Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Yaşatılanlar tam bir maskaralıktır. Kimse bu maskaralıktan da bir kahramanlık devşirmeye kalkmasın. Bu maskaralıktan kahramanlık çıkmaz” diye konuştu. Maliye Bakanı Sunat Atun’un görevden alınmak istenmesi ve hükümetin şartlı istifası hakkında yorum yapan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, ‘şartlı istifa’ diye bir şeyin tarihte görülmediğinin altını çizdi. Kanal Sim’de Serhat İncirli’nin konuğu olan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Bütün seçim boyunca söz edilen istikrar kelimesinin yeri nerededir?” diye sordu.
ERHÜRMAN: YAŞATILANLAR TAM BİR MASKARALIK
Meclis’teki ortamı ‘soluduklarında’ bir şeyler yaşanacağını fark ettiklerini belirten Erhürman, yaşanan olayların bu hale geleceğini öngörmediklerini kaydetti. Maliye Bakanı Sunat Atun’un görevden alınmak istenmesi ve hükümetin şartlı istifası hakkında yorum yapan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, “İşimiz ayın oyun maskaralık. Olay tam budur. Yaşatılanlar tam bir maskaralıktır. Kimse bu maskaralıktan da bir kahramanlık devşirmeye kalkmasın. Bu maskaralıktan kahramanlık çıkmaz” dedi. Başbakanın birini bakan olarak atamak istediğinde, Cumhurbaşkanı’nın dosyalara bakıp uygun göremeyebileceğini ifade eden Erhürman, kabine değişikliğinde böyle bir durumun söz konusu olamayacağını vurguladı.
“SAYIN TATAR’IN DAVRANIŞI KÜLLİYEN YANLIŞ”
Erhürman, “Ben başbakanım ve kabinede bu kişiyle çalışmak istemiyorum diyeceğim, cumhurbaşkanı da ‘bunu reddediyorum, düşünmem lazım, diyalog kurmam lazım’ diyecek. Böyle bir şey dünyada görülmemiştir” diye konuştu. “Şu anda toplumdaki algı, Sayın Ersin Tatar’ın Türkiye ile diyalog içerisinde olduğu ve Türkiye’den haber beklendiği algısıdır” diye konuşan Erhürman, kendi başına bu algının zaten felaket olduğunu vurguladı. Ersin Tatar’ın yaptığı davranışın külliyen yanlış olduğunu vurgulayan Erhürman, Maliye Bakanı Sunat Atun’un görevden alma yazsını en başta imzalaması gerektiğine dikkat çekti.
“ŞARTLI İSTİFA DİYE BİR ŞEY TARİHTE GÖRÜLMEDİ”
Bunun ardından Sayın Faiz Sucuoğlu’nun da yanlış üstüne yanlış yaptığını dile getiren Erhürman, şartlı istifa diye bir şeyin tarihte görülmediğini belirtti. Cumhurbaşkanı’nın önünde şu an iki zarf olduğuna işaret eden Erhürman, “Cumhurbaşkanı oturup hangisine imza atacağını mı düşünecek?” diye sordu. Hükümetin de böyle bir şey yapma şansının olmadığına vurgu yapan Erhürman, “Başbakan size ortaklarıyla diyor ki biz bu bakanla çalışmak istemiyoruz. Bakan tüm bunlara rağmen istifa etmiyor” dedi. Bu sistemde bakanların kim olacağını başbakanın belirlediğini söyleyen Erhürman, ne Sayın Sunat Atun’un ne Sayın Faiz Sucuoğlu’nun ne de Sayın Ersin Tatar’ın yaptığının doğru olduğuna dikkat çekti.
“KİME KARŞI DİK DURUYORSUNUZ? SÖYLEYİN BİLELİM”
Tufan Erhürman, “İnsanlar canıyla uğraşır. Elektrikte ne fatura ödeyeceğini bilmez. Süt fiyatları zamlandı. Memlekette insanlar canıyla uğraşıyor, kuzu can, kasap et derdinde” diye konuştu. Şu anda kendi akademik tanımına göre ülkemizde ‘yarı başkanlık sistemi’ gibi bir durum olduğunu vurgulayan Erhürman, her iki sistemde de cumhurbaşkanının hükümet üzerindeki yetkisinin, bu kullanılan yetki gibi bir yetki olmadığına işaret etti. Erhürman, “Sayın Tatar başkanlık sistemi yetkisi gibi bir yetki kullanmaya kalktı” dedi. Başbakan Faiz Sucuoğlu’nun dün parti binası önünde yaptığı ‘dik durmaya devam edeceğiz’ açıklamaları hakkında da konuşan Tufan Erhürman, “Kime karşı dik duruyorsunuz? Sayın Ersin Tatar’a karşı mı? Ona karşı duruyorsanız söyleyin. Türkiye’ye karşı dik durduğunuzu söylüyorsanız onu da söyleyin bilelim” diye konuştu.
“BÜTÜN SEÇİM BOYUNCA SÖZ EDİLEN İSTİKRAR KELİMESİNİN YERİ NEREDEDİR?”
‘Bu hükümet alternatifsizdir’ algısının doğru olmadığına işaret eden Erhürman, “Kimse böyle bir algıyı yaratmaya kalkmasın. Seçim de alternatiftir. Başka hükümet yapısı da çıkması alternatiftir. Tahminim Sayın Sunat Atun’un görevden alma yazısının imzalanacağıdır” dedi. UBP’nin seçim boyunca hiçbir şey söylemeyip kullandığı ‘istikrar’ kelimesinin de artık paspas edildiğine dikkat çeken Erhürman, Başbakanın istediği kişiyi batan atayamadığını, atayınca görevden almak zorunda kaldığını hatırlattı. Erhürman, “Bu yapının içinde, bütün seçim boyunca söz edilen istikrar kelimesinin yeri nerededir?” diye sordu.
“CTP’NİN GÖRÜŞÜ, ANAYASA’NIN SÖYLEDİĞİDİR”
Belediye seçimleriyle ilgili soruları da yanıtlayan Erhürman, CTP’nin görüşünün, Anayasa’nın söylediği olduğuna vurgu yaptı. Anayasa’nın, haziran ayının sonunda seçim yapılması gerektiğini yazdığını belirten Erhürman, “Sayın Tatar’dan boşalan bir koltuk için yapılması gereken seçimde Anayasa’yı ihlal ettiniz. Meclis’ten karar almadığınız için Anayasa Mahkemesi’ne götüremedik. Bu da hiçbir demokraside yaşanmayan bir şeydir. Şimdi de aynısını yapmayın, ama anlayabildiğimiz gene aynı yöntemi izlemeye kalkacaklardır. CTP PM kararı, haziran ayında seçime gidilmesidir. Anayasa bunu söylüyor” dedi.
“TC’YE ANLATMANIZ GEREKEN, TL KULLANIMINDAN KAYNAKLANAN SORUNLARDIR”
Ülkenin çok kötü durumda olmasının birkaç sebebinin olduğuna dikkat çeken Erhürman, pandemi ve Rusya – Ukrayna savaşının bunlardan bazıları olduğunu söyledi. Bunlar dışında Türk Lirası kullanımının da ülkemizi etkilediğinin altını çizen Erhürman, mart ayı enflasyonunun yüzde 13 çıktığını hatırlattı. TL kullanıyor olmanın ülkemizde çok ciddi bir hayat pahalılığı yarattığının altını çizen Erhürman, “Bunu konuşmak zorunda olduğunuz yer Türkiye. Türkiye ile hayat pahalılığının ve 13’üncü maaşın protokole girmesi değil yapacağınız, TC’ye anlatmanız gereken şey TL kullanmanızdan kaynaklanan sorunlardır. Bir protokol imzalanacaksa tek anlamlı tartışma budur. Konunun özünü konuşmuyorsunuz” dedi.
“KIBRIS SORUNU, EKONOMİDEN BAĞIMSIZ GÖRÜLEMEZ”
Erhürman, memleketin kötü durumda olmasının diğer sebebinin de ülkedeki hükümetin ekonomi bilmemesi olduğuna dikkat çekti. Bu memleketin ekonomik potansiyelinin de beşeri potansiyelinin de olduğunun altını çizen Erhürman, Kıbrıs sorununun da ekonomiden bağımsız bir şekilde görülemeyeceğini vurguladı. Çözümün, acil bir mesele olduğuna dikkat çeken Erhürman, çözüm zeminine girmenin de bir mesele olduğunu dile getirdi. Erhürman sözlerine şu şekilde devam etti: Biz kendi aklımızı üretmek zorundayız. Kendi aklımızla da yapabileceğimiz çok şey var. Memleketin potansiyeli ortadadır. Bir halkı öldürerek yok edemezsiniz, bir halkın özgüveni yok olursa bitmiş demektir.