Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Tufan Erhürman, Güzelyurt Sanayi Bölgesi’ni, Güzelyurt Tapu Dairesi’ni ve bölge esnafını ziyaret etti. Ziyaretlerinde konuşan Erhürman, Cumhurbaşkanlığı’nın her zaman müzakerecilik makamı olarak düşünüldüğünü ama artık Cumhurbaşkanlığı’nın diğer konulara da el atması gerektiğini söyledi.
“BİR AN ÖNCE ÇÖZÜM OLSUN İSTİYORUZ”
Erhürman konuşmasına şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanlığı hep müzakerecilik makamıdır diye düşünüldü bugüne kadar. Biz bir an önce çözüm olsun istiyoruz. Bir an önce çözüm olsun diye de elimizden gelen her türlü çabayı göstermemiz lazım. Ne yapmamız gerektiği belli, Cumhurbaşkanlığı Seçimi biter bitmez, bir 5’li konferansa gitmemiz lazım. O 5’li konferansa iş olsun diye gitmememiz lazım. Herkesle önceden konuşup, tarafların orada ne yapacağını bilmemiz lazım ki gerçekten çözüm amacıyla oraya gidelim. 2004’te çözüm amacıyla sandığa gittik, oy verdik, olmadı. 2017’de Crans Montana’ya da çözüm amacıyla gittik, elimizden geleni yaptık, olmadı. Bu defa da olmayabilir, bir ihtimaldir. Olmazsa ne olacağı meselesi de bizim için çok önemlidir. O nedenle diyoruz ki Cumhurbaşkanlığı artık sadece müzakerecilikten ibaret bir makam olarak kalmasın. Dışarıyla temaslarda çok daha aktif olsun. AB’de bizim hala Doğrudan Ticaret Tüzüğü sorunumuz var, Yeşil Hat Tüzüğü sorunumuz var. Sporcularımız hala uluslararası müsabakalara katılamıyor.”
“MÜZAKERELER YOKSA CUMHURBAŞKANLIĞI’NIN İŞİ YOK GİBİ ALGILANIYOR”
“Türkiye’yle ekonomik ve mali ilişkilerimizde hiç de arzu etmediğimiz bir noktaya geldi. Eskiden ‘Türkiye Cumhuriyeti’nden para gelir’ denirdi, şu anda para geldiği yok. Bizim Türkiye Cumhuriyeti’yle tekrar oturup konuşmamız lazım. En azından şunu bilmemiz lazım, gelmeyecekse bilelim. Düşünün ki 2020 Bütçesi 550 milyon TL açıkla hazırlandı ama Türkiye’den 1 milyar 400 milyon geleceği varsayımıyla. Yani o para gelmediği takdirde bizim 2020’deki açığımız 2 milyar TL’dir. Bu 2 milyar TL açık ihtimali, şu anda Koronavirüs’ten dolayı turizmdeki gelirlerin hepsinin iptal olması ve Güney’den kapıların da kapanmasıyla oradan buraya gelen ekonomik akış durmuş demektir. 2020 bizim için ekonomik anlamda bir karabasan yılı olmaya aday. Bütün bu koşullar altında Cumhurbaşkanlığı’nın bu işlerin gailesini çekmesi gerekiyor artık. Eğitimde biz 10 sene öncesine göre daha geriye gidiyoruz. Sağlıkta daha geriye gidiyoruz. Ekonomide daha geriye gidiyoruz. Turizmde sorunlar yaşıyoruz. Ama Cumhurbaşkanlığı sadece müzakerecilik yapacak diye düşünüyoruz. Müzakereler yoksa ne yapacak? Müzakereler yoksa Cumhurbaşkanlığı’nın işi yok gibi algılanıyor. Öyle değil. Cumhurbaşkanlığı’nın Anayasa’da pek çok yetkisi var. İçinde bulunduğumuz bu sorunların aşılması için Cumhurbaşkanlığı makamının bu yetkilerini kullanması lazım.”
“BEN SEÇİLİRSEM KADROLARI SADECE CTP’DEN KURMAYACAĞIM”
“Koronavirüs bugün adına birinci gündem maddemiz. Biz bekliyoruz ki Cumhurbaşkanı bu konuyla ilgili Bakanlar Kurulu’na başkanlık etsin. Bu konudaki verilerin bir kısmı aslında Cumhurbaşkanlığı’nın elinde. Çünkü Birleşmiş Milletler’den, Güney Kıbrıs’tan o veriler geliyor. Bu taraftaki verilerle onların birleşmesi ve doğru tedbirleri almamız lazım. Biz hala BM’yi ikna edemiyoruz. İçeride de kaos yaşıyoruz. Öyle bir dönem ki önümüzdeki 5 yıl, Cumhurbaşkanlığı’nın hem Kıbrıs Sorunu’nun bir an önce çözümü için hem çözülmediği koşullarda dışarıda haklarımızı çok daha yoğun bir şekilde talep etmek için hem de artık içeride biraz öncülük, liderlik yapması için çok yoğun çalışması gereken bir dönem. Sayın Cumhurbaşkanı’nın şu anki görev süresi içinde ülkede 5 başbakan değişti. 5 yılda 5 başbakan değişirse, o hükümetlerden orta ve uzun vadeli işler bekleyemezsiniz. Bu hükümetler böyle devam ettiği zaman bu işleri çözmek için tek istikrarlı makam olan Cumhurbaşkanlığı devrede olmalı. Bunun için de Cumhurbaşkanlığı’nda geniş kadroların olması lazım. Ben seçilirsem o kadroları sadece CTP’den kurmayacağım. Ne kadar potansiyeli olan insanımız varsa, orada devrede olmalıdır ki biz bu sıkıntılı dönemleri aşalım.”