Erhürman Serdarlı’da: Üretime ve adil paylaşıma dayalı yeni bir düzen kuracağız!

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, yurttaşlarla buluşmak için sürdürdüğü ziyaretlere dün akşam Serdarlı’da devam etti. Kıbrıs Sorunu’nda yaşanan gelişmeleri, UBP-DP azınlık hükümetinin hukuka ve kamu yararına aykırı icraatlarını ve CTP’nin yeni yol haritasını katılımcılarla paylaşan Erhürman, ülkede 1974’ten beri kurulmuş sistemin artık miadını doldurduğunu, yukarıdan aşağıya menfaat, bunun karşılığında aşağıdan yukarıya siyasi destek sağlanması üzerine kurulu sistemin değişeceğini ve bu ülkede üretim çarklarının yeniden döndürüleceğini belirtti.

Bölge insanının sıkıntıları dinleyen, not eden Genel Başkan Erhürman, Serdarlı özelinde sadece babutsadan üretilecek ürünlerle bile köyün üretim ve turizm çerçevesinde kalkınabilmesinin mümkün olduğunu, CTP’nin bölgeye bir sonraki gelişinde ayrıntılı çalışılmış projelerini sunacağını vurguladı. Ülkede çözüm olsa da olmasa da halkın üretim konusunda atağa geçmesi gerektiği üzerinde duran Erhürman, konuşmasının ilk kısmını Kıbrıs Sorunu’na ayırdı.

SÜRECİN SAĞLIKLI BİR ZEMİNDE YENİDEN BAŞLAMASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ
Rum Meclisi’nin Enosis plebisitinin yıldönümünü okullarda anma yönünde aldığı kararı değerlendiren Erhürman, “Müzakerelerde son aşamaya gelmişken böylesi bir kararı hafife almamız mümkün değil. Son iki gündür gerek DİSİ gerek Rum lider Anastasiadis hatadan dönmenin yollarını aradıklarını ve kararın yanlış olduğunu açıklıyor. Bu iyi bir adım” dedi. DİSİ’nin karar oylanırken çekimser kalarak karara olumlu katkı yapmasını samimiyeti derinden sorgulatan bir ciddiyetsizlik olarak değerlendiren Erhürman, burada CTP olarak pozisyonlarının net olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz bu sürecin kopmasını kabul edemeyeceğimizi tüm taraflara ilettik. Bu kadar emek harcanmış bir süreç böyle bir şeyden dolayı kopmamalı dedik. Rum tarafı hatasını bir an önce düzeltmeli ve liderler iletişimin bir yolunu bulup problemi çözmeli. Karşılıklı atışmalarla bir yere varmamız mümkün değil. CTP kurulduğu günden beri federasyon için uğraşan bir parti. Kıbrıslı Türklerin kendini güvende hissedeceği, siyasi eşit olacağı ve hukuki kesinliği olan bir anlaşma istiyoruz. Derdimiz üzüm yemek. Tüm taraflarla görüşüyoruz, sürece elimizden gelen katkıyı yapıyoruz. Bugün yapılması gereken, akılcı, sonuç odaklı, doğru iletişim dilini kullanacak bir siyasettir. Henüz süreç kopmuş değildir. Bize düşen sürecin devamını sağlamaktır.

HÜKÜMET KAMU YARARINA AYKIRILIK KONUSUNDA REKOR KIRIYOR
Hükümetin müzakere süreci çöksün diye elinden geleni ardına koymadığını kaydeden Erhürman, ‘biz de çözüm istiyoruz ama…’ demelerine rağmen hükümetin açıklama ve davranışlarıyla çözüm istemediğini ortaya koyduğunu belirtti. Hükümetin bir yandan nasıl olur da bu masayı bozarım diye uğraşırken bir yandan da memlekette geri kalan şeyleri bozmaya çalıştığını söyleyen Erhürman sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yapmadıkları hukuka aykırılık kalmadı. Kararnameler, emirnameler, vatandaşlıklar hepsi hukuka aykırı. Bakanlar Kurulu kararı alıyorlar onlar da hukuka aykırı. Güzelyurt Hastanesi ihalesinde de aynı şeyi yaptılar. Kamu yararına aykırılık konusunda da rekor kırıyorlar. Hem hukuku ihlal ediyorlar hem de kamu yararını. Bu da yetmiyor zam üstüne zam yapıyorlar. Benzine, tüp gaza, arpaya, harçlara, elektriğe ve dahası… Biz hükümette olsaydık dünyayı başımıza yıkarlardı. Bir tek mazeret gösteriyorlar; dövizdeki yükseliş! E peki bizim dönemimizde döviz yükselmemiş miydi? Evet yükselmişti. Biz ne yaptık? Bu krizi atlatma yönünde önlemler aldık. Hiç olmazsa uzmanları ve sektör temsilcilerini davet edip neler yapılabileceğini görüştük, bu hükümet gibi oturup seyredip, zam üstüne zam yapmakla yetinmedik. Bunları hükümete de söylüyoruz ama yüzümüze bakıp susuyorlar. Tasarruf yapmıyorlar. Tasarruftan anladıkları tek şey sendika profesyonelliklerini kaldırmak için girişim yapmak oldu. Mercedesler aldılar, Cenevre’ye koskoca bir heyetle gittiler. Toplantılara katılmadılar, protesto ettiler. İktidarda kaldıkları her bir gün gelecek kuşakların hayatlarından çalınan bir gün olarak tarihe geçiyor. Hiçbir şeyi doğru düzgün yapmayı beceremedikleri gibi iyi bir şey yapma gibi bir gaileleri de yok.”

SİSTEM BİTTİ, DENİZ BİTTİ, ÜRETİMİ YÜKSELTECEĞİZ
Hükümetin göreve gelir gelmez mali protokolü imzaladığını ancak bugüne kadar kayda değer hiçbir maddeyi yerine getirmediğini vurgulayan Genel Başkan Erhürman, “Bu hükümet bitti, hiçbir beklentimiz kalmadı. Ancak bilmeliyiz ki biten sadece bu hükümet değil, bu memlekette 1974’ten sonra kurulan düzen de miadını doldurdu. Bu sistem bitti” dedi. On yıllardır yukarıda oturan seçilmişin aşağıya doğru menfaat dağıttığını, ihale, terfi, arsa dağıttığını bunun karşılığında da siyasi destek sağladığını kaydeden Erhürman, bu çarkın adaletsiz bir çark olduğunu ve zaten artık denizin bittiğini belirtti. Göç Yasası’na rağmen kamuda çalışmanın cazibesinin azalmadığını söyleyen Erhürman, “çünkü kamuda çalışmaya alternatif yaratmak zorundasınız. İnsanları üretime teşvik etmek ve ürettiklerinden kazanacakları bir yapı yaratmak zorundasınız. Bunları yapmadıkça kamuda çalışmanın cazibesini azaltamazsınız. Çünkü orada en azından iş güvencesi var” dedi. Erhürman,
“Dışarıdan gelen parayı paylaşarak bu gemiyi daha fazla yüzdüremeyiz. Peki ne yapacağız? Kaynaklarımızı, potansiyelimizi etkili şekilde kullanacağız. Turizm lokomotif sektördür diyoruz ama hayvancı, çiftçi, köylü turizmden bir şey kazanmıyor. Turistleri büyük otellere kapattık. Dolayısıyla elde edilen gelirden pay alamıyoruz. Üniversitelerde 80 bine yakın öğrenci var. Öğrenciler kendi kampüsleri içinde yaşıyor. Başka bir yere gitmiyor. Öğrencinin ve onları ziyarete gelen ailelerinin ilgisini çekecek üretimi ortaya koymalıyız” dedi.

KOOPERATİFLEŞME ÖNCELİKLİ İŞİMİZ
Babutsanın yetiştiği başka ülkelerdeki tarım ekonomilerini incelediklerini ve babutsanın yerinin önemini tespit ettiklerini belirten Erhürman, babutsadan reçel, likör, lokum, yaprağından ilaç, çekirdeğinden yaşlanmayı geciktiren cilt bakım ürünleri yapıldığını ve çok önemli gelir elde edildiğini kaydetti. Bunun sadece bir ürün için söylenebilecek şeyler olduğunu ifade eden Erhürman, bu ülkede daha onlarca ürüne ilişkin potansiyel olduğunu ve bunu en iyi şekilde kullanmak için plan program yaptıklarını açıkladı. Halkın buralardan gelir elde edebileceğini, kadın üreticilerin kooperatifleşerek üretim yapabileceğini kaydeden Erhürman, “Deniz bitti ve bunun yerine bir şey koymak zorundayız. Bunu, çözüm olsa da olmasa da yapmak zorundayız. Artık yeni politikalar üretmek zorundayız. Bu noktada hepimizin birbirimize ihtiyacı var. Aksi takdirde üretmezsek bu ülkede var olamayız” dedi.