CTP, Kalkanlı Yaşam Evi’nin toplumun ihtiyacı olduğunu belirten açıklama yaptı. Açıklama şu şekilde:
Dörtlü hükümet döneminde ülkemizde tıbbi bakım gerektiren hasta bakımı konusunda ciddi ihtiyaç saptanmış ve sorunun çözümüne dair çalışmalar hızla başlatılmıştı. Uzman kişiler tarafından oluşturulan komite, özel bakımevlerinin yaşanan yasal boşluklardan dolayı denetimlerinin yapılamaması, nerdeyse bakıma muhtaç yaşlı veya özel gereksinimli bireylerin ihmal ve istismar edilmesine varan olaylar yaşanmaktaydı. Bunların ortadan kaldırılması ve özel bakımevlerinin yasal alt yapılarının oluşturulması ve kamuya ait bakımevlerinin açılması ivedi ve elzemdi. Girne Hastanesi eski binasının tarihi yapısına uygun bir şekilde bakım evi yapılabilmesi için ihale şartnamesi hazırlanmıştı. Kamu ve özel bakım evleri mevzuat çalışması yapılırken eş zamanlı olarak kamuya ait binalar gözden geçirilmişti. Amaç, devletin malı olan kamusal binaların yine kamunun en önemli gereksinimleri göz önünde bulundurularak hizmete sunulması ve kamu maliyesine yeni bir külfet getirmemekti. 2013 yılında bakanlar kurulu kararıyla Maliye Bakanlığı tarafından devralınan Kalkanlı’daki bina, 2018 yılına kadar herhangi bir şekilde halkın hizmetine sunulmamış, nerdeyse atıl bir durumda kalmıştı.
Sağlık Bakanlığı’nın bina araştırmaları sırasında Kalkanlı’daki bina da Kamu Bakımevi’ne dönüştürülmesi gündeme gelmişti. Güzelyurt ve Lefke bölgesinde veya yakın bölgelerde hiçbir bakımevinin olmaması büyük bir eksiklikti. Özellikle dar gelirli ailelerinin bakıma muhtaç yakınlarının mağdur olması da binanın konumu ve verilecek hizmetin bölgesel alternatifinin olmaması da göz önünde bulundurulmuştu. Kalkanlı’daki binanın, fiziki alt yapı olarak hızla Bakımevi hizmetleri verebilecek şekilde düzenlemeler yapılmasına karar verilmişti.
10 Ekim 2018’de Sağlık Bakanlığı’nın oluşturduğu komite, yasal alt yapı için çalışmalara başladı. Mevzuat çalışmaları yapılırken bütünlüklü düşünülüp sosyal devlet bilinci ve ülkemiz koşulları göz önünde bulundurulmuş, AB normları ve yakın coğrafyadaki uygulamalar incelenmişti. Kamusal hizmetler verilirken özel girişimcilerin de bakım evi hizmeti verirken yasal zemine oturtulması ve denetime tabi olmaları da dikkate alınmıştı.
Hukuk Dairesi’nin görüşlerine sunulan Kamu Bakım ve Tedavi Merkezleri Tüzüğü Kalkanlı Yaşam Evi’nde verilecek olan hizmetlerin yasal tabanı olacaktı. Hukuk Dairesi bu Tüzük ile ilgili olarak Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi Yasası tahtında yapılmasına uygun olduğunu belirtmişti. Sadece alınacak ücretler ile ilgili bazı önerilerde bulunmuştu. 2018 yılının aralık ayında mevzuat tamamlanıp Hukuk Dairesi’ne gönderilerek, Ocak 2019 tarihinde Kalkanlı Yaşamevi fiziki düzenlemeler yapılıp hizmete açıldı. Hukuk Dairesi’nden görüş, 2 Mayıs 2019 tarihinde Sağlık Bakanlığı’na ulaştı ve ilgili küçük düzenleme yapılamadan 9 Mayıs 2019 tarihinde hükümet bozuldu. Daha sonraları kurulan UBP hükümetleri tarafından da hizmetleri devam ettirilen Kalkanlı Yaşam evininin yasal çalışmaları, diğer sağlık bakanları tarafından da yürütüldü. Kalkanlı Yaşamevi dörtlü hükümet döneminde fiziki olanakları ve Sağlık Bakanlığının personel yapısı da göz önünde bulundurularak hizmet alıcıların sayısı sınırlı tutularak en doğru sağlık ve bakım hizmetleri verilmeye çalışıldı. Daha sonra gelen UBP hükümetleri döneminde, hasta yakınlarının da yoğun talepleri ve baskılarıyla Sağlık Bakanlığı birçok bireyi bakımlarının gerçekleştirilmesi için Kalkanlı Yaşamevi’ne yönlendirdi. Gerekli yasal düzenlemeyi de yapmayarak bakım ve tedavi hizmetlerinde aksamalar yaşanmasına neden oldu. Kalkanlı Yaşamevi’nin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Hizmetler Dairesi’ne devredilmesi ile Yasal statüye kavuşturulması ise şu anda yürürlükte olan 71/1989 Sayılı Huzurevi Yasası ile mümkün değildir. Sosyal Hizmetler’in sorumluluğunda bakımevleri yasası veya Tüzüğü bulunmamaktadır.
Kalkanlı Yaşamevi herhangi bir yasallığa kavuşmamıştır. Böyle bir çalışma da gündeme gelmemiştir. Ayrıca halen yürürlükte olan 08/1988 sayılı Sosyal Hizmetler Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası’ndaki kadrolar bu hizmetleri vermeye kesinlikle yeterli değildir. Bu, şu anda kısıtlı olanaklar ile hizmet vermeye çalışan Sosyal Hizmetler dairesine bağlı Huzur Evinde de görülmektedir. Kamu niteliğinde olan ve personelin asıl ve sürekli kadrolarda olması gereken Huzurevi’nde personelin çoğunluğu hizmet alımı şeklindedir. Bu oran hizmetlerin sürekliliği ve denetimi açısından kabul edilebilir bir durum değildir. Söz konusu huzur evinde dört kamu personeli, 17 hizmet alımı vardır. Kalkanlı Yaşam Evi Sağlık Bakanlığının Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi Yasası incelendiğinde kurulabilecek merkezler arasındadır ve yasaldır. Diğer yandan Kalkanlı Yaşam Evi’nin bakım evi statüsünden çıkarılması da Sağlık Bakanlığının tek bakım evi olan Bülent Ecevit Rehabilitasyon Merkezini tamamen doldurmuş ve bu anlamda ne Sağlık Bakanlığının ne de toplumun hiçbir alternatifi kalmamasına neden olmuştur. Olması gereken, toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek kamunun elindeki bakım evlerinin geliştirilmesi ve özel bakım evleri için de çağdaş bir yasa yapılmasıdır. Bu konuda da Sağlık Bakanlığı ve “hükümeti” göreve davet ediyoruz.
Cumhuriyetçi Türk Partisi
08.05.2023