Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Tufan Erhürman, Şirinevler’i ziyaret etti ve yurttaşlarla buluştu. Ziyarette konuşan Erhürman, Cumhurbaşkanlığı makamının bugüne kadar yaptığı işler olduğunu ama içinde bulunduğumuz zorlu koşulların, önümüzdeki 5 yılda Cumhurbaşkanlığı makamının görev alanı olan her konuda çok daha aktif olmasını gerektirdiğini söyledi.
ERHÜRMAN: BÜTÜN BÜYÜK GÜÇLERİN GÖZLERİ BÖLGEDE
Erhürman sözlerini şu şekilde sürdürdü: “İçinde bulunduğumuz koşullar derken yanı başımızdaki gerginlikleri kastediyoruz. Ortadoğu’da ve Doğu Akdeniz’de ciddi bir gerginlik var. Bölgemizin çok yakınlarından ölüm haberleri geliyor. Biliyorsunuz ki adanın etrafında hidrokarbon çıktı. Bu yüzden bizim bölgemiz de artık bir gerginlik bölgesidir. Güney Kıbrıs’ın yaptığı birtakım anlaşmalar var. Dolayısıyla bu hidrokarbonun bölgede çıkmış olması pek çok uluslararası aktörü bu tarafa doğru çekti. Yani Kıbrıs sorunu artık tam anlamıyla bir uluslararası sorun haline geldi ve bütün büyük güçlerin gözleri artık bu bölgede.”
“CUMHURBAŞKANI BELİRSİZLİKTEN KURTULMAMIZI SAĞLAYACAK KOŞULLARI YARATMALI”
“İçeride çok ciddi bir ekonomik sıkıntının içindeyiz. Özellikle son 2 yılda Türkiye Cumhuriyeti’nden buraya kaynak aktarımı neredeyse yok denecek dereceye vardı. Bizim hükümetimiz döneminde, ‘Türkiye bu hükümeti sevmiyor’, ‘Türkiye bu hükümeti istemiyor’, ‘Bu hükümet gider ve yeni hükümet gelirse yağmur gibi para yağacak memlekete’ deniyordu. Ancak 2019’da gördük ki hükümet değişmiş olmasına rağmen, buraya kaynak aktarımı konusunda artık eski günlerdeki gibi değil durum. Yani bizim ekonomimiz de çok ciddi anlamda sıkıntı içerisinde. Biz Cumhurbaşkanlığı Seçimi’ne giderken, bugüne kadar olduğundan farklı bir siyaset tarzı belirledik. Seçeceğimiz Cumhurbaşkanı önümüzdeki 5 yılda Kıbrıs Sorunu’nun bir an önce çözülmesi için elinden gelen her şeyi yapmalı. Burada etkili ve yetkili olan tüm taraflarla, proaktif bir diplomasi içerisinde her şeyi konuşmalı. Artık biz bu işi çözmeye geldik yaklaşımıyla o masaya gidilmeli ve bir an önce bu ülkede belirsizlikten kurtulmamızı sağlayacak koşulları yaratmalıyız.”
“CUMHURBAŞKANI TÜM TARAFLARLA PROAKTİF BİR İLİŞKİ İÇİNDE OLMALI”
“Bizim bütün çözüm irademize rağmen, barışı inşa yolundaki bütün çabamıza rağmen, eğer yine oradan çözüm çıkmazsa, çözümü gerçekleştirene kadarki dönemde biz yine burada izolasyonlar altında kalmamalıyız. Cumhurbaşkanı bir yandan Kıbrıs Sorunu’nu çözmek için çalışırken diğer yandan doğrudan ticaret, direkt uçuş, Maraş’ın açılması, sporcularımızın uluslararası müsabakalara katılabilmesi konularında da ilgili, etkili ve yetkili tüm taraflarla proaktif bir ilişki içerisinde olmalı. Cumhurbaşkanlığı makamı artık memleketin içerisindeki sorunlarla da ilgilenmeli. Sayın Cumhurbaşkanı’nın 5 yıllık döneminde 5 başbakan değişti. Hükümetler görevde bulundukları sürenin yetersizliğinden dolayı, yapmaları gereken işleri yapamıyorlar. Bizim hükümetimiz döneminde bir ay içinde Sterlin 4,5 TL’den 9 TL’ye çıktı. Aynı sene içerisinde sel felaketleri yaşadık. Aynı dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nden buraya kaynak da gelmedi. 15 ay görev yapabildik. Bu sıkıntılı koşullarda, neyi gerçekleştirebilirsek, o kadarını gerçekleştirebildik. Orta ve uzun vadeli projelerimizi hayata geçirmeye fırsat bulamadık. Ancak tarihte ilk kez yerel kaynaklardan Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na maaşlar, elektrik ve su faturaları için 334 milyon TL aktardık.”
“DİK DURACAKSANIZ, ÖNCE KENDİ AYAKLARINIZIN ÜSTÜNDE DURACAKSINIZ”
“15 ay olmasına rağmen, en sıkıntılı koşullarda bile kendi ayaklarımız üzerinde durabileceğimizi gösterdik. Kıbrıs Türk halkı bundan gurur duymalıdır. Bu ülkede istikrar sorunu vardır. Artık bu ülkede yürütmede bizim istikrarlı bir makama ihtiyacımız var. Cumhurbaşkanlığı’nın görev süresi 5 yıldır. Ne koalisyon ortağı var ne de erken seçim ihtimali var. Cumhurbaşkanı bu 5 yıllık görev süresi içerisinde, yürütmenin içerisinde aktif bir şekilde görev almak suretiyle bu memleketin sorunlarına el atmak zorundadır. Bu memleketin gailesini çekmek zorundadır. İçeride ve dışarıda bu memleketin sorunlarıyla ilgilenmek zorundadır. Dik duracaksanız, önce ayaklarınız üzerinde duracaksınız. Ayaklarınız üzerinde de ekonomik olarak duracaksınız. Kendi gelirinizle, kendi giderlerinizi karşılayabileceksiniz.”
“BİZ BU ÜLKEDE ÜRETİRİZ, YETER Kİ ENGELLER KALKSIN”
“Cumhurbaşkanı’nın hem AB ile hem BM ile hem Türkiye ile konuşmasına ihtiyacımız var. AB’ye diyecek ki, ‘Sen bana turizmin, yükseköğretimin, benim Avrupa’ya mal satmamın önündeki engelleri kaldır. Doğrudan Ticaret ve Yeşil Hat Tüzüklerinde yapman gerekenleri yap.’ Türkiye’yle konuşmamız gerekiyor. Daha fazla turist ve öğrenci Türkiye’den gelsin. Biz ürettiğimiz malları Türkiye’ye satabilelim. Biz bu ülkede üretiriz. İddiaların aksine Kıbrıs Türk halkı asla tembel değildir. Biz bu ülkede üretiriz, yeter ki önümüzdeki engeller kalksın. Bunları da konuşacak olan Cumhurbaşkanı’dır. Bizim Türkiye’yle karşılıklı saygı içerisinde, ekonomik ve mali ilişkilerimizi yeni bir düzleme oturtmamız lazım. Bizim Türkiye’ye bir saygısızlığımız, sevgisizliğimiz yoktur. Ama oradan da buraya böyle laf söylenmesine iznimiz yoktur. Bizim derdimiz, bu halkın varlığını, kültürünü, kimliğini geliştirerek geleceğe taşımaktır. Bunun için de Cumhurbaşkanlığı’na adayız. Ve ikinci tura kesin kalacağız. Oradan da sizin iradenizle Cumhurbaşkanlığı görevine geleceğiz. Var gücümüzle de tüm bu sorunları aşmak için gece-gündüz çalışacağız. Yetkilerimizin ve neler yapabileceğimizin farkındayız.”