CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, Türkiye AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın açıklamasının Türkiye’ye hiçbir yarar sağlamayacağını vurguladı…

Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, Türkiye Cumhuriyeti AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın, “KKTC’nin Türkiye’ye bağlanmasının bir seçenek” olduğunu söylediği açıklamanın samimiyetinin tartışılır olduğunu kaydederek, müzakerelerin hiçbir döneminde böyle bir seçeneğin masaya gelmediğini vurguladı.

CTP-BG Genel başkanı Yorgancıoğlu, bu sabah Ada TV’deki “Günaydın Ada” programında Esra Yıldız’ın sorularını yanıtladı. Kıbrıs sorunu ve TC AB Bakanı Başmüzakereci Egemen Bağış’ın açıklamaları üzerinde yoğunlaşan programda CTP-BG Genel Başkanı, kıbrıs Türk tarafının masaya yapıcı öneriler koyan taraf olması gerektiğini belirtti.

KKTC’nin Türkiye’ye bağlanmasını bir seçenek olarak gösteren ve KKTC’den gelen tepkileri “Rumcu” suçlamasıyla karşılayan Bağış’ın açıklamalarını değerlendirirken hiçbir şeyin birden ortaya çıkmayacağına işaret eden Yorgancıoğlu, ikinci Cumhurbaşkanı Talat’ın Cumhurbaşkanı olduğu dönmemde iki liderin görüşerek, tam olarak çözemeseler de-  vardıkları noktanın bilindiğini kaydederek, “Sayın Eroğlu, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra bu noktanın gerisine düştü” dedi. Gelinen süreçte görüştükleri yabancı diplomatların, 2004 yılından sonra “çözüm isteyen taraf” olarak ortaya çıkan Kıbrıs Türk tarafının imajının olumsuz yönde değişmekte oldukları mesajı verdiklerini anlatan CTP-BG Genel Başkanı, buna karşın Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun prensipler yerine ayrıntılarla uğraşarak zaman harcadığını kaydetti. Yorgancıoğlu, kendisiyle görüştükleri BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in, “Eroğlu geçmişte varılan anlaşmaları kabul edip yolun önünü açmazsa suçlanacak taraf Türk tarafı olacak” dediğini de kaydederek, şöyle konuştu: “Tüm bunlar ortadayken ansızdan kamu gündemine anlaşma olmazsa kuzey Kıbrıs’ın TC ye bağlanacağı iddiaları oturdu. Bu, samimiyeti tartışılır bir açıklama. Bir taraftan çözüm istediğinizi söylüyor öte taraftan ‘bağlanma’ diyorsunuz. Masada böyle bir seçenek yok. Masada federasyon, çözüm olmazsa Kıbrıslı Türklerin gelecekleri için verecekleri mücadele var ama ‘bağlanma’ şeklinde ortaya konan bir üçüncü seçenek hiç tartışılmamış, görüşülmemiş, dünyanın kabul etmeyeceği bir seçenek. Üstelik Kıbrıs AB üyesi olurken, Kıbrıs adasının bütünü AB üyesi oldu. Böyle durumda bu ifade, AB topraklarının Türkiye tarafından içine alınması demektir ki, Türkiye’ye de bir şey kazandırmaz.  Bizim hassasiyetimiz şu, ister Kıbrıs ister Türkiyeli politikacılar olsun kullandıkları ifadelerin ne anlama geldiğini nasıl sonuç doğuracağını çok iyi hesaplamalı, dünyadaki siyaseti şekillendiren büyük aktörler tarafından nasıl algılanacağını değerlendirmelidirler. İlhak hiçbir zaman ne gündem, ne resmi politika oldu, ne de masaya geldi. Dolaysıyla tepki doğuracak bu tür açıklamalardan uzak durulması gerekir”.

Yorgancıoğlu, içinde bulunulan süreçte tek hedefin çözüm olması gerekliliğini vurguladığı açıklamalarında, “böyle süreçte bize göre esas olan Kıbrıslı Türklerin çıkarlarını gözeten bir anlaşmadır. Tanımı yapıldı. Siyasi eşitliğe dayanan iki eşit devlet iki bölgeli iki toplumlu bir federasyon” diye konuştu.

Kıbrıs’ın bölünemeyecek kadar küçük, üstünde ve çevresindeki zenginliklerin ise her iki toplumun ortak malı olduğunu ifade eden CTP-BG Genel Başkanı, gerginliğin hiçbir zaman hiçbir ülkeye yarar sağlamayacağının altını çizdi.

“Bunları düşündüğünüz ve Türkiye’nin dünyaya entegre olmayı hedefleyen bir ülke olduğunu göz önünde tuttuğunuza en akılcı tavır çözümü desteklemesidir” diye konuşan CTP-BG Genel başkanı Özkan Yorgancıoğlu, çözümden söz ederken , “gidip Rumlara teslim olmaktan” söz etmediklerini de kaydederek, ancak sorunun çözülmemesi durumunda bunun sorumlusunun Rumlarda olduğunu anlatacak politikalar üretilmesinin gerektiğini belirtti.

“EROĞLU HALKA DOĞRULARI SÖYLEMİYOR”

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun halka doğruları söylemediğine de işaret eden Yorgancıoğlu, birinci Greentree zirvesinde her şeyin bitmek üzer olduğu havasının yaratılmaya çalışıldığını anımsattı.

İkinci Cumhurbaşkanı Talat’ın Türkiye Dışişleri bakanı Davutoğlu ile istişare ederek hazırladığı 4 Ocak paketinde oluşturulan yapının bir yandan Türkler istediğini elde ederek dönüşümlü başkanlığın daha kalıcı olmasını sağlarken diğer yandan da Rum tarafının kabul etmesini sağlayacak düzenlemeler içerdiğini kaydeden Özkan Yorgancıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Sayın Eroğlu ısrarla, ‘Rumlar zaten paketi kabul etmemişti’ diyor. Doğru paketi, paket olarak kabul etmemişti ama 12 maddelik paketin her maddesi ayrı ayrı tartışılmış büyük oranda (%85) küçük değişikliklerle mutabakat ortaya çıkmıştı. Bu da tutanaklarda ama Sayın Eroğlu bunu söylemiyor. Sayın Eroğlu çapraz oyu geri alınca karşı taraf da dönüşümlü başkanlığı aldı. Oysa bu Kıbrıslı Türklerin elde ettiği çok önemli bir şeydi. 6 yılda içinde 2 yıllık bir başkanlık olsa da, adanın bütününü Kıbrıslı Türklerin idare etmesi dünya indinde itibar yaratacaktı. Sayın Eroğlu’nun çapraz oyu geri çekmesi dönüşümlü başkanlığı ortadan kalkmakla kalmadı. Rumlar, bunu koz olarak kullanıp anlaşmazlığı ileri taşırken sorumlu Türk gösterme fırsatını da elde etti”.

CTP’nin muhakkak bir anlaşma olması üzerinde ısrarla durduğunu, anlaşma olmaması durumunda ise bunun sorumlusunun Kıbrıs Türk tarafının olmamasını istediğini vurgulayan CTP-BG Genel başkanı, akılcı, Kıbrıslı Türklerin çıkarlarını gözeten politikaların üretilip masaya konması gerektiğini kaydetti. Yorgancıoğlu, “Biz diyoruz ki Talat döneminde 4 Ocak paketinde büyük oranda ne kabul edilmişse kıbrıs Türk tarafı t o noktaya dönmeli ve dönüşümlü başkanlık ile birlikte çapraz oyu kabul ettiğini; referandumla halkoyuna sunulacağını açıklanmalı” dedi.

Sadece Rum tarafının önerilerini reddetmenin yetmediğini, karşı öneri de sunulması gerektiğini ifade eden Özkan Yorgancıoğlu, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun ise bunu yapmadığını, yapıyorsa bile çok az yaptığını, böylelikle de Kıbrıs Türk toplumundaki çözüm beklentilerini endişeye sürüklerken Downer’in de bu endişeleri doğrulamasına neden olduğunu kaydetti. Yorgancıoğlu, bir çözümsüzlük durumunda bunun sorumlusu olarak Kıbrıs Türk tarafının gösterilmesinin Kıbrıslı Türklerin yeniden büyük bedeller ödemesine yol açacağı uyarısında bulunduğu açıklamalarında “bedeli 64’ten beri zaten biz ödüyoruz. Rum tarafının bunda rolü olsa da bazılarında geçmiş Türkiye Cumhuriyeti ve bizim yönetimlerimizin hataları var” diye konuştu. Yorgancıoğlu, Kıbrıs Türk tarafının masaya yapıcı öneri koyan taraf olmasının gerekliliğinin altını çizerek, Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskopos’u Hrisostomos’un çözüm istemediği açıkken, Rum Yönetimi Başkanı Hristofias’ın ise cesur davranmadığını hatırlatarak, bu gerçeği dünyaya göstermek için Türk tarafının masaya yapıcı öneri koymasının gerekliliğini bir kez daha vurguladı. Yorgancıoğlu, “Aksi takdirde hem Türkiye, hem de Kıbrıslı Türkler dünya tarafından olumsuz algılanacak” diye konuştu.

Doğal gaz konusunun ise Kıbrıslı Rumların elinde bir koz olduğu görüşüne katılmadığını da kaydeden CTP-BG Genel Başkanı, Kıbrıs’taki doğal gazın hedef Pazar olan Avrupa’ya iletilmesi için en ekonomik, akılcı ve pratik yolun Türkiye üzerinden ve var olan hattın kullanılması olduğunu hatırlattı.

“Tüm bulları değerlendirmemiz ve akılcı bir politika izlememiz lazım” diye konuşan CTP-BG Genel başkanı, sözlerini, “Bir anlaşma olacaksa her maddesi referandumda halkoyuna sunulmalı. Böylelikle Sayın Eroğlu da sorumluluğunu halkla paylaşmış olur” diyerek noktaladı.

 

CTP Basın Bürosu