Cumhuriyetçi Türk Partisi – Birleşik Güçler (CTP-BG) Cumhurbaşkanı adayı Dr. Sibel Siber, toplum liderinin en önemli görevinin halkı doğru bilgilendirmek olduğunu söyleyerek şeffaflık ilkesinin önemi üzerinde durdu. Halen 77-79 Doruk Anlaşmalarından beri müzakere masasındaki çözüm formülünün iki toplumlu, iki bölgeli, siayasal eşitliğe dayalı bir federasyon olduğunu belirten Siber, halka doğruları söylemenin önemine vurgu yaptı. Ortak metni imzalaması konusunda kendisine baskı yapıldığı anlamına gelen sözlerin halkımızda güvensizlik yarattığını söyleyen Siber, “Eğer masadaki çözüm modelini kabul etmiyorsanız bunu açıkça şeffaf bir biçimde halka açıklar, zorla hiçbir metne imza atmaz ve bu göreve talip olmazsınız” dedi. Bir milletvekili tarafından sürekli KKTC’nin tanınmasını talep etmemekle suçlandığını söyleyen Siber, buna çok şaşırdığını çünkü Türk tarafının halen bir tanınma tezi olmadığını bir milletvekili olarak bilmesi gerektiğini söyledi. Siber, Kıbrıs’ta çözüm modeliyle ilgili propaganda maksatlı net olmayan açıklamaların yanlış olduğunu, müzakere masasında federasyon için görüşüp, kahvede vatandaşlara farklı tezler anlatmanın doğru olmadığını söyledi.
CTP-BG Cumhurbaşkanı adayı Dr. Sibel Siber, dün akşam CTP-BG Akdoğan Ocak Örgütü’nü ziyaret ederek bölge insanıyla bir araya geldi ve cumhurbaşkanlığı adaylığı hakkında bilgi verdi. Siber’e ziyaret sırasında Akdoğan Belediye Başkanı Ahmet Latif, Mağusa İlçe Başkanı Erkut Şahali, Gazimağusa milletvekilleri Asım Akansoy, Ferdi Sabit Soyer, Arif Albayrak, Gazimağusa Belediyesi eski Başkanı Oktay Kayalp ve Gençlik Örgütü Mağusa İlçe üyeleri eşlik etti.
ÖRTÜLÜ ÖDENEĞİN ÖRTÜSÜ KALKACAK
CTP-BG Cumhurbaşkanı adayı Dr. Sibel Siber müzakerelerde başarıya ulaşabilmek için masadaki liderin uzlaşı kültürüne sahip olması ve çözüme inanması gerektiğini söyledi. Mevcut liderin müzakerelerde yaşanan krizle ilgili, Rum liderin masaya geri dönmesini sağlamak için hiç yurt dışına gitmediğini, temaslar yapmadığını ve yabancı basını davet edip brifingler vermediğini kaydeden Siber, bu sayede Kıbrıs Türk halkının sesinin dünyaya duyurulamadığını ifade etti. Cumhurbaşkanı olması halinde örtülü ödeneğin örtüsünü kaldıracağını ve her şeyi halka açık, hesap verilebilir bir şekilde paylaşacağını anlatan Siber, halka yönelik icraat yapmak, halkı daha iyiye daha güzele ulaştırmak için heyecan duymak gerektiğini vurguladı.
HELLİM KONUSUNDA AKTİF GİRİŞİM GİRİŞİM YAPMALIYDI
Kıbrıslı Rumların hellimin sadece Kıbrıs’ta üretilmesi konusunda Avrupa Komisyonu’nda talepte bulunduğunu hatırlatan Siber, bunun iyi bir gelişme olduğunu ancak Kıbrıslı Türklerin ürettikleri hellimin dünyaya ihraç edilebilmesi için Rum Tarım Bakanlığı’ndan onay almalarının talep edildiğini söyledi. Meclis Başkanlığı olarak Cumhurbaşkanı’ndan bu konuda bir girişim beklediklerini çünkü toplum lideri statüsüyle yurt dışında temas gerçekleştirebileceğini ancak bunun gerçekleşmemesinden dolayı kendilerinin BM’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Eide’ye mektup yazdıklarını aktaran Siber, “Bu karar onaylanırsa bizim için iyi olmaz. Çünkü hellim bizim ihracatımızın yüzde 25’ini oluşturuyor. Biz hellimimizi dünyaya satarken Rum Tarım Bakanlığı’ndan izin almamalıyız. Yeşil Hat Tüzüğü’ndeki gibi bir formül uygulanmalı” dedi. Eroğlu’nun bu konuda toplum liderliği statüsünü kullanarak temaslar gerçekleştirmesi gerektiğini kaydeden Siber, buna rağmen Eroğlu’nun sessiz kaldığını ve kendisinin Meclis Başkanı statüsüyle BM’ye mektup gönderdiğini ifade etti. Siber, “Toplum lideri, toplumu ilgilendiren konularda aktif, dinamik diplomasi yürütürse mutlaka halk yararına kazanım elde edilir” dedi.