CTP Genel Başkanı, Lefkoşa milletvekili Tufan Erhürman bugünkü Meclis Genel Kurulu’nda Ercan Havaalanı’nın özelleştirilmesi ile ilgili araştırma komitesinin raporu hakkında konuştu. Erhürman yayımlanan rapor ışığında her aşamadaki hukuksuzlukları, ciddiyetsizlikleri ve devletin nasıl zarara uğratıldığını net bir biçimde ortaya koydu. Erhürman, görevi ihmal edenlerin yargılanmasını talep edeceklerini belirtti. Erhürman’ın konuşmasının satır başları şöyle:
“Tahsin Ertuğruloğlu buradan az önce dedi ki “ben Merkezi İhale Komisyonu aracılığıyla yapmadım ama ihale yaptım”. Bizim hukukumuzda sözlü ihale yapma gibi bir yöntem yok. 17 Şubat 2017 tarihli Meclis tutanağından Ertuğruloğlu’nun söylediklerini hatırlatalım:
Bir hukukçu göndermişler kendisine yardımcı olsun diye… İmza aşamasında öğrenmiş ki o hukukçu kontrollük hizmetini vermek üzere anlaşmayı imzalayacağı şirketin ortağı çıkmış. Ertuğruloğlu bunu imza günü fark ediyor. Yine Ertuğruloğlu kendi ağzından komitede aktardı. Üç tane arkadaşına sormuş bunlardan isim almış bu isimlerin içinden birini seçmiş. O kişinin ortağı olan bir hukukçu da önceden kendisine yardımcı olmak için buraya gelmiş ama o kişinin ortak olduğunu bilmiyormuş. Şimdi ben MİK aracılığıyla ihale yapmadım ama ihale yaptım dediğiniz bu mu? İnanılır gibi değil! Türkiye Başbakanlığı tarafından hukukçu gönderildi diyorsunuz ve o kişinin ortak olduğunu son anda öğrendiğinizi söylüyorsunuz. Bunu öğrenmenize rağmen neden imzalıyorsunuz? Devletin çıkarlarını dikkate almadığınız, ciddiyetsizliğiniz ortada.
Mahkemeye dava açıp Ercan’ı alan şirket tazminat istedi. Dava kapatılsın diye şirketle bir anlaşma yapıldı, sözleşme dört yıl daha uzatıldı. Aynı zamanda şirket Ertuğruloğlu’nun kontrolörlük hizmeti için istediği paranın iki taksidini ödedi. Şirket bu iki taksiti de geri alacağını söyledi. Kemal Dürüst kalan iki taksiti ödettirmekten de vazgeçti. Sadece dört yılı uzatmak değil kontrolörlük hizmetinin iki taksidinden de vazgeçtiler. Sizin bakanlar kurulunuz sizin devleti zarara soktuğunuzu söylüyor ve sözleşmeyi dört yıl uzatma kararı alıyor ve iki taksitten de vazgeçiyor. Siz ise Bakanlar Kurulu’nun devleti zarara uğrattığını söylüyorsunuz. Devleti zarara uğrattılarsa sizin bu bakanlar kurulunda işiniz ne?”
HUKUKSUZLUKLAR AVAN PROJE İLE BAŞLADI
“Ercan’ın özelleştirilmesi daha birinci günden itibaren inanılmaz bir hukuksuzluklar zinciri… Avan proje yani ön proje hazırlattırılacak ve parasını ihaleyi alan şirketin vereceği düşünülüyor ve avan proje hiçbir şekilde ihaleye çıkılmadan özel bir kişiye veriliyor. Nereden bulundu bu kişi? Tecrübeliymiş ama hiçbir şekilde ihale yapılmadan özel kişiye verildi. Komite toplantısına katılan Ersan Saner diyor ki yeterli süre yoktu ihaleye çıkmadık. Bir devlet ‘yeterli süre yok diyerek’ bunu yapamaz. Devlet hiçbir biçimde bunu yapamaz.
Türkiye’den gelen uzmana sorduk siz bu işi nasıl yapıyorsunuz diye. Onlar da bize ya yarışma ya da ihale yoluyla dedi. Ama bizim devlet ‘acelesi olduğu’ için kendilerine önerilen bir kişi ile yaptı. Hukuka aykırılıklar burada başladı. Ayrıca iddia o ki avan proje de doğru yapılmadı. Kısacası 250 bin – 500 bin dolar arası bir kişiye menfaat sağlandı, bu da ihalesiz yapıldı!”
EK SÖZLEŞME İLE İHALEYİ BOZDULAR
“10 Aralık 2012 esas sözleşmenin imzalandığı tarih… 15 gün sonra ek sözleşme imzalanarak esas sözleşmenin hükümlerinden bazıları değiştiriliyor. İhaleye giren şirketler ilk sözleşmeye uygun teklif atıyor ancak 15 gün sonra bunlar ek sözleşme yaparak ihaleyi ve eşitlik ilkesini bozuyor. İhaleye katılan diğer şirketler size dava açma hakkına sahiptir. 15 gün gibi kısa bir süre sonra yaptınız bu işi. İş başlamadan sözleşmeyi değiştirdiniz. Bu ciddiyetsizliğin, aceleciliğin, hukuk tanımazlığın açık seçik örneğidir.
Sözleşmede birinci değişen şey ’kusursuz fesih’. Ama “iktidara gelirsek ihaleyi iptal edeceğim” diyen Serdar Denktaş, bu hükümetin bir üysi olarak sözleşmenin 4 yıl süreyle uzatılmasına onay veriyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu! Denktaş’ın söyledikleri gerekçe gösterilerek sözleşme imzalandıktan 15 gün sonra ‘kusursuz fesih’i adeta imkansız kılacak değişiklikler yapılıyor. Ek sözleşmeyle her türlü sorundan ari şekilde devretmesek de şirket yatırıma başlayacak maddesi ekliyorlar. Bunun üzerine şirket bir hüküm eklettiriyor ve 48 ay içinde teslimatı tamamlamazsanız ben size tazminat davası açacağım diyor. Ve hükümet bunu kabul ediyor. Devletin lehine yaptıklarını söyledikleri değişiklik de devletin elinde patlıyor yani.”
ERTUĞRULOĞLU SUÇ İŞLEMİŞTİR, CEZASI HAPİSTİR
“Ertuğruloğlu’nun kontrolörlük işini ortaya atarken iddiası burada havalanını denetleyecek ekiplerin olmadığıydı. Türkiye’den gelen yetkililer ise “buna gerek yoktu biz denetlerdik” diyor. Ertuğruloğlu ise “Türkiye başbakanlığı bana hukukçu gönderdi denetleme konusunda yardımcı olsun diye” diyor. 1 Şubat 2017 tarihli komite toplantısında Bakan Ertuğruloğlu diyor ki “kontrolörlük yapacak müşavir firmayı tespit ederken ihale yapmadık”. Bir devlet ciddi bir devletse bir şirkete güvenmiyorsanız alengirli yollara başvurmaz ihaleye çıkarsanız kusur bile aramaksızın fesh edebilesiniz diye sözleşmeye kusursuz fesih koyarsınız ama siz ek sözleşme ile bunu ortadan kaldırdınız.
Kısacası, Ertuğruloğlu suç işlemiştir. Görevi ihmal suçudur. Ceza Yasası’na göre kamu görevlerinin gereklerini yerine getirmeyi ihmal etmek ya da geciktirmek suretiyle kamuyu zarara uğratanlar hafif bir suç işlemiş olur, 1 yıl hapis cezasına çarptırılır.”
SÖZLEŞMENİN 4 YIL UZATILMASI
“Bu ne zaman bilgimize geldi. 12 Haziran 2017’de Kemal Dürüst tarafından Meclis’te bilgimize getirildi. Ertuğruloğlu o gün kürsüye çıktı ve “bu sözleşmenin uzatıldığından bugün haberdar oluyorum” dedi. Komitenin elindeki belgeler konunun Ertuğruloğlu’nun da katıldığı bakanlar kurulunda görüşüldüğünü, kararın o toplantının tarihiyle yayımlandığını, daha sonra Ertuğruloğlu’nun ‘benim onayım yoktur’ yazılı itirazı ile Resmi Gazete’de karar tarihinin değiştirildiğini gösteriyor. Ertuğruloğlu’nun olmadığı bir toplantıyı karar tarihi olarak değiştirip yeniden yazıyorlar. Yalan yalan üstüne. Bunun üzerine bakanlar kurulu genel sekreterliği bu değişikliğin şehven yapılan hata üzerine gerçekleştirildiğini Resmi Gazete’ye bildiriyor. Ertuğruloğlu onay vermediğini yazılı olarak gönderdiği için toplantıya katılmadı diye değiştiriyorlar. Yani yalan söylüyorlar.
Oysa yapılması gereken iş çok açıktı. Şirket devlete karşı tazminat davası açtıysa, orada savunmanızı yapar, tazminat miktarını düşürmeye çalışırsınız. Sonra da çıkan tazminat miktarının kaç yıllık bir uzatmayla karşılanabileceğini bilimsel yöntemlerle hesaplattırırsınız. Bu işten anlayan tüm uzmanlar, yapılan dört yıllık uzatmanın devleti zarara uğrattığını açıkça ortaya koyuyorlar. Demek ki ortada görevi ihmalden dolayı devletin zarara uğratılması var. Yalnızca Ertuğruloğlu ile ilgili değil, 4 yıl uzatma kararını alanlarla ilgili olarak da meclis soruşturması isteyeceğiz. Olmazsa doğrudan polise başvuracağız. Görevi ihmal ederek devleti zarara uğratanların yargılanmasını talep edeceğiz.”