Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Lefke’yi ziyaret ederek Belediye Başkanı Aziz Kaya ve bölgede varlık gösteren sivil toplum örgütleri ile bir araya geldi. Erhürman, Lefke’nin madencilik geçmişinden gelen bir travması olduğunu, bunu da kimsenin görmezden gelemeyeceğini söyledi. Lefke’de madencilikten kaynaklanan çevre sorunu bulunduğuna dikkat çeken Erhürman, kimsenin Lefke ile ilgili bir şey konuşurken bütün bunlar olmamış gibi davranamayacağını kaydetti.
“SÜREÇTEN HERKES DERS ÇIKARMALI”
Coronavirüs sürecinin yönetme erkini elinde bulunduran veya bulundurma ihtimali bulunan herkese bilimin temelinde hareket edilmesi gerektiğini öğrettiğini vurgulayan Erhürman, “Umarım bu ders diğer alanlarda da artık kullanacağımız bir ders haline gelir. Yani bu deneyim, ekonomide de, maden meselesinde de, çevre meselesinde de bilimin verileri ışığında davranmamız gerektiğini, doğru yönetimin ancak bilimsel verilerin üzerine inşa edilebileceğini bize göstermiştir umarım.”
“LEFKE HALKININ KABUL ETTİĞİ BİR ŞEY YAPILMALI”
Erhürman sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Çevre hukukunun en temel ilkelerinden biri katılımcılık ilkesidir. Görevde olduğumuz dönemde hazırlanan, İyi İdare Yasası, Bilgi Edinme Hakkı Yasası gibi birçok yasa da bu temel ilke üzerine inşa edilmiştir. Her ne yapılacaksa burada bu saatten sonra, muhakkak surette Lefke halkının da dahil olacağı bir yapının üreteceği kararlar çerçevesinde yapılmalıdır. Kararlara katılmayı talep ederken üç nokta belirliyorsunuz. Lefke’deki Sivil Toplum Örgütleri, belediye ve üniversite. Bana göre tam da üçgeni tamamlıyor. Hem halkı temsil ediyor, hem bilimi, hem de bölgesel yönetimi. Her ne yapılacaksa da Lefke halkının istediği ve kabul ettiği bir şey yapılmalıdır.”
“HALEN BAŞLADIĞIMIZ NOKTADAYIZ”
“Ben mevcut durumdan mutlu değilim. Birçok noktada başa sardık. Yola çıkışımızın sebebi CMC’nin yarattığı çevre felaketini ortadan kaldırmaktı. Şimdi neredeyiz? Bu kadar yıldan sonra başladığımız noktada halen duruyoruz. CMC turizm açısından da, tarım açısından da, yükseköğretim açısından da negatif etki yapıyor. Üniversiteniz üzerinden kendinizi yurt dışında tanıtırken, burada CMC’nin bulunuyor olması sevineceğimiz bir şey değil. Dolayısıyla bununla ilgili de bir şey yapmamız lazım. Hiçbir şey yapmama hali, benim tercih ettiğim bir hal değil. Tabii ki doğru sözleşmeyi yapmak lazım. Doğru sözleşmeyi yapmak için, doğru ihale sürecini yaşamak lazım. Doğru ihale sürecini yaşamak için, doğru şartnameyi hazırlamak lazım. Doğru şartnameyi hazırlamak için de doğru bilimsel yöntemi bulmak lazım. Şartname net olmalıdır ki biz oradan takip edebilelim. Biz bu ülkede büyük işlerde doğru sözleşmeyi hazırlamada sıkıntılar yaşadık. İşte CMC’de de bu adımlar çok dikkatli, çok da aceleye gelmeden atılmalıdır. Bu alanda yapacağımız doğru iş, turizm açısından da eğitim açısından da, tarım açısından da bize artı değer olarak geri gelecek.”