Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, CTP’nin Kıbrıs sorunuyla ilgili görüşünün net olduğunu vurguladı. 1970’ten beri CTP’nin Kıbrıs sorunuyla ilgili görüşünü herkesin bildiğine dikkat çeken Erhürman, “Bu ülkedeki çözüm formülü, iki kesimli iki toplumlu federal çözümdür. CTP bunu her dönemde anlatmaya devam etti. Erhürman, CTP adaylarının tümünün, Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili görüşlerinin aynı olduğunun altını çizdi. Kıbrıs TV’de Haluk Yerli’nin programına konuk olan Tufan Erhürman, Kıbrıs sorununun çözüm zemininin federasyon olduğunu, tüm adaylarının kabul ettiğini belirtti.
ERHÜRMAN: SEÇİMİN ANA EKSENİ EKONOMİDİR
İçinde bulunduğumuz dönemin özelliğinin ekonomi olduğuna dikkat çeken Tufan Erhürman, seçimin ana ekseninde ekonominin olacağını vurguladı. Kadrolarını, ekonomiden gelen kişilerle oluşturduklarını kaydeden Erhürman, “Memleketin meselelerine kimler çözüm gerektirebilir diye insanların bakması lazım. Hekimlere de hukukçulara da ekonomistlere de ihtiyaç duyulan bir dönemdeyiz” dedi. Güçlü bir kadroyla yola çıktıklarını ifade eden Erhürman, “Güçlüden kastımız bu memleketin sorunlarına çözüm getirebilecek insanların kadromuzda olmasıdır” dedi.
“CTP’NİN KIBRIS KONUSUNDAKİ GÖRÜŞÜ NETTİR”
CTP’nin Kıbrıs sorunuyla ilgili görüşünün net olduğunun altını çizen Erhürman, bunu 1970’ten beri herkesin bildiğini söyledi. Bu ülkedeki çözüm formülünün iki kesimli iki toplumlu federal çözüm olduğuna vurgu yapan Erhürman, “CTP bunu her dönemde anlatmaya devam etti. Bizim doğru zemine basmamız gerektiğini söylüyor CTP. Kıbrıs Türk halkının dünyayla buluşma zemininde de bunu anlatıyor” diye konuştu. CTP adaylarının tümünün, Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili görüşlerinin aynı olduğunun altını çizen Erhürman, “Dünyayla buluşabileceğimiz zeminin federasyon olduğunu tüm adaylarımız kabul ediyor” dedi.
“EŞİTLİK, ÖNCE EKONOMİK EŞİTLİKTİR”
Kıbrıs Türk toplumunun, uygulanan yanlış politikalar yüzünden uluslararası arenada giderek yalnızlaştığını belirten Erhürman, ekonomik sorunlar çerçevesinde her ülkenin dış kaynak ihtiyacının olduğunu söyledi. Dış kaynağın Türkiye’den ve AB’den alınabileceğini kaydeden Erhürman, “AB’den 30 milyon Euro yılda geliyor. Bizim iddiamız AB’nin aslında buraya çok daha fazla kaynak aktarması gerektiğidir. Bizim AB ile çok daha sıkı ilişki içerisinde olmamız lazım” diye konuştu. Eşitlik denilen şeyin, önce ekonomik eşitlik olduğuna dikkat çeken Erhürman, Kıbrıslı Rumlar ile Kıbrıslı Türkler arasındaki ekonomik uçurumun her gün daha da açıldığını vurguladı.
“BU ZİHNİYET, KIBRISLI TÜRKLERİ, KIBRISLI RUMLAR ALIŞVERİŞ YAPARKEN SEYRETMEK ZORUNDA BIRAKIYOR”
Erhürman, “Ekonomik eşitlik arasında her gün uçurum oluyorsa, sizin böyle büyük lafları Sarayönü’nde söylemenizin çok manası yoktur” dedi. Eşitlik ve egemenlikten bahsedilmesi durumunda, Kıbrıs Türk halkını ekonomik olarak eşit tutmak gerektiğini kaydeden Erhürman, günümüzde yaşadıklarımızın, iki ekonomi arasındaki uçurumu her gün biraz daha büyüttüğünü belirtti. Bu zihniyetin Kıbrıs Türk halkını marketlerde, Kıbrıslı Rumların alışveriş yapmasını seyretmek zorunda bıraktığını altını çizen Erhürman, aradaki uçurumun gittikçe açıldığını yineledi.
“BURAYI SİNGAPUR DEĞİL, KIBRIS YAPACAĞIZ”
Doğru zeminin federal çözüm olduğunu dile getiren Erhürman, “Sn. Sucuoğlu aniden Singapur yapacağım burayı dedi. Singapur tanınmış ülke değildir dedi, burada bir vizyon olmadığı bunlardan bile anlaşılıyor. Burayı biz Kıbrıs yapacağız. Kıbrıs Türk halkının ekonomisini ileriye taşımaktan başka şansımız yoktur” dedi. Tüm giderlerde farkında olmadan zaten Euro’ya geçildiğinin altını çizen Erhürman, bütün giderlerin stabil bir para birimi üzerinden belirlendiğini kaydetti.
“BU DURUM BANKALARIN BİLANÇOSUNU BOZAR”
Etiketin TL olduğu yerlerde de fiyatın dolar üzerinden belirlendiğini söyleyen Erhürman, “Süt de yoğurt da hellim de bunlar üzerinden belirleniyor. Arpa ekiyorsunuz, gübreyi dolarla alıyorsunuz. Hayvana yem vereceksiniz, dışarıdan getirdiğiniz yemi de dolarla alıyorsunuz. Sütü de imalathaneye gönderiyorsunuz, orda da her şey dolarla belirleniyor” dedi. “Bizim kendimizi güvenceye almamız lazım. İnsanlarımızın alım gücünü koruyacak mekanizmayı bulmamız lazım” diye konuşan Erhürman, Türkiye’den ithalatın bile döviz üzerinden olduğunu hatırlattı. “İnsanlar döviz borcunu ödeyemeyecekse ve bankalarda tahsili gelmiş alacaklar şişerse, bu bankaların bilançolarını bozar” diye konuşan Erhürman, bu ülkede hayat pahalılığının da döviz üzerinden belirlendiğini belirtti.
“EMEK PİYASASI ÇÖKMEK ÜZEREDİR”
Ekonominin bir numaralı temel maddesinin öngörülebilirlik olduğunun altını çizen Erhürman, hesabın, kitabın stabil bir para birimi üzerinden yapılması gerektiğini kaydetti. Türkiye’nin yeni ekonomi politikasının merkezinde dövizin yüksek olmasının yattığını kaydeden Erhürman, bu politikanın bizde hiçbir karşılığının olmadığını dile getirdi. Halkın alım gücünün erimeye devam ettiğini ifade eden Erhürman, “Belediye çalışanı bile güneyde çalışacağım derken seyretmeye devam mı edeceğiz? Bu ülkede emek piyasası çökmek üzeredir” dedi.
“SON 3 UBP HÜKÜMETİ YOK HÜKMÜNDEDİR”
Kıbrıslı Türk kökenlilerin güneye ya da Avrupa’ya, Türkiye kökenlilerin Türkiye’ye, üçüncü dünya ülkelerinden gelenlerin de ülkelerine dönmeye başladığının altını çizen Erhürman, bunun sonucunda emek piyasasının çökeceğini dile getirdi. Son 3 UBP hükümetinin yok hükmünde olduğuna vurgu yapan Erhürman, “Memlekette yaşanan problemler açısından yok hükmündedirler. Geleceğe yönelik projeler açısından da varları yokları bir. Olmasalardı bazı krizler yaşanmayacaktı. Memleket yanıyor” dedi. Kayıt dışılıkla mücadele başta olmak üzere, çok önemli projeler ortaya koyduklarını kaydeden Erhürman, bu memleketin kendi ayakları üzerinde durabileceğine işaret etti.