Cumhuriyetçi Türk Partisi – Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Sekreteri Kutlay Erk, Kıbrıs sorununun çözümü için liderlerin masadan kaçma gibi bir lüksleri olmadığını söyledi. Liderlerin bir an önce müzakere masasına dönüp sorunun çözümü için efor sarf etmeleri gerektiğini dile getiren Kutlay Erk, çözüm için çok geç kalındığını belirtti. Kıbrıs Türk ve Rum halklarının 50 yıl boyunca karşılıklı çok acılar çektiğine değinen Erk, iki halkın da hak ettiği yerlerde olmadıklarını ifade etti.
Seçimleri kazanan Derviş Eroğlu’dan umutlu olmadıklarını ama Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in göreve geldiği ilk zamanlarda çözüm için umutlandıklarını ancak sonradan hayal kırıklığı yaşadıklarını kaydeden Kutlay Erk, Anastasiadis’i bahaneler üretip masadan kaçmaya çalışmakla suçladı. CTP-BG Genel Sekreteri Kutlay Erk, bugün Sim TV’de Meyil Adakul’un hazırlayıp sunduğu “Öğlen Postası” programına konuk olarak Kıbrıs sorununda yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. Kıbrıs Rum tarafının bahaneler üretip masadan kaçmasının artık yettiğini ve masaya dönmesi gerektiğine vurgu yapan CTP-BG Genel Sekreteri Erk, Rumların münhasır ekonomik bölgede araştırma yapmaya devam etmeleri halinde yeni krizlerin olacağını, buna hiç gerek olmadığını söyledi.
“KOŞULLAR YERİNE GELEBİLECEK ŞEKİLDE DEĞİL”
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in masaya dönmek için sunduğu koşulların yerine getirilebilecek koşullar olmadığının altını çizen Kutlay Erk, bu koşulların yerine gelmesi halinde Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni resmen tanımış olacağını, bunun da mümkün olmadığını belirtti. Kıbrıs’ın güneyindeki siyasi partilerin tıpkı kuzeydeki partiler gibi liderlerine baskı yapmaları halinde Anastasiadis’in masaya dönebileceğini dile getiren Erk, bunun ise çok zor olduğunu belirtti. Rum Ulusal Konsey toplantısından müzakerelerle ilgili olumlu bir karar çıkmayacağını düşündüğünü kaydeden Erk, çıkacak olumsuz kararın sürecin Kıbrıslılar dışında ilerlemesine yol açabileceğini vurguladı.
“DAHA FAZLA GERGİNLİĞE DÜNYA MÜSAADE ETMEZ”
Hidrokarbon yataklarından dolayı Akdeniz sularında bir gerginlik olduğunu ifade eden CTP-BG Genel Sekreteri Kutlay Erk, bölgede daha fazla gerilim yaşanmasına ihtimal vermediğini, çünkü dünyanın buna izin vermeyeceğini söyledi. Ortadoğu’da zaten büyük bir gerilim ortamı olduğuna işaret eden Erk, Kıbrıslı Türkler olarak tek isteklerinin gerilimin bitmesi ve Kıbrıs sorununun çözümü olduğunu kaydetti. Türkiye’den KKTC’ye su geleceğini ve bu suyun adının “Barış Suyu” konduğunu anlatan Erk, çözüm olması halinde bütün kaynakların ortak olacağına vurgu yaptı.
“AB SOĞUK DAVRANDI, RUMLAR ‘HAYIR’IN BEDELİNİ ÖDEDİ”
Annan Planı için yapılan referandum hakkında “Rumlar hayır demelerinin beledini ödedi mi?” şeklinde gelen bir soruyu yanıtlayan Kutlay Erk, Güney Kıbrıs ekonomisinde yaşanan ciddi krizde Avrupa Birliği’nin Rumlara çok soğuk davrandığını ve bu şekilde hayır demelerinin bedelini ödettiğini söyledi. AB’nin kriz yaşayan ülkelere çok sıcak davranmasına rağmen Rumlara soğuk yaklaştığını ve hatta Kıbrıs Cumhuriyeti’nin diğer ülkelere oranla çok daha düşük bir miktar talep ettiğini ancak AB’nin bu miktarı çok geç verdiğini ifade etti. Kıbrıs’ta geçmişte çözüm olması halinde dünya bankasına bile kredi verebilecek duruma gelen Türkiye’nin de Rumlara bu krizinde sponsor olabileceğine işaret eden Erk, “Çözüm olsaydı kriz bu denli büyük olmazdı” dedi.
“HALKIMIZ KIBRIS SORUNUNU İLK PLANDA TUTMUYOR”
Kıbrıs sorununun bütün sorunların anası olduğunu bir kez daha vurgulayan CTP-BG Genel Sekreteri Kutlay Erk, buna rağmen Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs sorununda yaşanan sessizlikten ötürü halkın şu anda en büyük sorununun ekonomi ve işsizlik olduğunu belirtti. Kıbrıslı Türklerin de Eroğlu ile çözümün mümkün olmadığının farkında olduğunu kaydeden Erk, bir an önce halkın moralinin yerine gelmesi ve müzakerelerin başlaması gerektiğine işaret etti. 2015 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Sibel Siber’in başarılı olacağına yürekten inandıklarını belirten Erk, Siber’in seçilmesinden sonra masaya dahil olacağını ancak Anastasiadis’in masaya dönmemesi durumunda Sibel Siber’in müzakere masasının yeniden kurulması için uğraşacağını söyledi.
“TÜRKİYE’NİN ETKİSİ YOK”
Kıbrıs sorununun çözümünde “Türkiye ne derse o olur” algısının yıkılması gerektiğini belirten CTP-BG Genel Sekreteri Kutlay Erk, geçmiş Türkiye hükümetlerinin yıllarca Kıbrıs’ta taksimi savunup adayı Türkiye’ye bağlamak istediklerini ancak Kıbrıslı Türklerin bunu kabul etmediklerini, bunun da Türkiye’nin her istediğinin olmadığının en önemli göstergesi olduğunu vurguladı. Kıbrıslı Türklerin ürettikleri alternatif siyasetlerle taksim projesini değiştirdiğini ve bunun da en önemli öncüsünün CTP olduğunu dile getiren Erk, şu anda da Kıbrıs Türk halkının federal Kıbrıs’ı savunduğunu, bunun için de Türkiye’nin politikasını değiştirmek zorunda kaldığını belirtti.
“DEVRİMCİ POLİTİKALARIMIZI GELİŞTİRDİK, SAPMADIK”
CTP-BG’nin geçtiğimiz günlerde 44. yaşını kutladığını anımsatan Kutlay Erk, Kıbrıslı Türklerin en uzun yaşayan, halen faal olan ve faal olmaya da devam edecek partinin CTP olduğunu ifade etti. CTP’nin çok zor şartlar altında kurulduğuna dikkat çeken Kutlay Erk, CTP’lilerin de her türlü ötekileştirilmeye maruz kaldıklarını açıkladı. Erk, “Her türlü ateş çemberinden geçtik. Devrimci politikalarımızı geliştirdik, sapmadık. Emeğin en yüce değer olduğundan ve Kıbrıs’taki çözüm arzumuzdan asla vazgeçmedik. Üyelerimizi öldürdüler, partimize bomba koymak istediler. Yine de yılmadık. Kıbrıs’ın genelinde federalizmi bu kadar savunan tek parti CTP’dir. Bugün bizi çizgimizden sapmakla suçlayan partiler geçmişte birçok kez kapanıp açıldılar. Biz ise politikalarımız sayesinde ayakta kaldık” dedi.
“HALK SABRETMELİ, HÜKÜMET ÇALIŞMALI”
Hayvancılar Birliği’nin yaptığı eylemi de değerlendiren CTP-BG Genel Sekreteri Kutlay Erk, genellikle yılsonlarına doğru bütçenin çok daraldığını ve ödemelerde bir takım aksaklıklar yaşandığını belirtti. Nisan ayında yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinden dolayı bazı kesimlerin “Nasıl olsa seçim var, hükümetten her istediğimizi alabiliriz” mantığıyla hareket etmek istediğini anlatan Erk, bu eylemlerin ise halk arasında doğru ve samimi bulunmadığına işaret etti. Bu yöntemlerin siyaseti işlevsiz hale getirdiğini dile getiren Erk, bunun sonucunun ekonomiyi iyi etkilemeyeceğini söyledi. Hükümetin ekonomi politikalarında bütünlüklü davranabilmesi için halkın sabır göstermesi gerektiğine değinen Erk, hükümetin de çalışması gerektiğini ve ancak bunun sonucunda halkın kendi ayakları üstünde duran bir ekonomiye sahip olabileceğini ifade etti.