimlerde, kamuoyu gündemine sorunlarla gelen DAÜ, bugün kalite çıtasını yükseltmiş ve istikrara kavuşmuş bir kurum olarak Kıbrıs Türk Halkı’na gurur vesilesi olmaktadır. Bu durumda hükümete ve meclise düşen görev, DAÜ üzerindeki siyasi vesayeti ortadan kaldırmaktır. Biz meclis komitesinde, bu hedefe yönelik olarak ısrarlı gayretimizi sürdüreceğiz. Beklentimiz diğer komite üyelerinin ve bir devlet Üniversitesi olan DAÜ’nün parlak geleceğine inanç duyan tüm çevrelerin bu gayretlerimize destek olmasıdır.
Cumhuriyetçi Türk Partisi