Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Tufan Erhürman, beraberindeki heyetle Girne’de Türk Mahallesi, ARUCAD Üniversitesi ve Kıbrıs Türk Yardımsever Kadınlar Derneği’ni ziyaret etti. Erhürman ayrıca Girne Limanı’ndaki esnafla da bir araya gelerek sorunlarını dinledi. Gezilerinde Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine ilişkin vizyonunu yurttaşlarla paylaşan Erhürman, gerek Kıbrıs’ta gerekse Ortadoğu’da barış ve huzuru sağlamak için silkinip harekete geçilmesi gerektiğini vurguladı. Ülkenin içinde bulunduğu koşullardan dolayı herkesin endişe içerisinde olduğunu kaydeden Erhürman, Kıbrıs adasına çok yakın bölgelerde savaşlar yaşandığını, ada etrafında çıkan hidrokarbona herkesin sevinmesi gerekirken, bu kaotik ortamdan dolayı bunun ada halklarına endişe verdiğini dile getirdi.
“BÜYÜK GÜÇLERİN GÖZLERİ HİDROKARBON YATAKLARINDA”
Kıbrıs adası etrafında bulunan hidrokarbon yataklarından dolayı dünyadaki süper güçlerin gözlerinin Akdeniz’e kaydığını vurgulayan Erhürman, aktif bir dış politika izleyerek bu sorunları barışçıl yöntemlerle aşmaları gerektiğini söyledi. Tanınmamış olmanın verdiği dezavantajdan dolayı dış dünyayla temas kuramadıklarını ancak Cumhurbaşkanlığı makamının “Toplum Lideri” statüsüyle bu engeli aşabildiğini kaydeden Erhürman, “Bizim çok aktif ve hareketli olmamız lazım. Biz önümüzdeki dönemde hem içeride hem dışarıda çok hareketli ve geniş kadrolarla çalışacak bir cumhurbaşkanlığı hayal ederek aday olduk.” dedi.
“ÇOK BEDEL ÖDEDİK”
Erhürman sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Ülkede yaşadığımız endişelerimiz var. Kimliğimizi ve kültürümüzü çocuklarımıza aktarmak istiyoruz. Varlıklarımızı çocuklarımıza aktarmak için çok bedel ödedik. Bundan sonrasında da hep birlikte varlığımızı korumamız gerektiğini düşünüyoruz. Bununla ilgili yaşadığımız endişeleri aşmak için ekonomik olarak güçlü olmamız gerekiyor. Ama bu noktaya bir türlü ulaşamıyoruz. Bunun önündeki engelleri kaldırmak için Cumhurbaşkanlığı makamına çok ihtiyacımız var.”
“ÖNÜMÜZDEKİ YILLARI DA DÜŞÜNEREK HAREKET ETMELİYİZ”
“Sadece seçimi değil önümüzdeki yılları da düşünmemiz gerekiyor. Geçmiş nesiller çok zor şartlarda bu toplumun varlığını taşıyıp bugünlere getirdi. Ama bir taraftan da içimizde bir endişe var. Bizden sonra gelenler bu topraklarda yaşamayı mı, yoksa çekip gitmeyi mi seçecek? Ortak arzumuz dışarıda iyi eğitim görmüş gençlerimizin buraya dönüp bu kimliği yaşatmaya devam etmesidir.”