Erhürman hükümeti ciddiyete davet etti

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman dün akşam katıldığı televizyon programında değerlendirmelerde bulundu. Erhürman, Kıbrıs Sorunu ve iç meseleler ile ilgili hükümetin ciddiyetsizliklerine dikkat çektiği konuşmasında önümüzdeki hafta bütçe maratonunun başlayacağını, CTP’nin görüşlerini orada paylaşacağını ancak hazırlanan bütçede Kıbrıslı Türklerin kendi ayakları üzerinde durması için yapılan bir çalışma olmadığını belirtti. Erhürman, hükümetin cumhurbaşkanlığı seçimlerine yoğunlaştığını, hayati sorunlarla ilgilenmediğini ifade etti. Erhürman, “Hükümet günlük cari işlerle ve cumhurbaşkanlığı adaylığı problemleri ile uğraşıyor” dedi. Erhürman’ın değerlendirmeleri şöyle:

KIB-TEK KONUSU: HÜKÜMET VERDİĞİ SÖZÜ TUTMADI
“Kıb-Tek’te yaşanan meselede üzerinde durduğumuz nokta şu: Hükümet EL-SEN ile bir protokol imzaladı ve 45 gün içerisinde bu konuda hamle yapacağını oraya yazdı. Aradan 45 gün değil 90 gün geçti ve hala verilen söz tutulmadı. Hükümet bir söz veriyorsa bunu tutmalıydı. Hesabını kitabını yapmış olmalıydı. Bu hükümet ile ilgili en çok kullandığım kelime ‘ciddiyetsizlik’. Birçok adımda ciddiyetle bağdaşmayan işler görüyoruz. Bir taraftan istifa ‘var’ deniliyor, bir taraftan Bakan ‘yok’ diyor. Yine ciddiyetsizlikten başka bir yorum yapamayacağım. Bizim dönemimizde Kıb-Tek ile ilgili olarak kablo ile elektrik konusu AB ve Türkiye ile görüşüldü ortaya bunun gerçekleşebileceği koşulların olmadığı ortaya çıktı. Alternatif enerji modelleri üzerine de çalışmalar yapıldı. Bakanlar Kurulumuz uluslararası ihale ile ilgili olarak karar üretti. Yeni hükümet geldi ve santrallerin gerekli olmadığını söyledi ama sonra sendika ile protokolü imzalayıp 45 günde adım atılacaklarını söyledi.”

KIBRIS SORUNU: ANASTASİADİS BİZE İKİ BUÇUK YIL KAYBETTİRDİ
“Cumhurbaşkanının verdiği bilgilerde çok yeni bir şey yoktu, bildiğimiz, BM Genel Sekreteri Guterres’in belgesinde okuduğumuz şeylerdi ama tabii bizim de sorularımız vardı onlara yanıt aldık. Berlin tartışmalarına gelince… Görüşler üçe ayrıldı. Bir grup Berlin’de gidilmesin dedi, diğeri buradan bir şey çıkmayacak dedi, biz ise bu görüşme önemlidir siyasi eşitliği tartışma konusu olmaktan çıkarır ve beşli görüşmenin kapısını açarsa bu bir başarıdır dedik. Genel Sekreterin raporu da haklılığımız ortaya koydu. Ancak Rum lider Anastasadis siyasi eşitlik tartışmalarını başlattığında Guterres, ‘bunları boş verin, esas meseleleri konuşalım’ diyebilirdi. Anastasiadis bize iki buçuk yıl kaybettirdi. Siyasi eşitlik temel bir parametredir ve tartışmaya açılacak bir konu değildir. Kıbrıs’ın tamamının bir an önce kapsamlı çözüme ihtiyacı var. Son dönemde Türkiye’nin Libya ile imzaladığı anlaşma da sürece eklenince Doğu Akdeniz’de ciddi bir gerilim var. Bunun nasıl çözülebileceği de belli. Bu durum bölgede barışı sağlayabilir. Bu yüzden sürecin ucunun açık olmaması konusunda Berlin’de yeterli vurgu yapılabilirdi ancak bu olmadı.”

NEDEN FEDERASYON?
“Biz federasyon konusunda ısrarcı olmakla aslında ne konusunda ısrarcı olduğumuzu da anlatmakla yükümlüyüz. Neden federasyon diye soruyorlar… Herkes iddia ediyordu ki Anastasiadis konfederasyonu veya iki devletliliği tartışmaya hazır ama ne oldu BM’ni masasında hangi çözüm formülü olduğu son olarak Berlin’de görüldü. Biliyorsunuz hükümet programında AB çatısı altında iki ayrı devleti müzakere edeceğiz denildi. Bunun için önce Anastasiadis’in KKTC’yi tanıması gerekir bu da yetmez 28 AB ülkesi ve BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi beş ülkenin bunu kabul etmesi gerekir. BM son olarak Berlin’de de “iki toplumlu, iki kesimli, siyasi eşitliğe dayalı federasyon” dedi. Bir Türk tezi olan federasyon tezini bir kez daha ilan etti. Bu tezi masaya Türkiye ile birlikte Kıbrıs Türk tarafı masaya koymuştur. Bir an önce öngörülebilir koşulların oluşmasını hepimiz istemiyor muyuz? Gerilimin yerini kalıcı barışa bırakması gerekiyor. Çocuklarımız için istediğimiz budur.”

BUNA RAĞMEN OLMUYORSA…
“Doğrudan ticaret, direkt uçuşlar, Maraş’ın BM ile müzakere ederek açılmasına kadar, gençlerimizin uluslararası spor müsabakalarında temsiline kadar çözüm irademizi durmadan, oturmadan dünyaya anlatmak zorundayız. Biz Kıbrıslı Türkler 2004’te çözüm irademizi, barış irademizi ortaya koyduk, hep koyduk, yine koyuyoruz ama buna rağmen olmuyorsa artık bu engelleri kaldırın deme hakkını sonuna kadar kullanmalıyız.”

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ VE BÜTÇE MARATONU
“Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik Parti olarak yaptırdığımız anket çalışmaları var ama bunları basınla paylaşmıyoruz çünkü bunlar parti içi çalışmalarımızda ele aldığımız konular. Yayınlanan anketleri görüyorsunuz aralarında uçurumlar var. Değerlendirme açısından uygun bir ortamın olduğunu düşünmüyorum. Adayların ortaya çıkmadığı, vizyonların netleşmediği bir ortamda çok da sağlıklı veriler sunmuyor anketler. Önümüzde 10 günlük bütçe maratonu var. Görüşlerimizi paylaşacağız ama bu görüşlerin temelinde şu özet yatıyor: Bizim bu ülkede kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomiye, demokrasiye ve kendi kendimizi yönetme konusundaki eksikliklerimizi gidermeye ihtiyacımız var. Hükümetin çalışmalarını da bu gözle bakarak değerlendiriyoruz. Maalesef bu konulara yönelik bir çalışma olmadığını görüyorum. Hayati sorunlarımızla ilgilenmiyorlar. Cumhurbaşkanlığı adaylık problemleri hükümetin dikkatini oraya yoğunlaştırmış durumda. Bir yandan günlük cari işlerle bir yandan da cumhurbaşkanlığı seçimleri ile uğraşıyorlar. 2019’u kaybettik ama 2020’yi de kaybetme lüksümüz yoktur. Hükümeti ciddiyete davet ediyorum.”