Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Filiz Besim, Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken, ülkenin içinde bulunduğu çevre felaketine dikkat çekti. Besim, AB fonlarıyla yapılan ve 30 yıl ömrü olması gereken Güngör Katı Atık Tesisi'nin, yönetim beceriksizliği yüzünden "vahşi depolama alanına" döndüğünü ve halk sağlığını tehdit ettiğini söyledi.

"30 yıllık tesis, beceriksizliğiniz yüzünden çöktü"
2013 yılında AB standartlarında kurulan Güngör Katı Atık Merkezi'nin, ayrıştırma yapılmaması ve ara istasyonların çalıştırılmaması nedeniyle iflas ettiğini belirten Besim, hükümete sert yüklendi.

"Bize bu yıl ihaleye çıkılacağını ve Güngör'ün kurtarılacağını söylemiştiniz. Yıl bitti, hani ihale? Modern bir tesis olması gereken yeri, Dikmen çöplüğüne, vahşi depolama alanına çevirdiniz. İçişleri Bakanlığı'nın bu kapasiteye sahip olmadığı ortada, Çevre Dairesi ile yetki karmaşası yaşanıyor, bedelini halk ödüyor."

"Ülke ‘çöp imparatorluğuna' döndü: 60'tan fazla vahşi çöplük var"
Kuzey Kıbrıs'ın her yanının çöplüklerle sarıldığını vurgulayan CTP Milletvekili, korkutucu tabloyu şöyle özetledi: "Bu ülke artık bir 'Çöp Ülkesi' haline geldi. Geçen yıl 50 demiştim, bu yıl sayı 60'ı geçti. Belediyeler yer bulamadığı için dere yataklarına, ara sokaklara çöp döküyor. Turizm ülkesi iddiasındaki bir adaya bu görüntüler yakışıyor mu?"

"Güngör yanıyor, çocuklarımız zehir soluyor"
Hekim kimliğiyle uyarılarda bulunan Filiz Besim, yanan çöplerin yarattığı sağlık riskine dikkat çekti.

"Güngör ve diğer vahşi çöplükler sürekli yanıyor. Sadece görünen ateş değil, içten içe yanan çöpler havaya zehirli gazlar, toksik elementler yayıyor. Çocuklarımız, yaşlılarımız, kalp ve akciğer hastalarımız bu zehri soluyor. Bu sadece bir çevre sorunu değil, ciddi bir halk sağlığı krizidir."

"Nüfusu bilmediğiniz için çöpü de yönetemiyorsunuz"
Konuşmasının başında genel sorunlara da değinen Besim, "Nüfusu bilmediğiniz için ne eğitimi, ne sağlığı ne de atık yönetimini planlayabiliyorsunuz. Güvenlik, yurttaşlık ve kaçak yaşam sorunları da bu plansızlığın sonucudur" ifadelerini kullandı. 7:26

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Filiz Besim, Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken, ülkenin içinde bulunduğu çevre felaketine dikkat çekti. Besim, AB fonlarıyla yapılan ve 30 yıl ömrü olması gereken Güngör Katı Atık Tesisi'nin, yönetim beceriksizliği yüzünden "vahşi depolama alanına" döndüğünü ve halk sağlığını tehdit ettiğini söyledi.

"30 yıllık tesis, beceriksizliğiniz yüzünden çöktü"
2013 yılında AB standartlarında kurulan Güngör Katı Atık Merkezi'nin, ayrıştırma yapılmaması ve ara istasyonların çalıştırılmaması nedeniyle iflas ettiğini belirten Besim, hükümete sert yüklendi.

"Bize bu yıl ihaleye çıkılacağını ve Güngör'ün kurtarılacağını söylemiştiniz. Yıl bitti, hani ihale? Modern bir tesis olması gereken yeri, Dikmen çöplüğüne, vahşi depolama alanına çevirdiniz. İçişleri Bakanlığı'nın bu kapasiteye sahip olmadığı ortada, Çevre Dairesi ile yetki karmaşası yaşanıyor, bedelini halk ödüyor."

"Ülke ‘çöp imparatorluğuna' döndü: 60'tan fazla vahşi çöplük var"
Kuzey Kıbrıs'ın her yanının çöplüklerle sarıldığını vurgulayan CTP Milletvekili, korkutucu tabloyu şöyle özetledi: "Bu ülke artık bir 'Çöp Ülkesi' haline geldi. Geçen yıl 50 demiştim, bu yıl sayı 60'ı geçti. Belediyeler yer bulamadığı için dere yataklarına, ara sokaklara çöp döküyor. Turizm ülkesi iddiasındaki bir adaya bu görüntüler yakışıyor mu?"

"Güngör yanıyor, çocuklarımız zehir soluyor"
Hekim kimliğiyle uyarılarda bulunan Filiz Besim, yanan çöplerin yarattığı sağlık riskine dikkat çekti.

"Güngör ve diğer vahşi çöplükler sürekli yanıyor. Sadece görünen ateş değil, içten içe yanan çöpler havaya zehirli gazlar, toksik elementler yayıyor. Çocuklarımız, yaşlılarımız, kalp ve akciğer hastalarımız bu zehri soluyor. Bu sadece bir çevre sorunu değil, ciddi bir halk sağlığı krizidir."

"Nüfusu bilmediğiniz için çöpü de yönetemiyorsunuz"
Konuşmasının başında genel sorunlara da değinen Besim, "Nüfusu bilmediğiniz için ne eğitimi, ne sağlığı ne de atık yönetimini planlayabiliyorsunuz. Güvenlik, yurttaşlık ve kaçak yaşam sorunları da bu plansızlığın sonucudur" ifadelerini kullandı.

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLlBHYmg4VXZKRVZV
Cumhuriyetçi Türk Partisi 2.5K

Besim: "Memleketi çöp ülkesine çevirdiniz! Güngör zehir saçıyor, ihale sözünüz ne oldu?"

12 Aralık 2025 22:24

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Filiz Besim, Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken, ülkenin içinde bulunduğu çevre felaketine dikkat çekti. Besim, AB fonlarıyla yapılan ve 30 yıl ömrü olması gereken Güngör Katı Atık Tesisi'nin, yönetim beceriksizliği yüzünden "vahşi depolama alanına" döndüğünü ve halk sağlığını tehdit ettiğini söyledi.

"30 yıllık tesis, beceriksizliğiniz yüzünden çöktü"
2013 yılında AB standartlarında kurulan Güngör Katı Atık Merkezi'nin, ayrıştırma yapılmaması ve ara istasyonların çalıştırılmaması nedeniyle iflas ettiğini belirten Besim, hükümete sert yüklendi.

"Bize bu yıl ihaleye çıkılacağını ve Güngör'ün kurtarılacağını söylemiştiniz. Yıl bitti, hani ihale? Modern bir tesis olması gereken yeri, Dikmen çöplüğüne, vahşi depolama alanına çevirdiniz. İçişleri Bakanlığı'nın bu kapasiteye sahip olmadığı ortada, Çevre Dairesi ile yetki karmaşası yaşanıyor, bedelini halk ödüyor."

"Ülke ‘çöp imparatorluğuna' döndü: 60'tan fazla vahşi çöplük var"
Kuzey Kıbrıs'ın her yanının çöplüklerle sarıldığını vurgulayan CTP Milletvekili, korkutucu tabloyu şöyle özetledi: "Bu ülke artık bir 'Çöp Ülkesi' haline geldi. Geçen yıl 50 demiştim, bu yıl sayı 60'ı geçti. Belediyeler yer bulamadığı için dere yataklarına, ara sokaklara çöp döküyor. Turizm ülkesi iddiasındaki bir adaya bu görüntüler yakışıyor mu?"

"Güngör yanıyor, çocuklarımız zehir soluyor"
Hekim kimliğiyle uyarılarda bulunan Filiz Besim, yanan çöplerin yarattığı sağlık riskine dikkat çekti.

"Güngör ve diğer vahşi çöplükler sürekli yanıyor. Sadece görünen ateş değil, içten içe yanan çöpler havaya zehirli gazlar, toksik elementler yayıyor. Çocuklarımız, yaşlılarımız, kalp ve akciğer hastalarımız bu zehri soluyor. Bu sadece bir çevre sorunu değil, ciddi bir halk sağlığı krizidir."

"Nüfusu bilmediğiniz için çöpü de yönetemiyorsunuz"
Konuşmasının başında genel sorunlara da değinen Besim, "Nüfusu bilmediğiniz için ne eğitimi, ne sağlığı ne de atık yönetimini planlayabiliyorsunuz. Güvenlik, yurttaşlık ve kaçak yaşam sorunları da bu plansızlığın sonucudur" ifadelerini kullandı.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Filiz Besim, Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken, ülkenin içinde bulunduğu çevre felaketine dikkat çekti. Besim, AB fonlarıyla yapılan ve 30 yıl ömrü olması gereken Güngör Katı Atık Tesisi'nin, yönetim beceriksizliği yüzünden "vahşi depolama alanına" döndüğünü ve halk sağlığını tehdit ettiğini söyledi.

"30 yıllık tesis, beceriksizliğiniz yüzünden çöktü"
2013 yılında AB standartlarında kurulan Güngör Katı Atık Merkezi'nin, ayrıştırma yapılmaması ve ara istasyonların çalıştırılmaması nedeniyle iflas ettiğini belirten Besim, hükümete sert yüklendi.

"Bize bu yıl ihaleye çıkılacağını ve Güngör'ün kurtarılacağını söylemiştiniz. Yıl bitti, hani ihale? Modern bir tesis olması gereken yeri, Dikmen çöplüğüne, vahşi depolama alanına çevirdiniz. İçişleri Bakanlığı'nın bu kapasiteye sahip olmadığı ortada, Çevre Dairesi ile yetki karmaşası yaşanıyor, bedelini halk ödüyor."

"Ülke ‘çöp imparatorluğuna' döndü: 60'tan fazla vahşi çöplük var"
Kuzey Kıbrıs'ın her yanının çöplüklerle sarıldığını vurgulayan CTP Milletvekili, korkutucu tabloyu şöyle özetledi: "Bu ülke artık bir 'Çöp Ülkesi' haline geldi. Geçen yıl 50 demiştim, bu yıl sayı 60'ı geçti. Belediyeler yer bulamadığı için dere yataklarına, ara sokaklara çöp döküyor. Turizm ülkesi iddiasındaki bir adaya bu görüntüler yakışıyor mu?"

"Güngör yanıyor, çocuklarımız zehir soluyor"
Hekim kimliğiyle uyarılarda bulunan Filiz Besim, yanan çöplerin yarattığı sağlık riskine dikkat çekti.

"Güngör ve diğer vahşi çöplükler sürekli yanıyor. Sadece görünen ateş değil, içten içe yanan çöpler havaya zehirli gazlar, toksik elementler yayıyor. Çocuklarımız, yaşlılarımız, kalp ve akciğer hastalarımız bu zehri soluyor. Bu sadece bir çevre sorunu değil, ciddi bir halk sağlığı krizidir."

"Nüfusu bilmediğiniz için çöpü de yönetemiyorsunuz"
Konuşmasının başında genel sorunlara da değinen Besim, "Nüfusu bilmediğiniz için ne eğitimi, ne sağlığı ne de atık yönetimini planlayabiliyorsunuz. Güvenlik, yurttaşlık ve kaçak yaşam sorunları da bu plansızlığın sonucudur" ifadelerini kullandı.

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLlBHYmg4VXZKRVZV

Besim: "Memleketi çöp ülkesine çevirdiniz! Güngör zehir saçıyor, ihale sözünüz ne oldu?"

Cumhuriyetçi Türk Partisi 12 Aralık 2025 22:24

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Salahi Şahiner, Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken hükümetin "nüfus belirsizliği" politikasını sert bir dille eleştirdi. Bilimsel verilerin; atık miktarı ve su tüketimine bakıldığında nüfusun 1 ile 1.5 milyon arasında olduğunu gösterdiğini belirten Şahiner, "Gerçek nüfusu bilmezseniz, ne su borusunun çapını hesaplayabilirsiniz ne de hastanedeki yatak sayısını. Devleti karanlıkta yönetiyorsunuz" dedi.

"Bilim 1.5 milyon diyor, siz 'biliyorum ama söylemem' diyorsunuz"
Başbakan’ın "Nüfusu biliyorum ama söylemem" açıklamasına atıfta bulunan Şahiner, "Bu ülkede yaşayan insan sayısının hangi aralıkta olduğunu herkes biliyor. Çıkan çöp miktarı, kullanılan su ve gıda tüketimi, nüfusun 1 ile 1.5 milyon arasında olduğunu işaret ediyor. Bunu Devlet Planlama Örgütü ile paylaşmamak, planlı kalkınmayı imkansız kılmaktır" ifadelerini kullandı.

"Muhaceret dairesi karakutudur"
Muhaceret Dairesi'ni devletin "karakutusu" olarak nitelendiren Şahiner, günümüz teknolojisiyle saniyeler içinde gerçek nüfusa ulaşılabileceğini ancak bunun kasıtlı olarak yapılmadığını savundu.

Şahiner şunları kaydetti:
"Öğrenci olarak girip okulla ilişiği kesilenleri tespit etmeniz lazım. Bu insanlar ülkede mi değil mi? Muhaceret sistemindeki kayıtları netleştirmeden nüfus sayımı yapmaya kalkarsanız, kaçak olanı yakalayamazsınız. Veriyi kullanarak ülkenin kayıt dışı nüfus deposu olmasını engellemek zorundasınız."

"Cezaevi doldu taştı ama bütçede yenisi yok"
Merkezi Cezaevi'nin dolup taştığını ancak 2026 bütçesinde yeni bir cezaevi için tek kuruş kaynak ayrılmadığını belirten Şahiner, "Bu plansızlığın ispatıdır. Nüfusu bilmediğiniz için suç oranını ve cezaevi ihtiyacını da öngöremiyorsunuz. Günü kurtarıyorsunuz" dedi.

"Güngör ihalesi rant kapısı olmamalı"
Güngör Çöplüğü ihale sürecine de değinen Şahiner, hükümeti uyardı: "Profesyonel yönetime kimse karşı değil ancak bu ihale yandaşlara bir rant kapısı olmamalıdır. Maliyeti halkın elektrik faturasına yansıtacak hesaplar yapmayın. Halkın cebinden çıkacak fazladan tek kuruşa izin vermeyiz."

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Salahi Şahiner, Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken hükümetin "nüfus belirsizliği" politikasını sert bir dille eleştirdi. Bilimsel verilerin; atık miktarı ve su tüketimine bakıldığında nüfusun 1 ile 1.5 milyon arasında olduğunu gösterdiğini belirten Şahiner, "Gerçek nüfusu bilmezseniz, ne su borusunun çapını hesaplayabilirsiniz ne de hastanedeki yatak sayısını. Devleti karanlıkta yönetiyorsunuz" dedi.

"Bilim 1.5 milyon diyor, siz 'biliyorum ama söylemem' diyorsunuz"
Başbakan’ın "Nüfusu biliyorum ama söylemem" açıklamasına atıfta bulunan Şahiner, "Bu ülkede yaşayan insan sayısının hangi aralıkta olduğunu herkes biliyor. Çıkan çöp miktarı, kullanılan su ve gıda tüketimi, nüfusun 1 ile 1.5 milyon arasında olduğunu işaret ediyor. Bunu Devlet Planlama Örgütü ile paylaşmamak, planlı kalkınmayı imkansız kılmaktır" ifadelerini kullandı.

"Muhaceret dairesi karakutudur"
Muhaceret Dairesi'ni devletin "karakutusu" olarak nitelendiren Şahiner, günümüz teknolojisiyle saniyeler içinde gerçek nüfusa ulaşılabileceğini ancak bunun kasıtlı olarak yapılmadığını savundu.

Şahiner şunları kaydetti:
"Öğrenci olarak girip okulla ilişiği kesilenleri tespit etmeniz lazım. Bu insanlar ülkede mi değil mi? Muhaceret sistemindeki kayıtları netleştirmeden nüfus sayımı yapmaya kalkarsanız, kaçak olanı yakalayamazsınız. Veriyi kullanarak ülkenin kayıt dışı nüfus deposu olmasını engellemek zorundasınız."

"Cezaevi doldu taştı ama bütçede yenisi yok"
Merkezi Cezaevi'nin dolup taştığını ancak 2026 bütçesinde yeni bir cezaevi için tek kuruş kaynak ayrılmadığını belirten Şahiner, "Bu plansızlığın ispatıdır. Nüfusu bilmediğiniz için suç oranını ve cezaevi ihtiyacını da öngöremiyorsunuz. Günü kurtarıyorsunuz" dedi.

"Güngör ihalesi rant kapısı olmamalı"
Güngör Çöplüğü ihale sürecine de değinen Şahiner, hükümeti uyardı: "Profesyonel yönetime kimse karşı değil ancak bu ihale yandaşlara bir rant kapısı olmamalıdır. Maliyeti halkın elektrik faturasına yansıtacak hesaplar yapmayın. Halkın cebinden çıkacak fazladan tek kuruşa izin vermeyiz."

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLm5IcjFQZGlzOTRj

Şahiner: Nüfusu gizleyerek devlet yönetemezsiniz! Kimin yatacağını bilmediğiniz hastane yapıyorsunuz

Cumhuriyetçi Türk Partisi 12 Aralık 2025 22:13

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Biray Hamzaoğulları, Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, hükümetin nüfus konusundaki tutarsızlıklarını ve Karpaz bölgesindeki devlet yatırımlarının içler acısı halini gündeme getirdi. Hamzaoğulları, "Başbakan 'Nüfusu biliyorum ama söylemem' diyor, İçişleri Bakanı 430 bin diyor, ekmek fırınları ise 1.5 milyon ekmek çıkarıyor. Bu halkla dalga geçmeyin" dedi.

"Başbakan 'söylemem' diyor, piyasada 2 milyon konuşuluyor"
Ülkedeki nüfus belirsizliğinin "devlet ciddiyetiyle" bağdaşmadığını belirten Hamzaoğulları, sokaktaki gerçekle resmi rakamların uçurumuna dikkat çekti.

"İş dünyası 2 milyondan, ekmek üreticileri 1.5 milyondan bahsediyor. Benim gezdiğim yerlere göre nüfus 1.2 milyon. Ama İçişleri Bakanı 430 bin diyor. 6 yıldır iktidardasınız, bu ülkenin nüfusunu net olarak veremiyorsunuz. Bu bilinmezlik yönetilemezliktir."

"Tabancaları kime verdiniz? Dairelerde silahla geziyorlar"
İçişleri Bakanlığı'nın dağıttığı silah ruhsatları konusunu da soran Hamzaoğulları, bürokrasideki silahlanmaya işaret etti. "Savaşa mı gidiyoruz? Kaç kişiye tabanca ruhsatı verdiniz? Dairelere belinde tabancayla giden müdürleriniz, müsteşarlarınız var. Sonra da 'izinlidir' diyorsunuz. Bu memleketi çığırından çıkardınız" ifadelerini kullandı.

"Kaymakamlık binası 11 yıldır bitmedi, çatısı çöktü"
Konuşmasının büyük bölümünü İskele-Karpaz bölgesinin sorunlarına ayıran CTP Milletvekili, 2014 yılında ihalesi yapılan Erenköy Karpaz Kaymakamlık binasının 11 yıldır bitirilememesini sert dille eleştirdi. 

"2014 yılında temelini attık, çatısını yaptık. Aradan 11 yıl geçti, binanın sıvaları döküldü, çatısının lambirileri düştü, içi güvercin yuvası oldu. Koca bina çürüyor, ne Bakanlık ilgileniyor ne de Belediye temizliğini yapıyor. İskele Karpaz halkına bir cevap borcunuz var. Bu bina ne zaman bitecek?"

"Kaçaklar kırsalda cirit atıyor, mobil aracı gönderin"
Kırsal bölgelerdeki kaçak nüfus artışına da değinen Hamzaoğulları, "Geceleri yollarda gruplar halinde yürüyen insanlar görüyoruz. Kimdirler, nereden gelirler belli değil. O meşhur mobil aracınızı Lefke'ye, Mehmetçik'e, Karpaz'a da gönderin. Şehir merkezinden çıkın, kırsaldaki kaçak yaşamı görün" çağrısı yaptı.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Biray Hamzaoğulları, Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, hükümetin nüfus konusundaki tutarsızlıklarını ve Karpaz bölgesindeki devlet yatırımlarının içler acısı halini gündeme getirdi. Hamzaoğulları, "Başbakan 'Nüfusu biliyorum ama söylemem' diyor, İçişleri Bakanı 430 bin diyor, ekmek fırınları ise 1.5 milyon ekmek çıkarıyor. Bu halkla dalga geçmeyin" dedi.

"Başbakan 'söylemem' diyor, piyasada 2 milyon konuşuluyor"
Ülkedeki nüfus belirsizliğinin "devlet ciddiyetiyle" bağdaşmadığını belirten Hamzaoğulları, sokaktaki gerçekle resmi rakamların uçurumuna dikkat çekti.

"İş dünyası 2 milyondan, ekmek üreticileri 1.5 milyondan bahsediyor. Benim gezdiğim yerlere göre nüfus 1.2 milyon. Ama İçişleri Bakanı 430 bin diyor. 6 yıldır iktidardasınız, bu ülkenin nüfusunu net olarak veremiyorsunuz. Bu bilinmezlik yönetilemezliktir."

"Tabancaları kime verdiniz? Dairelerde silahla geziyorlar"
İçişleri Bakanlığı'nın dağıttığı silah ruhsatları konusunu da soran Hamzaoğulları, bürokrasideki silahlanmaya işaret etti. "Savaşa mı gidiyoruz? Kaç kişiye tabanca ruhsatı verdiniz? Dairelere belinde tabancayla giden müdürleriniz, müsteşarlarınız var. Sonra da 'izinlidir' diyorsunuz. Bu memleketi çığırından çıkardınız" ifadelerini kullandı.

"Kaymakamlık binası 11 yıldır bitmedi, çatısı çöktü"
Konuşmasının büyük bölümünü İskele-Karpaz bölgesinin sorunlarına ayıran CTP Milletvekili, 2014 yılında ihalesi yapılan Erenköy Karpaz Kaymakamlık binasının 11 yıldır bitirilememesini sert dille eleştirdi.

"2014 yılında temelini attık, çatısını yaptık. Aradan 11 yıl geçti, binanın sıvaları döküldü, çatısının lambirileri düştü, içi güvercin yuvası oldu. Koca bina çürüyor, ne Bakanlık ilgileniyor ne de Belediye temizliğini yapıyor. İskele Karpaz halkına bir cevap borcunuz var. Bu bina ne zaman bitecek?"

"Kaçaklar kırsalda cirit atıyor, mobil aracı gönderin"
Kırsal bölgelerdeki kaçak nüfus artışına da değinen Hamzaoğulları, "Geceleri yollarda gruplar halinde yürüyen insanlar görüyoruz. Kimdirler, nereden gelirler belli değil. O meşhur mobil aracınızı Lefke'ye, Mehmetçik'e, Karpaz'a da gönderin. Şehir merkezinden çıkın, kırsaldaki kaçak yaşamı görün" çağrısı yaptı.

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLnFaLXU5TGpHYjQw

Hamzaoğulları: “Nüfus 430 bin mi, 1.5 milyon mu? İskele Karpaz unutuldu, kaymakamlık binası harabe!”

Cumhuriyetçi Türk Partisi 12 Aralık 2025 22:05

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ürün Solyalı, İçişleri Bakanlığı bütçe görüşmelerinde hükümeti veri manipülasyonu ve meclis iradesini gasp etmekle suçladı. Başbakan’ın açıkladığı nüfus projeksiyonu ile İstatistik Kurumu verileri arasında 200 bin kişilik izah edilemez bir fark olduğunu ortaya koyan Solyalı, yabancıların mülk edinimi konusunda Meclis açıkken çıkarılan Yasa Gücünde Kararnameleri (KHK) "yetki gaspı" olarak niteledi.

"2023'ten 2025'e 200 bin kişi nasıl arttı?"
Konuşmasında resmi verilerdeki tutarsızlığı tek tek sıralayan Solyalı, şu çarpıcı hesabı yaptı:
"2023 projeksiyon nüfusunuz 476 bin (asker/öğrenci dahil). Ancak Başbakan 2025 yılı için 'öğrenci ve asker hariç' 590 bin rakamını telaffuz etti. Bu rakama 90 bin öğrenciyi eklediğimizde 680 bin yapıyor. İki yıl içinde, asker hariç 200 bin kişilik bu artış nereden geldi? Bu 200 bin kişi için hangi hastaneyi, hangi yolu, hangi okulu yaptınız? Nüfusu bilmemek teknik değil, siyasi bir tercihtir."

"Meclis açıkken khk çıkarmak ciddiyetsizliktir"
Yabancıların taşınmaz mal edinimiyle ilgili düzenlemelerin, Meclis açık olmasına rağmen Yasa Gücünde Kararname ile yapılmasını sert dille eleştiren Solyalı, hükümeti anayasayı çiğnemekle suçladı. "Yatırım şartını 20 milyon Euro'dan 10 milyona düşürdünüz, yabancıya konut hakkını 1'den 3'e, Türk vatandaşına 3'ten 6'ya çıkardınız. Bunları Meclis komitesinde tartışmak yerine, yangından mal kaçırır gibi kararnameyle yaptınız. İnşaat sektörü darboğazda olabilir ama çözüm hukuksuzluk değildir. Bir bakanın canı sıkıldı diye yasa değişmez."

"Tabanca ruhsatlarını neden devlet sırrı yaptınız?"
İçişleri Bakanlığı’nın dağıttığı silah ruhsatları konusundaki ısrarlı sorularının yanıtsız bırakıldığını belirten Solyalı, "Bakanlık olarak verdiğiniz izni Resmi Gazete'de yayınlamak zorundasınız. İsimleri geçtim, sayıyı bile vermiyorsunuz. Toplumu tedirgin eden bu silahlanma verilerini milletvekilinden neden saklıyorsunuz?" diye sordu.

"Kırsal Kesim Arsaları: Cennetten arsa mı dağıtıyorsunuz?"
Seçim öncesi dağıtılan Kırsal Kesim Arsası belgelerinin çoğunun üzerinde parsel numarası olmadığını vurgulayan CTP Milletvekili, "Parseli olmayan 4400 belge dağıttınız. Üzerinde parsel yazmayan belge, 'cennetten arsa' vaat etmek gibidir. Altyapısı olmayan, yeri belli olmayan arazilerle gençleri oyalamayın" ifadelerini kullandı.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ürün Solyalı, İçişleri Bakanlığı bütçe görüşmelerinde hükümeti veri manipülasyonu ve meclis iradesini gasp etmekle suçladı. Başbakan’ın açıkladığı nüfus projeksiyonu ile İstatistik Kurumu verileri arasında 200 bin kişilik izah edilemez bir fark olduğunu ortaya koyan Solyalı, yabancıların mülk edinimi konusunda Meclis açıkken çıkarılan Yasa Gücünde Kararnameleri (KHK) "yetki gaspı" olarak niteledi.

"2023'ten 2025'e 200 bin kişi nasıl arttı?"
Konuşmasında resmi verilerdeki tutarsızlığı tek tek sıralayan Solyalı, şu çarpıcı hesabı yaptı:
"2023 projeksiyon nüfusunuz 476 bin (asker/öğrenci dahil). Ancak Başbakan 2025 yılı için 'öğrenci ve asker hariç' 590 bin rakamını telaffuz etti. Bu rakama 90 bin öğrenciyi eklediğimizde 680 bin yapıyor. İki yıl içinde, asker hariç 200 bin kişilik bu artış nereden geldi? Bu 200 bin kişi için hangi hastaneyi, hangi yolu, hangi okulu yaptınız? Nüfusu bilmemek teknik değil, siyasi bir tercihtir."

"Meclis açıkken khk çıkarmak ciddiyetsizliktir"
Yabancıların taşınmaz mal edinimiyle ilgili düzenlemelerin, Meclis açık olmasına rağmen Yasa Gücünde Kararname ile yapılmasını sert dille eleştiren Solyalı, hükümeti anayasayı çiğnemekle suçladı. "Yatırım şartını 20 milyon Euro'dan 10 milyona düşürdünüz, yabancıya konut hakkını 1'den 3'e, Türk vatandaşına 3'ten 6'ya çıkardınız. Bunları Meclis komitesinde tartışmak yerine, yangından mal kaçırır gibi kararnameyle yaptınız. İnşaat sektörü darboğazda olabilir ama çözüm hukuksuzluk değildir. Bir bakanın canı sıkıldı diye yasa değişmez."

"Tabanca ruhsatlarını neden devlet sırrı yaptınız?"
İçişleri Bakanlığı’nın dağıttığı silah ruhsatları konusundaki ısrarlı sorularının yanıtsız bırakıldığını belirten Solyalı, "Bakanlık olarak verdiğiniz izni Resmi Gazete'de yayınlamak zorundasınız. İsimleri geçtim, sayıyı bile vermiyorsunuz. Toplumu tedirgin eden bu silahlanma verilerini milletvekilinden neden saklıyorsunuz?" diye sordu.

"Kırsal Kesim Arsaları: Cennetten arsa mı dağıtıyorsunuz?"
Seçim öncesi dağıtılan Kırsal Kesim Arsası belgelerinin çoğunun üzerinde parsel numarası olmadığını vurgulayan CTP Milletvekili, "Parseli olmayan 4400 belge dağıttınız. Üzerinde parsel yazmayan belge, 'cennetten arsa' vaat etmek gibidir. Altyapısı olmayan, yeri belli olmayan arazilerle gençleri oyalamayın" ifadelerini kullandı.

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLlNXM2tMWXhiWnJj

Solyalı: “2 yılda 200 bin kişi nereden geldi? Nüfusu bilmeden devlet yönetemezsiniz”

Cumhuriyetçi Türk Partisi 12 Aralık 2025 21:27

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Fide Kürşat, Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken hükümeti "umut tacirliği" ve "partizanlık"la suçladı. Ülkenin giriş çıkışlarının kontrolsüzlüğünden, dağıtılan tartışmalı arsa belgelerine kadar birçok konuda sert eleştirilerde bulunan Kürşat, "Bakanlık, yurttaşı değil yandaşı koruyan, nüfusunu bile bilmeyen bir yapıya dönüştü" dedi.

"Hırsız, katil, tetikçi elini kolunu sallayarak giriyor"
Ülkedeki güvenlik zafiyetinin "Sormagirhan" seviyesine ulaştığını belirten Kürşat, sınır güvenliğinin çöktüğünü savundu.
Kürşat şunları kaydetti:
"Ülkeye hırsızlar, katiller, ithal tetikçiler, uyuşturucu tacirleri ve insan kaçakçıları tır dorselerinde veya normal kapılardan ellerini kollarını sallayarak giriyor. İnsanımız evinde huzursuz, sokakta güvensiz. Devlet asli görevi olan yurttaşını koruma görevini yapamıyor. Bireysel silahlanma artıyor, kimlere silah ruhsatı verildiğini ise gizliyorsunuz."

"Dağıttığınız belgelerin paftası yok, umut tacirisiniz"
Hükümetin seçim yatırımı olarak dağıttığı Kırsal Kesim Arsası belgelerini "değersiz kağıt parçaları" olarak nitelendiren Kürşat, bu belgelerin çoğunun karşılığı olmadığını iddia etti. "Gençlere verdiğiniz belgelerin üzerinde parsel numarası yok, pafta yok. Bu bir hak ediş değil, seçim öncesi umut tacirliğidir. 'İleride yer bulunursa veririz' diyerek gençleri kandırıyorsunuz. Pamuklu köyünde 'Sadece UBP’lilere veriyoruz' diyerek CTP’li gençleri listelerden sildiniz. Partizanlığın dibine vurdunuz."

"Orman arazisini güneş paneli için peşkeş çektiniz"
Sınırüstü köyünde yaşanan arazi skandalını da gündeme taşıyan Kürşat, orman niteliğindeki arazilerin ve halkın mera alanlarının şirketlere verildiğini belgeledi. "Dümdüz, verimsiz araziler dururken, genç çam ağaçlarının olduğu yeşil alanları, köy halkının merasını güneş enerjisi şirketlerine peşkeş çektiniz. Halkın malını anayasaya aykırı şekilde sermayeye devrettiniz" ifadelerini kullandı.

"Dereleri haritadan silip inşaat izni verdiniz"
Son yaşanan sel felaketlerine değinen Kürşat, dere yataklarına yapılan müdahalelerle ilgili vahim bir iddiayı gündeme getirdi: "Bir uzmanımız açıkladı; kalem oyunuyla dereleri haritadan silip, dere yataklarına inşaat ruhsatı veriyorsunuz. Doğayı kandıramazsınız. O unuttuğunuz dereler sel olup üzerimize geldi, evleri ve ağılları yıktı."

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Fide Kürşat, Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken hükümeti "umut tacirliği" ve "partizanlık"la suçladı. Ülkenin giriş çıkışlarının kontrolsüzlüğünden, dağıtılan tartışmalı arsa belgelerine kadar birçok konuda sert eleştirilerde bulunan Kürşat, "Bakanlık, yurttaşı değil yandaşı koruyan, nüfusunu bile bilmeyen bir yapıya dönüştü" dedi.

"Hırsız, katil, tetikçi elini kolunu sallayarak giriyor"
Ülkedeki güvenlik zafiyetinin "Sormagirhan" seviyesine ulaştığını belirten Kürşat, sınır güvenliğinin çöktüğünü savundu.
Kürşat şunları kaydetti:
"Ülkeye hırsızlar, katiller, ithal tetikçiler, uyuşturucu tacirleri ve insan kaçakçıları tır dorselerinde veya normal kapılardan ellerini kollarını sallayarak giriyor. İnsanımız evinde huzursuz, sokakta güvensiz. Devlet asli görevi olan yurttaşını koruma görevini yapamıyor. Bireysel silahlanma artıyor, kimlere silah ruhsatı verildiğini ise gizliyorsunuz."

"Dağıttığınız belgelerin paftası yok, umut tacirisiniz"
Hükümetin seçim yatırımı olarak dağıttığı Kırsal Kesim Arsası belgelerini "değersiz kağıt parçaları" olarak nitelendiren Kürşat, bu belgelerin çoğunun karşılığı olmadığını iddia etti. "Gençlere verdiğiniz belgelerin üzerinde parsel numarası yok, pafta yok. Bu bir hak ediş değil, seçim öncesi umut tacirliğidir. 'İleride yer bulunursa veririz' diyerek gençleri kandırıyorsunuz. Pamuklu köyünde 'Sadece UBP’lilere veriyoruz' diyerek CTP’li gençleri listelerden sildiniz. Partizanlığın dibine vurdunuz."

"Orman arazisini güneş paneli için peşkeş çektiniz"
Sınırüstü köyünde yaşanan arazi skandalını da gündeme taşıyan Kürşat, orman niteliğindeki arazilerin ve halkın mera alanlarının şirketlere verildiğini belgeledi. "Dümdüz, verimsiz araziler dururken, genç çam ağaçlarının olduğu yeşil alanları, köy halkının merasını güneş enerjisi şirketlerine peşkeş çektiniz. Halkın malını anayasaya aykırı şekilde sermayeye devrettiniz" ifadelerini kullandı.

"Dereleri haritadan silip inşaat izni verdiniz"
Son yaşanan sel felaketlerine değinen Kürşat, dere yataklarına yapılan müdahalelerle ilgili vahim bir iddiayı gündeme getirdi: "Bir uzmanımız açıkladı; kalem oyunuyla dereleri haritadan silip, dere yataklarına inşaat ruhsatı veriyorsunuz. Doğayı kandıramazsınız. O unuttuğunuz dereler sel olup üzerimize geldi, evleri ve ağılları yıktı."

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLkdXMUMwZEtzelF3

Kürşat: Kırsal Kesim Arsası değil, seçim öncesi 'kağıt parçası' dağıttınız.

Cumhuriyetçi Türk Partisi 12 Aralık 2025 21:06

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Teberrüken Uluçay, Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, ülkenin en yakıcı sorunlarına somut çözüm önerileri sundu. Uluçay, gençlerin konuta erişiminin imkansız hale geldiğini belirterek, mülkiyet devri yerine İngiltere'deki gibi "uzun vadeli kiralama (Leasing)" modelinin hayata geçirilmesini önerdi. Ayrıca sınır güvenliği konusunda "vize serbestisinin" suçlu ithalatına yol açtığını vurguladı.

"Koçan almak hayal oldu, leasing sistemine geçmeliyiz"
Konut fiyatlarının, orta gelirli ailelerin ve gençlerin erişemeyeceği noktalara ulaştığını belirten Uluçay, "Artık bizler bile ev alamaz durumdayız. Koçanlı mal almak imkansız hale geldiyse, İngiltere'deki gibi Leasing (Leasehold) sistemine geçmeliyiz. Bu modelde mülkün kullanım hakkı uzun süreliğine devredilir ve fiyat %60-70 oranında düşer. Gençlerimiz ancak bu modellerle barınma sorununu çözebilir. Banka kredisi yetmiyor, model değişikliği şart" dedi.

"Suçluları kapıda durduracak 'vize' mekanizması şart"
Ülkenin güvenlik zafiyetine dikkat çeken Uluçay, Türkiye ve üçüncü ülkelerden gelen suçluların engellenmesi için Avrupa Birliği benzeri bir "Ön Onay/Vize" mekanizması kurulması gerektiğini savundu. Uluçay şunları kaydetti: "İstanbul'da bir polisimizi şehit eden suçlunun dosyası kabarık. Bu tip insanların ülkemize elini kolunu sallayarak girmesini istemiyoruz. 'Sabah birini uyarmaya' gelen mafya tetikçilerini istemiyoruz. Giriş kapılarında daha sıkı, teknolojik ve istihbarata dayalı bir eleme sistemi kurulmalıdır. Güvenlik, pasaport veya kimlik tartışmasının ötesinde, bir devlet ciddiyeti meselesidir."

"Dere yataklarına imar izni vermekten vazgeçin"
Son yaşanan sel felaketlerine değinen Uluçay, 2015 yılında hayata geçirdikleri Ülkesel Fiziki Plan'ın önemini hatırlattı. "Dere yataklarına inşaat yapılmaması gerektiğini yaşayarak, acı tecrübelerle öğrendik. Ama hala aynı hatalar yapılıyor. Ülkenin 'fotoğrafını' yeniden çekmeli, tarım arazilerini ve dere yataklarını imara kapatmalıyız. İklim değişikliği şaka değil, plansızlık felaket getirir" uyarısında bulundu.

"Tarım arazilerine güneş paneli kurmayın"
Güneş enerjisi yatırımlarının artmasını destekleyen ancak yer seçimi konusunda uyarıda bulunan Uluçay, "Güney Kıbrıs'ta AKEL, tarım arazilerine güneş paneli kurulmasını yasaklayan bir öneri verdi. Biz de verimli topraklarımızı panellerle doldurmamalıyız. Enerji üretelim derken tarımdan olmayalım. Bu da bir planlama işidir" ifadelerini kullandı.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Teberrüken Uluçay, Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, ülkenin en yakıcı sorunlarına somut çözüm önerileri sundu. Uluçay, gençlerin konuta erişiminin imkansız hale geldiğini belirterek, mülkiyet devri yerine İngiltere'deki gibi "uzun vadeli kiralama (Leasing)" modelinin hayata geçirilmesini önerdi. Ayrıca sınır güvenliği konusunda "vize serbestisinin" suçlu ithalatına yol açtığını vurguladı.

"Koçan almak hayal oldu, leasing sistemine geçmeliyiz"
Konut fiyatlarının, orta gelirli ailelerin ve gençlerin erişemeyeceği noktalara ulaştığını belirten Uluçay, "Artık bizler bile ev alamaz durumdayız. Koçanlı mal almak imkansız hale geldiyse, İngiltere'deki gibi Leasing (Leasehold) sistemine geçmeliyiz. Bu modelde mülkün kullanım hakkı uzun süreliğine devredilir ve fiyat %60-70 oranında düşer. Gençlerimiz ancak bu modellerle barınma sorununu çözebilir. Banka kredisi yetmiyor, model değişikliği şart" dedi.

"Suçluları kapıda durduracak 'vize' mekanizması şart"
Ülkenin güvenlik zafiyetine dikkat çeken Uluçay, Türkiye ve üçüncü ülkelerden gelen suçluların engellenmesi için Avrupa Birliği benzeri bir "Ön Onay/Vize" mekanizması kurulması gerektiğini savundu. Uluçay şunları kaydetti: "İstanbul'da bir polisimizi şehit eden suçlunun dosyası kabarık. Bu tip insanların ülkemize elini kolunu sallayarak girmesini istemiyoruz. 'Sabah birini uyarmaya' gelen mafya tetikçilerini istemiyoruz. Giriş kapılarında daha sıkı, teknolojik ve istihbarata dayalı bir eleme sistemi kurulmalıdır. Güvenlik, pasaport veya kimlik tartışmasının ötesinde, bir devlet ciddiyeti meselesidir."

"Dere yataklarına imar izni vermekten vazgeçin"
Son yaşanan sel felaketlerine değinen Uluçay, 2015 yılında hayata geçirdikleri Ülkesel Fiziki Plan'ın önemini hatırlattı. "Dere yataklarına inşaat yapılmaması gerektiğini yaşayarak, acı tecrübelerle öğrendik. Ama hala aynı hatalar yapılıyor. Ülkenin 'fotoğrafını' yeniden çekmeli, tarım arazilerini ve dere yataklarını imara kapatmalıyız. İklim değişikliği şaka değil, plansızlık felaket getirir" uyarısında bulundu.

"Tarım arazilerine güneş paneli kurmayın"
Güneş enerjisi yatırımlarının artmasını destekleyen ancak yer seçimi konusunda uyarıda bulunan Uluçay, "Güney Kıbrıs'ta AKEL, tarım arazilerine güneş paneli kurulmasını yasaklayan bir öneri verdi. Biz de verimli topraklarımızı panellerle doldurmamalıyız. Enerji üretelim derken tarımdan olmayalım. Bu da bir planlama işidir" ifadelerini kullandı.

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLlZ1c0JIZktaU2VF

Uluçay: Koçan satamıyorsanız, İngiliz modeli (Leasing) ile gençleri ev sahibi yapın!

Cumhuriyetçi Türk Partisi 12 Aralık 2025 21:03

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Salahi Şahiner, Meclis Genel Kurulu’nda Sivil Savunma Teşkilatı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, ülkenin olası bir deprem ve doğal afete karşı tamamen savunmasız olduğunu gözler önüne serdi. Şahiner, hükümetin okulların deprem testlerini rafa kaldırmasını ve erken uyarı sistemlerinin kurulmamasını "uyku hali" olarak nitelendirdi.

"Krizlere hazır değiliz: İskele örneği"
Sivil Savunma yetkililerinin komitede "Krizlere hazır değiliz" itirafında bulunduğunu aktaran Şahiner, özellikle İskele bölgesindeki plansız yapılaşmaya dikkat çekti. Şahiner, "Bilim 'deprem kapıda' diye bağırıyor. Yetkililer diyor ki; 'İskele'deki yüksek binalardan sadece 3 tanesi yıkılsa, mevcut personelin hepsi oraya yığılsa bile o enkazın altından kalkamayız.' Durum bu kadar vahimdir. Felaket tellallığı yapmıyoruz, bilimin gerçeğini söylüyoruz" dedi.

"Ciklos'ta veri geldiğinde gençlerimiz ölmüştü"
Konuşmasında 2018 yılında Ciklos'ta yaşanan sel felaketini hatırlatan CTP Milletvekili, meteorolojik radar eksikliğinin bedelinin canla ödendiğini vurguladı. Şahiner, "Hala hava tahmin verisini Antalya'daki radarlardan alıyoruz. Ciklos'ta o yoğun yağışın verisi bize geldiğinde, maalesef 4 gencimiz hayatını kaybetmişti. Noktasal tahmin yapacak bir meteoroloji radarını kurmak çok büyük bir maliyet değildir. Yıllardır söylüyoruz ama yapmıyorsunuz" ifadelerini kullandı.

"Okul testleri ne oldu? Hükümet uykuya daldı"
Türkiye'de 6 Şubat depremi sonrası oluşan farkındalığın hükümet tarafından unutturulduğunu savunan Şahiner, okul ve kamu binalarının deprem testlerinin akıbetini sordu. "Okulların durumu görüldükten sonra hükümet bir uyku haline büründü. Testler durdu, sonuçlar açıklanmıyor. Olası bir depremde çocuklarımızı koruyacak sığınakların ve toplanma alanlarının durumu belirsiz. Bu iş şakaya gelmez, hata kabul etmez" uyarısında bulundu.

"Dere yataklarının temizliği kaymakamlıkların bütçesiyle olmaz"
İklim değişikliği nedeniyle artık "normal kışların" kalmadığını, ani ve şiddetli yağışların felakete dönüştüğünü belirten Şahiner, dere yataklarının temizliği konusundaki yetki karmaşasına da değindi. Şahiner, "Dere yataklarının temizliğini 'birkaç yüz bin liralık' bütçesi olan kaymakamlıklara bırakamazsınız. Bu iş ciddi bir kaynak ve merkezi planlama gerektirir" dedi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Salahi Şahiner, Meclis Genel Kurulu’nda Sivil Savunma Teşkilatı bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, ülkenin olası bir deprem ve doğal afete karşı tamamen savunmasız olduğunu gözler önüne serdi. Şahiner, hükümetin okulların deprem testlerini rafa kaldırmasını ve erken uyarı sistemlerinin kurulmamasını "uyku hali" olarak nitelendirdi.

"Krizlere hazır değiliz: İskele örneği"
Sivil Savunma yetkililerinin komitede "Krizlere hazır değiliz" itirafında bulunduğunu aktaran Şahiner, özellikle İskele bölgesindeki plansız yapılaşmaya dikkat çekti. Şahiner, "Bilim 'deprem kapıda' diye bağırıyor. Yetkililer diyor ki; 'İskele'deki yüksek binalardan sadece 3 tanesi yıkılsa, mevcut personelin hepsi oraya yığılsa bile o enkazın altından kalkamayız.' Durum bu kadar vahimdir. Felaket tellallığı yapmıyoruz, bilimin gerçeğini söylüyoruz" dedi.

"Ciklos'ta veri geldiğinde gençlerimiz ölmüştü"
Konuşmasında 2018 yılında Ciklos'ta yaşanan sel felaketini hatırlatan CTP Milletvekili, meteorolojik radar eksikliğinin bedelinin canla ödendiğini vurguladı. Şahiner, "Hala hava tahmin verisini Antalya'daki radarlardan alıyoruz. Ciklos'ta o yoğun yağışın verisi bize geldiğinde, maalesef 4 gencimiz hayatını kaybetmişti. Noktasal tahmin yapacak bir meteoroloji radarını kurmak çok büyük bir maliyet değildir. Yıllardır söylüyoruz ama yapmıyorsunuz" ifadelerini kullandı.

"Okul testleri ne oldu? Hükümet uykuya daldı"
Türkiye'de 6 Şubat depremi sonrası oluşan farkındalığın hükümet tarafından unutturulduğunu savunan Şahiner, okul ve kamu binalarının deprem testlerinin akıbetini sordu. "Okulların durumu görüldükten sonra hükümet bir uyku haline büründü. Testler durdu, sonuçlar açıklanmıyor. Olası bir depremde çocuklarımızı koruyacak sığınakların ve toplanma alanlarının durumu belirsiz. Bu iş şakaya gelmez, hata kabul etmez" uyarısında bulundu.

"Dere yataklarının temizliği kaymakamlıkların bütçesiyle olmaz"
İklim değişikliği nedeniyle artık "normal kışların" kalmadığını, ani ve şiddetli yağışların felakete dönüştüğünü belirten Şahiner, dere yataklarının temizliği konusundaki yetki karmaşasına da değindi. Şahiner, "Dere yataklarının temizliğini 'birkaç yüz bin liralık' bütçesi olan kaymakamlıklara bırakamazsınız. Bu iş ciddi bir kaynak ve merkezi planlama gerektirir" dedi.

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLlZGbThXTTNMOGxB

Şahiner: İskele’de 3 bina yıkılsa altından kalkamayız! Bilim bağırıyor, hükümet uyuyor

Cumhuriyetçi Türk Partisi 12 Aralık 2025 21:03

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Devrim Barçın, Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken sosyal konut projelerindeki şaibeleri gündeme taşıdı. Barçın, devletin resmi teknik komitesinin belirlediği "keşif maliyeti" ile ihalenin verildiği rakam arasında izah edilemez bir uçurum olduğunu belirterek, "Bu işten pis kokular geliyor. Kimse babasının hayrına zarar etmez. Bu şirkete başka ihaleler mi söz verildi?" diye sordu.

"Resmi maliyet 59 bin, ihale 39 bin Sterlin: bu nasıl matematik?"
Konut Edindirme Yasası'nın 15. maddesine göre Mimar Mühendis Odaları ve ilgili dairelerden oluşan teknik komitenin bir "keşif maliyeti" belirlediğini hatırlatan Barçın, elindeki belgeyi kürsüden gösterdi. Barçın şunları söyledi: "Teknik komite, 2+1 sosyal konutlar için keşif bedelini 59.363 Sterlin olarak belirledi. Vergiler ve muafiyetler düşüldüğünde bile bu rakam 44.000 Sterlin seviyesindedir. Ancak siz ihaleyi, tek bir şirketin katılımıyla 39.900 Sterlin bedelle verdiniz. Bir şirket, daire başı en az 5.000 Sterlin zarar edeceği bir işi neden alır? Sırf Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi '40 binin altına ev yaptık' diyebilesiniz diye yasaları delik deşik ettiniz."

"Pis kokular geliyor: Başka ihaleler mi söz verdiniz?"
Hükümet kanadından gelen itirazlara sert yanıt veren Barçın, ticaretin doğasına aykırı bu durumun arkasında başka pazarlıklar olabileceğini ima etti. CTP Milletvekili, "Müteahhit zarar edeceği işi alıyorsa, bunun karşılığında ona başka yerden, başka bir ihale veya menfaat sağlanacağı şüphesi doğar. Pis kokular tam da buradan gelmektedir. Çıkın ve bu şirketin zarar etmeyi neden kabul ettiğini halka açıklayın" dedi.

"Tabanca ruhsatlarını neden gizliyorsunuz?"
Konuşmasının başında silah ruhsatlarına da değinen Barçın, İçişleri Bakanı Dursun Oğuz'a verdiği sözü hatırlattı. Barçın, "Hükümet olduğunuz günden bugüne kaç kişiye tabanca ruhsatı verdiniz? İsimleri Resmi Gazete'de yayınlamıyorsunuz, bari sayıyı verin. KKTC vatandaşı sayısını gizlediğiniz gibi, silahlanan kişi sayısını da mı gizleyeceksiniz?" ifadelerini kullandı.

"Yasa gereği web sitesinde yayınlanmalıydı"
Barçın ayrıca, sosyal konut ihalesinin yasaya göre bakanlığın internet sitesinde yayınlanması gerektiğini ancak bunun yapılmadığını belirterek, "Resmi Gazete yetmez, şeffaflık için web sitesinde de yayınlanmalıydı. Yasaya uymadınız, süreci kapalı kapılar ardında yönettiniz" eleştirisinde bulundu.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Devrim Barçın, Meclis Genel Kurulu’nda İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken sosyal konut projelerindeki şaibeleri gündeme taşıdı. Barçın, devletin resmi teknik komitesinin belirlediği "keşif maliyeti" ile ihalenin verildiği rakam arasında izah edilemez bir uçurum olduğunu belirterek, "Bu işten pis kokular geliyor. Kimse babasının hayrına zarar etmez. Bu şirkete başka ihaleler mi söz verildi?" diye sordu.

"Resmi maliyet 59 bin, ihale 39 bin Sterlin: bu nasıl matematik?"
Konut Edindirme Yasası'nın 15. maddesine göre Mimar Mühendis Odaları ve ilgili dairelerden oluşan teknik komitenin bir "keşif maliyeti" belirlediğini hatırlatan Barçın, elindeki belgeyi kürsüden gösterdi. Barçın şunları söyledi: "Teknik komite, 2+1 sosyal konutlar için keşif bedelini 59.363 Sterlin olarak belirledi. Vergiler ve muafiyetler düşüldüğünde bile bu rakam 44.000 Sterlin seviyesindedir. Ancak siz ihaleyi, tek bir şirketin katılımıyla 39.900 Sterlin bedelle verdiniz. Bir şirket, daire başı en az 5.000 Sterlin zarar edeceği bir işi neden alır? Sırf Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi '40 binin altına ev yaptık' diyebilesiniz diye yasaları delik deşik ettiniz."

"Pis kokular geliyor: Başka ihaleler mi söz verdiniz?"
Hükümet kanadından gelen itirazlara sert yanıt veren Barçın, ticaretin doğasına aykırı bu durumun arkasında başka pazarlıklar olabileceğini ima etti. CTP Milletvekili, "Müteahhit zarar edeceği işi alıyorsa, bunun karşılığında ona başka yerden, başka bir ihale veya menfaat sağlanacağı şüphesi doğar. Pis kokular tam da buradan gelmektedir. Çıkın ve bu şirketin zarar etmeyi neden kabul ettiğini halka açıklayın" dedi.

"Tabanca ruhsatlarını neden gizliyorsunuz?"
Konuşmasının başında silah ruhsatlarına da değinen Barçın, İçişleri Bakanı Dursun Oğuz'a verdiği sözü hatırlattı. Barçın, "Hükümet olduğunuz günden bugüne kaç kişiye tabanca ruhsatı verdiniz? İsimleri Resmi Gazete'de yayınlamıyorsunuz, bari sayıyı verin. KKTC vatandaşı sayısını gizlediğiniz gibi, silahlanan kişi sayısını da mı gizleyeceksiniz?" ifadelerini kullandı.

"Yasa gereği web sitesinde yayınlanmalıydı"
Barçın ayrıca, sosyal konut ihalesinin yasaya göre bakanlığın internet sitesinde yayınlanması gerektiğini ancak bunun yapılmadığını belirterek, "Resmi Gazete yetmez, şeffaflık için web sitesinde de yayınlanmalıydı. Yasaya uymadınız, süreci kapalı kapılar ardında yönettiniz" eleştirisinde bulundu.

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLm9FQlVFTVh6Vi13

Barçın: Maliyet 59 bin, ihale 39 bin Sterlin! Müteahhit zararına iş yapar mı?

Cumhuriyetçi Türk Partisi 12 Aralık 2025 21:03

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Salahi Şahiner, Meclis Genel Kurulu’nda Polis Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, hükümetin güvenlik politikalarındaki vizyonsuzluğunu sert sözlerle eleştirdi. Şahiner, polisin "angarya" işler altında ezildiğini, suç çeşitliliğinin ürkütücü boyutlara ulaştığını ve mali suçlarla mücadelenin yetersizliği nedeniyle bankacılık sisteminin risk altında olduğunu savundu.

"Polis Postacı Değildir, Angaryayı Bitirin"
Polis teşkilatının asli görevi olan suçla mücadele yerine bürokratik işlerle boğuştuğunu belirten Şahiner, hükümete "idari reform" çağrısı yaptı. Şahiner, "Polis grev yapamıyor diye diğer dairelerin yapmadığı işleri polisin üzerine yıkamazsınız. Polis postacı değildir, tebligat memuru değildir. Mazbata dağıtmak, evrak taşımak polisin işi olmamalıdır. Bu angaryaları polisten alın ki polis sokağa insin, hırsızı, uyuşturucu tacirini yakalasın. Bunun için paraya değil, vizyona ihtiyaç var" dedi.

"Dünyadaki Her Suç Çeşidi Ülkemizde Var"
Ülkedeki suç yelpazesinin korkutucu derecede genişlediğine dikkat çeken CTP Milletvekili, "Dünyadaki suç örneklerinin neredeyse bir örneği mutlaka bu ülkede var. Ülke adeta bir suç laboratuvarına döndü. Uluslararası suç makineleri, aranan isimler aramızda dolaşıyor. Ama polisimiz bilgiye ulaşmak için hala 'kara kaplı defterleri' karıştırıyor. Teknoloji çağında polisi ilkel yöntemlere mahkum ettiniz" ifadelerini kullandı.

"Bankacılık Sistemi Tehlikede: Gri Liste Uyarısı"
Şahiner, hükümetin "sanal bet/casino" gelirlerine bel bağlayan ekonomi politikasının büyük bir risk barındırdığını vurguladı. Mali suçlarla mücadelenin yetersiz kalması durumunda Türkiye'nin gri listeden çıkma çabalarının da zarar görebileceğini belirten Şahiner, "Mali suçları, kripto trafiğini ve kara parayı denetleyemezseniz, bu ülkedeki şube bankalarının varlığını riske atarsınız. Ülkeyi mali anlamda yaşanmaz, nefes alamaz hale getirirsiniz" uyarısında bulundu.

"SOS Veriyoruz: 2027 Çok Geç"
Personel eksikliği konusunda "SOS" sinyali veren Şahiner, hükümetin polise yönelik istihdam planlarını "yetersiz ve geç" buldu. "2027'yi bekleyemeyiz. İç güvenlik tehdit altındayken polisin moral ve motivasyonu yerlerde sürünüyor. Hükümet polise 'idare et' diyor ama suçlu idare etmiyor" dedi.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Salahi Şahiner, Meclis Genel Kurulu’nda Polis Genel Müdürlüğü bütçesi üzerine yaptığı konuşmada, hükümetin güvenlik politikalarındaki vizyonsuzluğunu sert sözlerle eleştirdi. Şahiner, polisin "angarya" işler altında ezildiğini, suç çeşitliliğinin ürkütücü boyutlara ulaştığını ve mali suçlarla mücadelenin yetersizliği nedeniyle bankacılık sisteminin risk altında olduğunu savundu.

"Polis Postacı Değildir, Angaryayı Bitirin"
Polis teşkilatının asli görevi olan suçla mücadele yerine bürokratik işlerle boğuştuğunu belirten Şahiner, hükümete "idari reform" çağrısı yaptı. Şahiner, "Polis grev yapamıyor diye diğer dairelerin yapmadığı işleri polisin üzerine yıkamazsınız. Polis postacı değildir, tebligat memuru değildir. Mazbata dağıtmak, evrak taşımak polisin işi olmamalıdır. Bu angaryaları polisten alın ki polis sokağa insin, hırsızı, uyuşturucu tacirini yakalasın. Bunun için paraya değil, vizyona ihtiyaç var" dedi.

"Dünyadaki Her Suç Çeşidi Ülkemizde Var"
Ülkedeki suç yelpazesinin korkutucu derecede genişlediğine dikkat çeken CTP Milletvekili, "Dünyadaki suç örneklerinin neredeyse bir örneği mutlaka bu ülkede var. Ülke adeta bir suç laboratuvarına döndü. Uluslararası suç makineleri, aranan isimler aramızda dolaşıyor. Ama polisimiz bilgiye ulaşmak için hala 'kara kaplı defterleri' karıştırıyor. Teknoloji çağında polisi ilkel yöntemlere mahkum ettiniz" ifadelerini kullandı.

"Bankacılık Sistemi Tehlikede: Gri Liste Uyarısı"
Şahiner, hükümetin "sanal bet/casino" gelirlerine bel bağlayan ekonomi politikasının büyük bir risk barındırdığını vurguladı. Mali suçlarla mücadelenin yetersiz kalması durumunda Türkiye'nin gri listeden çıkma çabalarının da zarar görebileceğini belirten Şahiner, "Mali suçları, kripto trafiğini ve kara parayı denetleyemezseniz, bu ülkedeki şube bankalarının varlığını riske atarsınız. Ülkeyi mali anlamda yaşanmaz, nefes alamaz hale getirirsiniz" uyarısında bulundu.

"SOS Veriyoruz: 2027 Çok Geç"
Personel eksikliği konusunda "SOS" sinyali veren Şahiner, hükümetin polise yönelik istihdam planlarını "yetersiz ve geç" buldu. "2027'yi bekleyemeyiz. İç güvenlik tehdit altındayken polisin moral ve motivasyonu yerlerde sürünüyor. Hükümet polise 'idare et' diyor ama suçlu idare etmiyor" dedi.

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLjZmelo0ZzBFenBN

Şahiner: Polisi postacı yaptınız, asli işini yapamaz hale getirdiniz! Ülke suç müzesine döndü.

Cumhuriyetçi Türk Partisi 12 Aralık 2025 16:30

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ürün Solyalı, Meclis Genel Kurulu’ndaki Polis Genel Müdürlüğü bütçe görüşmelerinde, ülkenin güvenlik zafiyetlerini ve polis teşkilatının içinde bulunduğu zor durumu gözler önüne serdi. Hükümetin polise yönelik tutumunu "itibarsızlaştırma" ve "emek sömürüsü" olarak nitelendiren Solyalı, çarpıcı veriler paylaştı.

"Hükümet Polisin İtibarını Zedeliyor" Polis üst kademe yöneticilerinin atama sürecinde yaşanan kaosa dikkat çeken Solyalı, "Polis Genel Müdürü'nün atanmasını aylarca geciktirdiniz, teşkilatı başsız bıraktınız. Hükümet eliyle polis ancak bu kadar itibarsızlaştırılabilirdi" dedi. Solyalı, polisin sivil otoriteye bağlanması tartışmalarının ötesinde, mevcut hükümetin polise karşı bir "güvensizlik" beslediğini savundu.

"Polisin Parasını Çaldınız!"
Maliye Bakanlığı'nın polis bütçesindeki kesintilerini sert bir dille eleştiren CTP Milletvekili, "Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Maliye, polisin bütçesinden yüzdelik anlamda hırsızlık yaptı. Eğer hak ettiği pay verilseydi, polis bütçesi 1 milyar TL daha fazla olacaktı" ifadelerini kullandı. Solyalı, polisin %78 kapasiteyle çalıştığını, vardiya usulü çalışan personelin %25 ek mesai ile sınırlandırılarak ayın 20 günü "angarya" çalıştırıldığını belirtti.

"436 Polis Mesleği Bırakmak İstiyor, Güvenlik Çöküyor"
Konuşmanın en vahim tablosunu bir istatistikle ortaya koyan Solyalı, "Bu yıl 436 polis mensubu, teşkilattan ayrılarak başka kamu hizmetlerine geçmek için dilekçe verdi. Bu rakam, teşkilattaki motivasyonun ve çalışma koşullarının ne kadar kötü olduğunun kanıtıdır. 2032 hedefi 4500 polis iken, elimizdeki polisi de kaybediyoruz" uyarısında bulundu.

"Hedef Ülke Olduk, Organize Suçlar Artıyor"
Polis Genel Müdürü'nün "Kıbrıs'ın kuzeyi uyuşturucuda transit değil, hedef ülkedir" uyarısını meclis kürsüsüne taşıyan Solyalı, organize suçlar, kara para ve insan ticareti konularında daha etkin mücadele çağrısı yaptı. "Mafya liderleri buraları mesken tutuyor. Polisin teknik ve yasal altyapısını güçlendirmezsek, vay memleketin haline" diyen Solyalı, Mali Polis biriminin bile hala yasal statüde olmadığını hatırlattı.

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Ürün Solyalı, Meclis Genel Kurulu’ndaki Polis Genel Müdürlüğü bütçe görüşmelerinde, ülkenin güvenlik zafiyetlerini ve polis teşkilatının içinde bulunduğu zor durumu gözler önüne serdi. Hükümetin polise yönelik tutumunu "itibarsızlaştırma" ve "emek sömürüsü" olarak nitelendiren Solyalı, çarpıcı veriler paylaştı.

"Hükümet Polisin İtibarını Zedeliyor" Polis üst kademe yöneticilerinin atama sürecinde yaşanan kaosa dikkat çeken Solyalı, "Polis Genel Müdürü'nün atanmasını aylarca geciktirdiniz, teşkilatı başsız bıraktınız. Hükümet eliyle polis ancak bu kadar itibarsızlaştırılabilirdi" dedi. Solyalı, polisin sivil otoriteye bağlanması tartışmalarının ötesinde, mevcut hükümetin polise karşı bir "güvensizlik" beslediğini savundu.

"Polisin Parasını Çaldınız!"
Maliye Bakanlığı'nın polis bütçesindeki kesintilerini sert bir dille eleştiren CTP Milletvekili, "Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Maliye, polisin bütçesinden yüzdelik anlamda hırsızlık yaptı. Eğer hak ettiği pay verilseydi, polis bütçesi 1 milyar TL daha fazla olacaktı" ifadelerini kullandı. Solyalı, polisin %78 kapasiteyle çalıştığını, vardiya usulü çalışan personelin %25 ek mesai ile sınırlandırılarak ayın 20 günü "angarya" çalıştırıldığını belirtti.

"436 Polis Mesleği Bırakmak İstiyor, Güvenlik Çöküyor"
Konuşmanın en vahim tablosunu bir istatistikle ortaya koyan Solyalı, "Bu yıl 436 polis mensubu, teşkilattan ayrılarak başka kamu hizmetlerine geçmek için dilekçe verdi. Bu rakam, teşkilattaki motivasyonun ve çalışma koşullarının ne kadar kötü olduğunun kanıtıdır. 2032 hedefi 4500 polis iken, elimizdeki polisi de kaybediyoruz" uyarısında bulundu.

"Hedef Ülke Olduk, Organize Suçlar Artıyor"
Polis Genel Müdürü'nün "Kıbrıs'ın kuzeyi uyuşturucuda transit değil, hedef ülkedir" uyarısını meclis kürsüsüne taşıyan Solyalı, organize suçlar, kara para ve insan ticareti konularında daha etkin mücadele çağrısı yaptı. "Mafya liderleri buraları mesken tutuyor. Polisin teknik ve yasal altyapısını güçlendirmezsek, vay memleketin haline" diyen Solyalı, Mali Polis biriminin bile hala yasal statüde olmadığını hatırlattı.

YouTube Video VVVUNXE4U3VwVG1MSXphZGM5a3hraTBRLmExclNaQXZZalVJ

Solyalı: Polis bütçeden pay alamıyor, 436 kişi mesleği bırakmak istiyor

Cumhuriyetçi Türk Partisi 12 Aralık 2025 16:01