Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, “Koltuğu bırakmayız” diyen Başbakan İrsen Küçük’e ekranlardan seslendi:

Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, halkı ve sorunlarını algılamadığını vurguladığı UBP Hükümetinin Başbakanı İrsen Küçük’ün “koltuğu bırakmayız” şeklindeki açıklamasına, “zaten siz bırakmayacaksınız, koltuğu sizin altınızdan alacaklar” diye seslendi.
CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, bugün (1 Şubat Çarşamba) Genç TV’de Gökhan Altıner’in hazırlayıp sunduğu Manşet programına katılarak gündemle ilgili yorumlarını seyircilerle paylaştı.
CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, UBP hükümetinin halk ve sivil toplum örgütleriyle diyalogunun kopuk olduğunu, halkın sorunlarını algılamadığını kaydetti. Yorgancıoğlu, Halk arasında “faiz yasası” diye bilinen yasanın CTP-BG’nin ortaya koyduğu çekincelerle aynı nedenle Cumhurbaşkanlığından geri dönmesinin, elektrik grevinin ilk günden çözülmemesinin altında hükümetin bu yaklaşımının olduğunu vurguladı.
Hükümeti, insanları dinlemeye, empati kurmaya ve sorunları bu yolla algılamaya davet eden CTP-BG Genel başkanı, “bunu yapacağına reddediyor ve görüşmüyor. O zaman tüm toplumsal kesimler de ona karşı bir hareket başlatır. Başbakan gazetelere verdiği demeçte ‘koltuğu terk etmeyiz’ diyor. Zaten siz bırakmayacaksınız, koltuğu sizin altınızdan alacaklar”. Dedi.
TOPLUMSAL VAROLUŞ HAREKETİ TÜM KESİMLERİ KUCAKLAMALI
Toplumsal Varoluş Hareketi’nin başlattığı eylemlerle ilgili de konuşan Özkan Yorgancıoğlu, hareketin kısa sürede başarıya ulaşması için mümkün olduğunca geniş kitleleri kucaklaması gerektiğini vurguladı. “Hedefi daraltmak için söylemleri keskinleştirir, ya da kendi ideolojik söylemleriniz doğrultusunda yaparsanız kapsam daralır” diye konuşan CTP-BG Genel Başkanı, her örgüt ve kuruluşun kendi ayrı görüşünün olabileceğini ancak toplumu kucaklaması gereken bu tür hareketlerde bu görüşlerini dolaba kilitlemeleri gerektiğini söyledi. Yorgancıoğlu, halen devam etmekte olan Toplumsal Varoluş Hareketi’nin eylemlerinde ortak paydanın hükümete yönelik ve onunla sınırlı olan bir yanı olması gerektiğini vurguladı.
Yorgancıoğlu, alanın geniş tutulup örgütlenmeyi iyi kotarabilmeleri durumunda harekete sanayiciler ve işadamlarının da gelebileceğini ifade ederek,  “Bu eğer toplumsal varoluş ise, taraflar birbirlerine emek ya da sermaye düşmanı tanımlamalarında bulunmamalı” dedi.
Sendikalar ve partilerin hareketleri ve birbirlerine yaklaşımları ile ilgili değerlendirmesi sorulan CTP-BG Genel Başkanı, muhalefet olmanın ayrı, ayrı siyasal, kurumsal bir yapıya sahip olmanın ise ayrı bir şey olduğuna işaret etti. Yorgancıoğlu, “önemli olan bu süreçlerde ortak hedefler için farklılıkları bir kenara bırakabilme becerisini göstermektir. Başaramazsanız sıkıntı yaşanır bedelini de halk öder. Hassas olunması gereken nokta, her siyasal patinin diğerinin farklı yanlarını saygıyla karşılamasıdır. Biz, halkın çıkarına olduğuna inandığımız konuların planını yaparız gerisi herkesin kendi yolu, tercihi olur. Biz 7 Ocak’ta bir çalıştay yaptık verilerini topluyoruz. Geçenlerde sivil toplum örgütlerine algı ve beklentilerini almak için yazılar gönderdik yanıtlarını bekliyoruz. Son zamandaki gelişmelerin yoğunluğu, Greentree, elektrikteki grev süratimizi biraz azaltmıştı ama şimdi süratimize kavuştuk. Uluslar arası ilişkileri en gelişmiş olan, Kıbrıs sorununun çözümünde hükümetten de Eroğlu’ndan da aktif kullanıp uluslararası ilişki geliştiren partiyiz. Bu ilişkilerde bizden daha hareketli parti olduğunu sanmıyorum” diye konuştu.
CTP-BG’nin 2’nci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la olan ilişkileri ve Talat’tın “CTP Genel başkanı Olmam ama parti görev verirse Cumhurbaşkanlığına aday olurum” şeklindeki açıklamaları ile ilgili yorumunun sorulması üzerine CTP-BG Genel Başkanı Yorgancıoğlu, partinin Talat’la olan ilişkilerinin iyi olduğunu kaydederek şöyle konuştu: 
“Bu konuları konuşuyoruz. Günü geldiğinde değerlendireceğiz. Sayın Talat’ın cumhurbaşkanlığı konusunda deneyimi var. Kendi de isterse -en azından benim dönemimde- birinci tercih, Talat olur.”
HÜKÜMET DURUMLARIN FARKINDA DEĞİL
Güzelyurt esnafının kendi ayaklarının üzerinde durmaya başlayana kadar resen vergiden muaf tutulmalarıyla ilgili talebini de programda yorumlayan Yorgancıoğlu, esnafın bu şikâyetine karşılık Maliye Bakanı Ersin Tatar’ın Güzelyurt esnafına resen vergi gitmediğini iddia ettiğini hatırlattı ve şöyle konuştu: “Bu, ciddiyetsizlik. Bir bakan, meclis kürsüsünde ‘biz resen vergi göndermiyoruz’  derse, doğru söylemiyor Esnaf neden yalan söylesin. Durumları kötü ama hükümet bunun farkında değil”
Gerek Güzelyurt, gerekse Karpaz’da yoksulluk ve sorunların oldukça fazla olduğuna da işaret eden CTP-BG Genel Başkanı, bu sorunların sebep sonuçlarını bulup ortadan kaldırmak için proje üretmek gerektiğinin üzerinde durdu. Yorgancıoğlu, “İnsanlar gelmese konu Sayın Başbakanın gündeminde mi olacaktı? Biri bağırırsa gündeme alacak, bağırmazsa haberi olmayacak. Bu doğru bir yaklaşım değil” dedi.
CTP’nin hükümet olduğu dönemde ODTÜ’den başlayıp Yeşilyurt’a – kadar olan sahil hattının turizm bölgesi olması için proje hazırladığını da anımsatan Yorgancıoğlu, bölgede askeri birlik olması nedeniyle sıkıntı yaşandığını kaydederek,  “bana göre ülke ekonomisinin önüne hiçbir şeyin geçmemesi lazım. Bu, askeri birliklerin konumlandığı yerler olsa bile. Onlar değişebilir ama ülke ekonomisinin hepsinin üstünde olması gerekir. Aksi takdirde orada başka türlü bir yatırım olmaz” dedi.
İMAM-HATİP VE DİNİ EĞİTİM
CTP-BG genel başkanı, İslami yapılanmada görülen hareketliliğin toplumda yarattığı huzursuzlukla ilgili bir soru üzerine ise “herkesin dini ve vicdani özgürlüğü olduğunu düşünürüm ama bunu bir eğitimi olacaksa bu okullarda olmalı ve din bilgisi adı altında olmalı diğer dersler yanında seçmeli bir ders olmalı” yanıtını verdi.
Hedeflenenin sadece din eğitimine yönelik olması durumunda bunun 18 yaştan sonra, yani insanların kendi tercihi oluştuktan sonraki koşullarda verilmesi gerektiğine inandığını kaydeden Yorgancıoğlu, şöyle konuştu:
Örneğim, İlahiyat Fakültesi açıldı. Karşı çıkıldı mı? Yok? Böyle olmalı, öbür türlüsü sıkıntılı olur. Özellikle Haspolat’taki liseyle ilgili olarak Eğitim Bakanlığı KKTC ihtiyaç tespiti yapmadı. Bu alanda ihtiyaç karşılayacak insanların ilahiyattan mezun olması kaliteyi sağlamaz mı? Ayrıca dünyanın hangi yerinde eğitim dönemi başladıktan 4 ay sonra okula ilave ders konduğu görülmüş? Bunlar toplumun olumsuz düşünmesini tepki göstermesini ortaya çıkaran nedenler”.
Bugün 4 aydır burs parası alamayan öğrencilerin eylem yaptığına da işaret eden Yorgancıoğlu, “Hükümet çok suçlu. Para yok der sonra Amme Hizmetleri Komisyonu dışında 700 kişiyi istihdam eder. Eğer böyle sıkıntı varsa, adam istihdam etmezsiniz. Veya burslar ihtiyaç alanlarına göre verilir. O zaman kimse sizi neden burs parasını vermediniz diye eleştirmez. Hükümet bu konuda da ikiyüzlü davrandı.
“MÜDAHALELER AKÇA DÖNEMİNDE BAŞLAMADI”
CTP-BG Genel Başkanı programda son olarak Türkiye ile ilişkiler ve TC Lefkoşa Büyükelçisi’nin –tepkilere yol açan söylemlerini değerlendirdi. Dileklerinin Türkiye olan ilişkilerin devletten devlete iki eşit taraf arasındaki ilişki biçimi temelinde olması olduğunu kaydeden Yorgancıoğlu, özetle şunları söyledi:
“bu, Kıbrıs Türk halkı ile Türkiye arasındaki algıyı da pozitif etkiler. Ama bu sadece şimdiki Büyükelçi ile başlamadı. Geçmişte bu ülkeye görevlendirilmiş insanların çoğu, bu ülke siyasetine müdahil oldu. Ahmet Mithat Berberoğlu’dan Türkiye Cumhuriyeti Elçiliği aracılığıyla cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmesi istenmişse, aynı şekilde Dr. Küçük konusunda da etken olunmuşsa, bu Kıbrıs Türk halkı da bir algı yaratır ve bir sorundur. 90’da elçilik, kolordu görevlisi köy köy gezip ‘DMP’ye değil UBP’ye oy verin demişse, bu da bir algı yarattı. Bu ilişkiler artık normale döndürülmeli. Bu konular TC-KKTC heyetleri masaya oturduğunda konuşulmalı. Kamuya deklare edildiğinde, halkın kişiliğine yönelik bir saldırı oluşturulur.  Ben ‘elçi doğru ya da yanlış dedi’ demiyorum. Bu ayrı bir tartışma konusu ki yanlışlar çok. Esas yanlış olan bunu yüksek sesle kamuya yönelik söylemesi.
Onun için ekonomi, devlet kurumları, kamu yönetimi yeniden yapılandırılmalı. Ama bunu kendimiz yapmalıyız. Kendimiz yapmadığımız sürece birileri talep eder. Sıkıntı, buradaki hükümetin bunları yapmamasıdır. Hükümet tüm bunlarla ilgili proje üretir ve gidip proje ve hedefleri ve gerekenleri anlatırsa, pazarlık oradan ama bizim yaptığımız proje üzerinden başlar.”
Son zamanlarda Türkiye gümrüklerinden içeri giremeyen Kuzey Kıbrıs ürünleri ile ilgili de konuşan Yorgancıoğlu, KKTC önüne usulle ilgili mazeretler sürüldüğüne işaret ederek, “Şimdi Türkiye Cumhuriyeti’ diyor ki ‘mevzuata uygun değil’. Bir sürü gerekçe sayabilir. Bunlardan birisi de Türkiye’nin AB ile gümrük birliğinde olmasına karşın KKTC’nin olmaması. İşte O zaman lütfen hiçbir Türkiye Cumhuriyeti yetkilisi Avrupa’ya, ‘Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonu kaldırın’ dememeli çünkü aynısını yapıyorlar” dedi.

CTP Basın Bürosu