Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, geçtiğimiz gün beraberindeki heyetle birlikte Karaağaç ve Esentepe bölgelerini gezdi. Gittiği yerlerde yurttaşların sorunlarını dinleyen Erhürman, Nisan ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik kendisinin ve CTP’nin hedeflerini anlattı.
ERHÜRMAN: ÇÖZÜME ULAŞILAMAYAN KOŞULLARDA PROAKTİF DIŞ POLİTİKA YÜRÜTÜLMELİ
Erhürman, yaptığı konuşmada, farklı modelleri tercih edenler olmasına karşın, Kıbrıs Türk halkının her bireyinin bir an önce kapsamlı çözüme ulaşılarak öngörülebilirliğin sağlanmasını istediğini söyledi. Kapsamlı çözüme ulaşılamayan koşullarda da her yurttaşın, kapsamlı çözüm iradesini ve Kıbrıslı Türklerden kaynaklanmayan sebeplerle çözüme ulaşılamayan koşullardaki haklı taleplerinin proaktif bir dış politikayla dünyaya anlatılması gerektiğini belirten Erhürman, “Kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi, demokrasi, kendini kendi kurumlarının üreteceği kararlarla yönetme de Kıbrıs Türk halkının ortak iradesidir” dedi.
“GELECEĞE DAİR TALEPLERDE UZLAŞI VAR”
Kıbrıs Türk halkının geleceğe dair taleplerinde büyük ölçüde uzlaşma olduğunun altını çizen Erhürman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun içindir ki cepheleşmemize, bölünmemize, parçalanmamıza gerek yok. Bir an önce kapsamlı çözüm irademizi hep birlikte ortaya koymaya devam edeceğiz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra, beşli konferansın toplanmasını ve oradan bizi bir an önce kapsamlı çözüme ulaştıracak, sonuç odaklı ve ucu açık olmayan bir müzakere sistematiğinin çıkmasını sağlamaya çalışacağız. Ama yalnızca onunla yetinmeyeceğiz.
“ENGELLERİN KALDIRILMASI GEREKTİĞİNİ DÜNYAYA ANLATACAĞIZ”
Çözüme ulaşamadığımız koşullarda hem çözüm irademizi, hem de bizden kaynaklanmayan sebeplerle çözüme ulaşılamayan koşullarda, ticaretten turizme, spordan kültür-sanata kadar karşı karşıya bırakıldığımız engellerin kaldırılması gerektiğini bıkmadan usanmadan dünyaya anlatacağız. Tüm bunların yanında önemli bir işimiz daha var. Bu ülkede hükumetlerin ömürleri kısa. Hükumetler yalnızca kısa vadeli işlerle uğraşabiliyorlar. Oysa bizim reformlara, orta ve uzun vadeli projelere ihtiyacımız var. Kimileri aksini iddia etse de, Cumhurbaşkanı’nın statüsü ve anayasal yetkileri bu noktada devreye girmesine çok müsait.
“ZAMAN KAYBINA TAHAMMÜLÜMÜZ YOK”
Cumhurbaşkanlığı makamının beş yıllık istikrarlı görev süresini orta ve uzun vadeli işlerin yapılmasında kullanma zorunluluğumuz var. Aksi halde her gün zaman kaybediyoruz ve buna tahammülümüz yok. Önümüzdeki beş yıl Cumhurbaşkanlığı makamının, geniş kadrolarla, her alanda çok çalışması gereken bir beş yıl olacak”.