CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Haberci’nin deneyimli kadrosu ile CTP Genel Merkezi’nde bir araya geldiği toplantıda, gündeme dair çok önemli açıklamalarda bulundu.
Haberci Medya Grup Başkanı Bilbay Eminoğlu, Yazı İşleri Müdürü Gizem Özgeç, Haber Müdürleri Artun Çağa, Efdal Keser, Yayın Danışmanlarımız Hasan Erçakıca ve Serhat İncirli ile Haberci Yazarı Togay Uluöz’ü CTP Genel Merkezi’nde konuk eden CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, HABERCİ’nin deneyimli kadrosuna samimi açıklamalarda bulundu.
Karşılıklı soru-cevap şeklinde samimi bir ortamda geçen toplantıda Haberci Medya Grubu’nun sorularını içtenlikle cevaplayan Genel Başkan Tufan Erhürman, Kıbrıs sorunundan cumhurbaşkanlığı adaylığına ve Türkiye ile olan ilişkilere, müzakerelerin hangi temelde tekrar başlaması gerektiğinden siyasi eşitlik ve garantilere, hidrokarbondan, erken seçime, KKTC’nin toplum ve ülke adına olumlu yansıyışı olacak olan ve hayata geçirilmesi mümkün olan kararlardan yozlaşmaya ve siyasi istikrarsızlığa kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.
“ÜLKE ADINA YAPACAĞIMIZ ÇOK GİRİŞİM VAR”
Ülkede kısa vadede çözüm olmaması durumunda, ülke adına bir an evvel adım atılacak adımların var olduğuna dikkat çeken Genel Başkan Erhürman, kapılar, Maraş konusu, Türkiye’ye ihracat, Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün bunların başında geldiğini söyledi.
Erhürman, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün gündemden düşürülmesi yönünde girişimlerde bulunduğunu ifade ederek, Annan planı referandumlarından sonra oluşan moral üstünlüğün çeşitli hamlelerle zaman içinde unutturulmaya çalışıldığını ve bunun sonucu olarak Doğrudan Ticaret Tüzüğünün bugün gündemden dahi düşürülmeye çalışıldığını belirtti.
“Yapacağımız çok şey var yüz girişim yapsak ve bunların sadece otuzu bile gerçekleşse bu bile büyük başarıdır” diyen Erhürman, Maraş’tan, ticarete, direkt uçuşlara kadar pek çok konuda atılacak birçok adımın söz konusu olabileceğine değindi.
“TÜRKİYE İLE DOĞRU ZEMİNDE İYİ İLİŞKİLER KURULMALI”
KKTC makamlarının Türkiye ile olan ilişkilerinin oldukça önemli olduğunu söyleyen Erhürman, doğru zeminde iyi ilişkiler kurulması gerektiğini, doğru zeminin Kıbrıs Türk Halkı’nın kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi ve demokrasiye sahip olması olduğunu söyledi. Erhürman, zeminin doğru olmaması durumunda yalnızca iyi ilişkiler kurulmasının yeterli olmayacağını, ilişkilerin iyi olmaması durumunda da doğru zeminin inşa edilemeyeceğini vurguladı.
“Kıbrıs Türk halkı kaliteli üretim yapmalı, ürettiklerini turizm ve yükseköğretim aracılığıyla tüketmeli, fazlasını ihraç edebileceği olanaklara sahip olmalıdır. Türkiye’nin katkısına esas olarak bu noktalarda ihtiyaç var. Ürettiklerimizi ihraç etmeden önce gerekli tahlilleri yapabileceğimiz bir laboratuvar yatırımı için katkı yapılabilir mesela. Türkiye’ye daha fazla mal ihraç edebilmemiz için gerekli düzenlemeler yapılabilir. Yoksa Türkiye para göndersin biz de burada dağıtalım gibi bir yaklaşımımız yok” şeklinde konuşan Erhürman, sağlıklı verilerle, ilgili sektör temsilcilerinin de katılımıyla doğru planlama ve bu planlama doğrultusunda doğru teşviklendirme yapmamız halinde, turizm, yükseköğretim ve bilişim sektörleri yanında, tarım ve sanayide de yaratacağımız istihdam ve üreteceğimiz gelirle kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomiyi yaratmanın pek ala mümkün olacağını söyledi.
“CTP’nin soldan uzaklaştığına dair bir gerekçe göremiyorum”
Son zamanlarda CTP’ye “soldan uzaklaştığına dair yapılan eleştiriler”e açıklık getirerek konuşmasına başlayan Tufan Erhürman, en başta CTP’nin soldan uzaklaşıyor olduğu iddialarının gerekçelendirilmesi gerektiğini söyledi.
Eleştirilerin çıkış noktasının ‘sol’un tanımı olması gerektiğini ifade eden Erhürman, “Ben kendi adıma CTP’nin soldan uzaklaştığı iddiasına dayanak teşkil edebilecek bir gerekçe görmüyorum” dedi.
CTP’nin 1970’ten beri var olan politikalarını bugün de dünyadaki ve ülkedeki yeni koşullar çerçevesinde sürdürdüğüne vurgu yapan Erhürman, Partinin Kıbrıs sorununa bir an önce federal temelde kapsamlı bir çözüm bulunması ve ülkede öngörülebilir koşulların oluşması yönündeki politikasında da herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığına dikkat çekti.
“CTP’nin illa ki radikal ve sert olacağım diye bir kaygısı yok”
CTP’ye soldan kayıyor şeklindeki eleştirilere ek olarak yeterince radikal ve sert söylemlerde bulunmaması nedeniyle de yöneltilen eleştirilere yanıt veren Erhürman, CTP’nin illa ki radikal olacağım veya illa sert söylemlerde bulunacağım diye bir kaygısı bulunmadığını, Partinin temel misyonunun ülkenin ve halkın sorunlarına rasyonel ve gerçekçi çözümler getirecek ve Kıbrıs Türk halkının kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayacak sol politikaları geliştirmek ve hayata geçirmek olduğunun altını çizdi.
Erhürman, CTP’nin dört dönem hükümete gelen bir parti olduğunu hatırlatarak, bunun deneyimi, bilinci ve sorumluluğu ile hareket ettiklerini sözlerine ekledi.
“DUYGULAR ÜZERİNDEN DEĞİL AKIL ÜZERİNDEN POLİTİKA”
Erhürman ayrıca, duygular üzerinden yapılan politikaların zaman zaman prim yapabileceğini ama aslolanın, ülkenin ve halkın ihtiyaçlarının giderilmesini esas alan, akıl üzerinden geliştirilen politikalar olduğuna dikkat çekerek, CTP’nin sorunları çözmeyen, duyguları kısa vadeli tatmine yönelik tepkisel politikalar yerine, sorunların çözümünü esas alan rasyonel politikalara odaklandığını dile getirdi.
“Kıbrıs Türk toplumu kendi kendine yetebilmeli”
Kıbrıs Türk toplumunun kendi kendine yetebilmesinin şart olduğunu söylediklerini anlatan Genel Başkan Erhürman, bu temelde de ülkenin ekonomi ayağının sağlıklı oluşturularak, işleyebilirliği ve sürdürülebilirliğinin arzulandığını vurguladıklarını kaydetti.
Erhürman, kendi kendine yetebilen bir ekonomi ile ülkenin önündeki birçok zorlu kulvarın da doğal seyrinde aşılabileceğine işaret ederek, üç ayaklı bir yol haritasına dikkat çekti.
Türkiye ile ilişkiler, ekonomide de çözümde de önemli…
Kıbrıs sorununun kapsamlı çözüme ulaştırılması konusunda da, kapsamlı çözüme kısa vadede ulaşılamayan durumda bizi adım adım çözüme yaklaştıracak güven yaratıcı önlemlerin ve tek yanlı adımların atılması konusunda da, sosyal ve ekonomik kalkınma konusunda ihtiyaç duyulan yatırımlar için dış kaynak bulunması konusunda da Türkiye ile ilişkilerin önemli olduğuna vurgu yapan Erhürman, Kıbrıs Türk halkının kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi ve demokrasiye sahip olması doğru zemininde kurulacak iyi ilişkilerin birçok alanda katkısı olacağını belirtti.
Erhürman, zeminin kötü olduğu bir ortamda kurulan iyi ilişkilerin bir anlamı olmayacağı gibi, iyi bir zeminde kötü bir ilişkinin de bir kazanım getiremeyeceğine işaret etti. Her iki şekilde de bir tarafın eksik kaldığı durumda faydalı bir sonuca gidilemeyeceğini ifade eden Erhürman, doğru zeminde iyi ilişkinin en doğru yol olduğunun altını bir kez daha çizdi.
“Kıbrıs sorununa tekrar, sıfırdan başlamak istemiyoruz”
Kıbrıs sorunu konusunda düşüncelerinin ve söylemlerinin açık ve net olduğunu vurgulayan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, ucu açık olmayan ve sonuç odaklı bir yöntemle, geçmiş mutabakatlar kabul edilerek ve siyasal eşitlikle ilgili tartışmalar ortadan kaldırılarak, federal temelde bir kapsamlı çözüm modelini savunduklarını kaydetti.
Erhürman, Kıbrıs sorununda birçok tecrübe edilen durum ile karşı karşıya kalındığından bahsederek, bu noktada en tecrübeli partilerin başında da CTP’nin geldiğini hatırlattı.
“Kıbrıs konusuna sıfırdan başlamak istemiyoruz” diyen Erhürman, ucu açık, sınırları netleştirilmemiş bir tablo ile müzakerelere başlanması durumunda, tekrar başlanılan noktaya dönüleceğini söyledi.
ANASTASİADİS’İN SİYASİ EŞİTLİK ÇIKMAZI…
Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in siyasi eşitlik konusunda uzlaşıya yaklaşmamasının yanında iç kamuoyuna ve halkına bunu anlatamayacağı endişesi ile süreci tıkadığına da işaret eden Erhürman, Crans Montana’nın unutturulmasına asla izin verilmemesi gerektiğine vurgu yaptı.
“SİYASİ EŞİTLİK TARTIŞMALARI BİTMEDEN BAŞLAYACAK MÜZAKERE SONUÇ ODAKLI OLMAZ”
Kıbrıs konusunda bir an evvel çözüme ulaşmak istediklerini söyleyen Erhürman, siyasi eşitlikle ilgili tartışmalara hangi noktadan baktıklarına dair ise şu açıklamalarda bulundu:
“Siyasi eşitlik tartışmaları bitmeden görüşmelere başlamak istemiyoruz. Çünkü siyasi eşitlik hem BM Güvenlik konseyi kararlarında netleştirilmiş hem de geçmiş mutabakatlarda defalarca uzlaşılmış bir konu. Bu konudaki tartışmalar bitirilmeden başlanacak bir müzakere sürecinin sonuç odaklı olması mümkün değil. Bu sıfırdan başlamak gibi bir şey olur çünkü bu konu müzakerede yeniden açılırsa iki toplumluluk, iki bölgelilik gibi konular da açılabilir demektir ki bunun sonu gelmeyeceği açıktır. “
“TÜRKİYE DE SÖYLESE GERÇEKÇİ BULMAM…”
Hükümet programında yer alan AB çatısı altında iki ayrı devlet tezini gerçekçi bulmadığının da altını çizen Erhürman, “Bunu Türkiye de söylese gerçekçi bulmam. Bizim için kimin söylediği değil, ne söylendiği önemlidir” dedi.
Erhürman, bugün Nikos Anastasiadis siyasi eşitliği halkına anlatamayacağını söyler ve bundan kaçarken, onun BM şemsiyesi altında yürütülen müzakerelerde KKTC’yi tanımasını, BM Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin buna olumlu bakmasını ve bunlara ek olarak tüm AB üyelerinin de KKTCyi tanımasını içeren bu tezin gerçeklikten uzak olduğunu savundu.
“SİYASİ EŞİTLİK TARTIŞMALARI BİTMEZSE KISA VADEDE ÇÖZÜM OLMAZ…”
Siyasi eşitlik tartışmalarının devam ettirilmesi durumunda kısa vadede bir çözümün öngörülemeyeceğine vurgu yapan Erhürman, ülkede gerçekleştirilecek olan cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde siyasi eşitlik halledilmediği sürece müzakerelere de başlanabileceğine dair bir beklentilerinin oluşmadığını ifade etti.
“Hükümetten sadece protokol, Maraş ve Türkiye ile ilişkileri duyduk”
UBP-HP Hükümetini de değerlendiren Erhürman, hükümetin 4 aylık performansında aklında kalanların sadece Kıbrıs konusu, Maraş ve TC ile imzalanacak olan protokol ve sık sık yapılan Türkiye ziyaretleri olduğunu söyledi.
Hükümeti göreve gelir gelmez protokolü imzalayacakları yönündeki açıklamaları için de eleştiren Erhürman, protokolün ancak eylül ayında Resmi Gazete’de yayımlanabildiğine vurgu yaparak, aktarılmaya başlanan 750 milyon TL’nin daha önceleri daha yüksek bir meblağ açıklanmış olmasının da ötesinde, sadece 203 milyonunun reel sektöre ve altyapıya aktarılacak olmasına dikkat çekti.
“GÜNDEM ALAKASIZ KONULARLA GEÇİŞTİRİLİYOR”
Ülke gündeminin çok önemli ve bir an evvel çalışma isteyen ekonomi başta olmak üzere birçok konu ile meşgul olması gerektiğine dikkat çeken Erhürman, mevcut ortamdaki önceliklerin ise tam tersi olduğunu ifade etti. Erhürman, gündemin önemsiz ve boş konularla geçiştirildiği ve ülke adına vakit kaybedildiği eleştirisinde de bulundu.
“Siyasi istikrar ihtiyacı tartışmaya açılmalı”
Erhürman, hükümet programlarının da hükümetlerin ömrünün çok kısa olması nedeniyle hayat bulamadığını kaydetti.
Reformların hayata geçirilebilmesi için siyasi istikrar ve uzun vadeli planlamaların süreç içerisinde hayat bulması gerektiğine değinen Erhürman, kendilerinin de dörtlü koalisyon döneminde çalışmalarını başlattıkları pek çok konuyu tamamlayamadıklarını ifade etti.
Erhürman, temel sorunun siyasi istikrarı sağlamak olduğunu söyledi ve siyasi istikrarsızlığın bir an evvel gündemin ön sıralarına alınarak, tartışmaya açılması gerektiğini savundu.
“Aday olmamı isteyenler olduğu gibi, Partinin başında kalmamı isteyenler de var”
Cumhurbaşkanlığı adaylığı ve son günlerde Cumhurbaşkanlığı temelinde yükselen tansiyon hakkında da görüşlerini dile getiren Erhürman, cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik stratejik bir temel üzerinde hareket etmelerinin ve birtakım söylemlerin seçimlerde avantaj sağlayıp sağlamayacağı noktasında bir değerlendirme yapmalarının asla söz konusu olamayacağına işaret ederek, “Partinin cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki tavrı konusundaki kararı PM verecek. Kurultay daha yeni bitti. Önce MYK belirlenecek, sonra da karar verilecek. Benim Cumhurbaşkanı adayı olmamı isteyenler olduğu gibi partinin başında kalmamı isteyenler de var. PM bütün ihtimalleri değerlendirmeye ve karar üretmeye yetkilidir” ifadelerini kullandı.
Erhürman, ayrıca CTP’ye strateji belirlemek ve akıl vermek için kamuoyunda yoğun ilgi olduğuna da değindi.