Siber, 32. Gün’e konuştu: Gerçek aktörler Kıbrıslı Türkler ve Rumlar, barışı bu iki halk yapacak

CTP-BG Cumhurbaşkanı adayı ve Meclis Başkanı Dr. Sibel Siber, bölgedeki senaryoları geçersiz kılacak, barışı ve çözümü gerçekleştirecek olanın Kıbrıslı Türkler ve Rumlar olacağını söyledi. “Gerçek aktör Kıbrıslılardır” diyen Siber, 2015 yılında çözüm olur mu sorusuna temkinli yaklaştı. Uluslararası toplumun Rum lidere masaya dönmesi konusunda baskı yapması çağrısında bulunan Siber, Kıbrıslı Türklerin varlığını sürdürmesi için verdiği mücadele ile dünyanın bir parçası olmayı hak ettiğini söyledi.

Siber, Türkiye’de 360 TV’de yayınlanan 32. Gün isimli programa konuk olarak değerlendirmelerde bulundu. Genel Yayın Yönetmeni Hilmi Hacaloğlu’nun, 2015 çözüm yılı olabilir mi, Syriza’nın başa gelmesi umutları artırdı mı, Nisan ayındaki seçimler müzakere masasında nasıl etki yapacak, tek sorun Barbaros gemisi mi gibi sorularını yanıtlayan Siber, Kıbrıslı Türklerin haklı davasını dünyaya anlatmak için aday olduğunu vurguladı.

2015 VE SONRASINDA KIBRIS
Değişen siyasi koşulların 2015’te çözümü getireceğine dair düşüncesi sorulan Siber, Kıbrıs sorununun yarım asırlık belki de dünyanın en uzun süren sorunlarından bir tanesi olduğunu söyledi. Siber, Kıbrıs’ın kuzeyinde izolasyon ve ambargo olduğunu, direkt uçuş ve ticaret yapılamadığını ve cennet gibi ülkemizde turist olmadığını söyledi. Bunların dezavantaj olduğunu vurgulayan Siber, futbol maçları yapılamadığını, kendi takımlarımız olduğunu ancak maç yapamadığımızı vurguladı. Kültürel faaliyetler alanında düzenlenen yarışmalara da katılamadığımızı belirten Siber, bunların Kıbrıs Türk halkının travmaları olduğunu kaydetti. Siber sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çok uzun yıllar mücadele eden, geçmişte gettolarda yaşanan ama umudunu bir an bile kaybetmeyerek varlığını sürdüren bir halkız biz ve işte bu günlere geldik. Şuan kurumsal bir varlığımız, devlet yapımız, demokrasimiz var ama biz dünyanın parçası olmak istiyoruz. 2004 Kıbrıslı Türkler için bir hayal kırıklığıydı, ezici çoğunlukla evet dedik ancak Rumlar ezici çoğunlukla hayır dedi. Rum liderlik halkını federasyon modeline hazırlamadı ve o dönemde yapılan negatif propaganda neticesinde halk hayır dedi. Çözüme bölge barışı için de ihtiyacımız var. Doğu Akdeniz kaynayan kazan, bu bölgede çözülememiş bir sorun, fitili ateşlenmeye hazır olan Akdeniz’de büyük risk oluşturuyor.”

BARBAROS BAHANE, ÇÖZÜM YERİ MASA
Rum lider Anastasiadis’in yeni bir aşamaya geçilecekken Barbaros Hayrettin Paşa gemisinin Kıbrıs açıklarında gezmesini bahane göstererek doğalgaz konusunda tek yanlı adımlar atmayı sürdürmesinin sıcak temas ihtimalini tetikler mi sorusunu yanıtlayan Siber, 11 Şubat’ta iki liderin ortak bir metne imza attığını, federasyon modelini, çözüme ihtiyaç olduğunu ve müzakerelere devam edeceklerini teyit ettiklerini, böyle bir şey beklemediğini söyledi. Rum liderin Navtex’i bahane ederek masadan kalktığını belirten Siber şöyle konuştu:
“Eğer bir kriz varsa çözüm yeri masadır. Bunun dışındaki durumlar başka krizler doğurur. Eğer anlaşma, uzlaşma için müzakere ediyorsanız Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tanınmış statüsünü kullanarak anlaşmalar yapmazsınız. Bu çözüm ruhuna aykırıdır. Hidrokarbonlar iki halkın ortak değeridir, ekonomik getirisidir. Bunu Rumlar da kabul ediyor ama ‘her şeyi biz yapacağız, sizin hakkınızı ayıracağız, çözümden sonra vereceğiz’ diyor. Hayır, biz sürece dahil olmak istiyoruz. Müzakerenin, görüşmenin yerini hiçbir şeyin alamayacağına inanıyoruz. Rum liderin masaya geri gelmesini bekliyoruz. Bu durumların ortaya çıkmasına önlem alınmalıydı. Burada uluslararası topluma da görev düşüyor. Masaya dön çağrısı yapılmalıdır. Önerimiz hidrokarbonlarla ilgili ortak bir komite kurulması ve görüşmelere paralel olarak komitenin çalışması. Yani hidrokarbonlar çözüm sürecine katalizör olsun, masayı dağıtacak etki yapmasın diyoruz.”

ÇÖZÜM HERKESİN YARARINA OLACAK
Kıbrıs sorununun bölgedeki devletlerarası anlaşmazlıklar nedeniyle mi sürüncemede kaldığını konusunda görüş belirten Siber, “Burada gerçek aktörler Türk ve Rum toplumudur, Türk ve Rum lideridir. Eğer iki halk, iki lider çözümün herkesin yararına olacağına inanıyorsa ve halkı bu yönde teşvik ederse, gerek medya gerek mikrofona yakın kişiler tarafından bu böyle yapılırsa o zaman tüm senaryolar geçersiz kalır. Çözümü yapacak olan iki halkın ta kendisidir” dedi.

AKTİF LİDERLİĞE İHTİYAÇ VAR
2004’te umutların tavan yaptığını ancak bu umudun yerle bir olmasının halkta travma yarattığını söyleyen Siber, Kıbrıs Türk halkının çok travmalar yaşadığını son olarak 11 Şubat’ta umutların yükselir gibi olduğunu ve masanın dağılmasıyla umutların yine çöküntüye uğradığını belirtti. “Ama biz umudumuzu canlı tutmak zorundayız” diyen Siber, savaş içinde yaşayan, açlıkla mücadele eden, demokrasisi olmayan ülkelerle kıyaslandığımızda iyi durumda olduğumuzu ama daha iyisine sahip olmak istediklerini söyledi. Siber, “Uluslararası toplumun bir parçası olmak istiyoruz. Yeni dönemde sesimizi daha çok duyuracak ve kazanımlar elde edeceğiz. Daha aktif, daha dinamik bir liderlikle, dış dünyayla temas eden bir başkanlık yürüteceğiz. Üst düzey temaslar yapıp, dış basını ülkemize getireceğiz” dedi.