CTP-BG Genel Başkanı, Türkiye-KKTC ilişkilerinde artık “Anavatan-Yavruvatan” söyleminin bir kenara bırakılması gerektiğini vurguladı

Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, kuzey Kıbrıs ve Türkiye arasındaki ideal ilişkinin iki devlet arasındaki ilişki biçimi şeklinde olması gerektiğinin altını çizdi ve artık “anavatan –yavruvatan” söyleminden vazgeçilmesi gerekiyor” diye konuştu.

CTP-BG Genel Başkanı, bu sabah Ada TV’de yayınlanan Nazar Erişkin’in sunduğu  “Günaydın Ada” programına katıldı. Kıbrıs sorunundan ülkedeki sosyal ve ekonomik konulara ve parti içi ilişkilere dair değerlendirmelerde bulunan Yorgancıoğlu, program başında yaptığı genel değerlendirmede ise ülkedeki genel tablonun pek de iyi olmadığına işaret etti.

“Bir yandan Kıbrıs sorunundaki tıkanıklık, diğer taraftan iktidarın tüm iddialarına rağmen ekonominin kötüye gittiği sinyalleri var” diyen Özkan Yorgancıoğlu, hükümetin daha önce kötü tabloyu ‘sendikaların çığırtkanlığı’ diye sunmaya çalıştığını ancak artık sadece sendikalar değil, iş çevrelerinin de kötü tabloyla ilgili aynı görüşü dillendirmekte olduklarını kaydetti.

UBP BAZI KONULARDA İRADESİ DIŞINDA DAVRANIYOR

CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, CTP-BG’nin katkılarıyla şekillenen Muhaceret Yasası’nda UBP’nin işbirliği gösterdiğine işaret ederken, bu tavrı her zaman göremediklerini de sözlerine ekledi. “Muhaceret Yasasında gösterdikleri tavrı, Sosyal Sigortalar Yasası ile ilgili de göstermelerini beklerdik” diye konuşan Yorgancıoğlu- buna karşın UBP meclis grubunun, tasarını ilgili komiteye gitmeden önce teknik komitede görüşülmesi konusunda varılan mutabakata rağmen doğrudan ilgili komiteye gönderme kararları üzerine CTP’li üyelerin toplantıyı terk ettiklerini anımsattı. Yorgancıoğlu, “Yani UBP bazen işbirliği yaparken bazen buna yanaşmıyor. UBP bazı konularda bazen esneyebiliyor ama bazen iradesi dışında davranıyor. Yani önüne bazı yasalar konduğunda ve ‘geçerse 13 maaş, aybaşı maaş olur’ gibi şartlar konmuş gibi davranıyor. Bu iş için irade, ondan da öte, kendi halkının geleceği için kaygı taşıması gerek ama beli ki UBP’de bu yok” saptamasında bulundu.

TC YARDIM HEYETİ ARTIK KALKMALI

Türkiye Cumhuriyeti Yardım Heyeti’nin artık sonlanmasına yönelik açıklamalarının sorulması üzerine, bunu doğrulayan CTP-BG Genel Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye Cumhuriyeti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine yardım yapıyor. Buna tabi ki müteşekkir olmalıyız ama nereye cami, nereye okul, nereye yol yapılacağına karar vermesi doğru değil. Bu heyetin görevi KKTC’nin ürettiği projeleri karşısında TC yardımlarının yerinde kullanılıp kullanmadığını denetlemek olmalı. Yani katkılar projelere verilmeli ve yerinde kullanılıp kullanılmadığı denetlenmeli. İş bazen o noktaya varıyor ki, kullanım yetkisi hükümet ve bakanda olması gerekirken, yardım heyeti mensupları imzalamazsa bir sonraki harcamalar sıkıntıya girer çekincesi var. Denetlesin ama günlük işleyişe müdahil olmadan. Bu artık yardım heyeti aracılığıyla olamaz çünkü inandırıcılığını yitirmiştir.

Belki ilk kurulduğu zamanda bizde ‘know how’ yoktu. Ama bugünün koşullarına göre bu iş yeniden oluşturulmalı. Artık KKTC’nin kurumları var planlama yapıyor. Bu ilişki biçimi kurulduğunda TC ile Kıbrıslı Türkler arasındaki ilişki biçimi de daha saygın olacak gerilim olmayacak.”

ANAVATAN-YAVRUVATAN SÖYLEMİ SON BULMALI

Türkiye, Kuzey Kıbrıs arasındaki “anavatan-yavruvatan” söyleminin de artık sonlanmasının gerekliliğine dikkat çeken CTP-BG Genel Başkanı “ilişki,  iki devlet arasındaki ilişki biçimi gibi olmalı. Anavatan-yavruvatan söylemi de son bulmalı. Bu sevgisizlikten kaynaklanmıyor” diyerek, devletlerarası ilişkilerde ana-evlat ilişkilerindeki duygusallığın beraberinde hatalar getireceğine işaret ederek, “oysa eşitler arası ilişki duygusallıktan çıkar somut koşulların ilişki biçimine dönüşür” diye konuştu.  

Yorgancıoğlu, her konu ve sorunun iki ülke arasında tartışılması gerekliliğinin de altını çizerken şöyle konuştu:

Bu tartışmalar, karşıtlar arası tartışmadan çok, iki dost arasındaki ilişki çerçevesinde yapılmalıdır. Bunu karşı tarafın yani hem UBP hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin algılaması gerekir.

Türkiye ile olan ilişkilere diğer Avrupa ülkeleri ile olan ilişkiler kadar değer vermelerine karşın,  Türkiye’deki seçimleri takip eden kurultaylar, ardından gelen Ortadoğu çalkantıları ve Arap baharının beraberinde getirdiği yoğunluk nedeniyle istendiği yoğunlukta ilişki oluşamadığını kaydeden Yorgancıoğlu, bu Ocak ayı başında Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri ile görüşmeler planlamaya çalıştıklarını kaydetti.

ÇIKMAZ DURUMUNDA KIBRIS Türk TARAFI SUÇLANACAK

Kıbrıs sorununa çözüm bulma amacıyla sürdürülen görüşmelerin geldiği nokta konusunda kaygıları olduğunu ifade eden CTP-BG Genel başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz, Sayın Eroğlu’na 2’nci Cumhurbaşkanı Talat’ın ulaştığı noktadan geri adım atmamasını hep telkin ettik. Bizim için BM’nin kritik noktalarından bir tanesi buydu. Biz de Sayın Eroğlu kadar yabancı diplomatlarla görüşüyoruz ve algılarının ne olduğunu biz de görüyoruz. Bu nedenle Ocak paketine sıkıca sarılmasını çok söyledik ama yanlış hamle yapıp paketin bütününden çapraz oyu alıp ‘karşıyım’ dedi. Yanlış yaptı, çünkü üzerinde anlaşışmış bir şeyi geri alırsanız karşı tarafa hamle şansı verirsiniz. Nitekim Karşı taraf da dönüşümlü başkanlığı geri aldı. Eğer Kıbrıs Türk tarafını yeniden suçlu sandalyesine oturmak istemiyorsak, eski konumumuza dönmeli ve paketin bütününü paket olarak düşünüp, ‘hepsini istiyorum’ demeli”

CTP-BG Genel Başkanı henüz doğrulatamadığı bir duyuma da işaret ederek,- buna göre Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Kıbrıs’ın kuzeyinde hiç Kıbrıslı Rum ve Rum malı istemediği bilgisini aldıklarını kaydetti ve “eğer böyleyse, çok yanlış bir yaklaşım. Sonuç olarak Kıbrıs Türk tarafı, %65oyla kabul ettiği Annan Planında kuzeyde Türklerin ağırlıklı çoğunluğa dayalı bir modeli kabul etmişti. ‘hiç Rum olmayacak, hiç Rum toprağı olmayacak yaklaşımı pişmiş aşa su katacaktır. Bunu bilen bir taraf olarak vazgeçerseniz tabi ki hedef gösterileceksiniz”.

Hükümetin tutumu ve yarattığı sorunlar nedeniyle insanların canını daha çok yakan konuyu birinci gündem yaptıklarını ve şimdiki durumda bunun ekonomik ve sosyal sorunlar olduğuna işaret eden Yorgancıoğlu, “ama Kıbrıs sorununda uzlaşmaz taraf Kıbrıs Türk tarafı gösterilirse, hepimizin canı daha çok yanacak. Kurabildiğimiz uluslar arası ilişkiler gerilecek, Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden satış riske girecek, daha bunun gibi birçok olumsuzluklar karşımıza çıkacak. Kıbrıs sorunu Ocak’a kadar çözülmez ama geriye dönüşü mümkün olmayacak anlamlı bir ilerleme bile Kıbrıs Türk tarafını ipten indirir” diye konuştu.

ERASLANIN EN SON KONUŞACAK KİŞİ

CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu’na programda, Eğitim Bakanlığı ve sendikalar arasındaki gerilimde sendikaları suçlayan KTOEÖS eski başkanı Adnan Eraslan’ın açıklamalarıyla ilgili görüşü de soruldu. Eraslan’ın kendisi sendika başkanıyken daha farklı davranmadığını anımsatan Yorgancıoğlu “dolaysıyla bu konuda söz ona düşmez” dedi. Uzlaşı için hem hükümet hem de sendikaların Ama hükümet uzlaşı için çaba göstermelerinin gerekliliğinin altını çizen Özkan Yorgancıoğlu, “Ama Bakan kendini neredeyse Tanrı ilan ederse, sendikalar nasıl uzlaşabilsin ki?” diye sordu.

Yorgancıoğlu, her zaman olduğu gibi haklı oldukları her konuda sendikaların yanında durmaya destek vermeye devam edeceklerini, ancak haklı görmedikleri konularda da oturup tartışacaklarını sözlerine ekledi.

Son zamanların tartışma konularından biri olan okullara imam-hatip, ilahiyat bölümleri konusunda da karşı oldukları yöndeki görüşlerini yineleyen CTP-BG Genel Başkanı, zaten bir üniversitede ilahiyat fakültesinin hali hazırda açılmış olduğuna işarete ederek, eğer ihtiyaç olduğu konusunda ısrar edilse bile bu fakültenin yeterli olacağını kaydetti. Bakanlığın söz konusu uygulamayı ders yılı ortasında başlattığına da dikkat çeken Yorgancıoğlu, yaklaşımın usul açısından da esas açısından da hatalı olduğunu vurguladı.

“BAĞIRMIYORUM DİYE…”

Program sonunda CTP-BG ile ilgili soruları da yanıtlayan CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, bazı dedikodu sütunlarında ileri sürüldüğü gibi parti içersinde huzursuzluk olmadığını kaydederek şöyle konuştu:

“Huzursuzluk yok. Eksikler var,  bazı konularda biraz farklı düşünce olduğundan onlarla ilgili karar üretme konusunda bazı sıkıntılar var ama partide farklı düşüncelerin varlığı zenginliğidir. Bizim siyasi tezlerimiz vardı. Kurultayın verdiği görev vardı 1 yıl içinde programı yapmak. Bizim MYK’mızda kararlaştırdığımız tarih uyarında 7 Ocak’ta program için atölye çakışması yapacak, program şekillendirecek ve Kıbrıs Türk halkı yararına yolumuza devam edeceğiz. “bazen “Yorgancıoğlu sessiz’ eleştirisi yapılıyor. Benim parti başkanlığına adayken yaptığım konuşmalarda gerek parti içinde gerekse Türkiye, Rum tarafı ve kendi toplumumuzda uzlaşıyı öne çıkarmıştım. Ancak eleştirimi yapıyorum.  TC Yardım Heyeti’nin kapatılması gerekliyse, bunu söylüyorum, ama bağırarak söylemiyorum. Mesele ‘Türkiye yanış yapıyor” demekse, bunu da söylüyorum. Ama eğer sertlikten anlayış yüksek sesle bağırmaksa tarzım değil. Yapmadım, yapmayacağım da.”

 

CTP Basın Bürosu