CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Bütün mesele, doğru planlamayla, doğru destekler ve teşviklerle tek tek yazılan başarı hikayelerini bu toplumun, bu halkın ortak başarı hikayesine dönüştürmekte. Nasıl ki sivil toplum örgütlerinin, üreticilerin, gençlerin, kadınların temsiliyet kabiliyetine sahip tüm kesimleri CTP listelerinde ele ele verdiyse, bütün mesele halk içinde tüm kesimlerin el ele vererek Kıbrıs Türk halkının başarı hikayesini birlikte yazmasını sağlamakta. CTP, halkın ortak başarı hikayesini yazacak” dedi. CTP milletvekili adayları bu akşam tanıtım şöleninde halkla buluştu. “Biz halkız, burada biz varız” sloganıyla çıkış yapan binlerce CTP’li salona sığmadı. Lefkoşa Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleşen etkinlikte açılış konuşmasını Genel Sekreter Erdoğan Sorakın yaptı. Ülkenin sevilen gruplarından RAST’ın sahne aldığı gecede barış şarkıları hep bir ağızdan söylendi. Genel Başkan Tufan Erhürman’ın katılımcılara seslendiği konuşmasının ardından milletvekili adayları tek tek sahneye davet edilerek tanıtıldı. Erhürman başkanlığındaki CTP’nin son bir yılda üreticilere ve toplumun tüm kesimlerine yaptığı ziyaretlerin yer aldığı sinevizyon gösterisi ve seçim müziği beğeni topladı. Partililer Erhürman ve kadrosunu dakikalarca ayakta alkışladı. Şölen havasında geçen etkinlikte gençler, “Başbakan Erhürman”, “Birlik, mücadele, dayanışma”, “CTP gelecek, düzen değişecek” sloganları attı.
ERHÜRMAN: BİR VAR OLUŞ PROGRAMIYLA ÇIKIYORUZ KARŞINIZA
Bu seçimin UBP-DP hükümetinin 20 aylık icraat döneminin ardından yapıldığını belirten Genel Başkan Tufan Erhürman, “Öyle bir icraat dönemi ki bırakın başka hükümetleri, hiçbir UBP’li hükümet döneminde dahi bu kadar çok hukuksuzluk, bu kadar çok adaletsizlik, bu kadar çok popülizm, bu kadar çok ciddiyetsizlik yapılmadı” dedi. Erhürman sözlerini şöyle sürdürdü:
“O nedenle 7 Ocak günü sandığa giderken, hiçbir yurttaşım, ben bunları görmedim, duymadım, bilmiyordum diyemez. Bu şartlar altında bu zihniyeti yeniden iktidara getirmek, ‘ben bu sistemin aynen devam etmesine onay veriyorum; 20 ayda ne yaptılarsa 5 yıl daha aynısını yapsınlar istiyorum’ demekten başka bir anlama gelmez. Ve aslında temel soru, ‘Kıbrıs Türk halkının haysiyetiyle, itibarıyla oynayan bu sistem 5 yıl daha devam etsin mi’ sorusudur. Ama biliyoruz ki bu sistem böyle devam ederse, 20 aydır bu yozlaşmış sistemin şahikası olduğunu kanıtlayan bu zihniyetin sahipleri 5 yıl daha iktidara gelme olanağını bulursa bu gemiyi yüzdürmemiz mümkün olmayacak. Yurt dışında eğitim görmüş gençlerimiz ülkeye dönmeyecek. Yurt içinde eğitim görmüş gençlerimiz yurt dışında yerleşmenin yollarını arayacak. Bu ülkeye adalet gelmeyecek. Şu anda her şeye rağmen üretmeye devam eden üreticilerimiz de üretmekten vazgeçecek. Ve hepsinin toplamında yıllardır bu adada var olabilmek için her türlü bedeli ödemiş Kıbrıs Türkler, bu topraklara tırnaklarını geçirmeye çalışan bu halk yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. O yüzdendir ki, adı “Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Programı” da olsa, aslında bir var oluş programıyla çıkıyoruz karşınıza. Var olmak, var kalmak için ekonomik ve sosyal açıdan kalkınmaktan başka şansımız olmadığı bilinciyle hazırladığımız bir programdır bu. Bu ülkede en çok bizim arzuladığımız, gerçekleşsin diye en çok bizim uğraştığımız ve uğraşmaya devam edeceğimiz federal çözüm gerçekleşene kadar da, gerçekleştikten sonra da, haysiyetimizle, adil bir düzende, hak ettiğimiz insan onuruna yaraşır kamu hizmetlerini almamızı sağlayacak bir program.”
ÖZGÜRGÜN’ÜN DERDİ BİR ŞEY YAPMAK DEĞİL BİR ŞEY OLMAK
“Bizim hayallerimiz var. Biz bu ülke için bu halk için bir şeyler yapalım diye soktuk ellerimizi taşın altına. Ama sanmayın ki onların hayalleri yok. Onların da hayalleri var. Onların hayallerini koltuklar, makamlar süslüyor. Biz bir şey yapmayı hayal ederken, onlar bir şey olmayı hayal ediyor. Onun için değil midir ki gelin televizyona çıkalım, halka hayallerimizi, ne yapmak istediğimizi anlatalım dediğimizde kaçıyorlar. Bana brifing vermeyecekmiş Sayın Özgürgün. Neyin brifingini verecekti ki? Bu halka dair, bu ülkeye dair zerre gailesi olmayanlar neyi anlatabilirler? Çıkıp da bizim hayalimiz başbakan olmaktır mı diyecekler? Çatlasalar da patlasalar da bu düzen değişecek! Onun için geçiyoruz artık bunları ve önümüze bakıyoruz. Hayallerimiz büyük sevgili yoldaşlarım. Ama inanın ki bu ülkenin, bu halkın potansiyelinden, bu ülkeye, bu halka duyduğumuz sevgiden daha büyük değil. Potansiyelimiz var. İnsanlarımız her şeye rağmen, en zor koşullarda, ülkenin dört bir yanında üretmeye devam ediyorlar. Bütün mesele, doğru planlamayla, doğru destekler ve teşviklerle tek tek yazılan başarı hikayelerini bu toplumun, bu halkın ortak başarı hikayesine dönüştürmekte. Nasıl ki sivil toplum örgütlerinin, üreticilerin, gençlerin, kadınların temsiliyet kabiliyetine sahip tüm kesimleri CTP listelerinde ele ele verdiyse, bütün mesele halk içinde tüm kesimlerin el ele vererek Kıbrıs Türk halkının başarı hikayesini birlikte yazmasını sağlamakta. Umut işte tam da burada. Böyle diyoruz ya… Büyük bir endişeyle dikiliyorlar karşımıza ve “umut yok” diyorlar. Ne demek umut yok! Ne demek gelecek yok! Ne demek yapamayız. Biz halkız. Biz buradayız. Bütün kalbimizle inanıyoruz. Çalışır, yaparız…”